Selamun aleyküm hocam Kuran’ı Kerim inerken veya Vahiy inerken Hz Muhammede Cinler vesvese verebiliyormuydu? Yani ayetler sureler inerken Cinler bu ayetlere veya surelere vesvese yoluyla karışabilirmiydi? Eğer Cinler Hz Muhammed’e Kur’an’ı Kerim inerken vesvese veremiyorsa bunun delilleri nedir? Kur’an’ inerken Hz Muhammed’e vesvese gelmediğinin kanıtı nedir? Çünkü Cinler vesvese yoluyla ayeti veya sureyi yada vahiyi bozabilir? Dolayısıyla size sormak istediğim Hz Muhammed’e vahiy inerken hiçbir Cinin karışamadığının delilleri nedir?
Şeytan peygamberlere vesvese verebilir mi?
Hacc Suresi 52— Senden önce ne kadar bir Resul ve bir Nebî gönderdikse, O bir arzu ve temennide bulunduğunda şeytan mutlaka onun temennisine bir vesvese atmış (arzusunu karıştırmıştır. Ama Allah, şeytanın attığı vesveseyi giderip te’sirsiz bırakır; sonra da kendi âyetlerini (onun kalbinde) sağlam biçimde tesbît eder. Allah bilir ve hikmet sahibidir.
Ayetin inişsebebi hakkında
Bu âyetlerin iniş sebebi hakkında klasik tefsîrlerin çoğunun naklettiği kıssanın sahih hiçbir yanı yoktur. «Garaniku’l-Ulâ» sözünün Peygamber (A.S.) Efendimiz tarafından Necm sûresinin «efere’eytüm..» âyetinden sonra okunduğu tamamen asılsız ve dayanaksızdır. Zira Peygamberler gerek ilâhı vahyi alırlarken, gerekse aldıklarını teblîğ ederlerken hatâ yapmazlar ve hepsi de emrolundukları şeyleri kusursuz şekilde Allah’ın kullarına duyurmaya çalışırlar.
Nitekim hadîs münekkidleri bu konuyla ilgili rivayetlerin hemen hepsinde ıstırap, senetlerinde inkıta’ bulunduğunu belirterek gereken tesbit-leri yapmışlardır.
İslâm tarihinde ve siyer kitaplarında «Garanik olayı» diye adlandırılan hususun, sırf Peygamber (A.S.) Efendimiz’i küçük düşürmeye yönelik bir uydurma olduğunda şüphe yoktur. Nitekim ilim adamlarımız bu konu üzerinde yeterince durmuş ve gerçek olmadığını isbat etmişlerdir. Tefsirimizin hacmi müsait olmadığından onları nakletmedik
Şeytanın Vesvese Esintisi
«Senden önce ne kadar bir Resul ve bir Nebî gönderdikse, O bir arzu ve temennide bulunduğunda şeytan mutlaka Onun temennisine bir vesvese atmış (arzusunu karıştırmıştır..»
Şeytan, bilindiği gibi, yalın ateşten veya ışından yaratılmıştır. Onda da nefis vardır. O bakımdan hem iyilik, hem de kötülük işlemeye müsa-^ ittir. Ne var ki, o iyiliğe meyletmeyip kötülükte bulunmayı tercih etmiş ve o yüzden ilâhî emre karşı gelerek O’nun rahmetinden kovuimuştur. Kıyamete kadar da kendisine mühlet verilmiş ve böylece insanlara karşı olan kin ve düşmanlığını tatmin edebilmek için onların kalp ve kafalarına şüphe sinyalleri göndermeyi kendine bir bakıma vazife saymış veya vecibe kabul etmiştir.
Şeytan hılkatındaki özelliği gereği, maddî hiçbir engel tanımaz; her yere girip çıkabilir. Ancak Allah’a dosdoğru imân edip O’na güvenip dayanan bir kalbe giremez; bir esinti verse bile, Allah’ın izniyle imân kudreti onu tesirsiz kılıp geri çevirir. Peygamberlerde ise imanın bu kudreti çok daha belirgin ve çok daha tesirlidir.
Zira Peygamberlerin gerek ruhî yapıları, gerekse imân ve irfanları en yüksek derecededir. Cenâb-ı Hakk’ın emirlerini telakki ederlerken bütün dikkatleri, kalbî hizmetleri, ruhî yönelişleri vahiy üzerinde toplanır da dış âlemleriyle ilgileri kesilir. Şeytan o arada vahyin iyi kavranmasına engel olmak; peygamberin bu husustaki arzusunda bir başkalık doğurmak için
uzaktan faaliyete geçer; durmadan sinyaller gönderir. Ama Allah’ın peygamberlere olan inayeti, gelen sinyalleri, diğer bir deyimle esintileri giderip tesirsiz bırakır. O bakımdan peygamberler korunmuştuk düzeyinde inen vahyi aynen telakki edip kalp ve hafızalarına nakşederler de en küçük bir hataya mahal bırakmazlar.
Kalplerinde inkâr ve şüphe hastalığı bulunanlara gelince : Onlar fü-yuzat-i İlâhiyeden mahrum kalıp kalp katılığına uğramışlar ise, Allah’ın emirlerini Allah Kelâmı’ndan aimak isterlerken, şeytan onların kalbinde müsait bir ortam bulacağı için, peşpeşe vesvese sinyalleri verip şüphe fırtınasını hızlandırır ve böylece mevcut hastalık biraz daha artar da onlar çok çetin bir sınavı kaybetmiş olurlar. Böyleleri cidden kendilerine haksızlık etmiş sayılırlar. O sebeple de Hak’tan uzak bir sapıklık içinde bocalayıp bir ömür tüketirler
Answer ( 1 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Peygamberimize vesvese gelir mi? sorusuna öncelikle şu ayet meali ile başlayalım;
Senden önce ne kadar bir Resul ve bir Nebî gönderdikse, O bir arzu ve temennide bulunduğunda şeytan mutlaka onun temennisine bir vesvese atmış (arzusunu karıştırmıştır. Ama Allah, şeytanın attığı vesveseyi giderip te’sirsiz bırakır; sonra da kendi âyetlerini (onun kalbinde) sağlam biçimde tesbît eder. Allah bilir ve hikmet sahibidir. (Hac Suresi/52)
Peygamberler gerek ilâhı vahyi alırlarken, gerekse aldıklarını teblîğ ederlerken hatâ yapmazlar ve hepsi de emrolundukları şeyleri kusursuz şekilde Allah’ın kullarına duyurmaya çalışırlar. Bu sebepten dolayı; peygamberler korunmuştuk düzeyinde inen vahyi aynen telakki edip kalp ve hafızalarına nakşederler de en küçük bir hataya mahal bırakmazlar.