Paylaş
İslamda yenmesi haram olan etler hangileridir
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
Haram Olan Etler
SORU: Allah Teâlâ Maide suresinde şöyle buyuruyor: Leş, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına boğazlanan, boğulmuş, (taş, ağaç vb. ile) vurulup öldürülmüş, yukarıdan yuvarlanıp ölmüş, boynuzlanıp ölmüş (hayvanlar ile) canavarların yediği hayvanlar -ölmeden yetişip kestikleriniz müstesna- dikili taşlar (putlar) üzerine boğazlanmış hayvanlar ve fal oklanyla kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar yoldan çıkmaktır. Bunların haram olmasında ne gibi hikmetler vardır ki ayet-i kerime bunları dile getiriyor?
CEVAP: Sadedinde bulunduğumuz haram konusuna baktığımızda kendi kendimize sormamız gerekiyor: Bu haramdan ne kastedilmiştir? Bu haramlıkla kolaylık ye ıslah mı kastedilmiştir? Yoksa bununla sıkıntı ve tazyik mi kastedilmiştir? Kur’an-ı Kerim’e bir nazar attığımız zaman görürüz ki, bu haramlık açık bir kolaylık ve açık bir helallik getirmiştir. Bir yandan bir kaç şeyi haram kılarken öte yandan çok şeyi helal kılıyor. Allah şöyle buyuruyor:
Size rızk olarak verdiğimiz güzel şeylerden yeyiniz. Ve yine şöyle buyuruyor:
De ki: “Allah’ın kullan için yarattığı süsü ve temiz nzıkları kim haram kıldı?” (Araf/32)
Suda, havada, karada Kur’an’ın yasaklamadığı nice hayvanlar vardır. İnsanların bunları yemesi caizdir. İnsanlar israfsız bunlardan yararlanabilir. Bu haramlık bütün kapıları insanın yüzüne kapatmamıştır. Ancak bu külli bir umumilikten sonra az bir hususilik arzediyor. İnsan nefsinde ve hissiyatında hissettiği bütün ihtiyaçlarını helallarla giderebilir. Bu haram kılınan eşyaların mukabilinde mutlaka onların yerine geçecek alternatifler vardır. Üstelik insanlar bir zarara ve bir fesada uğramazlar.
Sonra bu haramlık ebedi bir haramlık da değildir. Zaruret pençesinden bakıldığı zaman, zaruret anında zaruret miktarı kadar bunlar kullanılabilir.
Bu haram kılınmada da kolaylık ruhu mevcuttur. Ayet-i kerime bunu bize böyle bildiriyor.
Sonra umum manada bu haramlığın manasını düşünelim:
a. Bu haramlara uzanmanın verdiği zararları defetmek açısından düşünmek lazımdır.
Önceki müfessirler, mütehassıs doktorlar ve âlimler bu konuda çok tafsilat vermişler ve tahliller yapmışlardır.
b. Burada müslüman kişi, pislik ve kirlilik mıntıkasından uzaklaştırılmıştır.
Çünkü müslüman kişinin namazında, orucunda, haccında temiz ve pak olması lazımdır. Bu temizlik hem maddi hem de manevi olmalıdır. Allah Teâlâ müslüman kullarını böyle kirli şeylerden uzaklaştırmakla bu temizliği tamamlamaktadır.
c. Temizlemek, ikram etmek burada müslim ve mü’min’in nefsi içindir.
Çünkü Allah Teâlâ Ademoğlunu mükerrem olarak yaratmıştır. Onları imanlarıyla beraber yükseltmek istiyor. Onlara layık olmayan şeylerle onları yükseltmez. Rasûlullah (s.a) ne güzel söylüyor:
Allah paktır, ancak pak olan şeyleri kabul buyurur.
d. İtaata layık olan Allah’ın emrine itaat göstermek için (bu haram kılınan şeyleri yememek lazımdır) bir emirdir.
Taabbüd zatına ibadet yapılana itaat etmek demektir. İbadet de hu-zu da O’na yapılır. Düşünüyorum ve haram kılınan şeylerde itaatin gerekliliğini anlıyorum. Haramlar arasında “Allah’tan başkası adına bo-ğazlanan”ın da bulunduğunu hatırladığım zaman ben de herkes gibi şunu düşünmeden edemiyorum: “Allah’tan başkası adına kesilen”in içine ehl-i kitabın kestiği de giriyor mu? Ben de diğer insanlar gibi eğer Hristiyan ülkelerden gelen etin mahiyetini bilmeseydim bu konuyu kmardım. Fakat yine de ben bu konunun yetkililerce araştırılmasını bir vecibe olarak telakki ediyorum. Oradan gelen etlerin, ne cinslerinin ne de kesimlerinin İslâm şeriatına ve İslâm adetlerine aykırı olmadığı kanıtlanmalıdır. Ben burada sadece onların sıhhi yönü üzerinde durmuyorum. Ben meselenin sıhhi yönüyle beraber İslâmi yönü üzerinde de durmak istiyorum. Müslümanlar dışarıdan gelen şeyleri -kendi dinlerine uyup uymadığını- tetkik etmelidirler.
Yetkililerin bunu yerine getirmeleri gerekir. Bazı yetkililerin, konsolosları ve sefirleri kesilen hayvanların başında bulunup, besmele çekip çekmediklerini kontrol etmek üzere görevlendirdiklerini işittik, inşallah doğrudur. Bu da bîze et aldığımız ülkelerden besmelesiz et almadığımız kanaatini veriyor.
Ayrıca taabbudi bir emir olmaktan başka bu şeylerin neden haram kılındığına dair insanın hatırına şöyle bir şey geliyor: Ayetteki haramlar şu hikmetlerden dolayı haram kılınmışlardır. Kesmekle eti mubah olan hayvanın çok yaşlı olmaması lazımdır. O ya körpe iken ya da genç iken kesilmelidir. Çünkü o genç iken insanın nefsine daha hoş gelir, insan onu daha fazla tercih eder. Hayvanlar ya bir hastalıktan ya da ihtiyarlıktan ölürler. Böyle etleri yememek lazımdır. Çünkü hastalıklı et mikrop taşır, bu da etten insanlara geçer. Sonra kan da haramdır, eğer akıtılmazsa etin ve derinin içinde donar, kemiklerin etrafında toplanır. Siyahlaşır ve zehirli olur.
Bundandır ki leş yemekle bir çok hastalıklar meydana gelir. Hayvan eğer ihtiyarlığından dolayı ölürse, insanın selim zevki ondan hoşlanmaz, onu yemek istemez. Biz kesilen ihtiyar hayvanın etini pek yemek istemeyiz. Onda mikrop olmasa dahi, insanın nefsi onu hoş görmez.
İslâm’ın yönlendirmesine bakılırsa, kesilen hayvanın hasta ve ihtiyar olmaması gerektiği anlaşılır. İslâm bilginlerine göre hayvanlarda felç, sıtma ve çeşitli mikrobik hastalıklar vardır. Bu hastalıklar bazen hayvanın ölümüne dahi yolaçar. Tabiatıyla hayvan öldükten sonra da o mikroplar onun etinde kalır ve o eti yiyenlere geçerler. O kişi de kendine zarar vermiş olur. Kendini kendi eliyle tehlikeye atmış olur. Oysa Allah “Kendi elinizle kendinizi tehlikeye atmayın” buyuruyor.
Kan, bütün mikropların yuvasıdır. Kim onu yerse, kendini mikroplara hedef etmiş olur. Kan aktığı an bozulmaya başlar ve rengi değişir. Ondaki mikroplardan başka mikroplar da türemeye başlar. Yeni sağlık bilgilerine göre al yuvarlarla ak yuvarlar arasındaki zehirler ortaya çıkar.
Tıp bize, helal ve temiz bir gıda olan sütü dahi iyice kaynatmamızı tavsiye ediyor. Hatta bazı tabipler onu iki kez kaynatmamızı söylüyorlar, bilhassa onu içmek isteyen zayıf bünyeli biri ise daha da dikkat etme.si lazımdır.’ Sütün kaynatılması mümkün iken, kanın kaynatılması mümkün değildir. Mikropları yok edecek yüksek bir harareti bulsak bile çok meşakkatlere sebep olur. İnsanların vaktini öldürür. Ve güzel etin tadını kaçırır. (Yani leşi ve kanı kaynatmakla, mikropları öldürmekle de bu iş olmaz.)
Ayrıca kan içmek insanı insanlıktan çıkarır, vahşiliğe götürür. Müslüman kişi cihad dışında kanlı manzaralara fazla ülfet etmez. İslâm kan içmeyi yasaklamakla insanı kanlı yerlerden uzaklaştırmak istemiştir. Çünkü kanın olduğu yerde vahşet ve paralama vardır. Bundandır ki İslâm bize öldürdüğümüz zaman güzel öldürmemizi, kestiğimiz zaman güzel kesmemizi tavsiye etmiştir. Bıçağı bilememizi, kısa bir zamanda hayvanı kesmemizi, kanın aktığı yerde fazla kalmamamızı ve o manzaraya ülfet peyda etmememizi tavsiye ediyor.
Domuz etine gelince, onda tenya kurdu vardır. Ayrıca trişin mikrobu vardır ki o da terikina hastalığı yapıyor. Bir çok tabip ve bilgine göre domuzun etinde ve yağında öyle şeyler vardır ki mideler onu kolay kolay hazmedemezler. Onda bir çok hastalık ve mikrop mevcuttur. O çok pis bir hayvandır. Asırlardan beri onun pisliği, habisliği, gayretsizliği, darb-ı mesel olmuştur. İnsan onun etini yediğinde bunları hatırlamadan edemez. Kişi onun etini yediğinde kendini bu pis şeylere hedef olarak görür. Kişinin bundan uzaklaşıp, onun yerine kuş etlerini, sığırları, camışları, tavukları, kazları ve daha nice temiz olan hayvanları tercih etmesi gerekir.
Burada pis şeyler yiyen cellale hayvanının yenilmesinin bazı fa-kihlerce yasaklandığına da değinelim. O aslında helal ise de onu yemenin nehyedildiğine dair sözler vardır. Bu nehyin harama mı yoksa ke-rahate mi delalet ettiği taştışmalıdır. Kimi âlimlere göre o haramdır. Hatta bazı şahıslar bu kabil pislik yiyen tavukları kesmek istedikleri zaman bir kaç gün onları hapsederler. Onlara özel temiz yem yedirir-ler, ta ki onların içi o pis yiyeceklerden temizlensin. Bu çok güzel bir adettir. Bazıları da bir kazı veya ördeği kesmek istediğinde ona bir miktar sirke içirirler, ta ki hayvanın içindeki pislikleri temizlesin. Bu da güzel bir adettir.
Bazı tabipler şöyle diyor: Domuz eti hazmı en zor olan etlerdendir. Çünkü onun lifleri çeşitli yağlarla çevrelenmiş adalelerden ibarettir ki bu diğer helal kılınan hayvanlarda böyle değildir. Bu yağlı doku midedeki salya suyunun zıddmadır. Mide bunu hazmedemiyor. İnsan karnında bir ağırlık hisseder, kalp çarpıntısı olur. Rahatlamak için kusması gerekir. Bağırsaklar guruldar ve ishal olur. Onu devamlı yiyen çok yorgun olur. Ondan midesi yorgun düşenler başka gıdalara baş vurmalıdır. Eğer yeterince midesi bozulmamışsa.
Sonra domuz, İslâm’ın çıktığı çevrede yani Arab Yarımadasında çok yaygın değildi. İslâm’ın açık mucizelerindendir ki bir yandan domuzu haram kılmış, diğer yandan da müslümanları en iyi etlere teşvik etaiştir. Daha sonra bu habis (pis) domuz eti müslümanlara arz olununca onlar ondan yüz çevirdiler. Onlardan başkası onun etine hücum ettiler. Ancak Museviler de domuzu haram sayıyorlar. Bu da gösteriyor ki domuz asırlardan beri haramdır.
Leş, kan ve domuzdan başka, boğulan, yuvarlanan, boynuzlanan hayvanlar da leş sınıfına girer. Kur’an kesin olarak onların haram olduğunu söylüyor. Çünkü gayr-i müslimler böyle hayvanların etlerini yiyorlar. Kur’an-ı Kerim Bakara suresinde umumi manada ‘Size mey-te (yani leş) haram kılındı’ buyuruyor. Kur’an Maide suresinde bu umumiliği -birinin çıkıp bunların leş olmadığını iddia etmesin diye-hususileştirdi.
Burada el-mevkuze denen bir sınıf vardır. (Yani taş, ağaç vb. ile) vurulup öldürülen hayvanlar, ki bunların haram olmasının sebebi onun işkence ile vurulmuş olmasıdır, halbuki insana yakışan işkence etmemektir. Çünkü din hayvanlara şefkat göstermeyi emrediyor. Bu nedenle din onun etini yemeyi yasaklamıştır. Çünkü eğer din bunun yenmesini helal görseydi, müslümanlar hayvana işkence çektirmeyi reva görürdü. Allah gerçeği söyler, doğru yola ileten de O’dur.
Helal ve haram yiyecekler hakkında konularımız:
Answer ( 1 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
İslam’da yenmesi haram olan etler yukarıda maddeler halinde belirtilmiştir. Bu etleri yememe noktasında bir takım hikmetler mevcuttur. Fakat bizler; bu etleri yemememizdeki asıl gaye hikmetlerinden dolayı değil, Rabbimiz (cc) yasaklamış olduğu için yemeyiz. Yenmesi haram olan etlerin hikmetleri arasında şunları söyleyebiliriz; Müslüman, pislik ve kirlilikten uzaklaştırılmıştır. Temizlemek, ikram etmek burada müslim ve mü’min’in nefsi içindir. İtaata layık olan Allah’ın emrine itaat göstermek için.