Peygambere salavat nasıl getirilir

Question

Hz. Peygamber’e Salavat Getirmek

Soru: Hz. Peygambere (s.a) en güzel şekilde nasıl salavat getirilir?

Cevap: Umarım ki Rasûlullah’a (s.a) salavat getirmenin en güzel şekli sahih sünnette sabit olduğu/tarif edildiği şekilde salavat getirme-mizdir. Bu da namazda teşahhüde oturduğumuzda Tahiyyattan sonra okuduğumuz salavatlardır: “Allahumme salli ve Allahumme barik..”

Ey Allahım! Muhammed’e ve Muhammed’in ailesine rahmet et (onların şerefini yücelt). İbrahim’e ve onun ailesine rahmet ettiğin gibi. Şüphesiz bütün hamd ve övgü sanadır, büyüklük ve yücelik sana mahsustur.

Muhammed’e ve onun ailesine bereket ver. İbrahim ve onun ailesine bereket verdiğin gibi. Şüphesiz bütün hamd ve övgü sanadır. Büyüklük ve yücelik sana mahsustur.

Hz. Peygamber’e (s.a) daha pek çok şekillerde salavat getirilebilir. Bunların bir kısmı rivayete dayanır, bir kısmı da sonradan düzenlenmiştir. Fakat en güzeli bizim yukarıda zikrettiğimiz şekilde olanıdır.

Allah Teâlâ’nın Ahzab sûresinde şöyle buyurduğunu hatırlayalım:

Allah ve melekleri, Peygamber’e salavat getirirler. Ey müminler! Siz de ona salavat getirin. Ve tam bir teslimiyetle selam verin! (Ahzab/56)

CEVAP:

Evet, Hz. Peygamber’e (s.a.s.) salavat getirmek, müminlerin önemli bir ibadetidir ve Ahzâb Suresi’nin 56. ayetinde emredilmiştir. Bu ayet, Peygamber Efendimize (s.a.s.) duyulan sevgi ve bağlılığın bir ifadesidir.

1. En Faziletli Salavat:

Hz. Peygamber’e (s.a.s.) salavat getirmenin en faziletli şekli, bizzat onun öğrettiği şekildir. Namazdaki teşehhüdde okunan “Allahümme Salli ve Allahümme Barik” duaları, sahih hadislerde bildirilmiştir ve en çok bilinen şeklidir:

Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ İbrahime ve alâ âli İbrahim. İnneke Hamîdün Mecîd. Allahümme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârekte alâ İbrahime ve alâ âli İbrahim. İnneke Hamîdün Mecîd.

Bu dua, Hz. Peygamber’in sahabelerine öğrettiği salavat şeklidir ve rivayet sahih hadis kaynaklarında yer almaktadır:

  • Buharî, Teheccüd, 23; Müslim, Salât, 66.

Anlamı:

Allah’ım! Muhammed’e ve onun ailesine rahmet et. İbrahim’e ve onun ailesine rahmet ettiğin gibi. Şüphesiz Sen hamde layıksın, yücesin. Allah’ım! Muhammed’e ve onun ailesine bereket ver. İbrahim’e ve onun ailesine bereket verdiğin gibi. Şüphesiz Sen hamde layıksın, yücesin.

2. Diğer Salavat Şekilleri:

Hz. Peygamber’e salavat getirmenin başka şekilleri de vardır. Sahih hadislerde şu kısa ve öz salavat örnekleri de bildirilmiştir:

  • “Allahümme salli alâ Muhammed.”
  • “Sallallahu aleyhi ve sellem.”

Kısaca “Sallallahu aleyhi ve sellem” demek de faziletli bir salavattır ve sıkça kullanılmalıdır. Ancak vakit ve fırsat olduğunda daha uzun şekillerini okumak daha faziletlidir.

3. Salavat Getirmenin Fazileti:

Peygamberimiz (s.a.s.), salavat getirmenin birçok manevi faydasını şöyle haber vermiştir:

  1. Bir Salavat Getirenin On Salavatla Karşılık Görmesi:

    “Kim bana bir salavat getirirse Allah ona on salavat getirir, on günahını siler ve derecesini on kat yükseltir.”
    (Nesâî, Sehv, 55)

  2. Duanın Kabulüne Vesile Olur:

    “Dua ile Allah arasında bir perde vardır. Siz bana salavat getirince o perde açılır.”
    (Taberânî, Evsat, No: 125)

  3. Kıyamet Günü Şefaat Vesilesi Olur:

    “Kıyamet günü bana insanların en yakını, bana en çok salavat getirendir.”
    (Tirmizî, Salât, 359)

4. Günlük Hayatta Salavat Getirme:

Salavat yalnızca namazda değil, günlük hayatta da sıkça getirilebilir. Özellikle:

  • Hz. Peygamber’in adı anıldığında salavat getirmek farzdır (Müslim, Salât, 70).
  • Sabah ve akşam dualarında.
  • Cuma günleri salavat getirmeye özel önem verilmelidir. Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

    “Cuma günü bana çokça salavat getirin. Çünkü ümmetimin salavatları o gün bana sunulur.”
    (Ebu Davud, Salât, 207)

Sonuç:

Hz. Peygamber’e (s.a.s.) salavat getirirken onun öğrettiği şekiller en güzel ve en faziletli olanlardır. Ancak her salavat getirişimiz, Allah katında değerli bir ibadettir. Önemli olan, bu ibadeti samimiyetle ve sevgiyle yapmaktır. Ahzâb Suresi’nin 56. ayetindeki emre uyarak salavatı hayatımızın bir parçası haline getirmek müminlerin şiarıdır.

Dini Sitelerimiz

BENZER KONULAR:

Doğru olan salavat hangisi

Dini Soru Cevap

Her soru cevap verilmeye değerdir, yeter ki aynı konu bize sorulmuş olmasın ve kurallara uygun sorulsun. Lütfen soru yollamadan önce aynı konu var mı diye \\\\"ARAMA\" yapınız. Konu altına yazılan sorulara öncelik tanıyoruz.. Bilginize

Takip Et

Answers ( 2 )

    0
    2024-12-27T11:55:39+03:00

    Salavat getirince acaba doğru mu telaffuz ettim diye düşünüyorum.

    Salavat getirince yazıldığı gibi telaffuz ediyorum. Ancak telaffuz ederken bir hisseni daha vurgulu telaffuz ediyorum. Aklımdan kelimenin yazılışı geçirdiğim için bir harfi dedikten sonra durmuş gibi oluyorum. Ancak yazıldığı gibi telaffuz ediyorum. Salavat getirince vurguyla desem bir yeri, uzun telaffuz edilen harf varsa uzun telaffuz etmesem küfür olur mu?

  1. Salavat getirirken doğru telaffuz etmek ve anlamını bozmamak, önemli bir edep ve hassasiyet konusudur. Ancak telaffuz hatalarının hükmü, kişinin niyetine ve hatanın mahiyetine bağlıdır. Bu konuda genel olarak şu noktalar açıklığa kavuşturulabilir:

    1. Salavatın Doğru Telaffuzu
    Salavat genellikle şu şekilde söylenir:
    “Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed.”
    Veya daha uzun şekilleri de vardır:
    “Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed, kemâ salleyte alâ İbrahim ve alâ âli İbrahim. İnneke hamîdün mecîd.”

    Eğer salavatı bu şekliyle, yazıldığı gibi telaffuz ediyorsanız ve anlamı bozacak bir değişiklik yapmıyorsanız, bu yeterlidir.

    2. Telaffuz Hataları ve Küfür Riski
    Telaffuz hatası genelde şu şekilde değerlendirilir:

    Anlamı Değiştirmeyen Hatalar: Vurgu farklılığı, uzatılması gereken harfin kısa okunması veya tersi gibi hatalar, eğer anlamı değiştirmiyorsa, bu durum ibadetinizin kabulüne engel olmaz. Allah, kullarının niyetine ve samimiyetine bakar.
    Örneğin: “Allahümme” kelimesindeki “hü” sesi uzun okunması gerekirken kısa okunursa, anlamı değişmez. Bu durumda küfür gibi bir sonuç ortaya çıkmaz.

    Anlamı Değiştiren Hatalar: Eğer yapılan telaffuz hatası, kelimenin anlamını tamamen değiştiriyorsa, bu durum daha hassastır. Örneğin, Arapçada “salli” (dua et) yerine yanlışlıkla başka bir kelimeyi telaffuz etmek, anlamı bozabilir. Bu gibi bir durumun kasıtsız olması, kişiyi küfre götürmez, ancak hatayı fark edince düzeltmek önemlidir.

    3. Niyetin Önemi
    İslam’da ibadetlerde ve dualarda niyet, merkezi bir öneme sahiptir. Salavat getirirken niyetiniz Peygamber Efendimize (s.a.v.) salât ve selâm getirmekse, telaffuzdaki küçük hatalar niyetinizi ve amelinizi bozmaz. Kur’an-ı Kerim’de de bu konuya işaret edilmiştir:

    “Allah, insanı gücünün üstünde bir şeyle sorumlu tutmaz. Onun kazandığı iyilik kendi yararına, yaptığı kötülük de kendi zararınadır.”
    (Bakara Suresi, 2/286)

    4. Pratik Tavsiyeler
    Telaffuz Çalışmaları: Salavatın doğru telaffuzu için bir ses kaydı dinleyebilir veya bilen birinden yardım alabilirsiniz. Bu, hem hataları azaltmanıza hem de kendinizi daha rahat hissetmenize yardımcı olur.
    Harfleri ve Vurguları Fazla Takıntı Yapmamak: Küçük hatalar için sürekli endişelenmek, ibadetlere olan huzurunuzu kaçırabilir. Samimi niyetle ve Allah’a olan sevginizle dua etmeye devam edin.
    Hata Yaparsanız Düzeltin: Eğer bir hatanızı fark ederseniz, hemen ardından doğrusunu söylemek yeterlidir.
    Sonuç olarak, salavat getirirken anlamı değiştirmediğiniz ve niyetinizin doğru olduğu sürece küçük telaffuz hataları sizi küfre düşürmez. Allah, ibadetlerinizdeki samimiyeti ve niyetinizi esas alır. Eğer içinizi rahatlatmak istiyorsanız, daha çok pratik yaparak telaffuzunuzu geliştirebilirsiniz. Bu tür vesveselere karşı ise sürekli Allah’a sığınmayı ve tövbe etmeyi ihmal etmeyin.

Cevapla