Abdestin adapları Nelerdir? İslamda abdest adabı
ABDEST ADABI
Rasülullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Kim güzelce abdest alırsa, o kimsenin günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün vücudundan dökülüp çıkar.”
| Müslüman yaptığı her işi en iyi şekilde yapmalı ve en güzel bir biçimde yerine getirmelidir. Zira Peygamber Efendimiz (s.a.v.): “Allah yaptığı işi güzel yapanı sever.” buyurmuştur.”
Abdesti güzelce almak; abdestin farzlarına, sünnetlerine, edeplerine riayet etmekle mümkündür. Bütün âdâb ve erkânına riayet edilerek alınan abdest, kişinin küçük günahlarının affina ve hatalarının bağışlanmasına vesile olur. Hz. Osman (r.a.) anlatır:
Rasül-i Ekrem (s.a.v.)’i benim şu abdestime benzer şekilde abdest alırken gördüm. Sonra da şöyle buyurdu:
“Bir kimse bu şekilde abdest alırsa geçmiş günahları bağışlanır. Onun namazı ve mescide kadar yürümesi de fazladan kazanç sayılır.”
“Müslüman veya mü’min bir kul abdest alır ve yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest suyunun damlası ile yüzünden çıkar (dökülür gider). İki elini yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyunun damlası ile ellerinden çıkar gider. Ayaklarını yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah abdest suyunun son damlası ile ayaklarından dökülür. Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.”
Maddi bir temizlik getiren abdest, manevi olarak da, bir ferahlık ve huzur getirmektedir. Abdest hem bir maddi temizliktir hem de manevi bir temizliktir. Yıkanılan yerleri her türlü maddi pisliklerden temizlediği gibi, abdest organlarını manen de temizlemekte, kişinin günahlarının affına, hatalarının bağışlanmasına sebeb olmaktadır.
Abdest arapçada “güzellik ve temizlik ifade edilir. Türkçede kullanılan “abdest limelerinden oluşan ve “el suyu” manası gelen birle İslam’da abdestin farziyetine Maide süresinin 6. ayeti delildir: “Ey İman edenler! Namaza kalkacağınız zaman yüzlerinizi ve dirseklerinizle birlikte ellerinizi yıkayın. Başınızı meshedin. Her iki topuğunuzla birlikte ayaklarınızı da yıkayın.”
Hz. Peygamber (s.a.v.)’in abdest almadan hiç bir iş yapmadığını görüyoruz.” Ancak abdest her amel ve ibadet için değil başta namaz olmak üzere bazı ibadetler için farz kılınmıştır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.): “Allah, hiçbirinizin abdestsiz iken abdest almadan kılacağı namazı kabul etmez.” © buyurmuştur. Fakat müslümanın sürekli abdestli bulunması sünnettir. Abdest her-
şeyden evvel her türlü pislik ve kirlilikten kurtulmak, yani maddi ve manevi bütün pislik ve mikroplardan uzak kalmak için İslam’ın emrettiği önemli bir ibadettir. Mikrobun en kolay ürediği yer ağızdır. Ağızdan başlayarak, el, yüz, ayakların günde beş defa temizlenmesi İslam’ın temizliğe verdiği önemi gösterir. Abdestle, en çok kirlenen el, kol, yüz ve ayaklarımızı günde beş defa ter-
temiz yıkarız, sağlığa kavuşuruz. Temizliğin kazandırdığı zindeliği, dinçliği, neşe ve huzuru yaşarız. Bu arada mikroplardan da arınmış oluruz. Kir ve pisliklerle bulaşabilecek birçok hastalıklardan korunuruz.
Abdest dolaşım sistemimizi düzene sokar. Korunma sistemi onunla verimli çalışır, mikroplarla mücadele edebilmek için direnç kazanır. Çeşitli problemlerle cedelleşen insanın kalp ve damarlarında kan ısınır. İnsan sinirlenir ve kızgınlaşır. Abdest ise bu kızgınlık ve sinirliliği yatıştırır. Bundan olsa gerektir ki Hz. Peygamber (s.a.v.) öfkelenen ve sinirlenen kişilere abdest almayı tavsiye etmiştir.” Abdestli, namazlı insanların yüzü nurlu olur. Bunun fiziki izahı da mümkündür. Günde birkaç defa yıkanan yüzdeki kılcal damarlar faal hale gelirler. Böylece yüz kırışmaları da asgariye iner. Abdest yüze nur vermekle kalmaz, kalbe de nur ve huzur verir. Bu nurluluk mahşer gününde bile kendini gösterecektir. O gün abdest uzuvları parıl parıl parlamalarıyla dikkatleri çeker.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde, abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak olarak çağrılacaktır. (Böyle tanınıp çağrılacaklardır)Yüzünün nurunu artırmaya gücü yeten kimse bunu yapsın.”” Hadis, adap ve erkanına özen göstererek abdest alana Cenab-ı Hakkın kıyamet gü-
nünde özel bir muamele yapacağını müjdelemektedir. Peygamberimizin burada “ümmetim” diye nitelendirdiği kişiler, özellikle abdestli namazlı, ibadet eh li olan ve Islam’a uygun hayat sürenlerdir. İşte böyle olanlar kıyamet gününde ve mahşer yerinde: “Ey yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlayanlar! Haydi cennete geliniz! diye çağrılacaklardır.
Peygamber (s.a.v.): “Size, Allah’ın kendisiyle günahları yok edip, dereceleri yükselteceği hayırları haber vereyim mi?” buyurdular. Ashab:
– Evet, Ya Rasülallah! dediler. Rasül-i Ekrem:
“Güçlükler de olsa abdesti güzelce almak, mescitlere doğru çok adım atmak, bir namazı kıldıktan sonra öteki namazı beklemek. İşte ribatınız, işte bağlanmanız gereken budur.” buyurdular.”
Yine Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Hz.Enes’in şahsında bütün ümmetine şöyle buyurdular: “Ey evladım, abdesti tam al, ömrün artsın ve iki hafaza meleği seni sevsin. Ey oğlum, eğer abdestli olarak gecelemeye gücün yeterse, bunu yap. Kim abdestli iken ölürse, şehit olur.””
Abdestliyken ölmek, insana bir nevi şehitlik kazandırır. Bu ise bizlere Allah’ın paha biçilmez bir ihsanıdır. Ölüm meleği geldiğinde abdestli olan kimseye şehitlik sevabı verilir. İnsan abdestle bedenen ve manen temizlendikten sonra Allah’ın huzuruna çıkar. Böyle bir temizlenme ile günlük bütün yorgunlukları ve yükleri geride bırakır. Abdest almakla dünyevi ve uhrevi birçok fazi-
let ve güzellikler elde edilir. Abdestli insan kendine çeki düzen verir, olur olmaz, ulu orta sözler söylemez, böyle işler yapmaz. Abdestle sağladığı maddi ve manevi temizliği sürdürmeye çalışır. İbadetlerini daha rahat ve güzel yapar.
Abdestin güzel ve tam olabilmesi için uyulması gereken bazı adablar vardır:
Maddeler halinde
1- Abdestten önce ağzımızı misvak veya fırça ile temizlemek.
2- Tavsiye edilen duaları, yani abdest dualarını okumak.
3- Uzuvları huzur-i kalb ile yıkamak. Salihlerden birisi şöyle demişir: “Huzur-i kalb ile alınan abdest ile kılınan namaz da huzurlu olur. Abdestte huzur gider, yerini sehv ve gaflet alırsa, o namaz vesveseli olur.”
4- Abdest alırken mekruh olan şeyleri; konuşmak, fazla su harcamak, abdestin sünnetlerinden birini terketmek gibi şeyleri yapmamak.
5. Devamlı abdestli bulunmaya çalışmak. Adiy bin Hatem (r-a.) şöyle demiştir:
“Müslüman olduğumdan bu yana hiç bir namaz yoktur ki, ona kamet getirilsin de, ben de abdestli bulunmayayım.” Peygamberimiz (s.a.v.) Hz.Bilale sabah namazında şöyle sormuş: ‘Ya Bilal, Bana söyle bakalım, yaptığın en iyi amelin nedir? Ki Ben, cennette önüm sıra senin ayakkabılarının sesini işitiyorum.
Bilal şöyle cevap vermiştir:
“Benim öyle pek ümit verici amelim yok. Ancak gece veya gündüz hiçbir zaman abdestsiz olmamaya çalışırım ve farz namazlarımı bu şekilde abdestli olarak karşılarım.”*
6- Abdestten sonra vakit müsaitse iki rekat namaz kılmak. Kerahat vakitlerinin dışında bu namaz kılınabilir. Çünkü Rasülullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Herhangi bir müslüman (âdabına uygun) güzel bir abdest alıp da tam bir ihlas içinde iki rekat namaz kılarsa, mutlaka cehnet ona vacip olur.”
7- Abdestten sonra kelime-i şehadet getirmek, abdestin artan suyundan ayakta içmek ve “Allahümmec alni minettevvâbin vecalni minel mütetahhirin” (Allah’ım! Beni tevbe edenlerden kıl. Beni çokça temizlenenlerden kıl) diye dua etmek ve Kadir suresini okumak.
Namaz kılmak, tilavet secdesi yapmak ve Kur’an’a dokunmak için abdest farzdır. Kabe’yi tavaf için vaciptir. Yatmadan önce abdest almak, vakit namazları için ayrı ayrı abdest almak, sünnettir. Hatta mü’mine manevi destek sağladığı, adeta mü’minin silahı olduğu, ayrıca Hz. Peygamber (s.a.v.)’in mümkün olduğu ölçüde abdestli halde bulunduğu gözönünde tutularak İslam âlimleri mü’minin imkan ölçüsünde her işe abdestli olarak başlamasını ve abdestli bulunmasını tavsiye etmişlerdir. “Kim abdestliyken abdest alırsa, kendisine on sevap yazılır.” “Abdestli olmaya ancak kâmil mü’min dikkat eder.” Abdestimizi güzelce alalım, mümkün olduğunca abdestli olalım.
Abdest aldiktan sonra ellerimizi kıbleye doğru açıp şu duayı okumalıyız. ” Eşhedu enle ilehe illallah ve eşhedü enne muhammeder resulullah. Allahümme acalni minettevvebin vec alni minel mutatahhirin.”
Abdest aldıktan sonra okunan duanın anlamı:
(Allah’ım beni tövbe edenlerden ve temiz olanlardan eyle.) Amin
Cevapla