Abdestin Hükmü ve Şartları

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

4 Mezhebe Göre Abdestin Hükmü ve şartları

ABDEST KONUSU

Abdest kelimesinin arap dili ve edebiyatındaki karşılığı “Vudu” )وضوء( masdarıyla açıklanabilir. Söz konusu bu masdar (kelimelerin kendisinden türediği kök), sözlük bakımından temizlik ve güzellik anlamına gelmektedir. Terim anlamına gelince; “vudu” (abdest), özel bir temizlik olup da suyun özel olan abdest organları üzerinde yine özel bir biçimde kullanılmasıdır. Bu özel organlar da; Yüz, baş, eller ve ayaklardan ibarettir.

Abdestin Hükmü:

Abdestin hükmü; farz ve nafile olan namazlar, Kur’an-ı kerimi okuma secdesi, şükür secdesi, ister farz olsun ve ister nafile olsun Kâbe-i Muazzama’nın tavafı gibi dini görevler kendisiyle yerine getirilebilir. Nitekim sevgili peygamberimiz (aleyhissalatü vesselâm):

الطَّوَافُ حَوْلُ الْبَيْتِ مِثْلَ الصَّلَاةِ إِلا أَنَّكُمْ تَتَكَلَّمُونَ فِيهِ فَمَنْ تَكَلَّمَ فِيهِ فَلَا يَتَكَلَّمْنَ إِلَّا بِخَيْرٍ

“Beytin (Kâbe’nin) etrafında tavaf yapmak, tıpkı namaz gibidir. Ancak şu fark vardır ki: Tavafta sizler konuşmaktasınız. Her kim ki tavaf esnasında konuşacak olursa hayırdan başka bir şey söylemesin.” şeklinde buyurmuşlardır.

HANEFİLER: Bir kimse, abdestsiz olarak Kâbe’yi tavaf ederse tavafı caiz ve geçerlidir. Fakat vacip olan abdestli olmasıdır. Bu vacibi terkinden dolayı günahkâr olmuş olur. Fakat buna rağmen abdestsizlik, tavaf yapmanın sıhhatine engel değildir. Abdestli olmayan bir kimse, mushaf (Kur’an-ı kerim)’ın tamamını veya bir kısmını veya elde taşıması veya Mushaf’ta yer alan ayetleri yazması şu şartlara bağlanmıştır;

1-Mushaf-ı şerifin suya batması veya yanması tehlikesinden kurtarmak için bu şekilde iken Mushaf’a el sürmesi caiz görülmektedir.

2-Mushaf’ın içinde bulunduğu çanta, kılıf v.s. Mushaf’tan ayrı iseler yani bitişik değil iseler bu durumlarda da Mushaf’ın bulunduğu çanta veya kılıfa abdestsiz olarak dokunmak veya abdestsiz olarak taşımak caiz görülmüştür.
3-Mushafı şerife dokunacak kimsenin Müslüman olması gereklidir. Buna göre; Müslüman olmayan kimselerin Mushaf’a dokunmalarına fırsat verilmemelidir. Ancak bunların da Mushaf-ı korumak maksadıyla olursa caiz görülmüştür.

ŞAFİİLER: Abdestsiz bir kimsenin:

1-Mushaf-i şerifi korumak maksadıyla dokunması veya taşıması caizdir.

2-Mushaf’taki bir kısım ayetleri delil olarak göstermek amacıyla ilim kitaplarında varsa bu kitaplara dokunması caiz görülmüştür.

3-Mushaf’taki ayetler, para, dirhem ve bunlara benzer şeylerin üzerinde yazılı olursa bunlara dokunması caiz görülmüştür.

4-Tefsirlerdeki ayetlerin sayısı, tefsir ibarelerinden fazla olması halinde bu tür tefsirlere dokunması caiz değildir. Az olursa caizdir.

5-Mushaf’taki ayetler, bir giysi üzerinde yazılı bulunursa, bu elbiselere abdestsiz olarak dokunması caiz görülmüştür.

6-Küçük yaştaki bir öğrencinin Kur’an-ı kerimi öğrenmek amacıyla Mushafşerife abdestsiz olarak dokunması veya taşıması caiz görülmüştür.

MALİKİLER: Abdestsiz bir kimsenin:

1-Mushaf’taki ayetler, Arapça olarak yazılmış olması halinde dokunması caiz değildir.

2-Mushaf’taki bazı ayetler, para üzerinde yazılı olursa, bunlara dokunması zorunlu olursa caiz olmaktadır.

3-Mushafı şerifi korumak maksadıyla olursa yine dokunması caiz görülmüştür. Ancak Mushafı şerifi eline almak için, bu kimsenin Müslüman olması zorunludur. Mushaf-ı şerifini pis şeylerden korunması amacıyla bir örtü ile örtülü olması zorunludur.

4-Bu durumda bulunan bir kimsenin, Kur’an-ı kerimi öğreten veya öğrenen biri olması zorunludur. Yoksa abdestsiz olarak Mushaf’a dokunması asla caiz olmaz.

HANBELÎLER: Abdestsiz bir kimsenin:

1-Mushaf-i şerif, kendisinden tamamen ayrı bir kılıf içinde olmalıdır.isiyna

2-Mushaf-i şerif, bir sandıkta bulunması veya bir ev eşyası içinde bulunması ve bu ev eşyasının taşınması gerekli olursa bu halde iken Mushaf’a dokunması veya onu ele alıp ta taşıması caiz olur.
3-Temiz bir bez parçası içinde bulunması kaydıyla Mushafı korumak amacıyla dokunması caiz görülmüştür.

Abdestin şartları nelerdir?

Abdestin şartlarını üç kategoride ele almak mümkündür:

1-Vacip olmasının şartları:

2-Sahih olmasının şartları;

3-Hem vacip ve hem de sahih olmasının şartlarıdır:

Abdestin vacip olmasının şartları şunlardır:

1-Ergenlik devresine girmek: Bu duruma göre, ergenlik devresine girmemiş erkek veya kadına abdest almak vacip değildir. Ancak bunların abdest almaları takdirde caiz ve geçerli olmaktadır.

2-Namaz vaktinin girmiş olmasıdır.

3-Eski abdestinin bozulmuş olmasıdır.

4-Abdest alabilecek kadar sağlıklı ve güçlü olmasıdır.

Abdest almanın sahih olmasının şartları şunlardır:

Abdest alan kimsenin;

1-Kendisiyle abdest alınan suyun temizleyici özelliğine sahip olmasıdır.

2-Abdest organlarında suyun geçmesine engelleyici bir şeyin bulunmamasıdır.

3-Abdest alan kimsenin iyiliği kötü olan şeylerden ayırt edebilecek nitelikte olmalı (yani mümeyyiz olmalı)’dır. Bu durumları idrak edemeyecek küçük yaştaki çocukların aldıkları abdest sahih (geçerli) değildir.

Hem vacip ve hem de sahih olmasının şartları şunlardır:

1-Akıllı olmaktır. Buna göre, Delinin, baygının, saralının ve bunağın aldıkları abdest geçerli değildir.

2-Kadının aybaşı âdetinden ve lohusalık hallerinden temizlenmiş olmasıdır.

3-Gaflet veya uyku halinin bulunmamasıdır.

4-Müslüman olmasıdır.

5-Sevgili peygamberimiz (aleyhissalatü vesselâm)’in daveti kendisine kavuşmuş olmasıdır. Bu genel çerçeveden sonra mezheplerin görüşlerine geçelim:

HANEFİLER: Özürlü olan bir kimsenin vakit girmeden önce almış olduğu abdest geçerlidir. Alacağı abdest, bu vaktin içinde abdestli sayılır. Fakat vakit çıkınca da abdesti bozulmuş sayılır. Abdestli iken delilik ve sara gibi hastalıklar ortaya çıkarsa abdesti bozarlar. Bunak durumundaki kimselerin ibadetleri caiz ve geçerlidir. Ancak sorumlu değillerdir. Abdest almak için Müslüman olmak, abdestin vacip olmasının şartıdır. Yoksa sahih (caiz ve geçerli) olmasının şartı değildir. Abdestte niyet getirmek de şart değildir belki sünnettir. Sevgili peygamberimiz (aleyhissalatü vesselâm)’in dâvetine ulaşmasının zorunluluğu da yoktur. Çünkü bunda şart olan Müslüman olmaktır. O da yeterlidir.

ŞAFİİLER: Özürlü bulunan kimsenin, ancak namaz vaktinin girmesinden sonra aldığı abdest geçerlidir. Abdest alan kimsenin abdestin nasıl alınacağını bilmesi zorunludur. Rastgele abdest almak doğru alınmış olsa bile geçerli değildir. Abdest alan kimsenin farzı diğer hükümlerden ayırt edebilmelidir. Abdeste başlarken niyet etmelidir. Bu niyet abdest işlemi süresince devam etmelidir. Yani abdestte getirmiş olduğu niyette başka bir şeyi araya sokmamalıdır.

MALİKİLER: Özürlü bulunan kimsenin, vaktin girişinden önce veya sonra almış olduğu abdest caiz ve geçerlidir. Müslüman olmak, abdest almanın geçerli olmasının şartıdır. Küfür halinde iken almış olduğu abdest geçerli olmaz.

HANBELİLER: Özürlü bulunan kimsenin, vaktin girişinden önce abdest alması caiz ve geçerli değildir. Zira bütün ibadetlerde olduğu gibi abdestte de niyet getirmek zorunludur. Niyetin geçerli olmasının şartı da Müslüman olmaktır.

Dini Sitelerimiz:

dinisite.tr

arapcadua.com

mumsema.com.tr

dinisorusor.com

islamisorusor.com

dinisorusorcevapal.com

BENZER KONULAR:

Answer ( 1 )

  1. Mum avatarı
    1
    2024-11-05T11:33:43+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Abdest, İslam’da bazı ibadetlerin geçerliliği için gerekli olan bir temizlik halidir ve farz ibadetler öncesi Allah’a hazırlık anlamında ruhsal ve bedensel arınmayı ifade eder. Abdestin hükmü ve şartları şöyle özetlenebilir:

    Abdestin Hükmü

    Abdest almak, namaz, Kâbe’yi tavaf etmek gibi bazı ibadetler için farzdır. Bunun yanında Kur’an’a dokunmak isteyen kişi için de abdest alınması gerekir. Abdestsizken namaz kılmak ve Kur’an’a dokunmak İslam’da caiz değildir. Ayrıca, sünnet veya müstehap olarak bazı durumlarda da abdest almak tavsiye edilmiştir; örneğin yatmadan önce veya her namaz vakti geldiğinde.

    Abdestin Farzları

    Hanefi mezhebine göre abdestin dört farzı vardır:

    1. Yüzü yıkamak: Alından çene altına kadar ve kulaklara kadar olan kısmın yıkanmasıdır.

    2. Kolları dirseklerle birlikte yıkamak: Her iki kolu dirseklerle birlikte suyla iyice yıkamak.

    3. Başın dörtte birini mesh etmek: Islattığınız el ile başın dörtte birini meshetmek (üzerinden el geçirmek).

    4. Ayakları topuklarla birlikte yıkamak: Her iki ayağı topuklarla beraber yıkamak.

    Maliki, Şafii ve Hanbeli mezheplerinde ise farzlarda bazı değişiklikler olabilir.

    Abdestin Sünnetleri

    Abdestin sünnetleri, farzlar dışında yapılması tavsiye edilen uygulamalardır:

    1. Niyet etmek: Abdest almaya başlarken niyet etmek.

    2. Euzu-Besmele çekmek: Abdeste başlarken Allah’ın adını anmak.

    3. Elleri bileklere kadar yıkamak: Abdestin başında elleri iyice yıkamak.

    4. Ağza ve buruna su vermek: Sırayla ağza ve buruna su alıp temizlemek.

    5. Sıra ile ve kesintisiz yıkamak: Farz organları sırayla ve ara vermeden yıkamak.

    6. Yüzü, kolları, ayakları üçer defa yıkamak: Abdestin tüm yıkama kısımlarını üçer defa yapmak sünnettir.

    Abdestin Mekruhları

    Abdest alırken yapılması hoş görülmeyen ve mekruh sayılan bazı durumlar şunlardır:

    Su israfı yapmak.

    Konuşmak.

    Abdest organlarını eksik veya hatalı yıkamak.

    İbadet bilinci dışında dikkatsizce almak.

    Abdesti Bozan Durumlar

    Abdesti geçersiz kılan durumlar, abdestli bir kimsenin bu hallerde abdestini yeniden almasını gerektirir. Bunlar şunlardır:

    Vücuttan kan, irin veya benzeri bir şey çıkması.

    Ağız dolusu kusmak.

    Büyük veya küçük abdest yapmak.

    Uyumak (tam bir uyku hali).

    Cinsel ilişki veya cinsel boşalma hali.

    Abdest, İslam’da manevi arınmayı sağlayan önemli bir ibadet hazırlığıdır.

    En iyi cevap

Cevapla