
Adak ne demek, dindeki yeri nedir?
Arapça’da nezir (nezr) diye ifade edilen adak, fıkıh dilinde, “bir kimsenin dinen yükümlü olmadığı halde ibadet cinsinden bir şeyi kendisi için vacip kılması”nı ifade eder. Diğer bir deyişle “kişinin sorumlu olmadığı halde farz veya vacip cinsinden bir ibadeti yapacağına dair Allah Teâla’ya söz vererek o ibadeti kendisine borç kılması”dır (Mevsılî, el-İhtiyâr, III, 445).
Kur’an-ı Kerim’de, verilen sözde durulması, ahde ve akitlere bağlı kalınması (Mâide, 5/1; İsrâ, 17/34), Allah’a verilen sözün tutulması (Nahl, 16/91) emredilir ve yapılan adakların yerine getirilmesi istenir. Ayrıca kişinin yaptığı adağa uygun davranması iyi kulların vasıfları arasında sayılır (İnsân, 76/7). Hadislerde de Hz. Peygamber (s.a.s.), Allah’a itaat kabilinden adakların yerine getirilmesini emretmiş, Allah’a isyan veya mâsiyet kabilinden olan konularda adakta bulunulmamasını, şayet yapılmışsa buna uyulmamasını istemiştir (Buhârî, Eymân, 28, 31; Müslim, Nezir, 8; Ebû Dâvûd, Eymân, 22). Dolayısıyla adağın yerine getirilmesi Kitap, Sünnet, icma ve akıl deliliyle sabittir (Kâsânî, Bedâi‘, V, 90).
Âlimler, hiçbir dünyevî menfaat ummadan sırf Allah’ın rızasını kazanmak, O’na şükretmek için adak adanmasında bir sakınca bulunmadığı görüşündedirler. Kişinin Allah’ın takdirinin değişmesine vesile olması dileğiyle, dünyevi amaçlarla belli şartlara bağlı olarak adakta bulunması ise doğru karşılanmamıştır. Nitekim Hz. Peygamberin (s.a.s.) “Adak, (Allah’ın takdir buyurmuş olduğu) hiçbir olayı geri çevirmez. Sadece cimrinin malını eksiltmiş olur.”; “Adak bir şeyi ne ileri alır ne de geri bırakır…” (Buhârî, Eymân, 26; Müslim, Nezir, 2) anlamındaki hadislerinden, şarta bağlı adakta bulunmayı hoş karşılamadığı anlaşılmaktadır.
İmam Şâfiî ve Ahmed b. Hanbel başta olmak üzere bazı fakihler yukarıdaki hadislere dayanarak nasıl olursa olsun adak adamanın mekruh olduğu görüşündedirler (Nevevî, el-Mecmû‘, VIII, 450; İbn Kudâme, el-Muğnî, XIII, 261).
Bununla birlikte, Allah’a isyan ve mâsiyeti içermediği sürece, hangi grupta yer alırsa alsın, adakta bulunulduğunda yerine getirilmesi dinen vacip görülmüştür (Kâsânî, Bedâi‘, V, 82).
Answers ( 2 )
Adak diğer bir adı ile nezir; bir ibadeti yapmayı kendisine farz veya vacip kılmak anlamındadır.
Alimlerin bir kısmına göre; ne şekilde olursa olsun adak adamanın mekruh olduğunu söylemişlerdir.
Alimlerin diğer bir kısmına göre; hiçbir dünyalık menfaat ummadan adak adamanın caiz olduğu görüşündedirler.
Yine ne şartla olursa olsun Allah’a isyan etmeyi içermediği sürece adağı yerine getirmek vaciptir.
Adak, bir kişinin Allah’a verdiği bir söz veya vaattir. Genellikle, bir kişi Allah’a bir dileği yerine getirilmesi için bir adak yapar. Bu, genellikle bir şeyin başarılması ya da bir zor durumun atlatılması amacıyla yapılır. Adağın yerine getirilmesi için kişinin belirli bir davranış sergilemesi veya bir şey yapması gerekir.
İslam dininde adak yapmak helal kabul edilir, ancak adakla ilgili bazı kurallar vardır. Örneğin, adak yalnızca Allah’a yapılabilir, başka bir varlık ya da insan adına adak yapılmaz. Ayrıca, adağın yerine getirilmesi, bir kişinin maddi ya da manevi yükümlülüğüne dönüşmemelidir. Adağın yerine getirilmesi, kişinin gönüllü olarak ve samimiyetle yapması gereken bir davranıştır.
Adak, bir ibadet veya Allah’a yakınlaşma aracı olarak değil, sadece bir vaat ve dilek olarak kabul edilir.