Paylaş
Adalet ne demektir? islamda adalet kavramı
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
Adalet nedir adalet ne anlama gelir?
Düzenli ve dengeli davranma, her şeyin ve herkesin hakkını verme, haksızlıklardan uzaklaşarak orta yolu tutma, bir şeyi yerli yerine koyma, insaf ve eşitlik anlamında bir terimdir. Geniş kapsamlı bir kavram olan adâletin zıttı zulüm,* gadr* ve insafsızlıktır.
İslâm’da adâlet, hukuk önünde herkese eşit davranmak, kültür, bilgi ve mevkî farklılıklarından dolayı insanlara başka başka davranmamak demektir. İslâm bu anlamda her ferdin ve her toplumun karşılıklı olarak işlerinde değişmez bir ölçü şeklinde yerini almış, istek ve heveslere yer vermemiş, sevgi ve nefretlere uymamış, akrabalık ve yakınlık bağlarına göre ayarlanmamış, zengin-fakir ayırımı gözetmemiş, kuvvetli ve zayıf farkını göz önüne almış bir adalet anlayışı getirmiştir. Bunun için İslâm, toplum içinde yaşayan bütün kesimlerin birliğini sağlayan prensipler koymuş, ümmetin güvenliğini garanti altına alan bir düzen kurmuştur. “Ey iman edenler adaleti ayakta tutarak Allah için şahitlik* edenler olun. Kendinizin, ana ve babanızın aleyhinde bile olsa (şahitlik ettiğiniz kimseler) zengin veya fakir de olsalar (adaletten ayrılmayın). Çünkü Allah ikisine de daha yakındır. Adaleti yerine getirebilmek için hevâ ve hevesinize uymayın. Eğer eğri davranır veya yüz çevirirseniz, Allah yaptıklarınızdan haberdardır.” (en-Nisa, 4/135).
https://www.dinisorusorcevapal.com/soru/hablullah-ne-demektir-islamda-hablullah-kavrami |
Answers ( 1 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
İSLAM VE ADALET
Toplumu ayakta tutan, hem fert hem cemiyet için huzur ve güven kaynağı olan evrensel ilkelerden birisi de adalettir. Adalet kişinin kendine, Allah’a ve toplumun diğer bireylerine karşı her zaman ve her şart altında gözetmek durumunda olduğu; denge, hak, eşitlik, orta yol gibi değerleri bir araya getiren yüce bir erdemdir. Bu kavram, kişisel ve toplumsal mutluluğun temeli, olmazsa olmaz unsurudur.
Allah Teâlâ en üstün varlık olarak yarattığı insana karşı tavrını hak ve eşitlik, yani adalet üzerine bina ettiğini şöyle belirtmiştir:
“Mahşer yeri Rabbinin nuruyla aydınlanır. Defterler açılır… İnsanlar hakkında, hiçbir haksızlık yapılmadan adaletle hüküm verilir.” “Biz kıyamet gününe has adalet terazileri koyacağız. Bu sayede hiçbir kimse en ufak bir haksızlığa uğramayacak. Yapılan amel, bir hardal tanesi kadar bile olsa onu getirip bu teraziye koyacağız. O gün hesap görücü olarak biz varız, biz buna yeteriz” .
Toplumun her kesimi sürekli birbiriyle ilişki halinde olduğuna göre, adalet herkese lazım olan toplu bir ihtiyaçtır. Devlet yetkilisi halkına, âmir memuruna, baba çocuklarına, öğretmen öğrencisine, satıcı müşterisine, kısacası herkes muhatabına karşı âdil olmalıdır. Zira bunlardan her insan, toplumun bir kesimine karşı “adaleti gözetmesi gereken” kişi konumundayken, bir başkası karşısında “adalet arayan” durumundadır. Bu nedenle dinimiz İslâm, herhangi bir ayrım yapmadan, mutlak olarak “adaletin gözetilmesini” istemiş, bunu gerçekleştirenlerin “Allah katında, sınırsız merhamet sahibi Rahman’ın yanında nurdan makamlarda ağırlanacaklarını” müjdelemiştir.
Adaletin zıddı zulümdür. Zulüm, toplumda anarşinin ilk ve en önemli sebebidir. Anarşi, toplumun ağır yaralar almasına ve hatta topyekûn tarihten silinmesine sebep olabilir. Tarihin ibret sayfaları, bunun örnekleri ile doludur.
Şüphesiz adaletin en çok arandığı alan, yargıdır. Hatta yargı, bizzat bunun için vardır. Bu vasfıyla yargı; toplumun bireyleri arasındaki dengeyi temin eden, oluşabilecek düşmanlıkları engelleyen, hak ve adaletin şahsî ve keyfî hesaplara göre taksimine engel olan temel müessesedir. Bu nedenle Allah Teâlâ, kendi Elçisini bile uyarır ve O’na “… Eğer aralarında hüküm verirsen, adaletle hükmet. Zira Allah âdil olanları sever” buyurur. Şüphesiz bu husus adalet mensupları için de geçerlidir. “Allah, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hüküm verdiğiniz zaman, adaleti yerine getirmenizi emretmektedir” buyrulur.
Önemine binaen Yüce Allah, adalete uygun bir hâkimlik ve şahitliği doğrudan iman ile ilişkilendirerek şöyle buyurmaktadır.“Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsizliğe itmesin. Adaletli olun; bu, Allah korkusuna daha çok yakışan (bir davranış) tır.”