Paylaş
Affedici ve hoşgörülü olmak
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
HOŞGÖRÜLÜ VE AFFEDİCİ OLMAK
Allah’ın biz kulları için en büyük lütuflarından biriside kullarının hata ve günahlarını afv-u mağfiret etmesidir ki Afv kelimesi sözlükte, silip yok etmek, demektir. Dindeki anlamı ise kötülük ve haksızlık edeni, suç veya günah işleyeni cezalandırmaktan vazgeçip bağışlamaktır. “Afüv” ise Allah Teala’nın güzel isimlerinden (Esma-i Hüsna’dan) biri olup, kullarının günahlarını bağışlayan anlamındadır.
Affetmek akıl karı olanlara yakışan bir sıfat olduğu için onu diğer varlıklardan beklemek abestir. Affetmek bir erdemliliktir bu sebeple bu vasıf en çok Allah’a sonra da onun yeryüzündeki halifesi olan insana yakışmaktadır. Yüce kitabımızda şöyle buyrulmaktadır:
“(Ey Muhammed) Kullarıma, çok bağışlayıcı ve pek esirgeyici olduğumu haber ver”[1]
“O takva sahipleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar, öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah da güzel davranışta bulunanları sever.”[2]
Bütün Peygamberlerin hayatları gözden geçirildiği zaman görülecektir ki dinlerini tebliğ sürecinde karşılaştıkları olumsuz tepkiler karşısında mucizevî yönlerini ortaya koymaktan ziyade hoş görülü ve affedici vasıflarını ortaya koymuşlardır. Bu konuda en muazzam örnek şahsiyet Hz. Muhammed (s.a.v)’dır. “(Ey Muhammed) Af yolunu tut, iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir.”[3] Ayet-i kerimesi nazil olduğu zaman Peygamberimiz kendisine vahiy getiren Cebrail (a.s.)’a sordu: “Bu ne demektir.” Cebrail (a.s):“Allah Tealâ, sana haksızlık edeni bağışlamanı, sana vermeyene vermeni ve seninle ilgisini kesenlerle ilgilenmeni emrediyor” dedi.[4] Evet, o yalancılıkla, sihirbazlıkla, delilikle ve daha birçok kötü şeyle itham edildi ancak bunca kötülüğe ve haksızlığa verdiği tepki hoşgörülü olmak ve affetmekten başka bir şey değildi. Ümmeti olarak bize de yakışan budur.
Kin, nefret ve intikam hırsı gözü körelttiği gibi aklı da köreltir. Nitekim atalarımız demiştir ki “Öfkeyle kalkan zararla oturur.” Yakın tarihte bunun en acı örneğine Mardin’in Bilge köyünde 40 küsur kişinin öldürülmesi ile şahit olduk. Hiçbir ilahi din; mensubuna kin, öfke ve intikamı yakıştırmaz. Zira bu vasıfların insanı insan olmaktan çıkarması muhtemeldir.
Affetmek ve hoş görmek insana asla bir şey kaybettirmez, bilakis Allah katında ve aklıselim olan insanların nazarında değerini arttırır. Peygamberimiz buyuruyor ki: “…Af sebebiyle Allah bir kulun ancak şerefini artırır. Bir kimse Allah için tevazu gösterirse Allah onu yükseltir.”[5] Bir hadis-i kudsi de ise şöyle buyrulmaktadır: “Erdemliliklerin en üstünü, seninle ilişkisini keseni, senin arayıp sorman, seni mahrum bırakana senin ihsanda bulunman ve sana haksızlık edeni senin affetmendir.”[6]
Her şeyin mükemmelini arayan asla mesut olamaz ve de hayattan bir tat alamaz. Hoş görü ve affediciliğin ne olduğunu bilmeyen insan kendi hatalarını göremediği gibi en küçük hatalarından dolayı başkalarını da dışlayacak ve haliyle yalnız kalmaya mahkûm olacaktır. Zira Mevlâna’nın dediği gibi “kusursuz dost arayan dostsuz kalır.”
———————————————
[1] Hicr, 49.
[2] Al-i İmran, 134.
[3] A’raf, 199.
[4] Alusi, Ruhu’I-Maâni, c. 9, s.147.
[5] Müslim, Birr, 19.
[6] Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 438.
Answer ( 1 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Nefreti aşmanın tek bir yolu vardır. Affetmek…
Affetmek; kırgınlığın, küskünlüğün, nefretin hapishanesinden özgürlüğe kavuşmaktır.
Zayıf insanlar affedemezler; affetmek güçlülere mahsus bir meziyettir.
Affetmek ve unutmak iyi insanların bir intikamıdır adeta.
“Sen af yolunu tut, iyiliği emret, cahillerden yüz çevir” (Araf Suresi/199) buyuruyor Rabbimiz.