Paylaş
Ahiret Hayatına İman Kısaca
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
HAYAT DENKLEMİNDE AHİRETE İMAN
Ahiret hakkında kısa bilgi
Bizleri yaratan ve yaşatan Yüce Rabbimiz, Kitabımız Kur’an-ı Kerim de ‘Biz göğü, yeri ve ikisi arasındakileri boş yere yaratmadık'(sa’d, 38/27) diye buyurun Kainatta her şey bir amaca yönelik olarak var edilmiştir.
İnsanın da yaratılış gayesine uygun olarak bu hayatı yaşaması ahirette mutlu olması için önemlidir.
Bu yönüyle ahiret dünya hayatının bir sonucu ve esas hayatın da bir başlangıcıdır.
Bu anlamda Müslüman dünya hayatını da bilinçli geçirmek zorundadır.
Yaşadığı hayatın bir gün ölümle neticeleneceğini ve hesabını vereceğini bilmelidir.
Hesabı verilemeyecek bir yaşantıdan uzak kalmalıdır.
Ahirete iman kişinin dünya hayatını anlamlandırmasına da sebep olur.
Hayatı sadece bu dünyadan ibaret görmek kişiyi gayesizliğe iter.
Kişinin yaptığı olumsuzlukları sadece dünya hayatıyla değerlendirmek, sosyal düzeni bozar, ahlak ve değer dünyamızı altüst eder.
Ayrıca insanda manevi bunalıma ve karamsar bir ruh hâline neden olabilir. Oysa her şeyin bir kar-şılığının olduğunu bilmek kişide huzur ve güvenin oluşmasının da en önemli gerekçesidir. Bu nedenle mü’min her iki dünyası için de dua etmelidir: “Rabbimiz bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi ateşin azabından koru.”
(Bakanı, 2, 201)
AHİRETE İMANIN ÖNEMİ
Sözlükte “son, sonra olan ve sonrakiler” gibi manalara gelen ahiret; ölümden sonra başlayan ve mahşerdeki dirilişten sonra ebediyyen devam edecek olan hayattır. Tevhit ve nübüvvetle birlikte İslami tebliğin üç esasından birini oluşturan ahirete iman, Kuran’ı Kerim’de Allah’a imanla birlikte zikredilmekte, neredeyse her surede ahiretten söz edilmekte, bazen delil ve hüccetlerle bazende misaller verilmek, tasvirler yapılmak suretiyle ahiret insan zihnine iyice yerleştirilmeye çalışılmaktadır.
İnsan, başıboş ve gayesiz yaratılmamıştır. Âdemoğlunun dünyaya gönderiliş gayesi Rabbini tanıması ve Allaha ibadet etmesidir. “Her nefis ölümü tadacaktır”.(1) Ölüm dünya hayatının sonu ahiret hayatının ise başlangıcıdır. Ölümle başlayan bu ebedi yolculuk bir daha asla bitmeyecektir. Çünkü ahiret sonsuzluk mekânıdır. Orası âdemoğlunun ebedi kalacağı, dünyada yüklendiği kulluk görevine uygun bir hayat yaşayıp yaşamadığının, dünyada iken yaptıklarının, yapması gerekirken yapmadıklarının hesabını vereceği yerdir. Orada hiçbir şey gizli kalmaz. “Kim zerre kadar hayır işlemişse onu görecektir, kimde zerre miktarı şer işlemişse onu görecektir.” (2) Ahiret, inananlar için bir esenlik yurdu, inanmayanlar içinse isyanları ve günahları sebebiyle bir azab diyarı olacaktır.
Ahiret gününe inanan kimse Allah’ın ipine sımsıkı sarılır, Rabbinin emirlerini yerine getirmeye çabalar, nehiylerinden de kaçınmaya çalışır. Bu emir ve nehiylerin sahibiyle bir gün yüzleşeceğini aklından çıkarmaz. Hz Peygamber(sav)’in “Elbette kıyamet gününde haklar sahiplerine ödenecektir. Hatta boynuzlu koyundan boynuzsuz koyunun öcü alınacaktır.” (3) hadisi şerifine kulak verip başkalarının haklarına saygılı davranır, meşru yollardan kazanır, kul hakkı yemekten korkar, kendisi sağlıklı ve sağlam olduğu gibi sağlıklı ve sağlam bir toplumun oluşmasına katkısı büyük olur.
Allah’a ve ahiret gününe iman eden kişi her türlü kötülükten uzak durur. Yalan, hırsızlık, dedikodu, gıybet, iftira gibi kötü alışkanlıklardan kendini uzak tutmaya çabalar. Ailesine, akrabalarına ve komşularına karşı vazifelerini bilir ve bu bilinçle hareket eder. Kısaca ahiret ve dirilişe iman eden kişi her hareketinin hesabını vereceğinin şuurunda ve her an Allah’ın kontrol ve denetiminde olduğunun düşüncesinde olarak örnek bir hayatın sahibi olur.
Her geçen gün bizim için takdir edilen ecelimize bir adım daha yaklaştığımıza göre kendimizi ölmeden önce hesaba çekelim.(4) Unutmayalım ki dünya ahretin tarlasıdır, dünyada ne ekersek öbür âlemde de onu biçeceğiz. Bir ayet mealiyle bitiriyorum. “Öyle bir günden korkun ki, o gün Allah’a döndürüleceksiniz. Sonra da herkese kazancı tamamı ile ödenecek ve hiç kimse haksızlığa uğratılmayacaktır.” (5)
——————————-
Kaynaklar:
1-Enbiya,35
2-Zilzal,7-8 3-Tirmizi,Kıyame, 2
4-Tirmizi,Kıyame,25
5-Bakara,281
Cevapla