AHİRETE İMANIN İNSANA KAZANDIRDIKLARI

Ahiret hayatı, Allah’ın adaletinin gereği ve imtihan dünyasının sonucudur. Bütün imtihanların bir sonucu olduğu gibi, dünya hayatının da bir sonucu var.  İnsanlar bu dünyada yaptıklarının karşılıklarını alacaklardır. Bu çerçevede Kur’an, sürekli olarak iman ve salih amelin cennetle; küfür ve günahın ise cehennemle karşılık göreceğini hatırlatarak bizleri uyarmaktadır. Bilindiği gibi; ölümden sonra bizleri, -Kur’an’ın bildirdiği şekilde- başka bir âlemde ebedi hayatın beklediğine inanmak, mümin olmanın şartlarından birisidir.

Ahirete iman; insanın hayatına bir hedef çizerek onu her an iyiye ve güzele teşvik etmektedir. Ahlakımızı güzelleştirmekte ve ruhumuzu olgunlaştırmaktadır. Ahiret inancından yoksun toplumların bunalımları, zararlı alışkanlıkları ve buhranları inancımızın ne derece önemli olduğunu bizlere öğretmektedir. Ferdi ve ictimaî huzurumuz için Allah ve ahiret inancımızı sağlam tutmamız ve kulluğumuzu arttırmamız gerekmektedir.

Ahiretle ilgili ayetlerden birisinde Yüce Allah şöyle buyurmakadır: “Allah’ın rahmetinin eserlerine bir bak: Yeryüzünü ölümünden sonra nasıl diriltiyor! Şüphesiz O, ölüleri de diriltecektir. Zira O, her şeye kadirdir.”[1]

Bir başka ayette ise Rabbimizin tavsiyesi şu şekildedir: “Biz gökleri, yeri ve ikisinin arasındakileri muhakkak ki bir gaye için yarattık. Şüphesiz kıyamet anı gelecektir. Onun için güzel ve yumuşak davran.”[2]

Kıyametin kopacağına ve ahiret hayatının gerçekleşeceğine dair Kur’anda pek çok ayet vardır. Bütün bu ayetler, kıyametin ve ahiretin hak olduğuna delildir. Bu sebeple bizlerin, hesabını veremeyeceğimiz şeylerden sakınmamız gerekir.

Yüce Allah Kıyamet suresinde şöyle buyurmaktadır:

“Kıyamet gününe ve (pişmanlığından dolayı) kendini kınayan nefse yemin olsun; İnsan, kemiklerini bir araya toplayamayacağımızı mı zannediyor? Bilakis biz, onu parmaklarına kadar düzenlemeye kadiriz. Ama insanoğlu halen suç işlemek ister ve “kıyamet günü de ne zamanmış? der.” Gözün kamaştığı, ayın tutulduğu, güneş ve ayın bir araya getirildiği zaman, işte o gün insan: “Nereye kaçabilirim” der. Hayır, hayır; kaçacak bir sığınak yoktur. O gün varılacak tek yer Rabbinin huzurudur. O gün, insanoğlunun yaptığı ne varsa, başından sonuna kadar bildirilir. Özürlerini sayıp dökse de insan, artık kendinin şahididir.”[3]

Sonuç olarak; ahiret hayatıyla ilgili ayetler, bizleri düşünce, inanç ve davranışlarımızda daha dikkatli olmaya sevk etmektedir. Herkesin, stresten şikâyet edip durduğu bu dünyada, bundan kurtulmanın en iyi yolu; Ahiret hayatını düşünerek, Rabbimizin rızası doğrultusunda yaşamak ve ona tevekkül etmektir. Çünkü Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

“Siz dünyayı tercih ediyorsunuz; oysa ahiret daha iyi ve daha kalıcıdır”[4]

——————-

[1] Rum, 30/50.

[2] Hicr, 15/85.

[3] Kıyamet, 75/1–15.

[4] A’la, 87/16.

Ahiret hayatının aşamaları ve anlamları

Ahiret nedir? Diyanet

Ahiretin varlığı nasıl anlaşılır?

Ahiret hayatının başlangıcı ve basamakları