Ahirete İman

Question

AHİRETE INANMAK

Ahiret hayatina iman inanmak

Her gün dünya üzerinde bir değişim yaşandığına hiç dikkat ettiniz mi? İnsanlar, hayvanlar, bitkiler ve gözlerimizle gördüğümüz daha ni ce şeylerin sonsuza kadar hep aynı kalmadığına şahit oluyoruz.

Bazıları doğuyor, bazıları ölüyor. Ölenlerin çoğunluğu ihtiyarlardır, ama ölüm sadece ihtiyarlar için yoktur.

Bebekler de, çocuklar da, gençler de ölüyorlar.

Hayvanlar ölüyorlar.

Çiçekler, ağaçlar, bitkiler mevsimi geçince ölüyorlar.

Çünkü bizi yaratan Allah, her şeye belli bir ömür vermiştir. Insanlara, hayvanlara, bitkilere verilen ömür sona erince, ölüm olay gerçekleşir.

Aynen bunun gibi dünya, ay, yıldızlar, güneş de belli bir süre içit yaratılmışlardır. Allah, onlara da bir ömür vermiştir. Ömürleri sona erdiğinde, dünya, güneş, ay ve yıldızlar öleceklerdir.

Her şeyi yaratan Yüce Rabbimiz: her şeyin bir eskime ve yenilenme içine girmesini böylece her şeyde bir değişim olmasını takdir etmiştir.

Buna göre her canlı için bebeklik, çocukluk, gençlik, yaşlılık ve nihayetinde ölüm evresi vardır.

Benzer evreleri, insan ve hayvanlar dışında kalan diğer tüm canli larda, hatta cansız varlıklarda da görmek mümkündür. Örneğin mevsimler, canlıların hayat evrelerini hatıra getirmektedir. Yani ilkbahar doğum ve gençliğin, yaz olgunluğun, sonbahar yaşlılığın, kış ise ölümün temsilidir.

Dolayısıyla ister canlı olsun, isterse cansiz, görebildiğimiz her şey de Yüce Allah’ın değişim, başkalaşım ve yenilenmeye dair kanunlarını görmek mümkündür.

Zamanın akıp gitmesi ve doğa şartları (sıcak soğuk, rüzgar, yağ mur vs.) gibi etkenler, cansız varlıkların değişim ve başkalaşımına ne den olmaktadır.

Bütün bunlardan anlamamız gereken şunlar olabilir:

Bütün canlı varlıklar için hayat evreleri yani doğum, bebeklik, ço cukluk, gençlik, ihtiyarlık dönemleri varsa, ki vardır.

Ve bütün cansız varlıklar için, yenilenme, eskime, değişme ve başka bir hale geçme gibi durumlar varsa, ki vardır.

O halde Allah, yaratılmış olan her şeye, varlığını sürdürebilmesi için bir ömür biçmiştir.

Sonradan yaratılan hiçbir şey, sonsuza kadar yaşayamaz ve yaşamasi mümkün değildir. Çünkü Allah’tan başka ölümsüz olan ve ebedi bir hayata sahip başka bir varlık yoktur. O halde, kainat ve içindeki her şey, yani yıldızlar, güneş, ay, dünya ve dünyanın içindeki her şey, tayin edilen ömür sona erip de ecel vakti geldiğinde, ölecek ve yok olacaktır. Yüce Allah’ın tayin ettigi ömür bittiğinde ve belirlenen saat geldiğin de, dünya ve üzerinde yaşayan insanlar, diğer canhlar, caresiz varliklar, dağlar, denizler, ay, günes, yıldızlar, kısacası her şey yok olacaktır.

Sadece Ezel (öncesi olmayan) ve Ebedi sonrası olmayan) olan Yuce Allah baki kalacaktır.

 

Peki, ölen bir sey yok olup gitmekte midir? Mesela insan öldügünde, bir daha dirilmeyecek midir?

Her ölüm, aslında yeni bir hayatın başlangıcıdır. Rabbimiz, bizi sadece dünya için yaratmamıştır. Bütün kainatı insanın hizmetine vermiş olan Yüce Allah’ın, insanı sadece geçici bir süre dünyada yaşasın, sonra da ölüp gitsin, toprağa kanışıp yok olsun diye yarattığını düşünmek, akılsızlıktır.

Ölüm, Bir Son mudur? 

Yaratılan her şeyin bir ömrü olduğunu öğrendik. Bir canlının veya cansız olan bir şeyin ömrü bitince, hayatı sona erer ve ölür.

İnsan da her canlı gibi ölümlüdür. Bizi yaratan ve bize can veren Allah, dünyada kısa bir süre yaşayacağımız kadar ömür vermiştir. Allah in bize verdiği ömür günleri sona erince, bizden öncekilerin öldü- gül gibi, bizler de öleceğiz.

Ölüm, bir son değildir. Bilakis ölüm, hiç bitmeyecek olan başka bir dünyaya ilk adım atıştır.

Nasıl ki, her birimiz annemizin karnında şekil alıp canlandıktan sonra, zamanı gelince geçici olan yerimizden dünya hayatına ilk adım attıysak, öldüğümüzde de dünya hayatı sona erecek ve başka bir haya ta adım atmış olacağız.

İnsanın ölmesi ile, başlayacak olan yeni hayat, Aht- bir son de ret Hayatıdır. Gerçek hayat ve sonsuza kadar yaşanılacak yer, yecek olan başka gildir. Bilakis olom, hiç bitme bir dünyaya ilk adım atgtur. Bu nedenle ölum bir son değil, yeni bir baglangıçtır.

Kabir Hayatı Nedir? 

Omur sona erince, Ahiret hayatının başladığını söyledik. Ancak Ahiretten önce, kabir hayatı vardır. Kabir hayatı, kıyamet kopmadan önce, ölen her insanın geçirdiği geçici bir hayattır.

Yani kabir hayatı, Ahiret hayatından önceki son duraktır. Insan is ter mezara korulsun, isterse hiç konulmasın; ister denizde ölsün, isterse uzaya atılsın kabir hayatını görecektir Kabir hayatının adı, aslında ‘Berzah Alemi’dir. Genellikle insanlar mezara konulduğu için Berzah alemine, kabir hayatı denilmiştir. Kabir hayatı, dünya hayatına göre şekil alır. Eğer dünyada Allah’in istediği gibi bir hayat yaşamışsak, kabir hayatımız güzel geçecek ve bizim için cennetten bir bahçeye dönecektir.

Eğer dünyada Allah’ın istemediği şekilde bir hayat yaşarsak, Al lah’a isyan edip kötülükler işlersek, kötü ahlak sahibi olup insanlar ra hatsız edersek, o zaman kabir hayatımız çok zor geçecek ve bizim için (Allah korusun) cehennem çukurlarından bir çukura dönüşecektir.

Allah hepimizi, öldüğümüzde kabir azabından korusun ve bi zim için kabir hayatımızı, cennet bahçelerinden bir bahçeye çevir sin. Amin!

Kabir Hayatının Başlangıcı Nasıldır?

Kabir hayatının dünyadaki yaşantımıza göre şekillendiğini söyledik. Dünyada Allah’ın hoşnut olduğu bir hayat yaşamışsak, kabir hayatımız rahat geçecek ve yerimiz cennetten bir bahçeye dönüşecektir.

Eger dünyada Allah’ın razı olmadığı bir yaşantımız olmuşsa, kabir hayatımız zorlu geçecek ve kıyamet kopuncaya kadar, kabir hayatımız cehennemden bir çukura dönüşecektir. Allah bizi bundan konusun. Amin!

Ölüp de kabre konulduğumuzda, Allah’ın iki melegi tarafından sorguya çekiliriz. Bu iki melek, daha önce Öğrendiğimiz gibi, Münker ve Nekir Melekleridir. Bu melekler, her ölen kişiyi dini ve imani konusun da sorguya çekerler. Peygamber Efendimiz Aleyhisselatu Vesselam’ın bildirdiğine göre, kabir hayatının başlangıcı ve Münker ile Nekir Me leklerinin sorgulaması şöyle olmaktadır:

Olum meleği Mümin kulun ruhunu aldığı zaman melekler onu, göz açıp kapayacak kadar ölüm meleğinin elinde bırakmazlar. Onu alır, kefene koyarlar. Ondan, yeryüzünde bulunan misk kokusu gibi bir koku çıkar. Onu melekler arasından geçirirken: “Bu güzel ruh nedir? derler. Dünyada iken söylenen en güzel ismini söyleyerek: Falan oğlu falandır, derler. Dünya semasına ulaşıncaya kadar çıkarırlar. Nihayet Cenab-ı Allah: “Kulumu ‘illiyyine’ yazınız” diye buyurur. Bu, Cennet’in en yüksek derecesidir. “Ben onu yeryüzündeki cesedine iade edeceğim.” İki melek yanına gelir ve:

Rabbin kimdir derler. Ruh:

Rabbim Allah’tır, der. Onlar

-Dinin nedir derler. Mümin ruh:

-Dinim İslam’dır, der. Onlar:

Bunlar sana bildiren nedir? derler. O da

Allah’ın kitabını okudum, ona inandım ve tasdik ettim, der.

Bunun üzerine semadan bir ses gelir:

Kulum doğru söyledi. Cennet’te maken karluymur. Onun için Cennetten bir kapı açarız der.”

Peygamber Efendimiz Aleyhisselatu Vesselam’ın biktircligine göre kafirlerin kabir hayatı ise, söyle olacaktır: “Ölüm meleği kafir kulun ruhunu aldığı zaman, melekler bu ruhu onun elinde göz oçıp kapayıncaya kadar bıralmazlar. Onu hemen ka lan bir elbiseye koyarlar. Ondan yeryiztirde buluran leş kokusu gibi bir koku çıkar.

Onu semaya yükseltirler. Meleklerin yanından geçerken:

–Bu kötü ruh kimindir? derler.

Melekler, en kötü ismini söyleyerek:

-Falan oglu falandır, derler.

Onun için semanın kapısını açmasını isterler, fakat açılmaz. Allah;

Onun kitabını en aşağı makama yazınız, der

Sonra onun ruhu uzaklaştırılır. Ruhu cesede iade olunur, sonra da iki melek gelir, yanına oturur ve:

-Rabbin kimdir derler. O da:

-Sey şey, bilmiyorum, der. Onlar;

-Dinin nedir derler, o da:

-Şey sey bilmiyorum, der. Onlar

-Size kim peygamber olarak gönderildi? Peygamberiniz kimdir?

Onlar,

-Şey şey, bilmiyorum, der. Bunun üzerine semadan bir ses -Yalan söyledi, Cehennem’deki yerini hazırlayın, der.

Onun için Cehenneme bir kapı açarlar. Cehennem’in harareti ve kokusu gelir, kabri daralır ve onu sıkıştırır. Çirkin yüzlü ve kötü elbise li bir adam gelir ve ona şöyle der

Sana yazıklar olsun, vaat olunduğun gün işte bu gündür.

Kafir ruh ona;

-Sen kimsin? Çirkin yüz kötülük getirdi, der. O da: -Ben senin çirkin amelinim der. Bunun üzerine;

-Rabbin, kıyameti koparma! der.

Sunra kör, sağır, dilsiz ve elinde balyoz olan birisi gelir. Elindeki bu balyozu bir daga vursa toprak olur, ona bir vurur, toprak oluverir. Son ra Allah onu esi haline getirir, tekrar bir daha vurur. Öyle bir çığlık atar ki insanlar ve cinlerden başka her şey duyar.”

işte Sevgili Arkadaşlar: Ahiret hayatına başlamadan önce görecemiz geçi bir hayat olan kabir hayatında rahat etmek Allah’ın melekleri tarafından azap görmemek ve cenne- tin kokulanın duymak için daha dünyada kon Allah’ın istedi gibi yaşamalyır. Allah’ın emirlerine uymalı, her hareketimizde O’nu hognut etmeliyiz. Na mazlarımızı düzenli bir şekilde olmalı, Sevgili Peygamberimiz Aleyhisselatu Vesselam’ın biza ögretmen oldugu sekilde ibadetlerimizi yerine getirmeliyiz.

Kur’an- Kerim’i çokça okumalı, ona nayda kusur etmemeliyiz.

Her zaman iyilik yapmalı ve koca olarak bilinen seylerden uzak durmalyz.

Kıyamet Nedir? 

Sonradan yaratılan hiçbir şeyin kalıcı olmadığını öğrenmiştik. Canlı olsun, cansız olsun her şeye bir ömür verilmiştir.

Kainatın, yani yıldızların, güneşin, ayın, dünyanın ve gözlerimizle göremediğimiz diğer gök cisimlerinin de bir ölüm günü vardır. O gün geldiğinde, her şey yerle bir olacak; yıldızlar dökülecek, güneşin işığı ve ısısı kaybolacak, dünyadaki her şey birbirine girecektir.

Işte bu güne, “Kıyamet Günü’ denir. Kısacası Kıyamet; gözlerimiz le görebildiğimiz maddi hayatı sona erdirip Ahiret hayatının başlama sına sebep olacak olan korkunç olaylardır.

Kıyamet Günü çok dehşetli ve korkunç bir gündür.

Rabbimiz; Kur’an-ı Kerim’in birçok ayetinde, bu korkunç günden bahsetmiştir.

Rabbimiz olan Allah’ın, kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’de bildirdi gine göre, Kıyamet Günü’nde su hadiseler olacaktır.

-Güneş dürülür, ışığı ve ısısı kalmaz,

-Yıldızlar dökülür, dağılıp yayılır

-Yabani ve vahşi hayvanlar bir araya toplatılır

Denizler kaynar fiskırıp taşınılır, Gok yerinden oynar, çatlayıp yanlış,

-Dağlar yürütülür, darmadağın bir sekilde ufalarur60, bir kum yo gini haline döner

-Yer, şiddetli bir sarsıntıyla sarsıtlı62

-Yeryüzü ve dağlar yerlerinden oynatılıp kaldırılır, ardından tek bir çarpma ile birbirlerine çarpılıp parça parça olur.

İşte tüm bunlar, Kıyamet koptuğu esnada olacak hadiselerdir. Pe ki, öyle bir günü görecek olan insanın kalbi, bütün bunlara dayanabilir mi? Elbette buna hiç kimse dayanamaz

İşte bu yüzden de Rabbimiz olan Allah, Mu’min kullarına çok sel katli olduğu için, mü’minlere kıyamet saatini göstermeyecektir. Bu müjdeyi, bize Sevgili Peygamberimiz Aleyhisselatu Vesselam şu hadi siyle bildirmiştir:

“Kıyamet “Allah Allah’ diyen bir kimsenin (Müslümanların üzerine kopmayacaktır.”

Peki, Kıyamet kimlerin başına kopacaktır?

Sevgili Peygamberimiz Aleyhisselatu Vesselam, bunu da su hadi siyle bildirmiştir:

“Kıyamet, sadece serir (ser işleyen, kötü, hayırsız) insanların üze rine kopacaktır!”

HATIRLATMA

Kayametin o korlainç hadiselertyle karplagmamak için mi’minlerden olma- met lamdir. Yani Allah’a inanan, O’nun gösterdigi yolda yürüyen, Allah’ın ve Peygamber Efendimiz Aleyhisselatu Vesselam’ın emirlerini yerine getiren, Al- lain haram koldikdarını yapmayan, sadece helallerle yetinen kişilerden olmama gereklyor.

Kıyametin Ne Zaman Kopacağı Belli midir?

Riyametin ne zaman kopacağını Allah’tan başka hiç kimse bilemez.

Rabbimiz olan Allah, Kur’an-ı Kerim’de geçen bir ayette şöyle buyurmuştur: “Sana, kıyamet saatinin ne zaman gelip çatacağını soruyorlar, de ki: Onu ancak Rabbim bilir. Onun vaktini, O’ndan başka belirtecek yoktur. Göklerin ve yerin, ağırlığını kaldıramayacağı o saat, sizlere ansızın gelecektir…”

Evet, Kıyametin ne zaman kopacağını, Allah’ın dışında hiçbir ya ratılmış bilemez. Hatta bunu ne meleklerin en büyükleri olan Cebrail. Azrail, Israfil ve Mikail Aleyhimusselam, ne de Peygamberlerin sonun cusu, insanların ve bütün yaratılmışların en şereflisi olan Sevgili Pey gamberimiz Aleyhisselatu Vesselam bilmektedir. Çünkü Rabbimiz olan Allah, hiçbir kuluna bu konuda bilgi vermemiştir.

HATIRLATMA

 

Kıyamet Saati’nin ne zaman oldugunu bilmemiz mumkan degildir. Ancak Sevgili Peygamberimiz Alayhisselatu Vesselam, Kıyamet Saat’nin yaklaşnıg- , birçok hadisiyle bildirmiştir. Bu nedenle, and her an kopacakma l yamete hanrlikdi olup ml’minlik vasfimn bozacak hareketlerden kaçınmal- yu. Eger mu’min olarak kalırsak, kıyamet üzerimize kopmayacak, böylece o dehşetli günü görmekten kurtulmuş olacak.

Ayca önümüzde ölüm vardır. Her insanın kıyameti, kandi ölümüdur. Bu nedenle ölüme, “Kıyamet-i Sugra‘ yani küçük kıyamet de denmiştir. Kiyamet- Kübra’ yani Kur’an- Kerim’de belirtilen büyük kıyametin ne zaman kopacağını bilemiyoruz, ancak kendi olümümüze kopacak olan kendi kıyametimizin çok yakın oldugunu bilyoruz. Bu nedenle kendimizi ölmeden sonraki hayata hazırlamak zorundayız. Kendisini olumden sonra hayata hazırlayanlar, hem bu dünyada hem de Ahirette mutluluk ve saadet içinde yaparlar.

Kıyametin Alametleri Var mıdır?

 

Her ne kadar Kıyametin ne zaman kopacağını bilmesek de, ayet ve hadislerde, Kıyametin ne zaman kopacağına dair bazı alametler gösterilmiştir

İslam Alimleri, bunları “Küçük Alametler” ve “Büyük Alametler” diye ikiye ayırmıştır. Peygamber Efendimiz Aleyhisselatu Vesselam’ın hadislerinde bildirdiği kadarıyla, Kıyametin küçük alametleri şunlardır:

– İlmin ortadan kalkıp bilgisizliğin (cehaletin) artması,

-Şarap ve içki tüketiminin artması,

-Zinanın açıktan yapılması,

Kabillyecal ve liyakat sahibi olmayan insanlar söz sahibi olmaları ve emanetin ehil olmayanların eline geçmesi,

-Adam öldürme olaylarının artması,

-Dünya malının bollaması, zekat verilecek fakirin bulunmaması, -Erkolderin, harumlarına uyup anne-babalarınalayan etmeleri

-Güvenilir kişilerin azalması,

-Bid’atlerin çotalması Yani islamda olmayan batıl inançların, sanki islam’ın esaslarındanmış gibi kabul görmesi,

-Dine sarılmayann yani İslam’ı hukkıyla yaşamanın, elde kor ateş tutmak kadar zorlaması,

– İrtidat yani dinden dönme olaylarının artması, Atomun, yaşamaya tercih edilir hale gelmesi…

 

İşte bu sayılanlar. Kıyametin yakinlastığına dair küçük elametlerdir Bir de büyük alametler vardır ki, bunlar ortaya çıktığında, artik Kıya metin kopması çok yakına gelmiş olur.

Kıyametin Büyük Alametleri

Sahabelerden Huzeyfe b. Esid el-Gafari demiştir ki; Resulullah’a ait bir çardağın gölgesinde oturmuş konuşuyorduk, Kıyameti söz konu. su ettik, seslerimiz yükseldi. Bunun üzerine Resulullah Aleyhisselatu Vesselam yanımıza gelerek şöyle buyurdu:

Kıyamet kendisinden önce (su) on alamet çıkıncaya kadar kopmaz – veya olmaz-: Güneşin battığı yerden doğması, Dabbe’nin çık ması, Ye’cuc ve Me’cuc’un çıkmaları, Deccal, Isa b. Meryem, duman, biri doğudan biri batıdan, biri de Arap Yarımadasında olmak üzere üç yerin batması, bunların sonuncusu da Yemen’den; Aden’in en aşa ğısından bir ateşin çıkmasıdır. Bu, insanları mahşere sevk eder.”67

Yukarıdaki hadise göre kıyametin on alameti vardır. Bunlar:

Rabbimizin Kur’an-ı Kerim’de bildirdiği ve Sevgili Peygamberimiz Aleyhisselatu Vesselam’ın hadislerinde haber verdiği kadarıyla, Kiya metin büyük alametleri on tanedir.

Bunlar:

I-Güneşin her zamankinin aksine batıdan dogması

2-Dabbe’nin (Dabbetu’l-Ara) çıkması (Dubbedli’l-Arz- yerden çıkıp da insanlarla konuşacak olan bir canlıdır)

3-Yecüc ile Me’cüc Ün çıkmaları (Ye’cüc ile Me’cuc, bir topluluğun adıdır)

4- Deccal’ın ortaya çıkması

5-Hula b. Meryem Aleyhisselam’ın gökten yere inmesi 6-Dumanın ortaya çıkmasa

7.8,9-Biri doğuda, biri batıda, biri de Arap Yanımadani’nda olmak Atere üç yerin batması

10-Büyük bir ateşin ortaya çıkmasıdır.

 

İşte Peygamber Efendimiz Aleyhisselatu Vesselam’ın hadisinde be lirtilen bu hadiseler, Kıyametin büyük alametleri arasında yer almışlardır.

Bu olayların tamamı ortaya çıktığında, artık Kıyametin her an için kopması söz konusudur. Yüce Allah, tüm Müslümanları o günün deh şetinden muhafaza etsin. Amin!

Kıyamet Günü Ve Olayları

Dört büyük meleği anlattığımızda, Israfil Aleyhisselam’ın Kiyamet’in kopması ile vazifeli melek olduğunu öğrenmiştik.

Kıyametin bütün alametleri bir bir ortaya çıktıktan sonra, kesin sa atini sadece Yüce Allah’ın bildiği Kıyamet anı gelip çatmış demektir.

Yaratıldığı andan, Kıyametin kopacağı saate kadar Yüce Allah’ın emirlerine en küçük bir itaatsizlikte bulunmayan kainat, o korkunç Kıyamet anının gelmesiyle, yerle bir olacaktır.

Kıyamet: Israfil Aleyhisselam’in ‘Sur’ denilen bir boruya üflemesiyle başlayacaktır. Israfil Aleyhisselam, Sur’a ila kez üfleyecektir. Birinci afle meyle kıyamet kopacak, canlı ve cansız her şey ölecektir.

Bu ölümün ardından, İsrafil Aleyhisselâm ikinci kez Sur’a üfleyecek. Bu Ölmedi ise, ölmüş olan bütün insanlar tekrar diriltilecektir.

Tekrar dirilişin tamamlanmasıyla, artık Ahiret hayatı da başlamış olacaktır.

Kıyamet dünya hayatının son bulması ve Ahiret Hayatına geçişin başlangıç anıdır.

Kiyametin kopmasıyla başlayacak olan Ahiret Alemine geçiş ani, bir dizi olaylarla devam edecektir. Bunlar: -Olmiş olan bütün insanların, çürümüş ve toprak olmuş bedenlerinin, topraktan yeniden yeşertilip ruhların bu bedenlere iade edilmesi.

-Tekrar diriltilen insanların Haşr Meydanında toplanması,

– İnsanların dünyada yaptıklarından dolayı hesaba çekilmesi,

– Amellerin tartılacağı Mizanın kurulması, 

-Dünyada iken yaptığımız iyi ve kotu bütün amellerimizin, Kira men Katibin melekleri tarafından kaydedildiği Amel Defterlerinin dağıtılması,

-Sırat Köprüsünden geçiş gibi hadiselerdir.

Bunların sonucunda ya cennete gidenlerden olur ve sonsuz bir mutluluğa kavuşuruz. Ya da Allah korusun, cehenneme gidip Allah’ın büyük azaplarına maruz kalırız.

Allah bütün Müslümanları, cehennemden kurtulup cennete girenlerden eylesin. Amin!

Ashab-ı Cennet Ne Demek? Kısaca

Ahiret hayatının aşamaları ve anlamları

Kıyamet ne demek kısaca belirtileri

Dini Soru Cevap

Her soru cevap verilmeye değerdir, yeter ki aynı konu bize sorulmuş olmasın ve kurallara uygun sorulsun. Lütfen soru yollamadan önce aynı konu var mı diye \\\\"ARAMA\" yapınız. Konu altına yazılan sorulara öncelik tanıyoruz.. Bilginize

Takip Et

Answer ( 1 )

    0
    2020-12-23T14:19:10+03:00
    This answer was edited.

    Öldükten sonra dirilmeye, mahşere, hesaba, âhiret gününe iman etmek, dinimizin temel esaslarından biridir. İnancımıza göre her şeyin Allah tarafından yoktan yaratıldığı, bâkî olan Allah dışında her şeyin bir gün yok olacağı inancı birbirinden ayrı düşünülemez. Varlığın hakikatini, hayatın anlamını, yaratılışın gayesini bilmeyen, ölümü, ölüm ötesini, yeniden dirilişi, kıyameti, hesabı, âhireti anlayamaz. Ahiretin, bizim ebedî yurdumuz, sonsuz ikamet mahallimiz olduğunu kavrayamaz.

     

Cevapla