Paylaş
Alimlere, büyüklere ve faziletli kimselere saygı göstermek
Question
ALİMLERE, BÜYÜKLERE VE FAZİLETLİ KİMSELERE SAYGI GÖSTERME VE ONLARA ÖNCELİK TANIMA, MECLİSLERİNİ YÜCELTME VE DERECELERİNİ ARTIRMA
Allah Teala şöyle buyurmuştur:
Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Bunu ancak saf akıl sahipleri anlar (Zümer: 9).
349/1 وعن أبي مسعود عقبة بن عمرو البدري الأنصاري رضي الله عنه قال : قال رسول اللہ ﷺ : «يؤم القوم أقرؤهم لكتاب الله، فإن كانوا في القراءة سواء فأعلمهم بالسنة، فإن كانوا في الشئة سواء فأقدمهم هجرة، فإن
سلطانه، ولا في كانوا في الهجرة سواء فأقدمهم سناً. ولا يؤمن الرجل الرجل يقعد في بيته على تكرمته ألا بإذنه .
1/349-Ebu Mes’ud Ukbe bin Amr el-Bedri, el-Ensari radıyallahu anhten: Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
Cemaate Allah’ın kitabını en iyi okuyan imamlık eder. Eğer okumada eşit olurlarsa, sünneti en iyi bilen; eğer sünnette eşit olurlarsa, en önce hicret eden; eğer hicrette de eşit olurlarsa, yaşı en büyük olan imamlık eder. Bir adama yetki alanında imamlık edilmez. İzni olmadan önem verdiği yere oturulmaz. Müslim. Bir rivayet de: Islâm’a en önce giren öne geçirilir, denmiştir. Bir rivayet de şöyledir: Cemaate Allah’ın kitabını en iyi okuyan ve okumada en eski olan imamlık eder. Eğer okumaları eşit olursa, en eski hicret eden onlara imamlık etsin. Eğer hicrette eşit olurlarsa, yaşı en büyük olan onlara imamlık etsin. Yetki alanı kendine özel yerdir. Önem verdiği yer de döşek, sedir vb. gibi yerlerdir.
Hadisten çıkan hükümler:
İmamlığa en layık olan Allah’ın kitabını en iyi okuyandır. Eğer okumada eşit olurlarsa, sünneti en iyi bilen. Eğer bunda da eşit olurlarsa, en eski hicret eden. Bunda da eşit olurlarsa, yaşı en büyük olan imamlık eder. Yetkili kimse, ev ve meclis sahibi, mescidin imamıdır. Bunlar izin vermedikçe imamlık bunların hakkıdır. Hicretin fazileti ve İslâm’da önceliğin fazileti. Cemaate imamlık eder sözü, kadınların erkeklere imamlık etmelerinin yasak olduğunu gösterir. Zira kavm (cemaa) kelimesi erkeklere has bir keli medir. Imamlık emanet ve sorumluluktur. Ona ancak ehil olanlar davet edilir. O sırf bir görev ve özel bir çıkar değildir.
٣٥٠/٢ وعنه قال: كان رسول اللہ ﷺ يمسح مناكبنا في الصلاة ويقول: «أستووا ولا تختلفوا فتختلف قلوبكم، ليبني منكم أولوا الأحلام والنهى، ثم الذين يلونهم، ثم الذين يلونهم»
2/350-Yine Ebu Mes’ud Ukbe bir Amr el-Bedri radıyallahu anh diyor ki: Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem namazda omuzlarımı zı bir hizaya getirir ve: Düz durun; eğri durmayın; sonra kalpleriniz de eğrilir. Aklını başını almış olanlar bana yakın dursunlar, sonra da sırasıyla onlara yakın olanlar dursunlar, derdi. Müslim rivayet etmiştir. Aklını başını almış olanlar, buluğa ermiş yahut yumuşak huylu ve faziletli kimseler demektir.
Hadisten çıkan hükümler:
Nevevi şöyle demiştir: Sırasıyla en faziletli olanlar imama yakın dururlar. Zira ikrama en layık olanlar onlardır. Bir de imamın yerine geçmesi lazım olur ki, onlar daha iyidir. Sonra onlar imamı nerelerde uyaracaklarını diğerlerinden daha iyi bilirler. Ayrıca namazın nasıl kılındığını tesbit eder, akıllarına alır, öğrenir, başkalarına da öğretirler. Onlar için bu öncülük sadece namaza mahsus değildir; bütün toplantılar için geçerlidir. Namazda safları düz tutmaya ve ona itina etmeye teşvik. Safların düz tutulması ve omuzların perçinlenmesi; milletin saf birliğine, söz birliğine ve haya tin her alanında, özellikle Allah’ın adını yüceltmek için savaş mey danlarında birlik ve beraberliğe işarettir.
351/3 وعن عبد الله بن مسعود رضي الله عنه قال: قال رسول اللہ ﷺ : «ليليني منكم أولو الأحلام والنهى، ثم الذين يلونهم» ـ ثلاثاً –
«وإياكم وهيشات الأسواق 3/351-Abdullah bin Mes’ud radıyallahu anhten: Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem üç defa:
Aklını ve başını almış olanlar namazda bana yakın dursunlar. Sokaklardaki bağırıp çağırmalardan sakının, demiştir. Müslim. Lügatler: Sokaklardaki bağırıp çağırmalar; karışıklık yapmak, tartışmak, çekişmek, ses ve gürültü etmek, kargaşa çıkarmaktır.
Hadisten çıkan hükümler:
Geçen hadistekine ilaveten: Namaz kılanların önünde, özellikle mescitlerin yakınında gürültü etmekten ve ses çıkarmaktan men edilmiştir. Çünkü mescitler kutsal yerlerdir. Namaz kılanın kafası karıştırılmamalıdır ki daha huzurlu olsun. Na maza ilgi ve önem verilmesi; meşru şekilde kılınması için gerekli ted birlerin alınması.
٣٥٢/٤ وعن أبي يحيى ـ وقيل أبي محمد سهل بن أبي حثمة : بفتح الحاء المهملة وإسكان الثاء المثلثة – الأنصاري رضي الله عنه قال: أنطلق عبد الله بن سهل ومحيصة بن مسعود إلى خيبر ـ وهي يوميذ صلح – فتفرقا، فأتى محيصة إلى عبد الله بن سهل وهو يتشحط في دمه قتيلا، فدفنه ثم قدم المدينة، فأنطلق عبد الرحمن بن سهل ومحيصة وحويصة أبنـا مسعود إلى النبی ﷺ ، فذهب عبد الرحمن يتكلم فقال: «كبر كبر» وهو أحدث القوم ، الحديث . فسكت فتكلما فقال: «أتخلفون وتستحقون قاتلكم؟» وذكر تمام
4/352-Ebu Yahya/Ebu Muhammed Sehl bin Ebi Hasme el-Ensari radıyallahu anh diyor ki: Abdullah bin Sehl ile Muhayyısa bin Mes’ud Hayber’e gittiler. Hayber o günlerde sulh halinde idi. Ayrıldılar. Mu hayyısa Abdullah bin Sehl’in yanına al kızıl kanlar içinde geldi ve ora da öldü. Onu defnetti. Sonra Medine’ye geldi. Abdurrahman bin Sehl ile İbn Mes’ud’un iki oğlu Muhayyısa ve Huvayyısa Peygamber sallal lahu aleyhi ve selleme gittiler. Yaşça en küçükleri olan Abdurrahman konuşmaya başladı. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem: Büyükler konuşsun, büyükler konuşsun, dedi. O da sustu; ikisi konuştular. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem: Yemin eder; katilden hakkını zi almak ister misiniz?” dedi… Müttefekunaleyh.
Lügatler: Hayber’in sulh halinde olması daha önce fethedilip halkı ile anlaşma yapılmış olması demektir. Öldürülen Abdullah bin Sehl idi. Onun Abdurrahman adında bir kardeşi vardı. Bunların da iki amcaoğulları vardı ki onlar da Muhayyısa ile Huvayyısa’dır. Bunlar yaşça Abdurrahman’dan daha büyüktürler. Abdurrahman, Muhayyı sa ve Huvayyısa üçü birden Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin meclisinde bulununca, maktulün kardeşi Abdurrahman konuşmak istedi. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem de ona, senden büyükler konuşsunlar, dedi. Çünkü o, en küçükleri idi.
Hadisten çıkan hükümler:
Faziletleri eşit olduğu takdirde yaşça büyük olanın konuşması müstehaptır. Nitekim eşit olma durumun da bunlara imamlıkta, nikah kıymada vd. şeylerde de öncelik tanınır. Kasame davasında yemin maktulün mirasçılarına düşer. Kasame elli yemin demektir ki maktulün mirasçıları kan iddia ederlerse onlar ye min ederler; katil sanıkları inkar ederlerse onlar yemin ederler.
353/5 وعن جابر رضي الله عنه أن النبي ﷺ كان يجمع بين الرجلين
من قتلى أحد ـ يعني في القبر ـ ثم يقول: «أيهما أكثر أخذاً للقرآن؟» فإذا أشير له إلى أحدهما قدمه في اللحد.
5/353-Cabir radıyallahu anh diyor ki: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Uhut şehitlerini bir kabirde toplar, sonra da:
Bunlardan hangisi Kur’an’ı çok almış?” derdi. Birisi gösterildiği zaman lahde önce onu kordu. Buhari.
Hadisten çıkan hükümler:
Zaruret olduğu zaman iki veya üç ki şiyi bir kabre koymak caizdir. Kur’an’ı çok ezberleyen kabrin kıble çu kuruna daha az bilenden önce konur. Hiçbir şey ezberlemeyenden ise daha çok önce konur. Bu da hafıza saygıyı ve onu onurlandırma ya amaçlar.
354/6 وعن ابن عمر رضي الله عنهما أن النبي ﷺ قال: «أراني في فناولت المنام أتسوك بسواك، فجاءني رجلان أحدهما أكبر من الأخر السواك الأصغر، فقيل لي : كير، فدفعته إلى الأكبر منهما» .
6/354-İbn Ömer radıyallahu anhumadan: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle demiştir:
Rüyamda misvak kullandığımı gördüm. Bana iki adam geldi; biri diğerinden daha büyük idi. Ben misvağı küçüğe uzattım; bana: “Bü yüğe ver,” dediler. Ben de büyüğe verdim. Müslim müsned, Buhari de muallak olarak rivayet etmişlerdir.
Hadisten çıkan hükümler: Eğer sıra yoksa yaşı büyük olanlara misvakta, yemekte, içmekte, yürümekte ve konuşmakta öncelik tanı nir. Eger sira varsa, sagdaki tercih edilir. Müsaade ettigi takdirde bas kasının misvağını kullanmak mekruh değildir.
355/7 وعن أبي موسى رضي الله عنه قال : قال رسول اللہ ﷺ : «إنّ من إجلال الله تعالى إكرام ذي الشيبة المسلم ، وحامل القرآن غير الغالي فيه والجافي عنه، وإكرام ذي السلطان المقسط»
7/355-Ebu Musa radıyallahu anhten: Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Ak saçlı Müslüman’a, aşırıya kaçmayan ve kaba davranmayan Kur’an hafızına ve adaletli devlet büyüğüne ikram etmek Allah Te ala’yı ululamaktır. Hasen hadistir, Ebu Davud rivayet etmiştir.
Lügatler: Ak saçlı Müslüman: Saçı ağarmış ve ömrünü İslâm ve imana hizmetle çürütmüş kimsedir. Kur’an hafızı da, Kur’an okuma ustası demektir. Aşırıya kaçmak onunla amel etmede, gizli veya kapalı manalarını araştırmada ileri giden; kaba davranan da onu terk eden, okumaktan ve onu yaşamaktan uzak duran demektir.
Hadisten çıkan hükümler:
Yaşlı Müslüman’a, Kur’an hafızına ve adil devlet büyüğüne saygı göstermek müstehaptır. Bütün işlerde normal ve mutedil davranmalı; Kur’an’da aşırıya kaçmamalı ve ona karşı kaba (ham sofu) olmamalıdır.
356/8 وعن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده رضي الله عنهم قال : قال رسول اللہ ﷺ : «ليس منا من لم يرحم صغيرنا ويعرف شرف كبيرنا» .
8/356-Amr bin Şuayb’ten, babasından ve dedesinden-Allah onlardan razı olsun-Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem:
Küçüğümüze merhamet etmeyen ve büyüğümüzün şerefini tanı mayan bizden değildir, demiştir. Sahih hadistir. Ebu Davud ve Tirmi zi rivayet etmişlerdir. Tirmizi, hasen sahih olduğunu söylemiştir. Ebu Davud’un bir rivayetinde de, “büyüğümüzün hakkını tanımayan,” denmiştir.
Lügatler: Bizden değildir, ehl-i sünnetten ve bizim yolumuzdan değildir demektir. Hadisten çıkan hükümler: Yaşı küçük Müslümanlara merhamet etmek müstehaptır. Bu da onlara şefkat göstermek ve iyilik etmekle olur.
Büyükleri ululamak, onlara tazim ve saygı göstermek müstehaptır.
357/9 وعن ميمون بن أبي شبيب رحمه الله أن عائشة رضي الله عنها مر بها سائل فأعطته كسرة، ومر بها رجل عليه ثياب وهيئة فأقعدته، فأكل فقيل لها في ذلك . فقال رسول اللہ ﷺ : «أنزلوا الناس منازلهم» .
9/357-Meymun bin Ebi Şebib rahmetullahi aleyh diyor ki: Hz. Aişe radıyallahu anhanın yanına bir dilenci geldi; ona bir ekmek kırığı verdi. Bir de üstü başı düzgün gösterişli bir adam geldi. Onu da oturt tu, yedirdi. Niçin böyle yaptun, diyenlere; Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem bize:
İnsanları layık oldukları yere oturtun, buyurdu, dedi. Ebu Davud rivayet etmiştir. Ancak Meymun Hz. Aişe’ye yetişmemiştir. Müslim bu hadisi, Sahih’inin başında muallak olarak rivayet etmiştir. Hz. Aişe radıyallahu anhadan: Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem bize insanları layık oldukları yere koymamızı emretti dediği nakledilmiştir. Bunu Ebu Abdullah el-Hakim de, kendi kitabı “Ma’rifetü Ulumi’l Hadis” te zikretmiş ve sahih hadistir, demiştir.
Ligatler: Ekmek karigi, ekmek parçası demektir. Üstü başı düz gün de iyi bir halde demektir.
Hadisten çıkan hükümler:
İnsanların rütbe ve konumlarına ri ayete teşvik. Imam Müslim, kadri yüce bir kimseye karşı kusur edil mez, derecesi düşük bir kimseye de, layık olduğundan fazla yer verilmez, demiştir. Herkese hak ettiği kadar verilir. Peygamber hadisini delil olarak kullanmak, şeriatte kuvvetli bir kanıttır. Bu, delilsiz olarak sadece hükmü (sonucu) vermekten daha etkilidir.
٣٥٨/١٠ وعن ابن عباس رضي الله عنهما قال : قدم عيينة بن حصن فنزل على ابن أخيه الحر بن قيس ، وكان من النفر الذين يدنيهم عمر رضي الله عنه، وكان الفراء أصحاب مجلس عمر ومشاوريه – كهولا كانوا أو شباناً ـ فقال عيينة لابن أخيه : يا بن أخي، لك وجه عند هذا الأمير، فاستأذن لي عليه، فأستأذن له، فأذن له عمر رضي الله عنه، فلما دخل : قال هي يا بن الخطاب، فوالله ما تعطينا الجزل، ولا تحكم فينا بالعذل . فغضب عمر رضي الله عنه حتى هم أن يوقع به، فقال له الخر: يا أمير المؤمنين، إن الله تعالى قال لنبيه ﷺ : «خذ العفو وأمر بالعرف وأعرض عن الجاهلين» . وإنّ هذا من الجاهلين. والله ما جاوزها عمر حين تلاها عليه، وكان وقافاً عند كتاب الله تعالى
10/358-Ibn Abbas radıyallahu anh diyor ki: Uyeyne bin Hisn kar deşi oğlu (yeğeni) Hür bin Kays’e misafir oldu. Hür de Hz. Ömer radi yallahu anhe yakın birkaç kimseden biri idi. Kurralar, yaşlı veya genç olsunlar, Hz. Ömer’in danışma meclisinde bulunurlardı. Uyeyne, kardeşi oğluna, yeğenim, senin bu Emir katında itibarın var; benim için izin iste de onunla bir görüşeyim, dedi. O da Hz. Ömer’den izin istedi; o da izin verdi. Uyeyne meclise girer girmez. “Ey Hattab’ın oğlu, sen bi ze yeteri kadar vermez, aramızda adaletle hükmetmezsin,” dedi. Hz. Ömer radıyallahu anh ona kızdı; neredeyse ona ceza verecekti. Hür: “Ey Mü’minlerin Emir’i, Allah Teala Peygamberine: “Affi tut, iyiliği em ret, cahillere uyma,” buyuruyor. Bu da cahillerdendir, dedi. Allah’a ye min ederim ki Hür bu ayeti Hz. Ömer’e okuyunca, orada durdu. Hz. Ömer Allah’ın kitabı söz konusu olunca onu bir adım geçmezdi. Buhari.
359/11 وعن أبي سعيد سمرة بن جندب رضي الله عنه قال: لقد كنت على عهد رسول اللہ ﷺ غلاماً، فكنت أحفظ عنه، فما يمنعني من القول إلا أن ههنا رجالا هم أسن مني .
11/359-Ebu Said Semüre bin Cündeb radıyallahu anh diyor ki.
Ben Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem zamanında bir delikanlı idim. Ondan hadis ezberlerdim. Beni orada konuşmaktan ancak oradaki yaşlı kimselerin heybeti men ederdi. Müttefekunaleyh.
Hadisten çıkan hükümler:
Ibn Allan diyor ki: Hadis âlimleri, bir beldede kendisinden daha bilgili, yahut ezberi daha kuvvetli veyahut yaşı daha büyük bir hadisçi olduğu zaman hadis rivayet etmeyi mekruh saymışlardır. Diğer ilimler ise öyle değildir. Dalia bilgili varken kendisinin o ilimden bahsetmesi mekruh değildir.
١٢/360 وعن أنس رضي الله عنه قال : قال رسول اللہ ﷺ : «ما أكرم
شاب شيخاً لسنه إلا قيض الله له من يكرمه عند سنه»
12/360-Enes radıyallahu anhten: Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem:
Bir genç, sırf yaşından dolayı bir ihtiyara hürmet ederse, mutlaka yaşlandığı zaman Allah da ona hürmet edecek birini hazırlar, buyurmuştur. Tirmizi rivayet etmiş ve garib hadistir, demiştir.
Lügatler: Yaşlı, elliyi aşmış, ihtiyarlık sınırına girmiş demektir.
Hadisten çıkan hükümler:
Zayıf yaşlılara yardım etmek müstehaptır. Ceza amelin cinsinden olur. Allah iyilik edenin emeğini zayi etmez. Güzel ahlak dindendir; din de ancak onunla tamam olur.
BENZER KONULAR:
- Farklılıklara saygı nedir? Örnekler
- Emeğe saygı nedir ?
- saygı kelimesinin anlamı nedir?
- Tümünü görüntüle.
- Farklılıklara saygı nedir? Örnekler
- Küçüklerimize merhamet etmeyen büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir hadisinin açıklaması
- Peygamber efendimize saygı ve sevgi ile ilgili kısa bir mektup
- Çok samimiyet saygıyı azaltır. Çok iyilik suistimal edilir. Çok sevgi nankörlük getirir. Çoklar sıkıntı, Denge Esas.
- Tümünü görüntüle.
- Dini soru sor Cevap Al
- Dini soru sor Cevap Al Sitesi Hakkında Bilgi
- Dini soru sor kimin?
- Dini soru sor imamlar cevaplıyor
- Dini soru sorabileceğim site arıyorum ?
- Tümünü görüntüle.
Answer ( 1 )
Alimlere, büyüklere ve faziletli kimselere saygı göstermek, İslam ahlakında önemli bir erdem olarak kabul edilir. Bu saygı, sadece sözle değil, aynı zamanda davranışlarla da gösterilmelidir. İşte bu saygının birkaç yönü:
Bilgilerine Saygı: Alimlere, bilgi ve hikmetleriyle insanlara rehberlik ettikleri için saygı göstermek gerekir. Onlardan öğrenmek, onların öğütlerini dinlemek ve bu bilgileri hayatımıza uygulamak çok kıymetlidir.
Tecrübelerine Saygı: Büyüklere ve yaşlılara saygı göstermek, onların hayat tecrübelerinden faydalanmak anlamına gelir. Yaşlılar, toplumun hafızası ve akıl hocalarıdır; onların deneyimlerinden ders almak önemlidir.
Faziletli Kimselere Saygı: Faziletli insanlar, ahlaki değerlere ve iyi karaktere sahip kimselerdir. Onlara saygı göstermek, insanın kendi ahlaki gelişimine katkıda bulunur.
Dil ve Davranışla Saygı: Saygı, sadece düşünceyle değil, aynı zamanda doğru bir dil kullanmak ve uygun davranış sergilemekle de gösterilmelidir. Alimlere ve büyüklere hitap ederken edep, nezaket ve tevazu ile konuşmak gerekir.
Toplumsal Huzurun Sağlanması: Alimlere ve büyüklere saygı göstermek, toplumsal huzurun teminatıdır. Böylelikle toplumda hoşgörü, anlayış ve birliktelik güçlenir.
İslam’da, büyüklerin haklarına saygı göstermek ve onlardan faydalanmak, aynı zamanda Allah’a ve peygamberine olan saygının bir parçasıdır. Bu, sadece dini değil, insanî bir değer olarak kabul edilir.