Allahın özel ismi: “ALLAH” celle celaluhu

Arapça Celle celaluhu yazılışı: الله جل جلاله

Allah, Kâinatı yaratan ve yöneten yüce varlıktır.

İslam âlimleri Allah’ı “var olması (vücûd) zorunlu olan ve bütün övgülere layık bulunan varlığın (zat) ismi” olarak tarif etmişlerdir. Bu tarifteki “var olması / varlığı zorunlu olan” kaydı, Allah’ın daima var olduğunu, O’nun yokluğunun düşünülemeyeceğini, var olmak için başka bir varlığın (mevcůd) desteğine muhtaç olmadığını ifade etmektedir. Daima var olan zat yaratılmamış, aksine kendisi dışındaki her şeyi yaratmıştır. Dolayısıyla O, âlemin yaratıcısı ve yöneticisidir. “Bütün övgülere layık bulunan” kaydı ise Allah’ın yetkinlik ve aşkınlık ifade eden isimler ve sıfatlar ile nitelendiğini, dolayısıyla O’nun her yönüyle mükemmel bir varlık olup her türlü eksiklikten uzak bulunduğunu ifade etmektedir. “Allah” lafzı gerçek mabudun yani ibadet edilmeye layık tek varlığın ve yegâne yaratıcının özel adıdır. Bu sebeple O’ndan başka herhangi bir varlığa isim olarak verilmemiş, gerek Arap dilinde gerekse bu lafzı kullanan diğer müslüman milletlerin dillerinde herhangi bir çoğul şekli de oluşmamıştır.

İslam dininin temelini Allah’a iman oluşturur. Bir kişinin mümin olabilmesi Allah’tan başka ilah/tanrı olmadığına iman etmekle; yani Allah’ın var ve bir olduğuna, bütün yetkinlik ve üstünlük sıfatlarına sahip, eksiklik ifade eden sıfatlardan ise uzak ve yüce olduğuna inanmasıyla mümkündür. Bu inanç, aynı zamanda Allah hakkında zorunlu, imkânsız ve mümkün (câiz) olan sıfatları da bilip kabul etmeyi gerektirir. Allah’a iman Kur’ân-1 Kerim ve hadislerde gerek tek başına gerek diğer bazı iman esaslarıyla birlikte olmak üzere sürekli tekrar edildiği gibi, iman esaslarının topluca sayıldığı âyetlerde de ilk sırada zikredilmiştir: “Iyilik, yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz değildir. Asıl iyilik; Allah’a, âhiret gününe, meleklere, kitaplara ve peygamberlere inanan kimselerin yaptığıdır” (el-Bakara 2/177); “Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve âhiret gününü inkár ederse, derin bir sapıklıga düşmüş olur” (en-Nisa 4/136). Aynı şekilde Hz. Peygamber de imanın ne olduğu sorusuna cevap olarak, “İman; Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe, hayır ve şerriyle kadere inanmaktır” (Buhâri, “iman”, 37; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, I, 28) buyurmuş yani topluca zikrettiği iman esasları arasında Allah’a iman esasını ilk sırada zikretmiştir. Bu sebeple bir müminin inanması gereken ilkeleri özlü bir şekilde ifade eden “âmentū” de Allah’a iman ile başlar (bk. ÂMENTÜ).

Allah’a iman esası İslam inancının temeli olması bakımından diğer iman esaslarını da kendi içinde barındırmaktadır. Zira Allah’a inanmak, O’nun bize bildirdiği ve yüklediği her şeyin doğru olduğunu kabullenmeyi de gerektirir. Mümin sırf Allah istediği için meleklere, peygamberlere, kutsal kitaplara, ahiret gününe, hayır ve şerrin Allah’tan olduğuna yani kadere, Allah’ın peygamberleri aracılığı ile insanlara bildirdiği hükümlerin doğruluğuna ve dinin bir parçasını teşkil ettiklerine inanır. Bunlardan herhangi birini reddeden kimse dolaylı olarak Allah’ı yalanlamış, otoritesine karşı çıkmış, böylece küfre girmiş olacaktır. Bu sebeple, bir insanın Allah’a hakkıyla iman etmiş sayılabilmesi için O’nun bütün emirlerini ve yasaklarını da kabul etmesi gerekir. Allah’a iman bir ağacın kökü, diğer iman esasları da o ağacın dalları gibidir.

Konunun Devamı İçin Aşağıdaki konulara bakabilirsiniz:

BENZER KONULAR:

• Allah dendiğinde Celle Celaluhu dememek günah mı ?
• Allah (celle celaluhu)
• Allah cc ne demektir? Celle Celaluhu ifadesinin anlamı nedir
• Allah Azze ve Celle mekandan münezzeh midir
• Allah denince neden teala celle celaluhu ve subhanehu teala denir
• Tümünü görüntüle.

Allah’ın Varlığı

Allah’ın Varlığı

Allah’ın Birliği

Allah’ın Birliği

Allah’ın İsimleri

Allah’ın İsimleri

Allah’ın Sıfatları

Allah’ın Sıfatları ve Anlamları

Allah İnancının Fert ve Toplum Hayatı Üzerindeki Etkileri

Allah İnancının Fert ve Toplum Hayatı Üzerindeki Etkileri

Kaynak: Temel İslam Ansiklopedisi