Paylaş
Allah kimseye kaldıramayacağı yükü yüklemez ne demek
Question
“Allah insana kaldıramayacağı yükü yüklemez.”
(bakara, 2/286)
Bakara Suresi – 286 . Ayeti
“Allah kimseye kaldıramayacağı yükü yüklemez”
Peki o zaman durumu kötü olan insanların durumundan dolayı intihar etmesi bu ayeti tövbe haşa yanlış çıkarmaz mı?
CEVAP:
İslâm kolaylık dinidir. Mükellefiyetlerin, farzların, vaciplerin fazlalığı, buna karşılık mükellefiyetlerin kolaylığı, zor ameller ile mükellef tutmaması gibi özelliklere ve üstünlüklere sahiptir. Takatin üstünde bir mükellefiyet yoktur. Mükellefiyet güç ve kudret oranındadır. İtaat de takat ölçüsündedir. Yüce Allah bir dereceye kadar zorluk bulunan bazı işleri yapmakla mükellef tutabilir; fakat bunlar âdeten güç yetirilebilen ve katlanılabilen zorluklardır. Müslümanların az oldukları zamanlarda, İslâm’ın ilk dönemlerinde on kâfire karşı tek bir Müslümanın sebat göstermesi, insanın hicret etmesi ve vatanından çıkması, ailesinden, vatanından, âdetlerinden ayrılması gibi. Ağır gelen zorluklar ve acı veren işler ise bizden kaldırılmıştır. Bizden önceki ümmetlere bunların bir kısmı mükellefiyet olarak verilmiştir. Tevbe dolayısıyla kendilerini öldürmek ve sidik vb. bulaşmış necasetli yerleri elbiselerinden ve derilerinden kesmekle mükellef tutulmaları gibi. Hamd Allah’adır, minnet duygularımız O’nadır, lütuf ve nimet O’ndandır.
Kısacası, Yüce Allah’ın, “Allah hiç bir kimseye gücünün yeteceğinden başkasını yüklemez” buyruğu Yüce Allah’ın hiç bir kimseye, güç yetiremeyeceği, altından kalkamayacağı şeylerle yükümlü tutmayacağına dair açık bir nastır. Herhangi bir kimseye güç yetiremeyeceği bir teklifte bulunacak olsaydı, Yüce Allah o kimsenin gücü çerçevesinde olmayan şeyleri yapmakla onu mükellef tutmuş olurdu. Bu(nun böyle olmaması) dinin önemli bir esasıdır ve İslâm hükümlerinden önemli bir hükümdür.
Bu fiilen vaki olan durum açısından böyledir. Aklen bunun caiz olup olmamasına gelince: Eş’ariler (aklen) güç yetirilemeyenin teklifinin imkânsız olmadığı görüşündedirler. Şer’an böyle bir şey vuku bulmamış olsa bile bu, aklen mümkündür, derler.
BENZER KONULAR:
Answers ( 2 )
“Allah kimseye kaldıramayacağı yükü yüklemez” ifadesi Kur’an-ı Kerim’de Bakara Suresi, 286. ayette geçmektedir. Bu ayet, Allah’ın insanlara yüklediği sorumlulukların insanların güçlerini aşmayacağına dair bir güvence vermektedir.
Bu ayetin anlamı, insanlara Allah tarafından yüklenen görev ve sorumlulukların kişinin fiziksel ve zihinsel kapasitesini aşmayacağıdır. Yani Allah, insanların güçlerini aşacak derecede ağır yükler yüklemez. Bu nedenle, kişiye verilen her türlü görevi yapması, sorumluluklarını yerine getirmesi ve verilen imtihanlara dayanması mümkündür.
Ancak bu ayet, insanların yaşadıkları zorluklara ve acılara işaret etmez. İnsanlar hayatta zorlu ve acı dolu olaylarla karşılaşabilirler. Ancak bu ayetin vurgulamak istediği, kişinin Allah’ın kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getiremeyecek kadar zayıf olmadığıdır.
İslam inancında “Allah’ın kaldıramayacağı yükü taşımak” tabiri, kişinin yaptıklarının sorumluluğunu üstlenmesi ve hesap gününde hesap sorulmasını ifade eder. Bireylerin bu hayatta yaptıkları seçimlerin ve yaptıklarının hesabını verecekleri ve ahirette bu eylemlerin sonuçlarına katlanacakları fikrini vurgular.
İslami öğretilere göre, Allah (Tanrı) her şeye gücü yetendir ve her şeyi yapabilir. Ancak Allah, insanların yaptıklarından sorumlu tutulacakları bir hesap verme ve adalet sistemi emretmiştir. Bu, hem iyi işleri hem de kişinin yaşamı boyunca işlediği günahları veya ihlalleri içerir.
Allah’ın kaldıramayacağı yükü taşıma kavramı, bireylerin özgür iradeye sahip olduğu ve seçimlerinden sorumlu olduğu anlayışının altını çizmektedir. İyi ve kötü, doğruluk ve günah arasında seçim yapma yeteneğine sahipler ve bu seçimlerinden sorumlu tutulacaklar.
Kıyamet gününde insanlar yaptıklarının karşılığını alacaklardır. Yapılan iyiliklerin mükâfatı, günahların hesabı sorulacaktır. Hiç kimse, amellerinin yükünü sırtında taşıdığı ve bu yükü Allah dahil başkasına devredemeyeceği veya yükleyemeyeceği için, yaptığının sonuçlarından kaçamaz.
Bu kavram, kişisel sorumluluğun, kendi kendine hesap verebilirliğin ve kişinin eylemlerinde ve niyetlerinde doğruluk için çabalama ihtiyacının önemini hatırlatır. Günahları bağışlama ve merhamet etme gücü yalnızca Allah’a ait olduğundan, bireyleri seçimlerine dikkat etmeye ve işlenen tüm günahlar veya yanlışlar için tövbe ve af dilemeye teşvik eder.
Nihayetinde bu kavram, İslami öğretilere uygun olarak erdemli ve ahlaki açıdan doğru bir hayat sürmenin önemini vurgulayarak kişisel failliğin önemini ve buna eşlik eden sonuçları vurgular.