Bakara suresi 153. Ayetin meali ve Tefsiri
Arapça
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اسْتَع۪ينُوا بِالصَّبْرِ وَالصَّلٰوةِۜ اِنَّ اللّٰهَ مَعَ الصَّابِر۪ينَ
Meal
Ey iman edenler! Sabrederek ve namaz kılarak Allah’tan yardım isteyin! Çünkü Allah, sabredenlerle beraberdir.
Tefsir
İnsana, ölümü aşağı gözle görme, onu hafife alma, önemsiz sayma ruhunu veren bir takım mânevi değerler vardır. Ama hiçbiri sağlam bir imândan sonra sabretmek ve namaz kılmak kadar tesirli değildir. Resûlüllah (A.S.) Efendimizin putperest ve ateşperestlerle bütün mücâdeleleri sabır ve namaz havası içinde cereyan etmiştir. İnsan şu üç boyutlu âlemde nice nimetlerle ve nice dert ve felâketlerle karşı karşıya bulunuyor. Hayatın iki ağlamak arasında bir tebessümden ibaret olduğunu söylüyenler ne güzel ifâde etmişlerdir. Rivayete göre, Hz. Âdem’in çamuru şekillendikten sonra üzerine kırk gün yağmur yağmıştır; bunun otuz dokuz günü hüzün, bir günü neş’e yağmuru imiş. Görülüyor ki bir gün lehimize ise, ikinci gün aleyhimize oluyor ve hayat bu zikzakı çizerek son durağına kadar uzanıyor.
Gerçek bu olduğuna göre, doğumla ölüm arasındaki mesafeyi faziletle, sabır ve ibâdetle doldurmak için hareket etmek zorundayız. Aneak ilimden güç ve ölçüsünü almamış bir hareket insanı gayesine ulaştırmaktan çok uzaktır. Sadeee ilimden güç alması da kâfi değildir. İlmin de din ile birleşmesi, imândan destek görmesi gerekir. O halde ilmin insanı mutluluk hedefine ulaştırabilmesinin tek şartı, sağlam bir itikadla yüksek ahlâktır.
O bakımdan diyebiliriz ki, hareket ilmin ışığından mahrum olursa kısırlaşır, karanlıkta yol aldığı için yeteri kadar yarar sağlayamaz;, çoğu zaman zararlı bile olur. Ve bu vadide hareketi aydınlatan ilim yalnız madde yani fizikle başbaşa kalır da din ve yüksek ahlâkla birleşmiyeeek olursa, yavaş yavaş materyalizme doğru kayar; manevî değerler sahneden çekilir. İnsanlık için, dertlerini arzedeeek, mânevi boşluklarını dolduracak, ruhlarını tatmin edeeek hakikatler kalmadığı için, mutlak bir umutsuzluk ve huzursuzluk başgösterir. Bu hal tedrîeen anarşizme vasat hazırlar. Artık bu ortamda hareket ve ilmin düzeltioi rolü olmaz. Bunun sonueu olarak vatan, millet, ahlâk ve fazîlet, şehitlik ve gazilik birer kuru mefhumdan ibaret kalır.
Bunun içindir ki Kur’ân, imânın bir bölümünü teşkil eden sabır ve namazı, mânevi iki büyük destek olarak sunuyor; savaşta sabrın ve imânın güç ve enerji verdiğine işaret ediyor. Mü’minleri harekete getirip şahlandıran bu güç, ölümü küçük ve önemsiz gösterir. Şehît düşenlerin aslında ölmediklerini, Allah katında diri bulunduklarını, üstün nimetlerle rızıklandıkiarını söz ve ifâdenin en üstün kuvvetiyle anlatıyor.
Cevapla