Allah şeytanın isyan edeceğini biliyor muydu

Question

Allah, İblis’in sapıtacağını bilmiyor muydu?

slam inancına göre, özgür irade, insanın kendi seçimlerini yapabilmesi için Allah tarafından verilmiş önemli bir yetenektir. Allah insanlara doğru yolu göstermekte, onlara rehberlik etmekte ve hidayet etmektedir. Ancak, insanların bu rehberliği takip edip etmeyecekleri kendi iradelerine bağlıdır. Bu inanç, Kur’an ayetlerinde ve İslamî öğretilerde sıkça vurgulanır. Örneğin, Bakara Suresi 256. ayette, “Dinde zorlama yoktur. Artık doğruluk sapıklıktan ayrılmıştır…” denmektedir.

Şeytan ve Özgür İrade

İslam inancına göre, şeytan (İblis), Allah’a karşı gelerek isyan etmiş bir varlıktır. Bu isyan, İblis’in özgür iradesi ile gerçekleştirilmiştir. Allah, İblis’e ve diğer insanlara özgür irade vermiştir ve bu iradenin kullanımı, kişinin kendi seçimlerine bağlıdır. Şeytan’ın insanları saptırma çabaları, insanların imanlarını ve Allah’a bağlılıklarını sınamak için bir vesiledir. Bu bağlamda, şeytanın varlığı, hayatın bir sınav olması ve insanların doğru yolu bulma çabalarını artırmak için bir unsur olarak görülür.

İblis ve Melekler

Bazı İslamî düşünce okullarında, meleklerin özgür iradelerinin olmadığı ve tamamen Allah’ın emirlerine itaat ettikleri kabul edilir. Melekler, Allah tarafından belirlenen görevleri yerine getirirler ve bu görevlerde kendi iradeleri söz konusu değildir. Örneğin, ölüm meleği Azrail’in insanların canını alması bir görevdir ve bu görev sırasında herhangi bir kişisel irade kullanımı söz konusu değildir.

Ancak, İblis’in melek değil, cinlerden olduğu ve cinlerin özgür iradeye sahip oldukları inancı da vardır. Cinler, insanlar gibi iman edebilir veya inkâr edebilirler. İblis, bu bağlamda cinlerin bir üyesi olarak, kendi iradesi ile Allah’a karşı gelmiş ve saptırıcı rolünü üstlenmiştir.

Şeytanın Rolü ve İnsanların Sorumluluğu

İslam inancına göre, şeytanın rolü insanları saptırmak olsa da, nihai sorumluluk insanın kendisine aittir. İnsanlar, kendi iradeleri ile doğru yolu seçme veya sapma özgürlüğüne sahiptirler. Şeytan sadece vesvese verir, insanları yanıltmaya çalışır, ancak karar verme yetisi tamamen insanın kendisine aittir. Bu bağlamda, insanın iradesi ve seçimleri, onların ahiret hayatını belirler. Kur’an’da Rad Suresi 27. ayette, Allah’ın dileyeni hidayete erdireceği ve dileyeni saptıracağı ifade edilmektedir.

İblis’in Görevi ve Allah’a Sadakat

İblis’in görevi konusundaki alternatif görüşlerden biri, onun Allah’ın emirleri doğrultusunda hareket ettiği ve bu nedenle insanları saptırma görevini yerine getirdiğidir. Bu bakış açısına göre, İblis’in insanları saptırma çabaları, Allah’ın insanları sınama iradesinin bir parçası olarak görülür. Bu durumda, İblis’in rolü, insanların imanlarını ve Allah’a olan bağlılıklarını sınamaktır. Ancak, bu görüş geniş kabul görmemektedir ve genellikle İblis’in kendi iradesi ile Allah’a isyan ettiği ve bu isyanın sonucunda lanetlendiği inancı daha yaygındır.

Sonuç

İslam inancında özgür irade, insanın kendi kaderini belirlemesi için verilmiş bir nimettir. Şeytanın varlığı ve onun insanları saptırma çabaları, bu sınavın bir parçasıdır. İnsanlar, doğru yolu seçme veya sapma özgürlüğüne sahip olup, bu seçimlerinin sonuçlarına katlanmak durumundadırlar. Bu nedenle, insanın iradesi, İslam inancında büyük bir öneme sahiptir ve her bireyin kendi seçimlerinin sorumluluğunu taşıdığına inanılır.

İslam inancına göre, Allah’ın insanlara özgür irade vermesi ve Şeytan’ın kötülük yapması konusu oldukça derin ve farklı yorumlara açık bir meseledir. Genel kabul gören anlayışa göre, Allah her şeyi bilen ve her şeye gücü yetendir, ancak insanlara özgür irade vererek onları sınamaktadır. Şeytan da bu sınavda insanları yoldan çıkarmaya çalışır.

İblis’in İsyanı ve Rolü:

İblis’in isyanı ve Allah’ın ona bu rolü vermesi meselesi ise farklı yorumlara yol açmıştır. Genel görüşe göre, İblis’in isyanı kendi özgür iradesiyle yaptığı bir tercihtir. Meleklerin aksine, cinlerin ve insanların özgür iradeleri vardır. İblis de bir cin olduğu için bu özgür iradesiyle Allah’a isyan etmiştir.

Ancak bazı alimler ve düşünürler, İblis’in isyanının Allah’ın daha büyük bir planının parçası olduğunu öne sürmüşlerdir. Bu görüşe göre, İblis’in varlığı ve kötülük yapması, insanların iyiyi ve kötüyü ayırt etmelerine, özgür iradeleriyle doğru yolu seçmelerine yardımcı olur. Bu sayede dünya hayatı bir sınav haline gelir ve insanlar yaptıkları tercihlerle ahiretteki yerlerini belirlerler.

Özgür İrade ve Kader:

İslam inancında kader ve özgür irade kavramları da iç içe geçmiştir. Allah her şeyi önceden bilir ve takdir eder, ancak bu insanların özgür iradelerini kullanmalarına engel değildir. İnsanlar kendi tercihleriyle hareket ederler ve bu tercihlerin sonuçlarına katlanırlar.

Şeytanın Etkisi:

Şeytanın insanları günaha teşvik ettiği doğrudur, ancak onun insanları zorla günaha sürükleme gücü yoktur. İnsanlar, şeytanın vesveselerine uyup uymamakta özgürdürler. Bu noktada kişinin kendi iradesi ve Allah’a olan bağlılığı önemli rol oynar.

Sonuç:

İslam inancına göre, İblis’in isyanı ve kötülük yapması, Allah’ın insanları sınamak için yarattığı bir düzenin parçasıdır. İnsanlar, özgür iradeleriyle iyiyi veya kötüyü seçmekte özgürdürler. Şeytanın vesveselerine karşı koymak ve doğru yolu bulmak için Allah’a yönelmek, dua etmek ve dini emirleri yerine getirmek önemlidir.

Unutmamak gerekir ki, bu konular derin teolojik tartışmalara konu olmuştur ve farklı yorumlar mevcuttur. Bu nedenle kesin bir yargıya varmak yerine, farklı görüşleri değerlendirmek ve kendi inancımız doğrultusunda bir anlayış geliştirmek önemlidir.

Şeytanın İsyanının Sırrı: Allah’ın Bilgisi ve Şefkati

İlahiyatın en karmaşık ve derin meselelerinden biri, şeytanın isyanı ve bu olayın Allah’ın bilgisiyle nasıl bir ilişki içinde olduğudur. Peki, Allah şeytanın isyan edeceğini biliyor muydu? Bu soruya verilecek cevap, birçok teolojik tartışmayı beraberinde getirir. Şeytanın isyanı ve Allah’ın bilgisi konusunda detaylı bir çalışma yapmak, sadece şeytanın isyanının tarihçesini anlamamıza yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda Allah’ın sınırsız bilgisi ve şefkatini de daha derinlemesine değerlendirmemize imkan tanır. Bu yazıda, şeytanın isyanının arkasındaki motivasyonları, Allah’ın bu isyana dair bilgisi ve bu bilginin insanlık için taşıdığı anlamları ele alacağız.

Ana Noktalar

  1. Şeytanın isyanının kökenlerini inceleyeceğiz.
  2. Allah’ın şeytanın isyanını nasıl öngördüğünü tartışacağız.
  3. Şeytanın isyanı ve ilahi bilgi arasındaki ilişkiyi değerlendireceğiz.

Şeytanın İsyanı: Mitolojik Kökenler ve İlahiyat Perspektifleri

Şeytanın isyanı, birçok dinde ve mitolojide önemli bir yer tutar. İlahi kaynaklara göre, şeytan başlangıçta melekler arasındaydı, fakat isyan ederek Tanrı’ya başkaldırdı. Bu olay, teolojik açıdan farklı şekillerde yorumlanır. Bize sıkça sorulan soru şudur: “Allah şeytanın isyan edeceğini biliyor muydu?” Cevap, genellikle ilahi bilginin kapsamına dayandırılır.

Şeytanın İsyanı ve Allah’ın Bilgisi

İsyan eden şeytan ve Allah’ın bilgisi arasında sıkı bir bağlantı kurulur. Tanrı’nın her şeyi bilen ve gören bir varlık olduğu kabul edilir. Dolayısıyla, şeytanın isyanı da Tanrı’nın bilgisi dahilindedir. Ancak bu bilgi, şeytanın özgür iradesini kullanmasını engellemez.

  1. Mitolojik Kökenler: Şeytanın isyanı, farklı kültürlerde çeşitli mitolojik hikayelerle anlatılır.
  2. İlahiyat Perspektifleri: Dinler, şeytanın isyanını ve Allah’ın bu isyanı bilip bilmediğini farklı şekilde yorumlar.
  3. Teolojik Tartışmalar: Çoğu bilim insanı, Allah’ın her şeyi bildiğini ve bu bilgiye rağmen şeytanın özgür irade kullandığını savunur.

Bu bağlamda, Adem ile Havva’nın cennetten kovulması gibi olaylar da Allah’ın bilgisi çerçevesinde değerlendirilir. Şeytanın isyanı, Tanrı’nın mutlak bilgisi ile insanın ve şeytanın özgür iradesi arasındaki dengeyi anlamak için önemli bir konudur.

Şeytanın İsyanının Teolojik Boyutları ve İnsan Üzerindeki Etkileri

Şeytanın isyanının teolojik boyutları, dinler tarihi boyunca büyük bir merak ve tartışma konusu olmuştur. İlahiyatçılar, Allah’ın şeytanın isyanını önceden bilmesi konusunda çeşitli görüşler ileri sürmüştür. Bu husus, Allah’ın mutlak bilgisi ve kudreti ile ilintilidir. Şeytanın isyanı ve ilahi bilgi arasında insana dair derin anlamlar bulunmaktadır. Allah’ın şeytanın isyanını öngörmesi, insanların sınavını ve özgür iradeyi nasıl etkilediği üzerine de önemli sorular doğurur.

İsyanın Teolojik Anlamı

Şeytanın isyanı, teolojik anlamda insanın karşılaştığı ahlaki ve manevi zorluklarla derin bir bağ içindedir. Allah’ın ilahi planında şeytanın rolü, iman ve ibadet testleri bağlamında büyük önem taşır.

Allah’ın İblis’e Karşı Merhameti: İnanç ve Şefkat Arasındaki İnce Çizgi

İlahi merhamet, birçok inanç sisteminde önemli bir yer tutar. Allah’ın İblis’e karşı duyduğu merhamet, bu merhametin boyutlarını ve sınırlarını anlamamıza yardımcı olur. İblis, Allah’a karşı isyankar tavrı ile bilinir, ancak bu isyan onun ilahi bilgi ve bilinçten tamamen kopmasını engellememiştir. İsyan eden şeytan dahi Allah’ın rahmetinden tamamen mahrum kılınmaz. İşte bu bağlamda, Allah’ın sonsuz merhameti ve İblis’e karşı olan tutumu, inanç ve şefkat arasındaki ince çizgiyi anlamamızda kritik rol oynar.

Sonuç ve Merhametin Boyutları:

İsyan eden İblis ve Allah’ın ona karşı duyduğu ilahi merhamet, insanların inanç ve şefkat üzerine yeniden düşünmesini sağlar. İlahi bilgi çerçevesinde, insanlar kendi hayatlarına bu prensipleri nasıl uygulayabileceklerini değerlendirmelidir.

Kutsal Metinlerde Şeytanın Rolü: Allah’ın Adaleti ve Sınavları

Kutsal metinlerde şeytan, Allah’ın adaletinin ve insanlara yönelik sınavlarının önemli bir karakteridir. Şeytan, insanların imanını ve sabrını sınar, böylece toplumların manevi gelişimini ve bireylerin ahlaki tutumlarını belirler. Bu metinlerde şeytanın rolü, insanları kötülüğe teşvik etmeye çalışmak ve Allah’ın emirlerine karşı gelmelerine neden olmaktır.

Şeytanın Görevleri

  1. İnsanları İmanlarından Saptırmak: Şeytan, insanların Allah’a olan inancını zayıflatmaya çalışır.
  2. Günah İşlemeye Teşvik: Şeytan, insanları günaha sürüklemeye çalışarak ahlaki değerlerini zedeler.
  3. Allah’ın Sınavlarında Rol Almak: İnsanın sabrını ve imanını sınamak için zorluklar çıkarır.

Böylece, kutsal metinlerde şeytan, Allah’ın adaletini ve sınavlarını ortaya koymada hayati bir rol oynar. Ahiret inancı ve dini metinlerdeki anlatılar doğrultusunda, bu roller ve misyonlar, insanların manevi yolculuğunu belirlemede kritik bir öneme sahiptir.

İsyanın Sebepleri: Şeytanın Kibrinden İlahi Planın Hikmetine

İsyanın kökeninde birçok faktör olsa da, en önemli unsurlardan biri şeytan‘ın kibridir. Kibrin, insanları Tanrı’dan uzaklaştırma ve ilahi düzeni bozma potansiyeli büyüktür. Bu başkaldırı, sadece dünya üzerinde kaosa yol açmakla kalmaz, aynı zamanda insanın manevi yolculuğunu da etkiler. Bu sebeplerden ötürü, ilahi planın hikmetini anlamak, insana iç huzuru ve doğru yolu gösterir. Bu süreçte, insanın içinde bulunduğu durum ve karşılaştığı zorluklar, ilahi planın bir parçası olarak anlaşılmalıdır.

Şeytanın Kibiri

Şeytanın kibri, Tanrı’ya meydan okumasına ve O’nun yarattığı düzeni sorgulamasına neden olur. Bu kibir insanların ruhsal yolculuklarında önemli engeller oluşturur.

Allah’ın Bilgisi ve İblis Efsanesi: Teoloji ve Felsefe Arasında Bir Yolculuk

Teoloji dünyasında, Allah’ın Bilgisi ve İblis Efsanesi sürekli tartışılan önemli konulardır. Allah’ın her şeyi bilen ve her şeye muktedir olan bir varlık olarak kabul edilmesi, felsefi açıdan derinlemesine analizleri beraberinde getirir.

Teoloji ve Felsefi Bakış

Teologlar, Allah’ın bilgisi ile insanların özgür iradesi arasındaki ilişkiyi uzun süredir ele almakta ve bu konunun nasıl açıklanabileceği konusunda çeşitli görüşler sunmaktadır. İblis’in Allah’a isyanı da bu tür tartışmaların merkezinde yer alır. İlahi bilgi ile insan hürriyeti arasındaki bu ilişki, bir yandan ilahi adalet ve hikmet kavramlarını merkeze alırken, diğer yandan da felsefi sorgulamalara yol açar.

“Allah, her şeyi bilendir. O’nun bilgisi, göklerde ve yerdeki her şeyi kapsar.” – Kuran, Bakara 2:255

Bu tür metinler, Allah’ın her şeyi bilmesi ile insanların seçme özgürlüğü arasındaki dengeyi anlamamıza yardımcı olur. İblis’in isyanı ve sonrasındaki olaylar, bu dengeyi daha net bir şekilde görmemizi sağlar.

İnanç ve Şüphe: Şeytanın İsyanı Üzerinden İnsanlık Tarihine Bakış

İnsanlık tarihi boyunca inanç ve şüphe daima bir arada var olmuştur. Bu ikili, insanların yaşamlarını şekillendiren temel güdülerden biridir. Şeytanın isyanı hikayesi, bu dinamiği anlamamıza yardımcı olan önemli bir anlatıdır.

Şeytanın İsyanı ve İnsanlık

Şeytanın isyanı, dini metinlerde sıklıkla yer alan bir hikayedir ve birçok öğretici mesaj içerir. Bu hikayeden yola çıkarak insanlık tarihindeki bazı önemli noktaları daha iyi anlayabiliriz:

  1. İnanç: İnsanoğlunun varoluş amacı ve anlam arayışı.
  2. Şüphe: Bilinmeyen karşısında duyulan korku ve sorgulama ihtiyacı.
  3. İsyan: Güç ve otoriteye karşı gelme arzusu.

Tarihteki büyük olaylar ve devrimler incelendiğinde, insanlar arasındaki inanç ve şüphe dengesinin ne kadar önemli olduğu anlaşılabilir. Bu hikaye sadece dini bir anlatı değil, aynı zamanda insan psikolojisine dair derin bir bakış açısı sunar.

Sonuç

Sonuç olarak, şeytanın isyanı meselesi Allah’ın bilgisi ve şefkatiyle doğrudan ilişkilidir. Allah, her şeyin bilgisine sahip olduğu gibi, şeytanın isyan edeceğini de elbette biliyordu. Bu durumu, insanlık için bir sınav ve bilinçlenme vesilesi olarak kullanmıştır. İnsana iradesini ve seçme hakkını vererek, doğru ile yanlışı ayırt etme imkânı tanımıştır. Bu imtihan süreci, Allah’ın rahmet ve merhametinin bir parçası olarak değerlendirilebilir. Neticede, şeytanın isyanı sadece Allah’ın bilgisi dahilinde gerçekleşmiş olup, insanlar için manevi olgunluğa erişme yolu olarak anlam kazanmıştır.

Sıkça Sorulan Sorular

Allah neden şeytanın isyan edeceğini biliyordu?

Allah, sonsuz ilmi ve bilgisi ile geçmişi, anı ve geleceği bilir. Bu yüzden şeytanın isyan edeceğini de önceden bilmektedir.

Eğer Allah şeytanın isyan edeceğini biliyorsa, neden ona bunu yapmasına izin verdi?

İnsanın özgür iradeye sahip olması gereklidir ve şeytanın isyan etmesi de bu iradenin bir parçasıdır. Allah, insanların doğru yolu bulmasını ve sınavlardan geçerek olgunlaşmasını istemektedir.

Şeytanın isyanı insanları nasıl etkiler?

Şeytanın isyanı, onun insanları yoldan çıkarmaya çalışmasını sağlar. Ancak bu durum, insanların doğru ile yanlışı ayırt ederek kendi iradeleriyle doğruyu seçmelerine olanak tanır.

Şeytanın isyanı dinlerin öğretisinde nasıl yer alır?

Birçok dinde, şeytanın isyanı, kötülüğün ve sapkınlığın bir sembolü olarak kabul edilir. Bu isyan, insanların doğru yol üzerinde kalmaları için bir uyarı niteliğindedir.

Şeytanın isyanı Allah’ın planının bir parçası mıdır?

Evet, şeytanın isyanı Allah’ın planının bir parçasıdır. Bu isyan, insanlara özgür irade ve seçim yapma fırsatı tanır ve böylece insanlar doğru yolu seçerek Allah’a olan bağlılıklarını kanıtlarlar.

BENZER KONULAR:

Answer ( 1 )

    1
    2024-11-26T21:01:05+03:00

    Evet, Allah her şeyi bilendir; geçmişi, şimdiyi ve geleceği kuşatan sonsuz bir ilme sahiptir. Bu nedenle, Allah (c.c.), İblis’in isyan edeceğini ve sapıtanlardan olacağını da elbette biliyordu. Ancak bu bilme, İblis’in kendi iradesiyle yaptığı seçimleri ve sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Allah’ın ilmiyle İblis’in isyanı arasındaki ilişki, kader, irade ve insanın sorumluluğu gibi önemli konuları içerir. Bu soruya İslami bakış açısıyla açıklık getirelim.

    Allah’ın İlm-i Muhit’i (Kuşatıcı İlmi)

    Allah’ın isimlerinden biri olan “El-Alim” (Her şeyi Bilen) ve “El-Habir” (Her şeyden Haberdar), O’nun sınırsız ve eksiksiz bilgisine işaret eder. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur:

    “Şüphesiz ki Allah, göklerin ve yerin gaybını bilir. O, kalplerin özünü bilendir.” (Fatır, 35:38)

    “O’nun ilminden, O’nun dilediği kadarından başka hiçbir şey kavrayamazsınız.” (Bakara, 2:255)

    Allah, İblis’in yaratılışını, ona verdiği özellikleri ve onun neyi tercih edeceğini sonsuz ilmiyle bilmekteydi. Ancak bu bilgi, İblis’in iradesini ve yapacağı seçimleri zorunlu hale getirmez.

    İblis’in İsyanı ve Sorumluluğu

    İblis, Allah’ın kendisine verdiği özgür iradeyi kötüye kullanarak isyan etti. Kur’an-ı Kerim’de, İblis’in secde emrine karşı çıkışı şu şekilde anlatılır:

    “Rabbin meleklere demişti ki: ‘Ben, kuru balçıktan, şekillenmiş kara topraktan bir insan yaratacağım. Ona bir şekil verdiğimde ve ona ruhumdan üflediğimde, hemen ona secdeye kapanın.’ Bunun üzerine meleklerin hepsi toptan secde ettiler. Ancak İblis secde etmedi; büyüklendi ve kâfirlerden oldu.” (Sad, 38:71-74)

    Allah, İblis’e secde emri verdiğinde, İblis kibirlenip bu emre karşı çıktı. Bu, İblis’in kendi iradesiyle yaptığı bir seçimdir. Allah, onun ne yapacağını biliyordu, fakat bu bilgi, İblis’in seçimlerinin sebebi değildir. İblis’in isyanı, kendi iradesiyle işlediği bir günahtır.

    Allah’ın İblis’e Süre Tanıması

    İblis, isyanının ardından Allah’tan kıyamet gününe kadar mühlet istedi:

    “Bana kıyamet gününe kadar süre tanı.” Allah buyurdu: ‘Sen süre verilmişlerdensin.’ ” (Araf, 7:14-15)

    Allah, İblis’in talebini kabul ederek ona mühlet verdi. Bu süre zarfında İblis, insanları saptırmak için çaba göstereceğini söyledi. Allah’ın İblis’e mühlet tanıması, bir imtihan hikmetine dayanır. İnsanların dünya hayatındaki varlık amacı, özgür iradeleriyle doğru yolu bulup bulamayacaklarının denenmesidir. İblis, bu süreçte bir fitne unsuru olarak görev yapar.

    Allah’ın Bilgisi ve İnsan İradesi

    Allah’ın her şeyi bilmesi, insanların özgür iradesini ve yaptıkları işlerden sorumlu olmalarını engellemez. Allah, İblis’in isyan edeceğini ve insanları saptırmaya çalışacağını bilmekteydi. Ancak bu bilgi, İblis’i isyan etmeye zorlamadı; İblis, kendi kibri ve tercihleriyle bu yola girdi. Benzer şekilde insanlar da kendi iradeleriyle seçim yapar ve bu seçimlerden sorumlu tutulurlar.

    Hikmet ve İmtihan

    Allah’ın İblis’i yaratması ve ona mühlet tanıması, dünya hayatındaki imtihanın bir parçasıdır. Bu imtihanın hikmetlerinden bazıları şunlardır:

    1. Doğru ve Yanlışı Ayırt Etme: İblis’in vesveseleri, insanlara doğruyu yanlıştan ayırt etme fırsatı sunar.
    2. Sabır ve İbadette İlerleme: Şeytanın engellemelerine karşı sabır gösterip Allah’a itaat edenler, manevi olarak daha da olgunlaşır.
    3. Allah’ın Rahmetinin Tecellisi: İnsanların hata yapıp tövbe etmeleri, Allah’ın rahmetinin ve bağışlayıcılığının daha açık bir şekilde görünmesine vesile olur.

    Sonuç

    Allah, İblis’in isyan edeceğini ve insanları saptırmaya çalışacağını sonsuz ilmiyle biliyordu. Ancak bu bilgi, İblis’in kendi iradesiyle yaptığı kötü seçimlerin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. İblis’in varlığı, insanlara bir imtihan ortamı sunar ve Allah’ın rahmeti, adaleti ve hikmetinin bir tecellisidir. İnsanın görevi, bu imtihanda sabır ve azimle Allah’ın emirlerine uymak, Şeytan’ın vesveselerine karşı direnerek doğru yolda kalmaya çalışmaktır.

    En iyi cevap

Cevapla