Paylaş
Allah’a nasıl davet edilir?
Question
İslama Davet nasıl yapılır
NASIL ALLAH’A DAVET EDEN BİR DAVETÇİ OLURSUN?
Müslümanlardan çoğu salih olmak ile yetinir, insanla rı düzeltmeyi hiç düşünmezler. O kişiye Allah’a davet etmeyi ve Allah’ın, davetçileri “Allah’a çağıran, salih amel işleyen ve “Kuşkusuz ben müslümanlardanım” diyenden daha güzel sözlü kimdir?” ayeti ile övdüğünü anlattığın zaman bazı insanların şöyle dediğini görürsün: “Ben Allah’a davet etmeye hazır biri değilim.” İnsanlardan çoğu sadece âlim, hafız, fakih, diploma/icaze sahiplerinin veya şeriat fa kültesinde okuyanların Allah’a davet edenler olacaklarını zannederler. Bu doğru değildir. Müslüman kişi insanların en cahili olmasına rağmen Allah’a davet eden biri olabilir. Diyeceksin ki: “Kardeşim ben insanların en cahili olmama rağmen nasıl Allah’a davet eden biri olabilirim?”
Derim ki: Allah’a hamd olsun ki bir insan ufak kitapçıklar veya kasetler dağıtarak Allah’a davet eden bir davetçi olabilir. Şu an kitapçıklar, ufak risaleler, dualar, günlük sünnetler, dergiler ve ufak broşürler çok vardır. Aynı şekilde içinde cennetin özelliklerini, cehennem özelliklerini, kabir azabını ve kıyamet günü mahşer yerini anlatan şeyhlerin kasetleri de çoktur. Elhamdulillah! Mesela, her bir insan kendini ayda yüz değil de on kaset dağıtmaya adasa veya kendisinde faziletli amellerin ve haramlardan sakındırmanın olduğu kitapçıklar satın alıp dağıtsa, bu kişi böylelikle Allah’a davet eden bir davetçi olur.
Yazmayı ve okumayı bilmeyen ama bununla beraber Allah’a davet edenlerden olan yaşlı kadınları duyuyoruz. Diyeceksin ki: Bu nasıl olur?
Bu yaşlı kadın gittiği her sevinç ve üzüntü yerlerinde yanındaki poşetten kasetler ve faydalı kitaplar çıkartıp orada bulunanlara dağıtmıştır ve böylelikle Allah’a davet edenler den olmuştur.
Allah yüce kitabında müminleri şöyle nitelendirmiştir:
“Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyiliği emreder, kötülükten alıkoyarlar.”
O zaman müminin özelliği budur. Münafığın ise özelliği bunun tam tersidir.
“Münafık erkekler ve münafık kadınlar birbirlerin dendir (birbirlerinin benzeridir). Kötülüğü emredip iyiliği yasaklarlar”
Dikkatli ol! Bu mesele gerçekten çok tehlikelidir. Bun dan dolayı Allah şöyle buyurmuştur:
“Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz.”
Neden bizler insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetiz? Bunun sebebi, bizim büyük evler ve saraylar inşa etmemiz, büyük binitlere binmemiz veya marka saatler takmamız mıdır? Hayır!
“Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. Siz iyiliği emreder, kötülükten men edersiniz…”
Düşünün ki sizden biri mescitte, medresede, çarşıda veya beraber toplandığınız yerde akrabalarına; dualar, gün lük sünnetler veya faziletli ameller hakkında kitapçıklar da ğıtsa, bu kitapçık ile amel eden, bu duaları yapan veya bu kitapçıktaki sünneti yerine getiren kişinin sevabını da ala caktır. Çünkü Allah Rasûlü şöyle buyurmuştur:
“Hayra delalet eden onu işleyen gibidir.”
Allahu Ekber! Hayra delalet eden onu işleyen gibidir. Sana hiçbir zorluğu olmayan ancak bol hayırlı olan bu işten neden kendi nefsini mahrum bırakıyorsun? Böylelikle Allah katında Allah’a davet edenlerden yazılırsın. Evet, senin davet olmayabilir. Bazı insanlar şöyle söyleyerek kendileri ne delil getirirler: “Benim davet üslubum yoktur ve konuşma yı da bilmem.” Deriz ki: “Sen kör ve sağır biri olsan dahi kitapçıklar ve kasetler dağıtarak en büyük davetçi olabilirsin.”
Dağıtılmasını tavsiye ettiğim kasetlerden biri de Şeyh Ha lid er-Râşid’in kasetleridir. O kasetler çok faydalı ve tesirlidir. Yüzlerce insan o kasetler ile hidayet bulmuştur. Kendi nefsini bu hayırdan mahrum eyleme ve şeytan seni ağırlaştırmasın ki İsa bin Meryem’ın da şöyle dediği kişilerden olasın:
“Nerede olursam olayım beni kutlu ve erdemli kıldı.”
Yani, her an ve her yerde Allah’a davet edenlerden olur sun. Kasetlerdeki dersler sebebi ile hidayet bulan ve son rasında âlim, şeyh, mücahit ve mescid imamı olan çok kişi duyduk. Bunların sebebi nedir? Sana diyecektir ki: “Vallahi kasette dinlediğim bir dersten çok etkilendim ve hidayeti buldum.”
Düşün ki bu hidayete gelen kişinin yaptığı bütün tes bihat, namaz, hac, oruç, zikir ve Kur’an okuma sevabı, ona bu kaseti hediye eden senin mizanına koyulacak. “Ben buna ehil değilim, ben Allah’a davet etmeye denk biri değilim” diyerek kendi nefsini bu hayırdan mahrum eyleme. Bu şey tandandır.
Allah seni gözetsin! Dersler ve vaazlar ile dolu olan fay dalı kasetleri ve akide, ahlak, ve haramlardan sakındıran şeyler için faydalı kitapları dağıtmak üzere nefsinde bir azim yetiştirmeye çalış. Allah’ın izniyle bu şekilde sen Allah ya davet edenlerden sayılırsın.
Size iki güzel olay anlatmak istiyorum. Bir adamın sa kallarını uzatmış olduğunu gördüm ve dedim ki: “Maşallah! Allah seni hayır ile mükafatlandırsın! Sakalı uzatmanın se bebi nedir?” Dedi ki: “Vallahi kardeşlerden biri -Allah onu hayır ile mükafatlandırsın- bana içinde sakal kesmenin, pa çayı uzatmanın ve müzikli şeylerin hükmünü içeren bir bro şür verdi. Sakal kesmenin haram olduğunu bildiğim andan itibaren sakalımı uzatmaya başladım.”
Bak! Çok kolay ve basit bir iş ve broşür dağıtmanın da bir külfeti yoktur.
Başka bir şahıs bana dedi ki: “Bir kardeşe her ayın üç gününde oruç tutmasını nasihat ettim.” Nebi şöyle buyur muştur: “Kim her ayın üç gününde oruç tutarsa, bütün ömrünü oruç ile geçirmiş gibidir.” Basit ve kolay bir ameldir. Ancak Allah katında sevabı büyüktür. Dedi ki: “Subhanallah! Kendisine nasihat ettiğim ve bu hadisi hatırlattığım o kardeş her ayda üç gün oruç tutmaya başladı.” Subhanallah! Sonra adam evine gitmiş ve nasihat ettiği adamın ailesinin her ay üç gün oruç tuttuğunu görmüş. Bunun sevabı ona bu hadisi hatırlatan kişiyedir.
Biz neden Allah’a davet yolunu zorlaştırıyoruz, kısıtlı yoruz ve araya engeller koyuyoruz? İş çok basit ve kolaydır. Bu, Allah’ın kendisine bol hayır koyduğu kitapçıkları ve ka setleri dağıtmak ile olur.
En önemlisi Allah’ın senin kalbinde başkaları için hay ri istediğini ve toplumunda çalışkan bir parça olduğunu görmesidir. Bizim dinimiz olumsuz insanı sevmez. Bazı insanlar olumsuzdur. Yani ne İslam’a ne de Müslümanlara hizmet ederler. İnsanlar bu ahlaka sahip kişiliği reddeder. Bu tutum bizim dinimizde de reddedilmiştir. Bizim dinimiz, İslam’ımız olumlu insanı sever. Çalışkan insanı sever. Bizim dinimiz meyve veren, Müslümanlar için faydalı kitapçıkları ve kasetleri dağıtarak hayır yayan kişiyi sever.
Bak! Çok kolay ve basit bir iş ve broşür dağıtmanın da bir külfeti yoktur.
Başka bir şahıs bana dedi ki: “Bir kardeşe her ayın üç gününde oruç tutmasını nasihat ettim.” Nebi şöyle buyur muştur: “Kim her ayın üç gününde oruç tutarsa, bütün ömrünü oruç ile geçirmiş gibidir.” Basit ve kolay bir ameldir. Ancak Allah katında sevabı büyüktür. Dedi ki: “Subhanallah! Kendisine nasihat ettiğim ve bu hadisi hatırlattığım o kardeş her ayda üç gün oruç tutmaya başladı.” Subhanallah! Sonra adam evine gitmiş ve nasihat ettiği adamın ailesinin her ay üç gün oruç tuttuğunu görmüş. Bunun sevabı ona bu hadisi hatırlatan kişiyedir.
Biz neden Allah’a davet yolunu zorlaştırıyoruz, kısıtlı yoruz ve araya engeller koyuyoruz? İş çok basit ve kolaydır. Bu, Allah’ın kendisine bol hayır koyduğu kitapçıkları ve ka setleri dağıtmak ile olur.
En önemlisi Allah’ın senin kalbinde başkaları için hay ri istediğini ve toplumunda çalışkan bir parça olduğunu görmesidir. Bizim dinimiz olumsuz insanı sevmez. Bazı insanlar olumsuzdur. Yani ne İslam’a ne de Müslümanlara hizmet ederler. İnsanlar bu ahlaka sahip kişiliği reddeder. Bu tutum bizim dinimizde de reddedilmiştir. Bizim dinimiz, İslam’ımız olumlu insanı sever. Çalışkan insanı sever. Bizim dinimiz meyve veren, Müslümanlar için faydalı kitapçıkları ve kasetleri dağıtarak hayır yayan kişiyi sever.
BENZER KONULAR:
- Tebliğ, davet, Nasihat ve İrşad Kavramları
- davetçi olmak istiyorum
- davet edilmeyen yere gitmek caiz midir?
- Peygamber Efendimiz açıktan davete başladığında Mekkelilerin tepkisi ne olmuştur?
- Peygamberimiz (s.a.v.), İslam davetinin ilk yıllarında ne gibi zorluklarla karşılaşmıştır? Araştırınız.
- Tümünü görüntüle.
Answer ( 1 )
Allah’a davet etmek, Müslümanların en önemli sorumluluklarından biridir. Bu, insanlara İslam’ı anlatma ve onları İslam’a davet etme sürecidir. İşte bu görevi yerine getirmek için birkaç öneri:
Örnek Olmak: İyi bir Müslüman olarak yaşamak, davetin en güçlü yoludur. İslam’ın öğretilerini günlük hayatında göstererek, etrafındakilere örnek ol.
Bilgi Edinmek ve Paylaşmak: İslam’ın temel prensipleri ve öğretileri hakkında bilgi edinmek ve bu bilgileri insanlarla paylaşmak önemlidir. Kendini geliştirmek için kitaplar okuyabilir, seminerlere katılabilir ve İslami kaynaklardan yararlanabilirsin.
Nazik ve Hoşgörülü Olmak: İnsanlara İslam’ı anlatırken nazik, hoşgörülü ve sabırlı olmak önemlidir. İnsanların farklı düşüncelere sahip olabileceğini ve farklı kültürel arka planlardan geldiğini unutmamak gerekir.
İyi İletişim Kurmak: İslam’ı anlatırken etkili iletişim becerilerini kullanmak önemlidir. Dinleyicinin dikkatini çekmek, anlaşılır ve samimi bir dil kullanmak, davetin başarılı olması için önemlidir.
Davet Materyalleri Dağıtmak: İslam’ı anlatan kitaplar, broşürler, CD’ler veya diğer materyalleri insanlara dağıtarak onların İslam hakkında daha fazla bilgi edinmelerini sağlayabilirsin.
Dua Etmek: Allah’a dua etmek, davetin en önemli unsurlarından biridir. İnsanların İslam’ı kabul etmeleri için dua etmek, işin başarılı olması için önemlidir.
Özverili Olmak: Allah’a davet etmek, sabır ve özveri gerektiren bir süreçtir. Bu süreçte karşılaşılan zorluklara rağmen, azimli ve kararlı olmak önemlidir.
Sonuç olarak, Allah’a davet etmek birçok farklı şekilde yapılabilir ve her Müslümanın bu göreve katkıda bulunabilecek bir yolu vardır. Önemli olan, bu görevi yerine getirirken samimi olmak, bilgi sahibi olmak ve karşılıklı saygıya dayalı bir iletişim kurmaktır.