Allah’ın isimlerinden el Alim ne demek

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

Esma-i Hüsna Allah’ın isimleri “ALİM”

el alim esmaul husna

Arapça yazılışı : EL-ALIM العليم

Allah’ın isimlerinden (esmâ-yi hüsnâ) biridir.

“Alîm” ismi “zaman ve mekâna bağlı olmadan, gizli açık, küçük büyük, geçmiş ya da gelecek her şeyi en ince ayrıntısına kadar hakkıyla bilen” anlamına gelir. Allah’ın ilminin mutlak yetkinliğini vurgulayan alîm ismi Kur’ân-ı Kerim’de genellikle esmå-yi hüsnâdan diğer bir isimle birlikte kullanılmıştır. “Alîm” isminin anlamını pekiştiren veya ilahî ilmin çeşitli özelliklerini tanıtan bu isimlerin başında “vâsi ve “semi” isimleri gelir. Allah’ın rahmeti ve kudretinin yanında ilminin de her şeyi kuşattığını ifade eden
“vási ismi “alîm” ismiyle birlikte kullanıldığında Allah’ın ilminin genişliğini daha da kuvvetli bir biçimde vurgulamış olmaktadır. “Alim” ismi Allah’ın her şeyi işittiğini ifade eden “semi” ismiyle birlikte kullanıldığında ise Allah’ın işitilme kapsamında olan her şeyin bilgisine de sahip olduğu, O’nun yaratılmışların işitmesinden farklı bir şekilde işitmek suretiyle de her şeyi bildiği anlaşılır (bk. SEMI’; VÄSİ’), 153 yerde tekrarlanmasıyla Kur’ân-ı Kerim’de en çok zikredilen isimlerin başında gelen “alim” ismi Hz. Peygamber tarafından da Allah’ın isimleri (esma yi hüsnâ) arasında sayılmıştır (Tirmizi, “Daavât”, 82; İbn Mâce, “Duâ”, 10).

Allah’ın ilmi insanın aklına gelen yahut gelmeyen her şeyi kuşatan bir ilimdir. Bu sebeple Kur’ân-1 Kerim’de sıklıkla herhangi bir kayıt konulmaksızın Allah’ın her şeyi bildiği (mesela bk. el-Bakara 2/29; en-Nisa 4/176; el-En’âm 6/101; el-Enfâl 8/75; et-Tevbe 9/115), O’nun ilminin her şeyi kuşattığı bildirilir (et-Talâk 65/12). Bununla birlikte insanın Allah’ın ilminin genişliğini bir nebze anlaması için çeşitli örnekler de zikredilir. Buna göre Allah gizli olanı bildiği gibi gelecekte gerçekleşecek şeyleri de bilir: “Kıyametin ne zaman kopacağının bilgisi Allah katındadır.

Yağmuru O indirir. Rahimlerde olanı O bilir. Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilemez. Ve hiçbir kimse nerede öleceğini bilemez. Allah ise her şeyi bilir, her şeyden haberdardır” (Lokman 31/34). O, insanların dünyadaki hallerini bildiği gibi âhiretteki durumlarını da en ince ayrıntısına kadar bilmektedir: “Haberiniz olsun! Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah’a aittir. O sizin ne halde olduğunuzu bilir. Huzuruna dönecekleri günde bütün yaptıklarını kendilerine O bildirecektir. Allah, her şeyi bilir” (en-Nur 24/64). Dile getirilen veya getirilmeyen her düşünce, kalplerde gizlenen bütün sırlar da O’nun ilmi kapsamındadır: “Sen ister açık ister gizli konuş; O gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir” (Tâhâ 20/7). Hatta “Karada ve denizde olanı O bilir. O’nun bilgisi dışında bir yaprak bile düşmez” (el-En’âm 6/59) âyetinde dile getirildiği gibi en ufak bir şey bile O’nun bilgisi dışında değildir.

Kur’an-ı Kerim’de “alim” (pal) ismiyle aynı kökten türemiş olan álim (), a’lem (ae) ve allâm (plall) kavramları da çeşitli bağlamlarda Allah hakkında kullanılmıştır. “Bilen” anlamına gelen alimle (WI) “çok bilen, yegâne bilen” anlamına gelen allam (pxleJl) isimleri tek başlarına Allah’a nispet edilmemiş, “alimü’l-gayb” (mesela bk. el-En’âm 6/73; Sebe’ 34/3; el-Cin 72/26) ve “allámü’l-guyûb” (bk. el-Maide 5/109, 116; et-Tevbe 9/78; Sebe’ 34/48) tamlamalan şeklinde Allah’ın gaybı (insanın akıl ve duyular yoluyla ulaşamadığı ve hakkında bilgi edinemediği varlık alanı) bildiğini ifade etmek için kullanılmışlardır. Bu sebeple İslam âlimleri tek başına “yä ålim”, “yâ allâm” şeklindeki bir hitabın Allah Teålā hakkında kullanılmasını onaylamamışlardır. “Daha iyi bilen” anlamındaki a’lem kavramı ise ilk bakışta Allah’ın diğer varlıklardan daha iyi bildiğini ifade ediyor gözükse de, hiçbir varlık Allah ile kıyaslanamayacağı için bu kavramı “yegâne bilen” şeklinde anlamak gerekir.

“Alim” ismi Allah’ın mutlak bilgisini ifade ettiği için, esma-yi hüsnâ içerisinde Allah’ın bilgisini çeşitli açılardan vurgulayan diğer bazı isimlerle anlam yakınlığı içerisindedir. Kur’an-ı Kerim’de sıklıkla birlikte kullanıldığı “vâsi” ve “semi” isimlerinin yanında Allah’ın ilminin her şeyi kuşattığını ifade eden “muhit”, her şeyi bildiğini ve hiçbir şeyin O’na gizli kalmadığını bildiren “vâcid”, “her şeyi tek tek ve bütün ayrıntılarıyla bilen” anlamındaki “muhsi”, “her şeyi gözetleyerek bilen” anlamındaki “şehid”, “en gizli ve ince hususları dahi bilen” anlamındaki “latif”, “her şeyin iç yüzünden haberdar olan” anlamındaki “habir” ve “her şeyi gören” anlamındaki “basir” isimleri alim isminin anlamını pekiştiren isimlerdendir (bk. BASİR; HABİR; LATĪF; MUHÎT; MUHSÎ; ŞEHÎD; VÂCİD). Ayrıca Allah’ın her şeyi bildiğini ve bilgisinin sonsuz olduğunu ifade eden ilim sıfatı da alim ismiyle anlam yakınlığı taşır (bk. İLİM).

“Alim” ismi Allah’ın bilgisinin her şeyi kuşattığını, dolayısıyla insanın yapıp ettiği, söylediği ve hatta söylemeyip içinde sakladığı her şeyin Allah tarafından bilindiğini anlatır. Bu da Allah’ın manevi anlamda her an insanın yanında olduğunu gösterir. Bu sebeple Allah’ın alim olduğunu bilen bir mümin, dünya hayatındaki görevinin ve sorumluluklarının da bilincine vararak, iyi bir kul ve insan olmaya çalışır. Böyle bir mümin bildiklerini güzel davranışlarla süslemesi gerektiğinin de bilincinde olur. O’nun her halini bildiğinin farkında olarak hareket eder yanlışlardan kaçınmaya ve her yerde bir bilen olduğunu bilerek hareket etmeye çalışır her halini bilen “Alim”e teslim olur ve kendini güvende hisseder. Kaynak İslam ansiklopedisi diyanet

Diğer konularımız

Esmaül hüsna Allah’ın isimleri ve anlamları

Cevapla