Allah’ın isimlerinden el Azim ne demek

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

AZÎM

العظيم

Allah’ın isimlerinden (esmo-yi hüsna) biri.

“Azim” ismi, “emirlerine karsı gelmek mümkün olmayan, hiçbir zaman aciz bırakılamayan, zatının ve sıfatlarının mahiyeti hakkıyla kavramlamayacak derecede yüce ve büyük olan, saygı gösterilen” anlamına gelir. Kur’an-ı Kerim’de altı ayette geçen “azim” ismi, bunlardan ikisinde “insanın idrak edemeyeceği ölçüde mükemmel ve yüce” anlamındaki “ali” ismiyle (el-Bakara 2/255; eş-Şûrâ 42/4), üç âyette “idare ve terbiye eden, sahip çıkan” anlamındaki “rab” ismiyle (el-Vâkıa 56/74, 96; el-Hakka 69/52) ve bir âyette de “Allah” ismiyle birlikte yer almaktadır (el-Hâkka 69/33).

“Azim” isminin “ali” ile birlikte kullanılması, O’nun yüceliğinin (azamet) dünya hayatındaki üstünlük ölçülerinin çok ötesinde olduğuna işaret eder. İslam dininin esasını oluşturan tevhit ilkesinden yani Allah’ın bir ve tek olduğundan bahseden âyette (Ayetü’l-kürsi), O’nun sonsuz diri olması (hay), her şeyin varlığının kendisine bağlı bulunması (kayyüm), uykuya ihtiyaç duymaması, göklerde ve yerde bulunan her şeyin sahibi olması, günahları ancak O’nun bağışlayabileceği, kudret ve bilgisinin genişliği ve her şeyi gözetmesi gibi Allah’ı diğer varlıklardan ayıran mükemmel özellikler sayıldıktan sonra, “O Allah ali ve azimdir” buyurularak O’nun yüceliği ve karşı konulamaz üstünlüğü vurgulanır (bk. el-Bakara 2/255). “Azim” isminin “rab” ismiyle birlikte kullanıldığı yerlerde, “Allah’ı her türlü eksiklikten uzak tutarak anmak” anlamına gelen tesbih kavramıyla birlikte bulunması da Allah’ın yücelik vasfını pekiştirmektedir. Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın koyduğu yasaklara saygı gösterilmesi gerektiği ifade edilirken de (el-Hac 22/30) azim ismi ile aynı kökten gelen kelimeler (tázim) kullanılmakta; böylece O’nu yüceltmenin, O’nun belirlediği ölçülere uymaktan ve koyduğu sınırları gözetmekten geçtiğine işaret edilmektedir (ayrıca bk. ALI; RAB;
TESBİH). Kur’an-ı Kerim’de bildirildigine göre, Allah Teâlâ peygamberler gönderip insanlara doğru yolu öğreterek, günahkârlanı bağışlayarak ve inananları mükafatlandırıp cennetine koyarak da nimetlerinin ve lütuflarının büyüklüğünü göstermektedir (bk. el-Bakara 2/105; Âl-i İmrân 3/73; el-Hadid 57/21; el-Cum’a 62/2-4).

Hz. Peygamber tarafından esmâ-yi hüsnâ arasında sayılan azim ismi (Tirmizi, “Daavât”, 82; İbn Mâce, “Dua”, 10), onun dualarında da yer almıştır. Nitekim Hz. Peygamber bir sıkıntı anında, “Halim (aceleyle ve kızgınlıkla hareket etmeyen) ve azim olan Allah’tan başka ilah yoktur. Yüce arşın rabbi olan Allah’tan başka ilah yoktur. Göklerin, yerin ve değerli arşın rabbi olan Allah’tan başka ilah yoktur” diye dua ederek Allah Teâla’dan azîm ismiyle dilekte bulunmuştur (Buhâri, “Daavât”, 27; Müslim, “Zikir”, 83). Aynı şekilde Hz. Ali’ye, “Sana, söylediğin zaman affedileceğin bazı cümleler öğreteyim mi?” diyerek içinde ali ve azim isimlerinin geçtiği benzer bir duayı öğretmiştir (Tirmizi, “Daavât”, 80). Ayrıca Hz. Peygamber “Öyleyse azim olan rabbinin adını her türlü eksiklikten uzak tutarak tesbih et” (el-Vâkıa 56/74, 96) âyetindeki emre uyarak, namazda rükû yaparken üç defa, “sübhâne rabbiye’l-azim” demiştir (Müslim, “Salâtü’l-müsâfirin”, 203; Ebû Dâvûd,

“Salât”, 147).

“Azim” ismi Allah’ın bütün mükemmel ve eksiksiz vasıflara sahip olan ve kendisine asla karşı çıkılamayan derecede yüce ve büyük olduğunu, yaratılmışlardan hiçbirinin bu açılardan Allah’a benzemediğini, yaratılmışlardan hiçbirinin Allah’ın hak ettiği gibi yüceltilmeyi (tázim) hak etmediğini ifade eder. Nitekim müminlerin Hz. Peygamber’in emrine uyarak namazların rükûlarında “sübhâne rabbiye’l-azim” (Yüce rabbimi her türlü eksiklikten tenzih ederim; O’nun bütün kusurlardan uzak olduğuna inanırım) şeklinde tesbihte bulunması da bunu her an kendilerine hatırlatmak içindir.

Esma-yi hüsnadan olan ve Allah’ın yüceliğini çeşitli açılardan ifade eden “ali”, “celil”, “kebir”, “müteali” ve “mütekebbir” isimleri “azim” ismiyle anlam yakınlığı olan isimlerdir (bk. CELİL; KEBİR; MÜTEÂLÎ; MÜTEKEBBİR). Aynca Allah’ın yüceliğinin ve büyüklüğünün en önemli göstergesi olan kudretinin
sonsuzluğunu ifade eden “azîz”, “kadir”, “kahhâr”, “kavi”, “muktedir” isimleri de “azîm” ismiyle bağlantılıdır (bk. AZÎZ; KADİR; KAHHÂR; KAVÎ).

Allah’ın azametini kavrayan bir mümin, O’nun bütün eksikliklerden uzak olduğunu ve bütün üstün özelliklere sahip bulunduğunu; O’nun başka varlıklardan farklılığını ve insan idrakinin ötesinde bulunduğunu kavrar. Böyle bir yücelik karşısında kendisinin de, dünyevî hükümranlık, zenginlik vb. sebeplerle büyük görülen insanların da çok küçük ve âciz kaldığının farkına varır. Böylece Allah’a olan saygısı ve bağlılığı artar; kendisini büyük, başkalarını küçük görmek gibi hatalara düşmekten de özenle kaçınır.

Kaynak: İslam ansiklopedisi Diyanet

Cevapla