Allah’ın isimlerinden el Hasib ne demek

Question

HASÎB

Allahin isimlerinden el Hasib ne demek

الحسیب

 

Allah’ın isimlerinden (esma-yi hüsna) biri.

 

“Hasib” ismi, “kullarını hesaba çeken”, “kullarının ister küçük ister büyük olsun maddi-manevi bütün işlerini muhasebe eden” anlamına gelir. “Hasib” isminin Kur’ân-1 Kerim’de geçtiği üç yerde de (bk. en-Nisa 4/6, 86; el-Ahzâb 33/39), “Allah’ın her şeyin muhasebesini eksiksiz bildiği ve hesabı görecek tek varlık olduğu” vurgusu yapılmaktadır. Bu âyetlerin ilkinde yaşı küçük olan yetimlerin mal varlıklarını onlar adına idare eden kimselerin dürüst davranmaları gerektiği ayrıntılı biçimde anlatıldıktan sonra, her şeyi en küçük ayrıntılarına kadar bilen Allah’ın bütün davranışların hesabını soracağı ifade edilmektedir (en-Nisa 4/6). Öte yandan “hesap görenlerin en hızlısı” anlamındaki “esrau’l-hâsibîn”, “hesabı çabuk gören” anlamındaki “serîu’l-hisab” ve “hesap görücüler, adaletle muhasebe edenler” anlamındaki “hasibin” ifadeleri de, Allah Teâlâ için “hasîb” isminin anlam ve muhtevasını destekleyecek tarzda çeşitli ayetlerde kullanılmıştır (mesela bk. el-Bakara 2/202; Al-i İmrân 3/19, 199; el-Mâide 5/4; el-En’âm 6/62; İbrâhîm 14/51; el-Enbiyâ 21/47).

 

“Hasib” ismi Hz. Peygamber tarafından da Allah’ın isimleri aras sayılmış (Tirmizî, “Daavât”, 82), ayrıca hadislerde de geçmiştir. Nitekim “hasib” ismini zikrettiği bir hadisinde Hz. Peygamber şöyle buyurmaktadır: “Sizden biriniz arkadaşını mutlaka övmek istiyorsa, ‘Filanın şöyle olduğunu zannediyorum; bununla birlikte herkesin iç yüzünü bilip onu hesaba çekecek olan Allah’tır; O’nun karşısında kimseyi temize çıkaramam’ desin” buyurmaktadır (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, V, 41, 45-46, 47, Buhâri, “Edeb”, 54, 95; Müslim, “Zühd”,

Allah’ın her şeyi en ince ayrıntısına kadar bilen ve hesaba çeken olması, insanın ve tüm varlıkların yaratılışında bir gaye gözetilmesinin doğal sonucudur. Nitekim Allah “cinleri ve insanları

sadece kendisine kulluk etmeleri için yarattığını” (ez-Zâriyât 51/56) bildirmiş ve “insanın başıboş bırakılmasının söz konusu olmayacağını” (el-Kıyâme 75/36) buyurmuştur. Allah’ın insana yönelik en güzel biçimde yaratma, rızık verme, hayatını sürdürecek uygun imkân ve ortamları sağlama, sorumlu olduğu hususları peygamberler vasıtasıyla bildirme gibi nimetleri karşısında Allah-insan ilişkisindeki son aşamayı Allah’ın insanı hesaba çekmesi oluşturmaktadır. Kişinin âhiretteki nihai durumunun ve konumunun belirlenmesi ve bu dünyada yaptıklarının karşılığını adaletli biçimde görmesi, onun hesaba çekilmesini gerektirmektedir. Hesap soracak makam da Allah Teålâ’dır. O, zerre miktarı olsa bile hem iyiliğin hem de kötülüğün karşılığını verecek (ez-Zilzâl 99/7-8) ve bu konuda kimse haksızlığa uğramayacaktır (Yasin 36/54).

 

“Hasib” isminin bu temel anlamı yanında “kuluna yeten, kifayet eden” anlamı da bulunmaktadır. Bu yönüyle “hasib” ismi Allah’ın kâfi ismiyle eş anlamlı olmaktadır. Haddizatında iki âyette hasib isminin “Hasib (hesap görücü) olarak Allah yeter” (en-Nisa 4/6; el-Ahzab 33/39) şeklinde “kâfi” isminin kökünü oluşturan kifayet kavramıyla birlikte zikredilmesi de bu ilişkiye işaret eder. Nitekim kâinattaki her şeyin varlığa gelmesi, mevcudiyetini devam ettirmesi ancak Allah sayesinde mümkün olmaktadır. Söz gelimi insanda yaşamayı mümkün kılan mekanizmayı, canlıların hayatiyetini koruyan tabiat çevresini yaratan, düzenleyen, yöneten ve sürdüren sadece Allah’tır. Bu yönüyle kullarına her yönden yeten tek gerçek fail sadece Allah’tır.

 

“Hasib” ismi taşıdığı anlamlar itibariyle Allah’ın diğer bazı isimleriyle anlam açısından irtibatlıdır. Bunların başında Allah’ın kullarım hesaba çekmek için bir araya toplayacağını ifade eden “câmi” ismi gelir. Aynca Allah’ın her şeyi tek tek ayrıntılarıyla sayıp bildiğini ifade eden “muhsi”, her şeyi bildiğini, her şeyden haberdar olduğunu ifade eden “alim”, “habir”, “şehid” isimleri ile Allah’ın kullarına yettiğini çeşitli açılardan ortaya koyan “gani”, “kadir” ve “mugni” isimleri de bu kapsamdadır (bk. ALİM; CÂMİ’; GANI; HABİR; KADİR; MUGNI; MUHSI: ŞEHİD).

 

Allah’ın “hasib” isminin anlamını kavrayan bir mümin, her şeyden önce yaşadığı dünya hayatının bir oyun ve eğlenceden ibaret olmadığının; attığı her adımdan, yaptığı her bir işten hesaba çekileceğinin farkında olur. Böyle bir mümin hem insanlara, hem de Allah’a karşı sorumluluk bilinci içerisinde hayatını sürdürür. Ayrıca kıyamet gününde Allah’ın huzuruna çıkmadan önce, hataların telafisinin mümkün olduğu bu dünyada kendi yaptıklarını muhasebe eder; yani geçmişine bakarak iyiliklerinin mi yoksa kötülüklerinin mi çok olduğunu, ömrünü nasıl geçirdiğini değerlendirir.

Nitekim Hz. Peygamber, “akıllı kimsenin, kıyamette hesaba çekilmeden önce dünyada kendini hesaba çekmesini bilen ve davranışlarına ölümden sonrasını göz önünde bulundurarak yön veren kimse olduğunu” bildirmiş (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, IV, 124; Tirmizî, “Sıfatü’l-kıyâme”, 25; İbn Mâce, “Zühd”, 31), Hz. Ömer de buna uygun biçimde, “Siz hesaba çekilmeden önce kendi kendinizi tartın. Büyük hesap gününe hazırlanın. Dünyada iken kendisini hesaba çeken kimsenin âhirette hesabı kolay olur” demiştir (Tirmizî, “Sıfatü’l-kıyâme”, 25). “Hasib” isminin içerdiği anlamın bilincine varan kimsede ilahi adalete güven duygusu gelişeceği gibi, bu kişi her şeyin iç yüzünü bilenin ve hesabı görecek olanın Allah olduğunu bildiğinden dolayı insanlar hakkında zanna dayalı peşin hükümler vermekten uzak duracaktır. Öte yandan “hasîb” isminin anlamını kavrayan bir mümin gerçek anlamda kuluna yetenin sadece Allah olduğunun bilincine varacak, bu sebeple de ihtiyaçlarını yalnız O’na sunacak, yalnız O’na güvenecektir.

Kaynak: İslam ansiklopedisi Diyanet

Dini Soru Cevap

Her soru cevap verilmeye değerdir, yeter ki aynı konu bize sorulmuş olmasın ve kurallara uygun sorulsun. Lütfen soru yollamadan önce aynı konu var mı diye \\\\"ARAMA\" yapınız. Konu altına yazılan sorulara öncelik tanıyoruz.. Bilginize

Takip Et

Cevapla