Allah’ın isimlerinden el Latif ne demek

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

Esmaül Hüsna LATIF

el latif esmaul husna

Latif  isminin arapça yazılışı: اللطيف

El Latif Allah’ın isimlerinden (esma-yi hüsna) biridir.

“Latif” ismi çok geniş bir anlam yüküne sahip olup “en gizli ve ince hususları dahi bilen, yaratılmışların ihtiyacını en ince noktasına kadar bilip sezilmez yollarla karşılayan, lütuf sahibi, kullarına iyilik eden ve merhametle muamelede bulunan, zatı duyularla algılanamayan” anlamlarına gelir. Kur’ân-1 Kerim’de yedi âyette zikredilen “latif” isminin bunların çoğunda Allah’ın her şeyden haberdar olduğunu ifade eden “habir” ismiyle geçmesi bu ismin esas itibariyle Allah’ın ilminin sonsuzluğunu ifade eden bir isim olduğuna işaret etmektedir (bk. el-En’âm 6/103; el-Hac 22/63; Lokmân 31/16; el-Ahzâb 33/34; el-Mülk 67/14). “Latif” ismi Hz. Peygamber tarafından da Allah’ın isimleri arasında sayılmıştır (Tirmizi, “Daavật”, 82; İbn Mâce, “Duâ”, 10).

 

Allah Teâlâ hak ve gerçek ilah oluşunun bir gereği olarak mutlak ilme sahiptir. 0, hiç kimsenin bilemeyeceği hatta sezemeyeceği incelikleri bilir. Öyle ki, insanın içinde olanı dahi bilir: “Sözünüzü ister gizleyin, ister açığa vurun; O kalplerde olan her şeyi bilir. Yaratan yarattığını bilmez mi? O’nun bilgisi her şeyin bütün inceliklerini kapsar (latif) ve O her şeyden haberdardır (habir)” (el-Mülk 67/13-14). İnsanın yaptığı en ufak bir iş bile O’nun ilmindedir: “Yavrum! Yaptığın iş bir hardal tanesi kadar küçük de olsa, bir kayanın içinde de bulunsa yahut göklerde veya yerin dibinde gizlenecek de olsa, Allah onu meydana çıkarır. Çünkü Allah her şeyi bütün incelikleriyle bilir (latif) ve O her şeyden hakkıyla haberdardır (habir)” (Lokmân 31/16), “Latif” isminin Allah’ın ilmindeki sonsuzluğu bildiren bu anlam hadislerde de ifade edilir. Nitekim Hz. Peygamber, kendisini rahatsız etmemek amacıyla bazı şeyleri ona söylemeyen eşi Hz. Äişe’ye, “Sen söylemesen bile, latif ve alim olan Allah bana haber verir” buyurarak (Muslim, “Cenáiz”, 103; Nesai, “Сenaiz”, 103) “latif” isminin bu anlamına işaret etmiştir.

“Latif” ismi Allah Teâlâ’nın kullarına karsı cömertliğini de anlatır. Nitekim insanoğlu muhtaç bir varlıktır. Varliga gelmek için Allah Teåla’ya muhtaç olduğu gibi, varlığını devam ettirmek için de O’na muhtaçtır. İnsanoglu muhtaç olduğu şeylerin bir kısmını bilmekle birlikte, bir kısmının farkında bile değildir. Allah Teâlâ insanın farkında bile olmadığı ihtiyaçlarını da sonsuz ilmiyle bilmekte; insanın bilmediği, hesap edemediği, aklına bile gelmeyen yollardan şefkat ve nezaketle kendisine bahsetmektedir. Bu bahşettiği nimetler, “Allah’ın gökten yağmur indirdiğini, yeryüzünün de onunla yemyeşil hale geldiğini görmedin mi? Şüphesiz Allah, çok lütufkârdır (latif) ve her şeyden hakkıyla haberdardır (habir)” (el-Hac 22/63) âyetinde bildirildiği üzere bazan maddidir; Hz. Yusuf’un rüyasını gerçeğe çevirerek O’nu dünyevi mertebeler vasıtasıyla yüceltmesinde olduğu gibi (bk. Yusuf 12/100) bazan da manevidir. Bütün bunlar O’nun “latif” isminin tecellisidir. Nihayetinde “Allah kullarına karşı çok lütufkârdır (latif), O dilediğini rızıklandırır” (es-Şürá 42/19).

“Latif” ismi bu anlamlarının yanında Allah Teâlâ’nın insanın duyu idrakinin ötesinde olduğunu da ifade eder. Zira duyularla idrak edilebilen bir varlık muhakkak ki yaratılmıştır. Oysa gerçek bir ilah yaratılmış varlıkların özelliklerinden uzak ve yücedir (munezzeh). Bu yönüyle “latif” ismi Allah Teâlâ’nın uluhiyet vasıflarından da haber veren bir isimdir. Nitekim “Gözler O’nu idrak edemez ama 0, gözleri idrak eder. O latiftir, habirdir” (el-En’âm 6/103) äyetinde “latif” isminin, Allah Teala’nın ilminin sonsuzluğunu anlatan anlamının yanında, bu anlamı da ifade edilmektedir.

Taşıdığı bu anlamlar itibariyle “latif” ismi Allah’ın diğer bazı isimleriyle yakın ilişki içerisindedir. Bunların başında Allah’ın ilminin sonsuzlugunu anlatan “habir” ve “alim” isimleri gelir. Ayrıca “kullarına iyilik eden, vaadini yerine getiren” anlamındaki “berr”, “karşılıksız veren, cömertlik gösteren” anlamındaki “kerim”, “bedenlerin ve ruhların gıdasını veren” anlamındaki “rezzak” ve “karşılık beklemeden bol bol veren” anlamındaki “vehhâb”, Allah’ın duyularla algılanamayan bir varlık olduğunu ifade eden “bátın”, varlığını ve birliğini belgeleyen birçok delilin bulunması açısından aşikar mânasındaki “zâhir” isimleriyle anlam yakınlığı içerisindedir (bk. ALÎM; BERR; HABÎR; KERÎM; REZZAK; VEHHÂB; ZÂHİR).

“Latif” isminin anlamını tam olarak kavrayan bir mümin, Allah Teâlâ için gizli saklı hiçbir şeyin olmadığını bilir. Bütün yaptıklarının, hatta içinden geçirdiklerinin bile Allah tarafından bilindiğini kavrar. Bu sebeple davranışlarını bir gün hesap vereceğini bilerek sorumluluk bilinci içinde yapmaya çalışır. Bu mümin her halini bilen Allah’ın O’nun ihtiyaçlarını da en iyi bildiğini, dolayısıyla lütfuyla bunları karşılayacağını bilerek yalnız O’na dayanır. Ayrıca mümin rabbinin kendine bahşettiği nimetleri asla başa kakmadan, şefkat ve nezaketle muhtaç olanlarla paylaşır.

Kaynak: İslam ansiklopedisi Diyanet

Esmaül hüsna Allah’ın isimleri ve anlamları

Cevapla