Paylaş
Allah’ın isimlerinden el Metin ne demek
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
Esmaül Hüsna EL-METÎN
Metin isminin arapça yazılışı : المتين
El-Metin, Allah’ın isimlerinden (esma-yi hüsna) biridir.
“Metin” ismi, “karşı konulamayan ve sarsılmaz güç sahibi” anlamına gelir ve bu anlamıyla Kur’an-ı Kerim’de sadece bir yerde Allah Teâlâ için kullanılmıştır. Burada, Allah’ın gösterdiği doğru yoldan sapan toplumların başına gelen felaketler anlatıldıktan sonra yer, gök ve diğer varlıkların yaratılışından söz edilerek Allah’ın gücü ve kudreti hatırlatılır, ardından insanların ve cinlerin yalnızca O’na kulluk etmek için yaratıldıkları beyan edilir ve nihayet Allah’ın hiçbir şekilde onlara muhtaç olmadığı, aksine onları lah’a muhtaç oldukları ifade edilir: “Rızkı veren ancak Allah’tır ki, sarsılmaz ve karşı konulmaz kuvvet sahibidir” (ez-Zariyat 51/58).
Allah’ın güç ve kudretine işaret eden “kavi”, “kadir” (القدير ” kadir ” ,(القادر) we ” muktedir ” isimleriyle hemen hemen aynı anlamda olan “metîn” isminin, O’nun karşı konulamaz üstünlüğünü ve mutlak irade sahibi oluşunu ifade eden “aziz”, “kahhâr” ve “cebbar” isimleriyle de anlam yakınlığı bulunmaktadır (bk. AZİZ; CEBBÂR; KĀDİR; KAHHÂR; KAVÎ).
Bütün bu isimlerin ortak vurgusu, evrendeki bütün varlıkların gücünün sınırlı ve Allah’ın karşı konulamaz mutlak gücü karşısında değersiz oluşudur. Kur’ân-ı Kerim’de şöyle buyurulur: “Zalimler azap ile yüzyüze geldikleri anda bütün kudretin Allah’a ait olduğunu anlayıp O’nun pek çetin azabını farkedeceklerini keşke şimdiden bilselerdi” (el-Bakara 2/165). Güç ve kudret sahibi olduğunu zanneden ve bununla böbürlenen insanlar aslında sadece boş bir hayale kapılmıştır ve kendilerini aldattıklarını er geç anlayacaklardır: “Ād kavmine gelince, onlar Bizden daha kuvvetli kim var?’ diyerek yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar. Kendilerini yaratan Allah’ın onlardan daha güçlü olduğunu görmüyorlar mıydı?” (Fussilet 41/15).
Dolayısıyla bu isimlerin anlamını kavrayan bir mümin, Allah’ın her şeyi yaratan, yöneten ve her şeyin sahibi olduğunu; hiçbir varlığın O’nun üstünlüğüne, gücüne karşı direnme, karşı koyma veya onun iradesi dışında bir şey yapma imkân ve ihtimali olmadığını bilir. Bu yüzden hem dünya hayatı hem de âhiretle ilgili her konuda sadece Allah’a dayanır ve yalnız O’na tevekkül eder. Her türlü sıkıntı ve zorlukta “lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh” (Her türlü değişim ve gücün kaynağı sadece Allah’tır) diyerek O’na sığınır. Hz. Peygamber ezan dinlerken “hayye ale’s-salâh” (Haydin namaza!) cümlesinden sonra “lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh” demiş (bk. HAVKALE), cennet hazinelerinden bir hazine olarak nitelendirdiği bu sözleri söylemeyi âdet haline getirenlerin günahları çok da olsa affedileceğini müjdelemiştir (Buhârî, “Ezân”, 7, “Daavât”, 50, 67; Tirmizî, “Daavât”, 57, 119).
Kaynak: İslam ansiklopedisi Diyanet
Cevapla