Paylaş
Allah’ın isimlerinden el Musavvir ne demek
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
MUSAVVİR
el musavvir arapça yazılışı: المصور
Vedud, Allah’ın isimlerinden (esma-yi hüsná) biridir.
“Musavvir” ismi, “insanı şekillendiren ve ona bedenî ve ruhî açıdan kendine has özellikler veren” anlamına gelir. Bu isim Kur’ân-1 Kerim’de bir yerde (el-Haşr 59/24) “hâlik” ve “bâri” isimleriyle birlikte yer alır. Her biri Allah’ın yaratıcılığını ifade eden ve birbiri ardınca zikredilen bu üç isim, yaratmanın üç aşamasına işaret eder. Buna göre, “hâlik” ismi insanın ne zaman, ne şekilde, hangi özelliklere sahip olarak yaratılacağını belirleyen, “bâri” ismi insanı yokluktan meydana getirip, onu evrende maddi bir varlığa sahip kılan, “musavvir” ise insanın hem bedenî özelliklerini hem de akıl, ruh ve kişilik gibi manevi özelliklerini veren anlamına gelmektedir. Nitekim “Ey insan! Pek lütufkâr olan rabbine karşı seni aldatan ne? O rabbin ki seni yarattı, sana güzel ve düzgün bir şekil verdi, dengeli ve ölçülü yaptı. Kendi dilediği gibi sana bir suret verdi” (el-İnfitâr 82/6-8) âyetinde de yaratmanın bu üç aşamasına işaret edilmektedir. Bunun yanında Kur’ân-ı Kerim’de “musavvir” isminin
kökünü oluşturan tasvir (şekil ve suret verme) kavramı da çeşitli âyetlerde Allah’a atfedilmekte (Âl-i İmrân 3/6; el-A’râf 7/11), onun insanı en güzel şekilde ve surette yarattığı bildirilerek (el-Mu’min 40/64; et-Tegåbün 64/3) “musavvir” ismine işaret edilmektedir.
“Musavvir” ismi Hz. Peygamber tarafından da Allah’ın isimleri arasında sayılmış (Tirmizi, “Daavat”, 82; İbn Mâce, “Dua”, 10), ayrıca ismin kökünü oluşturan tasvir kavramı da çeşitli hadislerde Allah’a izafe edilmiştir. Nitekim Hz. Ali’nin naklettiğine göre, namazın çeşitli aşamalarında farklı dualar okuyan Hz. Peygamber, zaman zaman secde halinde şu dua ile rabbine yönelmekteydi: “Allahım! Senin rizan için secdeye kapandım, sana iman edip bütün varlığımla teslim oldum. Benim yüzüm kendisini ilkin yaratan, sonra insana has şekle büründüren, işitme ve görme organlarıyla donatan yüce varlığa secde etmektedir. Yaratıp düzenleyenlerin en güzeli olan Allah’ın kudret ve sanatı pek yücedir!” (Müslim, “Salâtu’l-müsafirin”, 201-202; Ebû Dâvûd, “Salát”, 118, 119; Tirmizi, “Daavat”, 32).
Şüphesiz yaratma Allah Teâlâ’nın gerçek ve hak ilah oluşunun en somut göstergesidir. Allah “Şunu iyi bilin ki her şeyi yaratmak ve yönetmek yalnız O’na mahsustur” (el-A’râf 7/54) buyurarak yaratmanın, O’nun uluhiyetinin bir göstergesi olarak, ancak kendisine ait bir vasıf olduğunu bildirmektedir. Nitekim Allah ile sahte ilahlar arasındaki farkın da yaratabilme olduğunu, yaratmayan bir varlığın asla ilah olamayacağını gösteren, “Onların Allah’tan başka yalvardıkları ise hiçbir şey yaratamazlar. Kaldı ki onların kendileri yaratılmıştır” (en-Nahl 16/20; ayrıca bk. el-A’raf 7/191; el-Furkan 25/3) âyeti de bu gerçeği ortaya koymaktadır. Allah’ın uluhiyetinin göstergesi olan yaratma kainatta değişik şekillerde sürekli tezahür etmekte; varlık alanına sürekli yokluktan yeni şeyler çıkmakta, cansız maddelerden canlıların meydana geldiği, var olan varlıklara yeni şekil ve suretler verildiği görülmektedir (ayrıca YARATMA). “Musavvir” ismi Allah Teâlâ’nın bu yaratmasının son aşamasını ifade edip, yarattıklarına belirli şekiller vermesini, özellikle de insana kendine has suret kazandırmasını anlatır. Nitekim Kur’ân-1 Kerim’de tasvir kavramı daima insan hakkında kullanılarak “musavvir” isminin özellikle de insanın eşsiz suret ve şekilde yaratılmasına işaret ettigi ortaya konulmaktadır.
Musavvir olan Allah insanı en güzel bir surette yarattığı gibi, onda yarattığı her bir özelliğe de ayrı bir güzellik vermiştir. Genel olarak insanın şekli güzellik taşımasının yanında, Allah birbirlerini tanıyıp ayırt etmeleri için de her bir insanı farklı fiziki özelliklere sahip kalmıştır. Her bir insan farklı şekillerde yaratmak ise şüphesiz mutlak kudret ve bilginin bir yansımasıdır. Bununla birlikte “musavvir” ismi sadece insanın fiziksel özelliklerini değil, akıl, basiret vb. manevi ve psikolojik güzelliklerini de içerir. Allah her bir insanı ayrı karakterde yaratarak onlara manevi açılardan da farklı şekiller vermiştir. “Biz insanı en güzel biçimde (kıvamda) yarattık” (et-Tin 95/4) ayeti Allah’ın yaratmasının bütün bu yönlerini içererek “musavvir” isminin anlamına işaret eder.
“Musavvir” ismi Allah’ın yaratmasının belli bir yönünü ifade etse de taşıdığı temel anlamı (yaratma) itibariyle Allah’ın yaratıcılığını ifade eden diğer isimleriyle anlam yakınlığı taşır. Şüphesiz bu isimlerin başında âyette birlikte zikredildiği “hâlik” ve “bari’ isimleri gelir. Bunun yanında “musavvir” ismi Allah’ın bir şeyi eşi ve örneği olmaksızın ilk defa yoktan yaratmasını anlatan “bediº ve varlığı ilk defa yaratmasını anlatan “mübdi” isimleriyle de anlam yakınlığı taşır. Aynı şekilde Allah’ın varlıklara hayat vermesini ifade eden “muhyi” ile canlıları öldükten sonra tekrar yaratmasını anlatan “muid” isimleri de “musavvir” ismiyle irtibatlıdır (bk. BÂRİ’; BEDI; HĀLİK; MUHYİ; MÜBDİ’). Diğer taraftan İslam âlimlerinin Kur’ân-ı Kerim’den hareketle Allah’ın sanatkârane bir şekilde yaratıcılığını ifade etmek için Allah hakkında kullandıkları “sani ismi de “musavvir” isminin anlamıyla irtibatlıdır (bk. SÄNİ’).
“Musavvir” ismi mümine öncelikle Allah’ın bilgi ve kudretinin sonsuzluğunu anlatır. Bu sonsuz bilgi ve kudretin sonucu olan eşsiz yaratmayı anlatan “musavvir” isminin anlamını kavrayan bir mümin, her ne kadar bütün insanlar temel fiziki özellikleri açısından birbirinin benzeri olsalar da her birinin kendine özgü niteliklere sahip olmasının, tamamen Allah’ın dilemesinin ve kudretinin sonucu olduğunu anlar. Allah’ın kendisine verdiği maddi ve manevi özelliklerle insan olarak yaratılmışların en şereflisi
ve üstünü mertebesinde olduğunun bilincine varır. Bu bilince varan mümin insanları dış görünüşleriyle yargılamaz; karşılaştığı insanlar kendisine ne şekilde görülürse görülsün onların Allah’ın hikmetli yaratmasının bir tezahürü olduğunu bilir ve öyle değerlendirir.
Kaynak: İslam ansiklopedisi Diyanet
Cevapla