Paylaş
Allah’ın isimlerinden el Vasi ne demek
Question
esmaül hüsna El VÂSİ
El-Vasi isminin araça yazılışı: الواسع
Vasi’, Allah’ın isimlerinden (esma-yi hüsnâ) biridir.
“Vâsi” ismi “ilmi, rahmeti ve kudreti her şeyi kuşatan” anlamına gelir. Kur’ân-1 Kerim’de “vâsi” ismi yanında, bu isimle aynı kökten türeyen ve bu isme işaret eden kelimeler de Allah hakkında kullanılmıştır. Bütün bu kullanımlarda “vâsi” ismi ve bu isme işaret eden kelimelerin ilim, rahmet, bağışlama, zenginlik ve kudret ifade eden kelimelerle birlikte yer aldığı görülür. Bütün bu kullanımlar Allah’ın ilim, kudret ve zenginliğinin, yarattıklarına yönelik rahmet ve bağışlamasının sonsuz olduğunu gösterir. “Vâsi” ismi Hz. Peygamber tarafından da Allah’ın isimleri arasında sayılmıştır (Tirmizî, “Daavât”, 82).
“Vâsi” ismi her şeyden önce Allah’ın lütuf ve ihsanlarının, yarattıklarına yönelik nimetlerinin bolluğunu ifade eder: “De ki (Ey Muhammed): Lütuf ve ihsan Allah’ın elindedir ve onu dilediğine verir. Allah’ın rahmeti geniştir ve her şeyi hakkıyla bilir” (Âl-i İmrân 3/73). Nitekim Allah’ın kullarına yönelik nimetleri ikiye ayrılır. Birincisi, kullara fayda sağlayan ve insanlar tarafından farkedilebilen nimetler, ikincisi, Allah’ın kullarından uzaklaştırdığı sıkıntılar ve âfetlerdir. Bu ikinciler doğrudan algılanamadığı için bunların sayısını bilmek asla mümkün değildir. Bu yönüyle Allah’ın kullarına olan nimetleri âdeta sonsuzdur. Şüphesiz dünya hayatında kullara verilen nimetler farklı olmakta, kimine daha fazla kimine daha az nimet verilmektedir. Keza bir kula, kendisine verilmiş olan nimetten daha fazlasını vermek de kudreti sonsuz olan Allah için kolaydır. Ancak Allah kimi kullarına onların bilemeyeceği daha büyük faydalar gözeterek bu nimetleri vermemektedir. Zira kimi kullar nimetler arttırıldığında Allah’tan uzaklaşabilmekte, azgınlığa sapabilmekte; dünya nimetlerinden uzaklaştığı ölçüde de Allah’a yaklaşmaktadır. Bu yönüyle kulun idrak ettiği nimetlerin az gibi görünmesi de aslında O’nun kuluna yönelik nimetinin genişliğini gösterir. Dolayısıyla Allah’ın kullarının kimine az kimine çok nimet vermesi daima kullarının yararına olup, Allah’ın hikmeti gereğidir. Nitekim “vâsi isminin bir âyette Allah’ın bütün fiillerinin bir amaca yönelik olduğunu ifade eden “hakim” ismiyle birlikte kullanılması da (bk. en-Nisa 4/130) bunu göstermektedir (aynca bk. HAKİM).
“Vâsi” ismi Allah’ın dilediği kimselere zenginlik vermesini de ifade eder. Zira kullara verilen zenginlik Allah’ın bir nimetidir. Nitekim Allah’ın dilediği kullarına zenginlik verdiğini bildiren, “Allah mülkünü dilediğine verir. Allah’ın lütfu geniş, ilmi sonsuzdur” (el-Bakara 2/247), “Allah dilediğine kat kat fazlasını verir. Allah’ın lütfu geniştir, O her şeyi bilir” (el-Bakara 2/261) âyetlerinde “vasi” isminin zikredilmesi, O’nun insanları zenginleştirmesinin “vási isminin bir tezahürü olduğunu gösterir. Aynı şekilde yoksulluk sebebiyle evlenmekten korkanlardan bahsedilen bir ayette “vási ismi zikredilerek Allah’ın geniş imkânlar tanıyarak onları zenginleştirecegi belirtilmiştir (bk. en-Nur 24/32).
Allah’ın kullarına yönelik lütfunun ve ihsanının bolluğu doğal olarak O’nun kullarına olan rahmetinin enginliğini gösterir. Bu sebeple “vâsi” ismi Allah’ın rahmetinin genişliğini de ifade eder. Nitekim Kur’ân-1 Kerim’de Allah’ın rahmetinin enginliğini ifade eden, “Rabbinizin rahmeti pek geniştir” (el-En’âm 6/147), “Rahmetim her seyi kuşatmiştır” (el-A’râf 7/156) âyetlerinde bu bolluk ve genişlik “väsi” ismi ve bu isme işaret eden kelimelerle ifade edilmiştir. Kullarına karşı sonsuz bir merhamete sahip olan Allah’ın pek tabii bağışlaması da bol olacaktır. Allah’ın kendi nzasına uygun yaşamaya çalışan kullarının yaptıkları hataları örtmesi, tövbelerini kabul etmesi O’nun bağışlamasının bolluğundandır. “Onlar ufak tefek kusurları dışında, büyük günahlardan ve edepsizliklerden kaçınırlar. Rabbinin bağışlaması pek geniştir” (en-Necm 53/32; ayrıca bk. el-Bakara 2/268) ayeti de bu gerçeği dile getirir.
Allah’ın nimet ve rahmetinin genişliği ve sonsuzluğu Allah’ın bütün bunları yapabilecek bir kudrete ve kullarının durumlarını ve ihtiyaçlarını görecek bir ilme sahip olduğu anlamına gelir. Nitekim Kur’ân-1 Kerim’de Allah’ın kudretinin sınırlandırılamayacak şekilde her şeyi kuşattığı sıklıkla vurgulandığı gibi, ilminin de her şeyi kuşattığı açıkça belirtilmiştir (bk. el-En’am 6/80; el-A’râf 7/89; Tâhâ 20/98). Bu yönüyle “vâsi” ismi, “Rabbimiz! Senin rahmetin de ve ilmin de her şeyi kuşatmıştır” (el-Mü’min 40/7) ayetinde de dile getirildiği üzere Allah’ın rahmet ve nimetinden başlayarak ilmine kadar, insana yönelik fiillerinde ve bu fiillerine temel olan sıfatlarının tamamında yetkinliğini ifade eden bir isim olmaktadır.
“Väsi” ismi içerdiği bu zengin anlamlar sebebiyle esma-yi hüsnâdan diğer pek çok isimle yakın ilişki içerisindedir. Bunların başında Allah’ın her şeyi bildiğini gösteren “alim” ismi olmak üzere, Allah’ın bilgisinin sonsuzluğunu, O’nun kulunun her haline vakıf olduğunu, ihtiyaçlarını bildiğini ifade eden “muhit”, “habir”, “latif” gibi isimler gelir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de de “våsi” isminin çoğunlukla “alim” ismiyle birlikte zikredilmesi (bk. el-Bakara 2/115, 247, 261, 268; Al-i İmrân 3/73; el-Maide 5/54; en-Nur 24/32) bu ilişkiyi göstermektedir (bk. ALİM; HABĪR; LATĪF; MUHÎT). Ayrıca Allah’ın kudretinin sonsuzluğunu ifade eden “kadir”, “ladir” ve “muktedir” isimleri, rahmetinin enginliğini ifade eden “rahim” ve “rahman” isimleri, Allah’ın bağışlamasının bol olduğunu anlatan “gafur”, “gâfir” ve “gaffâr” isimleri, Allah’ın kimseye muhtaç olmayacak derecede sonsuz zenginliğini ifade eden “gani” ismi, kullarına zenginlik verdiğini gösteren “muğni” ismi ve dilediği kullarına fayda vermesini ifade eden “nâfi” ismi de “vâsi” ismiyle anlam yakınlığı taşıyan isimlerdendir (bk. GAFÛR; GANÎ; KADİR; MUĞNI; NÂFİ’; RAHMÂN).
“Vási” ismi mümine pek çok şey anlatan bir isimdir. Allah’ın ilminin her şeyi kuşatacak derecede geniş olduğunu bilen mümin hiçbir şeyin O’na gizli kalmayacağını anlar. Bu sebeple kötülükten kaçınır, Allah’ın rızasına uygun davranışlara yönelir. O’nun kudretinin her şeyi kuşattığını bilen mümin Allah’ın yaptığı her şeyin karşılığını vereceğini, kendisini hesaba çekeceğini anlar ve fenalıktan kaçınır. Nimet ve ihsanlarının bolluğunu anlayan mümin sadece O’na yönelir ve O’ndan ister. Merhametinin bolluğunu anlayan mümin ise kendisini seven ve affeden bir varlığın olduğu bilinciyle asla ümitsizliğe kapılmaz. Yaptığı hatalardan tövbe ederek O’nun affına sığınır. Allah’ın bütün fayda ve zenginliğin kaynağı olduğunu ve bu fayda ve zenginliği kullarına hikmeti ölçüsünde bol bol dağıttığını bilen mümin her şeyden önce O’na şükreder ve kendisine verilenlerden diğer insanları da faydalandırmaya gayret eder; insanlara karşı cömert olur ve muhtaçlara yardım eder.
Kaynak: İslam ansiklopedisi Diyanet
Cevapla