Paylaş
Allah’ın Mağfiretinin Genişliği
Question
SORU: Allah Teâlâ’nın şu âyetinin anlamı nedir?
De ki: “Ey kendilerine kötülük edip aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden umudunuzu kesmeyin. Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.”
CEVAP: Zümer sûresinin 53. âyeti olan bu âyet-i kerime, Allah’ın geniş rahmetinin ve mağfiretinin çok güzel bir tasviridir. Bütün isyankarları tevbeye ve Allah’a dönmeye çağırmaktadır ve Allah Teâlâ’nın,
büyük olsun küçük olsun, deniz köpükleri gibi çok da olsa günahlarından tevbe edip dönen kimsenin bütün günahlarını affedeceğini haber vermektedir. Müşrik, Allah’a ortak koşmaktan vazgeçtiği, rabbine ve O’nun dinine inandığı zaman, tevbesinde ve imanında samimi olduğu müddetçe Allah onun geçmişteki inkarını affeder ve onu kulları arasına kabul eder.
Buharî’nin İbn Abbas’tan rivayet ettiğine göre müşriklerden bir takım kimseler adam öldürmüşler ve bir çok cinayet irtikap etmişler ve zina edip, bunda da çok ileri gitmişlerdi. Bunlar bu kusurlarıyla Muhammed’e (s.a) gelerek: “Ya Muhammed! Senin tebliğ ettiğin ve kendisine davet ettiğin İslâm dini şüphesiz ki çok güzeldir. Keşke bize vaktiyle işlediğimiz bunca cinayetin ve kötülüğün kefaretinin bulunduğunu bildirmiş olsaydın” dediler. Bunun üzerine şu âyet-i kerime nazil oldu:
Onlar ki Allah ile beraber başka bir ilaha dua etmezler ve Allah’ın haram kıldığı canı haksız yere öldürmezler ve zina etmezler. Her kim de bunları yaparsa ağır cezaya uğrar. Kıyamet günü ona iki kat azap edilir. Ve muhakkak ki azapda ebedi, zelil ve hakir kalırlar. Çünkü Allah bu tevbekar müminlerin kötülüklerini iyiliklerle değiştirir. Çünkü Allah affedicidir, merhametlidir. (Furkan/69-70)
Sonra da şu ayet nazil oldu:
Ey kendilerine kötülük edip aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. (Zümer/53)
Rasûlullah (s.a) konumuzla ilgili âyetin önemini şu sözleriyle vurgulamaktadır:
Ben dünyayı ve içindekileri bu âyetle değişmem.
İmam Ahmed’in rivayet ettiğine göre adamın biri bastonuna dayanmış vaziyette Rasûlullah’a gelerek şöyle dedi: “Ey Allah’ın Rasû-lü! Ben pek çok vefasızlık ve masiyet işledim. Ben de affedilebilir miyim?” Rasûlullah (s.a) ona sordu: “Sen Allah’tan başka ilah olmadığına şehadet etmiyor musun?” Adam: “Evet, senin Allah’ın Rasûlü olduğuna da şehadet ediyorum” dedi. Rasûlulah bunun üzerine adama şöyle dedi: “O halde Allah senin bütün vefasızlıklarını ve günahlarını affeder.”
Bu âyet-i kerimenin anlamıyla ilgili daha başka hadisler de vardır. Bu hadisler söz konusu âyetle, ne kadar büyük ve ne kadar çok olursa olsun Allah Teâlânm tevbe ile birlikte bütün günahları bağışlayacağının, hiç kimsenin Allah’ın rahmetinden ümidini kesmemesi gerektiğinin kastedildiğine dalâlet eder. Çünkü rahmet ve tevbe kapısı çok geniştir.
Allah’ın rahmetinden ancak kâfirler ümit keserler.
Cevapla