Paylaş
A’mâ Ve Alış Veriş
Question
10. A’mâ Ve Alış Veriş
a. Hanefî Mezhebi:
A’mânın alım-satım yapması caizdir. Bir şey satın aldığı takdirde muhayyerlik hakkı vardır. Fakat sattığı şey hakkında muhayyerliği yoktur. Satın alma sırasında aldığı şeyi evirip çevirmesi, alıkonulacak eşyaları alıkoyması, a’mâya göre bakmak yerine geçer. Koku alınanları koklaması, tadılanları tatması da böyledir. Alınan şeyin ÖzeilîkiW-nin açıklanması şart değildir. Eğer satınalınan giysi (veya kumHj Ut uzunluğu, genişliği, incelik ve kalınlığı tutarak mutlaka kontrol edilmeli. Buğday alımında hem özelliği anlatılmalı, hem de dokunarak mutlaka kontrol edilmelidir. Ağaçlan üzerinde meyve satın alırsa özelliğin anlatılması gerekir, başkası gerekmez.
Taşınmaz mal alımında özellikleri anlatılmcaya kadar a’mânın muhayyerlik hakkı düşmez. Hayvan, köle ve ağaç alımlarında ve dokunma, koklama ve tatma ile bilinmeyen şeylerin alımlarında da böyledir. Alınan şeyi tanımaya yarayan sebepler akitten önce bulunursa muhayyerliği kalmaz. A’mâya aldığı şey tanıtılıp sonra (alacağı şeyden) razı olsa, daha sonra gözleri açılsa yeniden muhayyerlik hakkı doğmaz.
Gözü gören kimse bir şey satın alsa, sonra gözü görmez olsa muhayyerlik hakkı özellik tanımına geçer. A’mâ “razı oldum” sözünü aldığı şeyin özelliği anlatılmazdan önce söylese bile muhayyerliği düşmez.[208]
Haşiyetu İhtı Abidin’dz şöyle denmektedir: “A’mâya aldığı malın tarif edilmesi durumunda mutlaka malın îarif edildiği gibi olması gerekir. Çünkü tarif ona göre, gören kimsenin mala bakması gibidir.
“Satın alınan malın özelliğini bilmediği\için a’mâ kimseye muhayyerlik hakkı vardır. Hangi yoi ile olursa ols\n maldaki bilinmezlik ortadan kalkınca muhayyerlik hakkı düşer. A’m&nın muhayyerliği satın aldığı malı alıkoymakla, bilinmesi koklamak vey’,5 tatmakla mümkün olan mallarda koklamak ve tatmakla, taşınmaz malımda ağaç ve köle alımında ve alıkoymak, koklamak ve tatmakla bilinmeyeı”? mallarda özelliğinin tanıtılmasıyla veya vekilinin bakması ile düşer. Bu larla muhayyerliği düştükten sonra a’mâ kimsenin gözü açılsa kendisine tekrar muhayyerlik yoktur.
“A’mâ yanında alıkoymazdan önce bir şey satın almış olsa, malı alıkoymakla muhayyerliği düşmez. Bütün rivayetlerdeki görüş birliği ile bu durumdaki a’mânın muhayyerliği sözlü veya fiili nzası ortaya çıkıncaya kadar var olmaya devam eder.
“Gözü gören kimse bir şey satın alıp sonra a’mâ olsa muhayyerliği özellik tanıma (vasıf) muhayyerliğine dönüşür. [209]
Gene Haşiyetu ibn Abidin’de. şöyle denmektedir: “A’mânın vasî veya vekil olması halinde başkası için yaptığı akitler de sahihtir. İbn Âbi-din, a’mânın satın aldığı şeyin özelliğini tanıyarak aldığı takdirde onu görmüş (gibi) olacağına dair bir hüküm görmediğini bildirmektedir. [210]
Kâsâni’nin Bedâi’ us-Sanâi isimli eserinde şunları görmekteyiz: “A’mânın alım-satım yapması bize göre caizdir. Hz. Ömer’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah Hayyan b. Munkız’a şöyle buyurmuştur:
Alışveriş yaptığında: Aldatmak yük! Üç gün (geri dönme) şartım var, de.
“Hatyyan a’mâ idi. A’mânın alıp satmasının caiz olduğu hususunda görüş birliği (icma) vardır. Hz. Peygamber zamanından beri gözü görmeyen kimselerin alış verişlerine engel olunmamıştır. Rasûlullah zamanından önceki zamanlarda da mâların alış veriş yaptığı bir gerçektir. A’mânın alış veriş yapması caizdir, satın aldığı şeylerde muhayyerlik hakkı vardır. Sattığında ise, gören kimselerde olduğu gibi iki rivayetin en sahih olanına göre muhayyerlik yoktur.[211]
b. Mâliki M’ezhebi:
A’mânın alım-satım yapması caizdir. A’malığın doğuştan olması ile sonradan olması, küçük iken olması ile büyük iken olması arasında bvr fark yoktur. A’mâ alıp sattığı şeylerde onların özelliklerini bilmeye itimat eder. Ancak bu ölçü ve tartı olmaksızın alınıp satılan şeylerde geçerlidir. Kabala pazarlık ile yapılan alım satımlarda görmek esastır. A’mâ kimseye alım satım sırasında malın özellikler anlatılmalıdır. Bu, özelliği anlatılmaksızm bilinmeyen mallarda uygulanır. Tanınması için özellik anlatımına ihtiyaç olmayan eşyalarda tanıtımsız da satış yapılması caizdir. Koyunun semiz olması, yağ gibi koku ile anlaşılanlar özellikleri anlatîlmaksızın da alınıp satılabilir. Çünkü bunlar dokunma, tatma ve koklama ile anlaşılır. A’mânın satışının ancak kabala pazarlık olmayan satışlarda geçerli olması, bu tür satışlarda görmenin esas oluşundandır. [212]
c. Şafiî Mezhebi:
Nevevî’nin Mecmu’unda şu bilgilere rastlamaktayız: “A’mânın alış verişi gözü gören kimsenin malı görmeden alım satımına kıyas edilir.
“Satış sırasında hazır bulunmayan bir kimsenin alım satımı nasıl caiz değil ise, a’mânmki de sahih değildir Hazırda bulunmayanın alım
satımını caiz görürsek a’mânın ahm-satımı hakkında iki şık olduğunu görürüz: Bunların en sahihi caiz olmamasıdır. Çünkü malı görme imkanı yoktur. Muhayyerlik olmamak üzere gaibin satışı gibi olur.
“İkinci şık, caiz olmasıdır. Başkasının a’mâya malın özelliğini tanıtması, görme yerine geçer.
“A’mânın alım satım işlemini sahih olma durumuna göre Mütevelli ve başkası şöyle diyor: “Malın özelliklerinin tanıtımı sırasında kendisi için muhayyerlik sabit olur. Akitten sonra malın özelliğinin tanıtılması a’mâ olmayanın malı görmesi gibidir.[213]
Mecmu’du şöyle denmektedir: “Mezhepte sahih olan kavle göre a’mânın satışı, satın alması, kiralaması, ipoteği, bağışı, sulama anlaşması sahih (geçerli) değildir. [214]
Benzeri ifadeler Eşbah’ta da vardır. Eşbcıh’ta daha öncekilere ilâveten a’mânın kendisine bağışlanan ve miras kalan malı, yahut gözünü kaybetmezden önce selem yoluyla[215] satın aldığı malı veya verdiği borcu teslim alması (kabz etmesi)nin sahih olmadığı söylenmiştir.
Evet, a’mânın kendisini bir ücret karşılığında bir işi yapmak üzere kiralaması (veya köle ise) kendisini efendisinden satın alması sahihtir. Çünkü insan kedisi hakkında bilgisiz değildir. A’mânın gözünü kaybetmezden önce gördüğü ve değişikliğe uğramayan malı alması da sahihtir. [216]
A’mâ olan kölenin kendi aleyhine kitabet işlemini[217] kabul etmemesi caizdir. Çünkü o kendi nefsini bilir. [218]
A’mâ selem yoluyla bir mal alsa bakılır: Eğer iyiyi kötüyü ayıracak yaşa geldikten sonra a’mâ olmuş ise hiç ihtilafsız selem işlemi sahih olur. Çünkü o eşyaların özelliğini bilen bir kimsedir. Selem işlemine konu olan eşyayı teslim almak üzere birisini vekil tayin eder. İki kavilden en sahih olana göre kendisinin teslim alması sahih olmaz. Çünkü hak edilen mal ile diğerini birbirinden ayıramaz.
Eğer doğuştan a’mâ veya ayırım yaşına gelmeden önce a’mâ olmuş ise meselede iki kavil vardır. Birisi sahih olmamasıdır. Mütevel-li’ye göre sahihtir. Irak fakihlerine göre ve Iraklılar dışında kalan âlimlerin çoğunluğuna göre de sahihtir. Mezhepteki nassa veya nassın zahirine göre hüküm budur. Çünkü a’mâ işitmek sureti ile bilgi elde edebilir.
Buna göre selem’e konu olan sermayenin özelliklerinin tanıtılması ve (akit) meclisinde belirlenmesi gerekir. Eğer akitte belirlenmiş ise işlem (selem gibi değil) bir eşya satımı gibi olur. Mezhepte bu bâtıl (geçersiz)dir.[219]
A’mâ selem yoluyla -ki sahih olduğu söylenmişti- veya peşin satın alma yoluyla bir şeye mâlik olursa, onu kendisinin teslim alması sahih olmaz. Belki gözü gören birini belirlenen Özelliklere uygun olarak teslim almaya vekil tayin eder. Eğer a’mâ kendisi teslim alırsa, bu dikkate alınmaz.
Mütevelli diyor ki: “Gözü gören bir kimse bir şey satın alsa, satın aldığı şeyi teslim almazdan evvel a’mâ olsa bu alış-veriş sahih olmaz. Fakat bu alış veriş kendiliğinden geçersiz hâle gelir mi? Bu hususta iki kavil vardır. En sahihi geçersiz olmamasıdır. Nitekim müslü-man olmayan bir kimsenin, müslüman olmayan bir köleyi satın alması ve teslim alınmazdan önce kölenin müslüman olması halinde de hüküm böyledir. [220]
A’mânın kitabet işleminde iki kavil vardır. Bunları Mütevelli ve diğerleri nakletmişlerdir. Bu iki görüşten en sahih olanı caiz olmasıdır.
Mütevelli özgürlüğü ağırlıklı olarak dikkate aldığından bunu sahih görmüştür. İkinci kavil caiz olmamasıdır. Beğavi bunun kesin olduğunu söylemiştir.[221]
A’mânın yapması sahih olmayan işlemlerde çıkış yolu, birisini vekil tayin etmesidir. A’mânın vekâlet vermesinin sahih olması ise zaruretten dolayıdır. [222]
d. Zahirî Mezhebi:
A’mânın alım satım işlemleri sağlıklı kimselerde olduğu gibi sahihtir. A’mâ ile sağlıklı kimse arasında fark yoktur. Çünkü ne Kur’an’da ve ne de hadiste böyle bir farktan söz edilmemiştir. Allah alış verişi helâl kılmıştır. Bu hükme, a’mâ da gözü gören de dahildir. [223]
e. Zeydiyye Mezhebi:
İster doğuştan ister sonradan olsun a’mânın alış-verişi sahihtir. Alış verişten sonra gözü iyileşip görmeye başlarsa taşınmaz mallarda da diğerlerinde de muhayyerlik geri dönmez. Çünkü alıp sattığı şeyin Özelliklerinin tanıtılması görmek yerine geçer. Bir başka kavle göre a’mâlık sonradan olmuşsa alış verişi sahihtir. Doğuştan ise sahih değildir. [224]
f. İmamiyye (Caferiyye) Mezhebi:
Ravdat’ul Behiye isimli eserde Âmilî şöyle diyor: “Pekmez gibi tadı ile, misk gibi kokusu ile tanınan bir madde satılmak üzere piyasaya çıkarıldığında satımdan sonra kusurlu olduğu ortaya çıkarsa müşteri red etmekle kusur kadar fiatı indirmek arasında serbesttir. Yeter ki müşteri o malda iradesi ile fazla bir tasarrufta bulunmuş olmasın. Eğer bir tasarrufta bulunmuş ise kusur kadar eksik fiatla satın alma kesinleşmiş olur. Diğer mallarda da durum böyledir. İsterse müşteri a’mâ olsun. Çünkü a’mâ da eşyayı bir takım delillerle tanır. [225]
Answer ( 1 )
Metinde, bir kişinin (özellikle bir âmâ) alım-satım yapmasının caiz olduğu, ancak bazı özel durumlar ve kurallar içerdiği anlatılmaktadır. İşte metnin ana noktalarına genel bir bakış:
Âmânın Alım-Satım Yapması: Âmânın alım-satım yapması caizdir. Satın aldığı bir şeyde muhayyerlik hakkı (yani seçme hakkı) vardır, ancak sattığı bir şeyde bu hakkı yoktur.
Muhayyerlik Hakkı: Âmâ, satın aldığı eşyayı belirli bir süre içerisinde geri iade etme veya değiştirme hakkına sahipken, sattığı şeyle ilgili olarak böyle bir hakka sahip değildir.
Eşyaların Özelliklerini Anlatma: Satın alınan şeyin özelliklerini açıklamak gerekir. Ancak bir şeyin, özellikle de kumaş veya diğer fiziksel özelliklere sahip bir eşyanın kontrol edilmesi ve özelliklerinin anlatılması gerekir. Örneğin, kumaşın dokusu, uzunluğu ve genişliği gibi özelliklerinin denetlenmesi gerektiği vurgulanmaktadır.
Dokunma, Koku Alma ve Tatma: Âmâ, satın aldığı eşyayı alırken, örneğin giysileri dokunarak veya diğer fiziksel özelliklerini kontrol ederek gözlemler yapabilir. Koku alma ve tatma gibi fiziksel algılar, bir şeyin özelliklerinin belirlenmesinde kullanılabilir.
Meyve ve Ağaçlar Üzerinde Satın Alma: Meyve gibi ürünler satın alındığında, özelliklerinin (örneğin olgunluk durumu) anlatılması gerekmektedir. Ancak bu tür şeylerin kontrol edilmesi gerektiği, başkasına gerek olmadığı da belirtilmiştir.
Metnin temel mesajı, âmânın alım-satım yaparken dikkat etmesi gereken bazı kuralları ve pratikleri içermektedir.