Paylaş
Amin anlamı nedir neden dua sonunda “amin” denir?
Question
“AMİN” ne demek ne anlama gelir?
Duaların sonunda söylenen Amin kelimesinin anlamı nedir?
Arapça yazılışı: آمین
Duaların sonunda söylenen, “kabul buyur” anlamındaki söze amin denir.
“Amin” kelimesi, Müslümanların dualarının sonunda yaptıkları duaların Allah tarafından kabul edilmesi temennisiyle söyledikleri son sözü ifade eder. Mûseviler ve hıristiyanlar tarafından da, duaların kabul edilmesi için bir kapanış ifadesi olarak “amen” şeklinde kullanılmaktadır. Kelimenin kökeni hakkında, Arapça olduğu veya İbrânice ve Süryânice’den Arapça’ya geçtiği şeklinde farklı görüşler mevcuttur. İlk defa Tevrat’ta görüldüğünden, dua sonunda kullanılmasının İbrânî monoteizmine dayandığı ileri sürülmüştür. Çok tanrılı toplumlarda yahut Câhiliye Arapları arasında böyle bir kullanıma rastlanmaması, âmin deme geleneğinin tevhit geleneğine ait olduğu kanaatini desteklemektedir. Nitekim Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: “Allah bana, gerek namazdaki gerek namaz dışındaki dualardan sonra âmin deme nimetini verdi. Bu nimet, benden önce bir tek Hârun’a verilmişti; Mûsâ dua eder, kardeşi Hârun âmin derdi. Siz de dualarınızı âmin diyerek bitiriniz!” (Münâvi, Feyzü’l-kadir, I, 566).
Fâtiha sûresinin sonunda söylenen “âmin” kelimesi Kur’ân-1 Kerim’den bir parça olmadığı için mushafta yazılı değildir ve Kur’an’ın başka bir yerinde de geçmez. Ancak Hz. Peygamber, kıraatin açıktan yapıldığı namazlarda imam Fâtiha sûresini tamamlayınca cemaatin “âmin” demesini istemiştir. Bir hadiste “İmam Fâtiha’yı tamamladığı zaman âmin deyiniz! Her kimin âmin demesi meleklerin âmin demesiyle aynı ana denk gelirse, onun geçmiş günahları mağfiret olunur” buyurulmuştur (Buhârî, “Ezân”, 113). Kur’ân-ı Kerim’in ilk sûresi olan ve adı “açılış, giriş” anlamına gelen Fâtiha, mânası itibariyle Kur’an’ın özüdür ve namazın her rekâtında okunur. Dolayısıyla Fâtiha’nın sonunda âmin diyen bir mümin Kur’an’ın tamamına iman ettiğini belirtmiş olmaktadır. İbadetin özünü dua oluşturur ve namaz da aslında bir yönüyle duadır. Fâtiha sûresi, namazın her rekâtında okunmak suretiyle en çok tekrarlanan dua niteliğine kavuşmuş, dolayısıyla sonunda âmin denilmesi bu açıdan da önemli görülmüştür.
Resûl-i Ekrem’in tavsiyesi ve uygulaması sebebiyle, namazlarda Fâtiha’nın arkasından âmin demek dört mezhebe göre de sünnettir. Cemaatle kılınan namazlarda eğer kıraat sesli olarak açıktan yapılıyorsa Hanefi, Şâfiî ve Hanbelî mezheplerine göre imamın âmin demesi sünnettir; Hanefîler’e göre imam ve cemaat gizlice, Şâfiîler’e ve Hanbelîler’e göre ise hem imam hem cemaat açıktan âmin der.
“Amin” Kelimesinin Anlamı ve Önemi Hakkında Daha Fazla Bilgi
“Amin” kelimesinin kökeni, anlamı ve özellikle İslam dinindeki önemi hakkında oldukça kapsamlı bir bilgi vermişsiniz.
Buraya ek olarak, “amin” kelimesiyle ilgili bazı ek bilgiler ve farklı perspektifler sunabilirim:
Farklı Dinlerdeki “Amin”
- Yahudilik: Yahudilikte “amen” olarak kullanılan bu kelime, İbranice Kutsal Kitap’ta sıkça geçer ve dua veya yeminlerin sonunda kullanılır.
- Hristiyanlık: Hristiyanlıkta da “amen” olarak kullanılır ve genellikle bir konuşmanın veya duanın sonunda, söylenenlerin doğruluğunu onaylamak için söylenir.
“Amin” Kelimesinin Günlük Hayatta Kullanımı
Günlük hayatta, özellikle dini bağlamlar dışında da “amin” kelimesi kullanılmaktadır. Örneğin, birinin iyi dileklerini duyarak “amin” demek, o dileğin gerçekleşmesi için içten bir temenni olarak algılanabilir.
“Amin” Kelimesiyle İlgili Yanlış Anlamalar
- Otomatik Olarak Söylemek: Bazı insanlar, “amin” demenin sadece bir alışkanlık olduğunu düşünerek, duanın anlamını tam olarak kavramadan bu kelimeyi söylerler.
- Sihirli Bir Kelime değildir: “Amin” kelimesinin, duanın mutlaka kabul edileceğini garantilediği gibi bir inanış, yanlış bir anlayıştır. Dua, Allah’a yöneltilen samimi bir yakarıştır ve kabulü Allah’ın takdirine bağlıdır.
Sonuç olarak, “amin” kelimesi, sadece dini bir terim olmakla kalmayıp, aynı zamanda insanın iç dünyası, toplumsal ilişkileri ve farklı kültürler arasındaki ortak değerler hakkında da önemli bilgiler sunmaktadır.
Bu konuyla ilgili daha fazla bilgi almak isterseniz, aşağıdaki kaynakları inceleyebilirsiniz:
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Dinin temel konularıyla ilgili detaylı açıklamalar ve fetvalar bulabilirsiniz.
- İslam Ansiklopedisi: İslam tarihi, fıkıh, tefsir gibi konularda geniş bir bilgi kaynağıdır.
- Farklı dinlerin kutsal kitapları ve yorumları: “Amin” kelimesinin farklı dinlerdeki kullanımını daha iyi anlamanıza yardımcı olabilir.
Amin kelimesi hakkında konularımız:
BENZER KONULAR:
- Namazda unutarak amin demek
- Cuma günü hutbe dualarına amin demek
- Namazda amin deyip elleri yüze sürmek şart mı ?
- amin deyip elleri yüze sürmek
- Zamin ne Demek? Kısaca
- amin ne demek? Arapça yazılışı
- Saç için vitamin hapı kullanmak caiz mi
- Namazda unutarak amin demek
Temel islam ansiklopedisi
Answers ( 3 )
Âmin, Allah’ım kabul et demektir.
Bizler, amin kelimesini dua yaptığımız zaman duanın sonunda söyleriz. Amin kelimesi Allah’ım kabul et anlamına gelmektedir. Ki zaten hem namaz kılarken hem de namaz Kur’an-ı Kerim okuduğumuz zaman Fatiha Suresinin sonunda amin deriz. Fatiha Suresinin son ayetleri duadır. Bu dualara bizler amin deriz. Fatiha Suresinin sonunda amin demek dört mezhebe göre sünnettir.
“Amin” belirtilir, duaların sonunda söylenir ve “Kabil buyurur” anlamına gelen gelen bir ifadedir. İslam, Yahudilik ve Hıristiyanlık gibi tektanrılı dinlerde duaların kabul edilmesi temennisiyle kullanılır. Arapça yazılışı “آمِين” şeklindedir. İslam’da duaların sonunda Allah’tan kabul edilirken söylenir, özellikle Fatiha Suresi’nin ardından namazlarda sıklıkla kullanılır. Hz. Muhammed, cemaatle kılınan namazlarda Fatiha Suresi okunduktan sonra “Amin” denilmesini tavsiye etmiştir.
“Amin”in Kur’an-ı Kerim’de geçmez, ancak Tevrat’ta bulunduğu ve İbrani monoteizmine dayandığı yerdedir. Peygamberimiz, Musa’nın dua ederken kardeşi Harun’un “amin” demesi örneğini paylaşarak, bu geleneğin uzun bir tarihe dayandığını belirtmiştir.
Namazlarda ve duaların sonunda “amin” anlamında, İslam’ın dört ana mezhebine göre sünnet olarak kabul edilmiştir.