A’râf
Ahirette arafta kalmak ne demek
Cennetle cehennem arasında bulunan surun yüksek kısmıdır.
Sur, dağ ve tepenin en yüksek kısmı anlamındaki “urf” kelimesinin çoğulu olan A’râf aynı zamanda Kur’ân-ı Kerîm’in yedinci sûresinin de adıdır.
Kur’ân’da A’râfta bulunanlar için “ashâbu’l-a’râf” veya “eh-lü’l-a’râf” deyimi kullanılmıştır.
A’râf ve A’râfta bulunanların kimler olduğu hususunda Islâmi bilgi kaynaklarında farklı görüşlere rastlamak mümkündür.
Meselâ bazı bilginler herhangi bir peygamberin tebliğini duymamış olarak ölen fetret dönemi insanlarının ve küçükken ölen müşrik çocuklarının da A’râfta kalacaklarını söylemişlerdir.
Fakat tefsir ve kelâm bilginlerinin çoğuna göre A’râf ehli iyi ve kötü amelleri eşit olan müminlerdir.
Bunlar, cennete girmeden önce cennet ile cehennem arasında bir süre bekletilecek, sonra Allah’ın lutfuyla cennete gireceklerdir.
Âyetlerden anlaşıldığına göre iyi davranışları itibariyle tartıları ağır gelenler kurtuluşa erecek ve mutlu bir hayat sürecek, hafif gelenler ise cehenneme girerek hüsrana uğrayacaklardır (el-A’râf 7/8-9; el-Mü’minûn 23/102-103; el-Kâria 101/6-9).
A’râfta bulunanlar hakkında ise Kur’ân’da şöyle buyurulur: “iki taraf (cennetliklerle cehennemlikler) arasında bir perde ve burçlar üzerinde her iki tarafı da simalarından tanıyan adamlar vardır. Cennetliklere “size selâm olsun” derler. Bunlar henüz cennete girmeyen fakat oraya girmeyi uman kimselerdir. Gözleri cehennemliklere çevrilince de “Rabbimiz bizi zalimlerle beraber bulundurma” derler” (el-A’râf 7/46-47).
Gerçek Hayat
BENZER KONULAR:
Answers ( 2 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
A’raf ehli bir yönüyle Cennet ehliyle diğer yönüyle de Cehennem ehliyle münasebet içindeler. Her iki tarafı da yakından tanımakta ve bilmekteler. Günahkarların bazılarına dünyada çektikleri sıkıntılar kefaret olurken, bazılarına da kabir azabı kefaret olmakta ve onları günahlardan temizlemektedir. Ancak bunlarla temizlenmeyecek durumda olanlar ise ahirette böyle bir temizlenme ameliyesinden geçeceklerdir. İşte bunlardan bir grup da Cennet ehli Cennet’e girdikten sonra bir müddet kalacak ve Cennet umudu ve Cehennem endişesiyle A’raf’ta ömür süreceklerdir.
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Arapça’da “ara” anlamına gelen a’raf kelimesinden türeyen ashab-ı a’raf, kıyamet gününde cennetle cehennem arasında bulunan kişileri ifade eder. Bu kişiler, dünyada iken iyilik ve kötülük arasında bocalamış olanlardır.
Kur’an-ı Kerim’de, ashab-ı a’raf ile ilgili şu ayetler geçmektedir:
“Sonra, cennetlikler ve cehennemlikler birbirinden ayrılacak ve a’raf sakinleri, cennet ehlinden, ‘Rabbimiz, bizi bu zalimlere sokma!’ diyecekler.” (A’raf, 7/46-47)
“A’raf sakinleri, cennet ehline, ‘Ey Rabbimiz! Bizi ve iman edenleri, zalimlerle beraber koyma!’ diyecekler.” (Müminun, 23/28-29)
Ashab-ı a’raf, cenneti hak edecek kadar iyilik yapmamış, cehennemi hak edecek kadar da kötülük yapmamış olan kişilerdir. Bu kişiler, cennetle cehennem arasında bir süre bekleyeceklerdir. Bu bekleme süresi boyunca, Allah’ın hükmünü bekleyecekler ve yaptıkları iyilik ve kötülüklerin hesabını vereceklerdir.
Ashab-ı a’raf ile ilgili bazı rivayetler de vardır. Örneğin, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) şöyle dediği rivayet edilir:
“Ashab-ı a’raf, dünyada iken adil olmuş, iyilik ve kötülük arasında bocalamış olanlardır.”
Ashab-ı a’raf, kıyamet gününde yapılacak olan hesaplaşmanın bir yansımasıdır. Bu kişiler, dünyada iken yaptıkları iyilik veya kötülüğün karşılığını göreceklerdir.
Ashab-ı a’raf ile ilgili bazı görüşler şunlardır:
Bu kişiler, dünyada iken Müslüman olmuş, ancak günah işlemiş olanlardır.
Bu kişiler, dünyada iken müşrik olmuş, ancak sonradan Müslüman olmuşlardır.
Bu kişiler, dünyada iken inançsız olmuş, ancak sonradan iman etmişlerdir.
Bu görüşler arasında kesin bir hüküm yoktur. Ashab-ı a’raf ile ilgili kesin bir bilgi ancak kıyamet gününde verilecektir.