Arıların yaratılış hikmeti nedir?

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

Hayırlı günler selamünaleyküm arılar dünyanın yaratılışında bir önemi var mı varsa nedir Allah dünyayı yarattığında arıların önemi var mıdır dünya için varsa neler

Arilarin yaratilis hikmeti nedir

BENZER KONULAR:

Answer ( 1 )

  1. Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Bal arısının yaradılışı ve hikmetleri

    Nahl suresi 68 ve 69 ayetlerin Meali;

     

    68— Rabbin, bal arısına, dağlardan, ağaçtan ve kurdukları çardak­tan kendine göz göz yuva edin;

    69— Sonra da her türlü meyva, çiçek ve üründen ye; Rabbinin sana (yayılman için belirlediği) elverişli yollarda yürü, diye vahyetti. Karınların­dan değişik renklerde bir içecek çıkar ki, onda insanlara şifâ vardır. Şüp­hesiz ki bunda iyice düşünen bir millete öğüt, ibret ve belge vardır.

    Bal arsı ile İlgili Hadîsler

    Ashab-ı Kiramdan Ebû Saîd el-Hudrî (R,A.) anlatıyor:

    — Bîr adam, Peygamber (A.S.) Efendimiz’e gelerek dedi ki: «Ya Re-sûlellah! Kardeşimin karnı fena halde ağrıyor, ishaldir.» Peygamber (A.S.) ona: «Git de bal iç ir..» buyurdu. Adam az sonra gelip, «Ya Resûlellah! Bal içirdim ama ağrısı büsbütün arttı», dedi. Böyleoe aynı şeyi Peygamber (A.S.) Efendimiz ısrarla tavsiye etti. Adam üç defa gidip geldi. Dördüncü defa geldiğinde Peygamber (A.S.) yine ona : «Git de bal (veya bal şerbeti) içir», buyurdu. Adam, «İçirdim ama ağrısını artırmaktan başka bir şeye yaramadı!» deyince, Peygamber (A.S.): «Allah doğru buyurmuştur, ama senin kardeşinin karnı yalan söylüyor!» buyurdu. Adam tekrar gidip bal şerbeti içirdiğinde kardeşi iyileşti, ishali kesiliverdi.»

    «İki şifa veren maddeye gerekli olun (yararlanın) -. Bal ve Kur’an.»

    Biri bedene, diğeri ruha, kalp ve kafaya şifa verir.

    «Kim her ay üç sabah yalamak suretiyle bal yerse, birçok belâ (has­talık) ona dokunmaz.»

    «Sina (sinameki veya ona benzer bir ot) ve baldan yararlanın. Çün­kü bu ikisinde ölümden başka her derde şifa vardır.»

    Bir bedevi, Resûlüllah (A.S.) Efendimiz’e gelerek sordu :

    — Ya Resûlellah! Tedavi olalım mı?

    — Evet, ey Allah’ın kulları! Tedavi olun. Zira Allah ne kadar bir has­talık koymuşsa, mutlaka onun şifasını da koymuştur.» Buyurdu.

    Ebû Huzaa’nın babası anlatıyor:

    — Peygamber (A.S.) Efendimize sordum, dedim ki: «Duâ edip üfle­memize, ilâçla tedavi olmamıza, (hastalık ve benzeri) zararlı şeylerden sa­kınmamıza ne buyurursun? Bunlar ilâhî takdirî geri çevirirler mi?» Pey­gamber (A.S.) Efendimiz ona şöyle buyurdu: «Bunlar da Allah’ın kaderi (takdiri)dir.»

    «Resûlüllah (A.S.) Efendimizin helva ve bal hoşuna giderdi.» «Yirmi yıldan beridir sadece su, süt ve bal içtim.»

    Balda Şifa Vardır

    «Onda insanlara şifâ vardır.»

    Bal: Lezzetli, besleyici ve şifa verici bir besin maddesidir. Arıların bal­ozunu aldıkları çiçeklere göre balın rengi, çeşnisi ve kokusu değişir. İlgili âyetle özellikle onun çok yönlü yanları belirtiliyor.

    Sağık bakımından bal:

    Eskiden beri hekimlikte hem iyi bir besin, hem de ilâç olarak büyük değer verilmiştir. Çünkü bal şeker bakımından çok zengindir. % 70-78’i şe­ker, ancak % 17-20’si sudur. İçinde ayrıca çeşitli çiçeklerden alınmış gü­zel kokulu reçineler, madensel tuzlar, azotlu maddeler vardır. 100 gram balda 325 kalori mevcuttur. Ayrıca balda vitamin de vardır. Daha çok A vitamini bulunur. Önemli vitaminlerden B kompleksi vitaminleri ile C vita­mini de vardır. Ancak C vitamininin miktarı baldan bala değişir.

    Baldaki şekerler glikoz ile levüloz, sindirilmesi kolay şekerlerdir. Bun­lar vücudumuz için en mükemmel bir güç ve kuvvet kaynağı olur. Bu ba­kımdan bal, gelişme çağındaki çocukların, zayıfların, za’fiyet geçirenlerin beslenmesinde önemli bir yer tutar.

    Bal, hekim tavsiye ederse, sütle karıştırılarak, kabızlık, barsak iltihabı, iskorbüt gibi hastalıklara uğrayan küçük çocuklara ve vaktinden önce do­ğanlara da verilir.

    Bal derhal kuvvet, enerji verdiği için, şeker hastalarına da hekimin kontrolü altında verilmektedir. Özel polenlerle kuvvetlendirilmiş bal, sa­man nezlesinin şiddetli arazını hafifletmekte de kullanılır.

    Balın besin değeri dışında da birçok faydaları vardır. Eski çağlarda insanlar kimyasal yollarla ilâç yapmasını henüz bilmezlerken, bala çok daha önem verirlerdi. Ayrıea balın midedeki on iki parmak barsağındaki ül­serlere de iyi geldiğini ileri sürenler olmuştur.

    Bal antiseptik olarak da çok önemli bir maddedir. Yara, ezik, yanık ve sivilcelerin iyileştirilmesinde baldan faydalanılabilir. Bal bazı el losyon­larında, yüz kremlerinde de kullanılır.

    Ameliyatlardan sonra hastanın su metabolizmasında meydana gelen bozukluklara bal iyi gelir. Şerbet halinde verilince hem su kaybını önler, hem de karaciğerin şeker kazanmasını sağlar.

    Ayrıca balın kalp, damarlar ve sinirler üzerinde yatıştırıcı etkileri de bilinen bir gerçektir. Hattâ bazı hekimler tehlikeli bir karaciğer hastalığı olan sirozun balla iyi edilebileceğini ileri sürmüşlerdir.

    Tıp bilginleri ve uzman hekimler belki de bizim henüz bilmediğimiz çok şifalı maddeler bulunduğunu düşünüyorlar,

    Bal Arısına Vahiy

    «Rabbın bal arısına vahyetti (ilhamda bulundu).»

    Vahiy: Sözlükte, süratli işaret demektir. Terim olarak: Ya hicap arka­sından kalbe veya tecelli ettiği suretten kalbe ve kulağa gelen sestir, ya da meleğin Allah’tan getirip kalbe ilka ettiği lafız ve manadır.

    Sözlük manası açısından, salih kulların kalplerinde doğan önsezi dedikleri ilhama ve hayvanlara doğuştan verilen içgüdüye de vahiy deni­lir. İşte arıya yapılan vahiy, bir yoruma göre ona verilen içgüdüdür.

    Konunun akışından elde edilen sonuç şudur:

    Süt, bal ve bal arısı, aynı zamanda arıya verilen içgüdü, sünnetullahın varlık âleminde her şeyde işler durumda olduğunu; birinin yaptığını diğe­rinin yapamadığını ortaya koymaktadır.

    Küçücük bir canlının, içgüdüsüyle, mükemmel bir kimyacı ve olağan­üstü bir mimar, aynı zamanda şifa toplayıp dağıtan kusursuz bir hekîm olduğunu görüyoruz. Kuşkusuz bunlar tesadüflerin oluşturduğu hâdise­lerdir denilemez. Zira gerek süt, gerekse bal, en ince hesaplara göre prog­ramlanarak insanlığın hizmetine verilmiş nimetlerdir. Bir zincirin halkaları gibi, birbirini tamamlayarak yüksek bir irâdenin plânına göre oluşmakta ve her yönüyle o irâdenin damgasını taşımaktadır.

    Böylece her varlık niçin yaratıldığının hikmetini yansıtmakta, insanoğlundan yana birtakım faydalı hizmetler ve ürünler sunmaktadır.

    En mükemmel canlı olan insan, neye, niçin hizmet ettiğini ve hangi amaca yönelik yaratıldığını bilmedikçe, kendini tanımamış olacak; ken­dini tanımadıkça da yüce yaratanını tanıma şansına erişemiyecek..

    Ayrıca âyette bir incelik söz konusudur. O da şudur: Bal arısı nasıl birçok çiçeklerden balozu toplayıp biraraya getirmekte ve değerli, aynı zamanda şifa verici bir besin maddesi haline sokup insanlara rahmet ol-maktaysa, Kur’ân da insan için îüzumlu bütün bilgileri toplayıp getiren bir bilgi ve şifa hazinesidir. Celal yıldırım tefsiri

    En iyi cevap

Cevapla