Arş ve İstiva Nedir? Allah’ın Arşa İstiva Etmesini Nasıl Anlamalıyız?

Question

Pembe Mor Beyaz Siyah Oyuncu Kiz YouTube Kanal Sanati

Arş ve İstiva Nedir? Allah’ın Arşa İstiva Etmesini Nasıl Anlamalıyız?

Müslümanların Allah anlayışlarına göre O yüce varlık zamandan ve mekândan münezzehtir yani her an her yerdedir. Ancak A’râf süresinin 54. ve Kur’ân’ın benzer âyetlerinde Allah’ın kâinatı yarattıktan sonra Arş’a istivâ ettiğinden yani arşa oturduğundan, arşı kuşattığından söz edilmektedir. Bu durumda söz konusu anlayışlar arasında bir çelişki ortaya çıkmış olmuyor mu?

Esasen Müslümanların Allah anlayışı ile Kur’ân’ın istivâ ile ilgili söylemi arasında herhangi bir çelişki söz konusu değildir. Bunun böyle olduğunu anlamak için öncelikle ilgili âyetlerde yer alan “Arş ” ve “istivâ” kavramlarını ele almak gerekmektedir. Arş sözlükte yükseklik, yüksek yer ve yüksek şey manasını ifade etmektedir. Dolayısıyla bir eve nisbetle tavanı, tavanına nisbetle üstündeki çatısı, kubbesi, ya da tepesindeki köşkü Arş manasınadır. Hatta sultanların meclislerine de izzet ve şerefinden dolayı Arş denilmiştir. Buna göre Arş kavramının en belirgin vasfı, mekân bakımından yükseklik ve üstünlüktür. O yüzdendir ki bazı âlimler Arş’ı mülk, izzet ve saltanattan kinâye olarak hükümdarların üzerine oturdukları “taht” anlamında yorumlamışlar, bir kısmı da ona insan-ı kâmilin (olgun insanın) kalbi manasını vermiştir. (Tehânevi, Keşşâf, Il, 981).

Bize göre tüm bu manalar merkezi bir anlama işaret etmektedir ki, o da “kâinat” demektir. Çünkü Arş üstünlük ve yüceliktir. Kâinat da yaratılmışların en yücesidir. O halde Arş ile kâinâtın kastedildiği söylenebilir.

İstivâ Kur’ân’da hem Allah hem de O’nun dışındaki varlıklar için söz konusu edilmiştir. Allah’a atfedildiğinde yönelmek, hükümrân olmak ve hükmetmek gibi manalar ifade ederken, Allah’tan başka varlıklara atfedildiğinde oturmak, yerleşmek, kuşatmak anlamına gelmektedir. Buna göre Allah için söz konusu edilen istivâ, Yüce Allah’ın yarattıktan sonra bütün varlıkları, yaratılışın başlangıcından sonuna kadar kudret ve hâkimiyeti alında tutması şeklinde yorumlanabilir.

Nitekim müfessir Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır da bu hususla ilgili olarak şunları ifade etmiştir: İstivâ kelimesinin Arap dilinde oturmak veya karar kılmak manaları vardır. Bundan dolayı Allah Teâlâ’yı tupkı bir taht, bir sandalye veya dam üstünde duran bir şahıs vaziyeyinde Arş’a dayanmış, bir yere oturmuş, dikilmiş veya yatmış gibi tasavvur etmek hem aklen hem şer’an pek büyük bir cehâlettir. Kelimenin lügat bakımından böyle bir manaya ihtimali varsa da, şer’an ve aklen böyle bir anlamın Allah için söz konusu edilmesi mümkün değildir. (Elmalılı, Hak Dini Kur’ân Dili, HI, 2184-2185).

Bu hususla ilgili olarak öne sürülen bir başka yaklaşım tarzı da şöyledir: Allah’ın Arş’a istvâ etmesi, insanların anlaması için kullanılmış, O’nun bütün kâinâtın padişahı olduğunu belirten sembolik bir ifadedir. İnsanlar, yöneticiyi padişah olarak düşünürler. Padişah tahta oturup, ülkesini yönetir. Allah da bütün kâinatın yaratıcısı ve yöneticisidir. Padişahın tahta oturması, her zaman gerçekten tahta oturduğu anlamına gelmeyip, yönetim yetkisini eline alması manasına da gelir. Nasıl padişah tahta oturup ülkesini yönetirse, kâinâtın hâkimi olan merhametli Allah da, tahtından kâinâtı yönetmektedir. Bu ifadeden, Allah’ın fiilen maddi bir tahta oturmuş olduğunu düşünmek doğru değildir. Bunun anlattığı mana Allah’ın, kâinâtın tek hakimi, tek yöneticisi olduğudur. (Süleyman Ateş, Yüce Kur’ân’ın Çağdaş Tefsiri, V, 423).

O halde soruda yer alan Müslümanın Allah tasavvuru ile istivânın söz konusu edildiği âyetlerin söylemleri arasında herhangi bir çelişki yoktur. Çünkü Allah’a atfedilen istivâ sözcüğü “oturmak” anlamında değil, yönetmek ve idare etmek demektir. Buna göre Allah’ın arşa istiva etmesi hakikat anlamında onun yarattığı bütün varlıklar üzerinde sonsuz bir saltanat ve hakimiyet ile işleri düzenleyip icra etmesi anlamına gelir.

 

Prof. Dr. Muhsin Demirci

Cevapla