Attığın zaman da sen atmadın fakat Allah attı Enfâl Suresi 17. Ayet

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

Attığın zaman da sen atmadın fakat Allah attı Enfâl Suresi 17. Ayet

Atan Kim?

Enfal Suresi

SORU: Enfal/17 ayetinde “Onları siz öldürmediniz fakat Allah öldürdü; attığın zaman da sen atmadın, fakat Allah attı” buyuruluyor. Savaşı yapanlar müslümanlar olduğu halde onların öldürmediğinin, atan Peygamber olduğu halde atmadığının söylenmesi nasıl anlaşılmalıdır?

CEVAP: Evet. Soruda söz konusu edilen ayette Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor:

Onları siz öldürmediniz, fakat Allah öldürdü. Attığın zaman da sen atmadın, fakat Allah attı. Ve bunu, mü’minleri güzel bir imtihanla denemek için (yaptı). Şüphesiz Allah işiten ve bilendir. (En-ial/17)

İbn Kesir bu ayeti şöyle tefsir ediyor:

Cenab-ı Hak bu ayetle kullarının yaptığı şeylerin yaratıcısı olduğunu açıklamıştır. Kullarının yaptığı her iyi şeyden dolayı hamdedilen O’dur. Çünkü onlara yardım eden ve başarılı kılan O’dur. Bunun içindir ki “Onlar öldürmedi, fakat Allah öldürdü” buyurulmuştur. Yani sizin sayınızın azlığından dolayı -onların sayıca çokluğu karşısında- onları öldürmeniz güç ve kudretinizde değildi. Onlara karşı size zafer veren Allah’tır. Nitekim aşağıdaki ayetlerde buna işaret olunuyor:

Andolsun, sizler güçsüz olduğunuz halde Allah, Bedir’de size yardım etmişti. (Âl-i İmran/123)

Andolsun ki Allah bir çok yerde (savaş alanlarında) ve Huneyn gününde size yardım etmişti. (Tevbe/25)

Bundan anlaşılıyor ki zafer, kuşanılan silahın, mühimmatın ve asker sayısının çokluğu ile değil, Allah’ın yardımıyla kazanılmaktadır. Nitekim Cenab-ı Hak şöyle buyurur:

Nice az grup vardır ki, sayıca kendilerinden çok olan topluluklara üstün gelmiştir. Allah sabredenlerle beraberdir. (Bakara/149)

Cenab-ı Hak daha sonra Peygamber’inin Bedir savaşında çadırından çıkıp Cenab-ı Allah’a dua edip yakardıktan sonra bir avuç toprak alıp müşriklerin yüzüne atarak “yüzleri kurusun!” buyurduğuna ve sonra ashabına hücum etmelerini -ki Peygamber’in attığı toprak yüzüne gözüne ulaşan her kâfiri meşgul etmişti- işaretle: “Attığın zaman sen atmadın, fakat Allah attı” buyurmuştur. Bunun anlamı: “Senin attığını onlara ulaştıran O’dur. Atılanların onlara ilişip zarar vermesini Allah kader olarak yazdı, sen değil” demektir.

Abdullah b. Abbas şöyle rivayet ediyor: “Bedir savaşı günü Hz. Peygamber ellerini kaldırarak şöyle dua etti: Ya Rabbi! Şu müslü-man cemaati (savaşta yenilmek suretiyle) yok edersen, artık yer yüzünde sana ibadet edilmeyecektir! Cebrail (a.s) Rasûlullah’a şöyle dedi: Yerden bir avuç toprak al ve kâfirlerin yüzüne at. Hz. Peygamber yerden toprak alarak müşriklerin yüzüne attı. Atılan toprak onların ağzına, gözüne ve burun deliklerine gitti ve hemen geri döndüler.

Kurfubî, el-Câmiu’I-Ahkâmı l-Kuf an’da bu ayetin tefsirinde öldürme ve atma olayının Bedir savaşında olduğunu bildirerek şöyle denmektedir:

Rivayet olunduğuna göre Hz. Peygamber’in arkadaşları Bedir savaşından sonra her biri yaptığını anlatıp “Ben şöyle yaptım, ben böyle yaptım” demeye başladı. Bu bir çeşit övünme idi. Bunun üzerine bu ayet gelerek öldürenin Allah olduğu, her şeyi O’nun takdir ettiği, ancak kulun Allah’ın yarattığı işlere niyeti ve kazanması ile katıldığını bildirmiştir.

Bu ayet, kulun kendi yaptıklarını yarattığı görüşünde olanların göşüşünü reddetmektedir.

Bir diğer yoruma göre ayetin anlamı şöyledir: “Onları siz öldürmediniz, fakat sizi onların üzerine göndererek ve size onları öldürme imkânı vererek gerçekte onları öldüren Allah’tır.

Bir başka yoruma göre ayetin anlamı şöyledir: “.. .fakat onları size imdat olarak gönderdiği melekleri ile öldüren Allah’tır.”

“Attığın zaman sen atmadın, fakat Allah attı” cümlesi de böyledir.

Kurtubî bu atma ile ilgili dört ayrı rivayet zikretmiş, atmanın Bedir savaşında olduğunu söyleyenlerin görüşünü tercih etmiştir. Çünkü bu ayetin bulunduğu sure Bedir savaşında inmiştir. Kurtubî bundan sonra Cebrail’in Hz. Peygamber’e yerden toprak alıp atmasını söylediği rivayetini zikrediyor.

Sa’leb bu ayetle ilgili olarak şöyle diyor: Sen çakıllı toprağı attığın zaman onların kalbine korkuyu ve paniği atmamıştın. Fakat Allah onu attı ve sana yardım ederek zafer verdi ve onlar hezimete uğradılar.

Arabçada şöyle bir söyleyiş vardır: “Allah sana attı” demenin anlamı, sana yardım etti, zafer verdi ve senin için şöyle şöyle yaptı demektir.

Muhammed b. Zeyd ise ayetle alakalı olarak şöyle diyor: “Attığında sen kendi gücünle atmadın, fakat Allah’ın gücü ile attın” demektir.

Tefsir-i Menar’da bu ayet çok geniş bir şekilde ele alınmış olup, özeti şöyledir:

Bu ayette âdeta şöyle denmektedir: Ey inananlar! Savaş sırasında asla arkanızı dönüp savaştan vazgeçmeyiniz. Siz savaşta sabır ve sebata onlardan daha çok layıksınız. Sonra Allah size yardım edecek. İşte sizler onlara; onların hazırlığı ve sayısı sizden çok olmasına rağmen galip gelip zafer kazandınız. Bu ise ancak Allah’ın sizi desteklemesi, kalplerinizi birbirinize bağlaması ve sizi sebat ettirmesi ile olmuştur. Bu kadar çok düşmanı öldürmeyi siz kendi gücünüz ve hazırlığınızla yapmış değilsiniz. Fakat sizin aranıza melekleri katarak kalplerinizi birbirine bağlayıp, onların kalplerine korku salmak suretiyle onları sizin elinizle Öldüren Allah’tır. Kâfire karşı zafer elde etmekte en büyük amil olan sabır ve sebata müslüman herkesten daha layıktır.

Kur’an müslümanlara böyle seslendikten sonra onların kumandanı olan Hz. Peygamber’e yönelerek ona da: “Attığın zaman sen atmadın. Fakat Allah attı” buyurdu. Yani yerden aldığın bir avuç toprağı müşriklerin yüzüne attığın zaman onu sen atmadın. Fakat Allah attı. Öyle bir atış attı ki, toprak az bir şey olmasına rağmen Allah onu çoğaltarak onlara ulaştırdı. Bu tefsir, kelimeleri zorlamadan anlaşılan bir tefsirdir.

Müslümanların Bedir savaşında kâfirleri öldürmesi Allah’ın dünyadaki sebep kanunu gereği onların yapması takdir olunan bir iştir. Hz. Peygamber’in toprağı atması ise kâfirlerin gözlerinden bir şikayet olduğundan değildi. Hem toprak az, atılan kimseler uzakta idi.

Müslümanların kâfirleri öldürmeleri ile Hz. Peygamber’in toprağı atması arasında fark vardır.

Hz. Peygamber’in toprağı atması kâfirlerin savaşı kaybetmesi için sıradan bir sebep değildir. Bu mü’minlerin kâfirleri öldürmesi gibi göz ile görülen bir şey olması açısından da göz ile görülmemesi bakımından da böyledir.

Ayette Hz. Peygamber için “Attığın zaman sen atmadın” buyuru-larak hem attığının, hem de atmadığının söylenmesi bir çelişkiyi akla getirmez. Çünkü Peygamber’in toprak atmasının gerçek zafer sebebi olmadığı bilinmektedir. Zira Allah’ın yardımı ve desteği olmasaydı sırf müslümanların gayretleri, onları bu sonuca ulaştır-mazdı. Ayette müslümanların öldürmesi için de, Hz. Peygamber’in toprağı atması için de “fakat Allah öldürdü, Allah attı” buyurulu-yor. Allah’ın Öldürmesi ile atması arasındaki farka gelince: Birincisi Hz. Allah’ın öldürme sebeplerini müslümanların emrine vermesidir. Nitekim kulun her elde ettiği ve kendi iradesi ile yaptığı tüm işlerde durum böyledir. Zira bu işlerin amacına ulaşması ancak Allah’ın yapması ve onun sebeplerini işi yapanların emrine vermesi iledir. Çünkü sebeplere, normalde kazanarak ulaşmak mümkün değildir. Mesela insan ekini eker ve tohumu toprağa atar. Fakat yağmuru yağdıramaz. Ekine başak ve dane tutturamadığı gibi gelecek bir felâketi de önleyemez. Ve insan tek başına çalışması ile ekini meydana getiremediği gibi onun mahsulünü de olgu nlaştıramaz.

İkincisi ise atılan toprağın gerçek atıcısı Allah Teâlâ’dır. Atılan toprağın kâfirleri etkilemesinde Peygamber’in bir rolü yoktur. Zahiren toprağı Peygamber’in atması, onun eliyle mucizenin meydana gelmesi içindir.[4]

Kuşeyri Letâful Işârât isimli eserinde bu ayet hakkında şu yorumu yapıyor:

Hz. Allah’ın müslümanlar için “siz öldürmediniz” ifadesi “ruhlarını siz almadınız” demektir. Zira ruhu alıp ölümü gerçekleştirmek Allah’a mahsustur. Öldürme olaylarında (kesme, silah atma gibi) insanların yaptıkları önce olmakta, ruhun çıkması ise ondan sonra olmaktadır.

Ayetin faydası, müslümanların “ben öldürdüm, ben şöyle yaptım, böyle yaptım” gibi övünmelerine meydan vermemiş olmasıdır. Yani ayet demek istiyor ki: sizin tek başına yaptıklarınız onları öldürmedi. Fakat her şeyi yoktan yaratan Allah bunu gerçekleştirdi.

Cenab-ı Hak bu ayet ile müslümanları ve Peygamber’ini kendi yaptıklarını göz önünde bulundurup büyüklenme gibi bir hataya düşmekten korumuştur.

Hz. Peygamber hakkında da: “Attığın zaman sen atmadın. Fakat Allah attı” buyurmakla şunu demek istemiştir: sen onu kendiliğinden atmadın. Onu bizim attırmamızla attın. Toprağı avucuna alıp elinden çıkararak atman senin çalışıp kazandığın bir şey, oysa senin kazanmanı da yaratan Allah, atılan toprağı onlara ulaştıran da Allah’tır. Bu olaylarda yapılan iş birdir. İşin yapılışında çelişki var gibi görünüyorsa da aslında çelişki yoktur.

Ayetteki “Attığın zaman” ifadesi bir fark, “fakat Allah attı” ifadesi bir cem’dir.[5]

Fark kulda, cem ise rab’de olan bir özelliktir. İçerisinde cem olmayan fark veya kula has olan fark, rabden gelecek cem ile desteklenmemiş ise sahibinin attığı ok hedefe varmaz.

Fahreddin Razi de bu ayetin tefsirine temas ederek savaştan sonra sahabenin söylediklerine ve Hz. Peygamber’in savaş öncesinde dua edişine ve müşriklere toprak atmasına ve bunun sonucuna yer veriyor.

Keşşaf sahibi Zemahşerî diyor ki:

Ayetteki ilk kelimenin başında bulunan fe harfi, mahfuz bir şart’ın cevabıdır. Buna göre mana şöyledir:

Eğer siz onları öldürmekle övünüyorsanız, onları siz öldürmediniz, fakat onları Allah öldürdü.

Sonra Hz. Peygamber’in toprak atması ile ilgili kısma temas ederek şöyle diyor:

Yani senin attığın çakıllı toprağı gerçekte atan sen değilsin. Çünkü senin attığın toprak her hangi bir insanın attığından öteye geçmez. Fakat Allah onu öyle bir attı ki bu toprağın en küçük parçalarını müşriklerin gözüne ulaştırdı. Atış dış görünüşü itibariyle

Peygamber’den sadır oldu. Fakat onun yaptığı tesir Allah tarafından meydana getirilmiştir. Bu şekilde mana verilirse “attığın zaman sen atmadın” ifadesindeki hem olumlu, hem olumsuz ifade doğru olmaktadır.

BENZER KONULAR:

Answer ( 1 )

  1. Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Enfâl Suresi’nin 17. ayeti şu şekildedir: “Siz onları öldürdüğünüz zaman, aslında siz öldürmediniz, fakat Allah öldürdü. Attığın zaman da sen atmadın, fakat Allah attı. İman edenleri böylece sınamak için (bu) yapılıyor. Şüphesiz Allah, işitendir, bilendir.”

    Bu ayet, Uhud Savaşı sırasında gerçekleşen bir olaya atıfta bulunmaktadır. Savaş sırasında bazı Müslümanlar, Hz. Peygamber’in verdiği emre uymayarak düşmanın geri çekilmesi sırasında ganimetleri toplamak için yerlerinden ayrıldılar. Bu durum, savaşın kritik bir döneminde Müslümanlara dezavantaj sağladı ve bazı Müslümanlar şehit oldu.

    Ayetin tefsirine gelince:

    Allah’ın gerçek sebepleri bildiği: Ayette, insanların öldürme veya atma eylemlerinin gerçekte Allah’ın izni ve takdiri olduğu vurgulanır. İnsanlar sadece aracılık ederler, gerçek kudret ve irade Allah’a aittir. Bu, insanların herhangi bir eylemi gerçekleştirirken Allah’ın üstün kudretini ve kontrolünü hatırlamaları gerektiğini ifade eder.

    İmanın sınanması: Ayet, iman edenleri sınamak için böyle bir olayın gerçekleştiğini belirtir. Müslümanların savaş sırasında Allah’a olan teslimiyetlerinin ve itaatlerinin test edildiği bir an olarak görülür. İman edenler, Allah’ın takdirine boyun eğerler ve O’nun hükümlerine uyarlar.

    Bu ayet, Allah’ın kudretini ve kontrolünü vurgularken, iman edenlerin sabır, teslimiyet ve itaat gibi erdemlerini de ön plana çıkarmaktadır. İslam alimleri, ayetin bağlamını, diğer ayetlerle ilişkisini ve tarihî olayları göz önünde bulundurarak daha detaylı tefsirler yapabilirler.

    En iyi cevap

Cevapla