Paylaş
Bakara 106. Ayet ve nesh olan ayetler
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
Merhabalar,
Bakara 106. ayette bir ayetin hükmü yürürlükten kaldırılır veya o hüküm unutturulursa mutlaka daha iyisi veya benzeri getirileceği yazıyor.
Buna göre nesh edilen “recm” ve “yetişkin bir erkeği emzirme” ayetlerinin yerine daha iyisi veya benzeri getirileceğine göre, bu iki hüküm yerine hangi ayetler gelmiştir?
Şer’î Hükümlerin Nesh edilmesi
(Konu uzun olacak ama lütfen okuyun)
106- Biz ondan hayırlısını veya onun benzerini getirmedikçe hiçbir ayeti neshetmeyiz veya onu unutturmayız. Allah’ın her şeye kadir olduğunu bilmez misin?
107- Bilmez inisin ki göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır. Allah’tan başka hiçbir dostunuz ve hiçbir yardımcınız da yoktur.
108- Yoksa siz de önceden Musa’dan istendiği gibi peygamberinizden istemeye mi lrnllriBnı».nİrsini»;? Kim imanı kar-şılığında küfrü alırsa, doğru yoldan sapıtmış olur.
BAKARA SURESİ
————————–
Açıklaması
Kur’ân-ı Kerim çeşitli sebeplere, olay ve vakıalara uygun olarak kısım kısım indirilmiştir. Bu oldukça başarılı bir eğitim ilkesinin tatbikidir. Bu ilke cehalet içindeki Arap toplumunu yavaş yavaş ve kademe kademe ıslah etmek için teşri’de tedricilik ve maslahatlara riayettir. Ayrıca bu yöntem geçmişten devralınan gelenek ve göreneklerden adım adım kurtulmayı sağlayan nihâî şer”î hükmü kabule hazırlayıcı bir özellik taşır. Bu şekilde nefisler onu kabul eder ve ağır ağır şer*î gayeye uygun bir şekilde terbiye edilebilirler. Teşri’in hedef olarak aldığı ufuk ve gerçekleştirmeyi amaçladığı uzak noktalar, fertlerin ikna olmasıyla kabul edilir. Ümmetin genel maslahatı gerçekleştiği noktada hüküm olduğu gibi kalır.
Sonradan gelmiş şer”î bir delil ile önce gelmiş bir şer”! hükmün kaldırılması demek olan nesih, ya ayetin lafız ve manasının birlikte neshedilmesi ile, ya ikisinden birisinin neshi ile, veya nassın kalıp o ayetten anlaşılan hükmün sona ermesi ile olur. Bütün bunlar maslahat ya da ihtiyaca uygun olarak gerçekleşir. Tıpkı çeşitli zaman, mizaç ve sağlık durumlarının değişikliğine göre kullandığı ilaçlan ve gıdaları çeşitlendiren doktor gibi. Peygamberler de (Allah’ın salat ve selamları üzerlerine olsun) ümmetin doktorlarıdır. Nefisleri ıslah edenlerdir. Allah onlara hali hazırdaki durumların veya gelecekteki hallerin göz önünde bulundurulması suretiyle sert hükmün değiştirilmesine dair vahiyler indirir. Çünkü geçmişte tedavi özelliğine sahip olan bir husus, gelecekte olmayabilir. İşte bütün bunlar İslâm’ın kapsayıcı esnekliğinin delilidir.
Nesih, hükmü değiştirmeyi gerektiren yeni bir takım maslahatların ortaya çıkması ya da sonradan farkedilmesi dolayısıyla değildir. Çünkü nesheden Yüce Allah, geçmişi de, hali hazırdaki durumu da, geleceği de bilir. O şanı yüce Allah Teâlâ, şartlara ve hallere bağlı olarak, karşı karşıya kalınan durumları tedrici bir şekilde tedavi eder. İçkinin dört aşamadan geçerek haram kılınması ile, faizin yasaklanması, ve cihaddaki tedricilik gibi.
Ayet-i kerimenin anlamına gelince: Biz herhangi bir ayetin hükmünü değiştirecek ya da senin hatırlamana imkan olmayacak şekilde o ayeti sana unutturacak veya o ayetin hükmünü terk etmeyi emredecek ya da erteleyecek olursak, mutlaka sana, eğer nesheden daha ağır yükümlülük getiriyorsa sevabının çokluğu ile, eğer nesheden daha hafif ise maslahatı gerçekleştirmekle ondan daha hayırlısını ya da en azından teklif ve sevap bakımından onun gibisini getiririz.
Fahreddin er-Râzî der ki: Yüce Allah’ın şu buyruğunda unutmak, terket-mek anlamındadır: “… O unuttu, biz onda bir kasıt bulmadık.” (Tâhâ: 20/115). Şu ayet-i kerimelerde de bu anlamda kullanılmıştır: “Bugün biz de sizi unuturuz. Nitekim siz de bu gününüze kavuşacağınızı unutmuştunuz” (Câsiye: 45/34); “Sana ayetlerimiz geldiğinde sen de onları unuttun (terkettin). Bu gün de sen böylece unutulursun (terkedilirsin)” (Tâhâ: 20/126).
Hükmün neshedilmesi daha kolay ve daha hafif ile değiştirilmek suretiyle olabilir. Kocası vefat etmiş olan kadının iddetinin bir seneden, 4 ay 10 güne değiştirilerek neshedilmesi gibi. Bazen eşit bir hüküm ile değiştirilebilir. Namazda Beytü’l-Makdis’e yönelme hükmünün, Ka’be’ye yönelmekle neshedilmesi gibi. Bazan daha ağır fakat sevabı daha fazla bir hükümle de neshedilebilir. Savaşmamanın savaşı müslümanlara farz kılmak emri ile neshedilmesi gibi, zina edenlerin evde hapsedilmesi hükmünün sopa cezası ile neshedilmesi, aşure günü orucunun ramazan ayında oruç tutmak ile neshedilmesi. Çünkü hadis-i şerifte sabit olduğu üzere: “Amellerin en faziletlisi daha zor ve ağır olanıdır.” Bazan usûl alimlerin cumhurunun görüşüne göre yerine bir başka hüküm getirerek değil de, teklifin bütünüyle kaldırılması ile daha hayırlı olan gerçekleştirilebilir. Meselâ, kurban etlerinin saklanması yasağının neshedilmesi, Ramazan gecelerinde hanımlara yaklaşmanın haram kılınmasının neshedilmesi gibi. Sözkonusu bu son nesih Yüce Allah’ın: “Artık onlara yaklaşın” (Bakara: 2/187) ayeti ile gerçekleşmiştir. Ayrıca Ramazan gecelerinde uyuduktan sonra imsakin vücubunun neshedilmesi, Resululah (s.a.) hakkında gece namazının neshedilmesi gibi.
Allah her şeye gücü yeten değil midir? O her şeye gücü yetendir. Hükümleri neshetmek de O’na zor değildir.
Göklerin ve yerin mülkü (mutlak egemenlik ve tasarrufu) Allah’ın değil midir? O arzıyla, semasıyla kâniatta bulunan her şeyin malikidir. Kendi irade ve meşietine göre tasarrufta bulunur. Uygun gördüğü maslahata göre işleri düzenler. O bakımdan dilediği hükümleri neshetme hak ve yetkisine sahiptir.
İşlerinizi Allah’tan başka üstlenecek bir veliniz, size yardımcı olacak, sizi destekleyecek bir yardımcınız yoktur. Bu buyruk, müslümanlara rasullerinin kendilerine emrettiği şeyler gereğince amel etmeleri ve onlara yasakladığı şeylerden de kaçınmaları doğrultusunda bir öğüttür.
Daha sonra Yüce Allah işi yokuşa sürmek ve inat olsun diye mucizeler göstermesi talebinde bulunan kimselere tehditte bulunarak bu tutumlarından vazgeçmeleri için onları sakındırmaktadır. Her kim maslahata uygun olarak indirilen ayetlere olan güvenini, yitirecek, Peygamber (s.a.)’e karşı inatlaşıp Yahudilerin -Musa (a.s.)’dan kendilerine açıktan açığa Allah’ı göstermelerini-istediği gibi bir istekte bulunursa, böyle bir kimse küfrü imana tercih edip, dosdoğru yolu terketmiş olur. Nitekim Yüce Allah: “Haktan sonra artık dalâletten başka ne kalır? O halde nasıl olur da döndürülüyorsunuz?” (Yûnus: 10/32) diye buyurmaktadır.
Yüce Allah’ın: “Yoksa siz de önceden Musa’dan istendiği gibi peygamberinizden istemeye mi kalkışacaksınız?” buyruğunun anlamı” hayır, siz istemeye kalkışmaktasınız.” şeklindedir veya istifham (soru) anlamına da olabilir. O takdirde bu inkârî (böyle bir tutumu reddeden) bir istifham olur. Bu buyruk müminleri de kâfirleri de kapsamaktadır. Çünkü o, Allah’ın herkese gönderdiği elçidir
BENZER KONULAR:
Answer ( 1 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Bakara Suresi’nin 106. ayeti, Kur’an-ı Kerim’in nesh (geçerliliği sona ermiş) olan ayetler hakkında bilgi veren bir ayettir. Ayetin anlamı şu şekildedir:
“Herhangi bir âyetin (geçerliliğini) nesheder veya unutturursak, onun gibi veya ondan daha iyisini getiririz. Allah’ın ilmi her şeyi kuşatmıştır.”
Bu ayet, Allah’ın ilminin her şeyi kapsadığını ve gerektiğinde bir hükmü değiştirip yerine yeni bir hüküm getirebileceğini ifade etmektedir. Nesh olan ayetler, Kur’an’ın başka bir ayetiyle hüküm açısından çeliştiği veya geçerliliğini yitirdiği durumları ifade eder.
Nesh konusu, İslam hukukçuları ve alimler arasında tartışılan bir konudur. İslam tarihinde çeşitli ayetlerin nesh edildiği ve yerine yeni hükümler getirildiği kabul edilir. Örnek olarak, içkiyle ilgili ayetlerin zamanla nesh edilerek içkinin tamamen haram olduğunu belirten bir hükme dönüştüğü ifade edilir.
Nesh konusu, Kur’an’ın tefsiri ve anlaşılması açısından uzmanlık gerektiren bir konudur. Ayetlerin nesh edilip edilmediği veya hangi ayetlerin nesh edildiği konusunda farklı yorumlar ve görüşler bulunmaktadır. Bu nedenle, bu konuda detaylı bir çalışma yapmak ve İslam alimlerinin yorumlarına başvurmak önemlidir.