Bakara 62. ayet tefsiri

Question

Bakara 62. ayet tefsiri

Bakara 62. ayet tefsiri

Bakara suresi 62. Ayet diyanet mealen şöyledir ;

Şüphesiz, iman edenler; yahudilerden, hıristiyanlardan ve Sâbiîler’den de Allah’a ve âhiret gününe inanıp sâlih amel işleyenler için rableri katında mükâfatlar vardır. Onlar için herhangi bir korku yoktur; onlar üzüntü de çekmeyecekler.

bu ayeti nasıl anlamalıyız? Kastedilen yahudi, htistiyanlar sonraki hak kitap gelene kadar olan kısmından mi bahsediyor?


Selamün aleyküm. Misafir olarak cevap vermeye karşıyım. Bu konuyu sitede haddim olmayarak çok eleştirdim. Hocalarından bu konuda özür diliyorum. Fakat sizin sorduğunuz soruyu bende çok merak etmiştim. Araştırdım ve diyanet işleri başkanlığının KUR-AN YOLU tefsir kitabında buldum. Kısaca açıklamak istiyorum. Selman Farisi hazretleri bir çok dini yaşadıktan sonra iman etmiş ve müslüman olmuş. Eskiden tanıdığı hristiyan ve diğer dindeki ehlikitap arkadaşlarının (Pegamber efendimiz sav gelmeden önce) müslüman olmadan ölenlerin cehenneme gideceklerini düşünüp üzülüyormuş. Durumu peygamber efendimiz e (sav) arz edince bu ayet inmiş. Ve peygamber efendimiz sav, ben geldikten sonra beni duyanlar bana tabii olmak zorunda demiş. Kitapta tefsir çok uzun. Ben size kısaca açıklamaya çalıştım. Çünkü sorduğunuz soru çok önemli ve ana itikat konularından biridir.İnşaalkah anlatabilmişimdir. Siz de bahsettiğim tefsir kitabından okuyabilirsiniz. Orada daha net anlatıyor. Hakkınızı helal edin.


Ayet Genel Olarak Müminlerin Akıbeti ile ilgilidir

Muhakkak iman edenler, Yahudiler, Hristiyanlar ve Sabitlerden Allah’a ve ahiret gününe inanan ve salih amel işleyenlerin, elbette Allah Teâla katında ecirleri vardır. Onlar için korku yoktur ve onlar üzülmezler de. (Bakara suresi 62. ayet)

Ayetteki Kelime ve İbareler:
“Yahudiler” Yahudilik dinine girmiş olanlar, “Hristiyanlar”‘ Hz. İsa (a.s.)’ya uyan kimselerdir. “ve Sâbiîler’den”: Meleklere yahut yıldızlara ibadet eden, Yahudi veya Hristiyanlardan bir taifenin adıdır. İşte bunlar arasından “kim” bizim peygamberimiz döneminde “Allah’a ve ahiret gününe iman eder” ve onun şeriatı gereğince “salih amel işlerse, elbette onların rablan katında ecirleri”, amellerinin sevabı “vardır.”

Ayetin Nüzul Sebebi

Bu ayeti kerime Selmân-ı Farisî’nin arkadaşları hakkında inmiştir. Hz. Sel-mân Cundîsâbur’un soylularından idi. İbni Ebi Hatim ve Müsned’ inde el-Ade-nî, Mücâhid’den (Selman-ı Farisî’nin) şöyle dediğini rivayet etmektedirler: Resulullah (s.a.)’a, kendileriyle birlikte olduğum bir dine mensup kimseler hakkında soru sordum. Ona kıldıkları namazları, ibadetleri anlattım ve şu: “Muhakkak iman edenler, Yahudiler...” ayeti nazil oldu. el-Vahidî de Mücâhid’den şöyle dediğini rivayet etmektedir: Hz. Selman, Resulullah (s.a.s.)’a, arkadaşlarını anlatınca, Resulullah (s.a.s.): “Onlar cehennemdedir” dedi. Selman der ki: Yeryüzü gözümde kararıverdi. Daha sonra: “Muhakkak iman edenler, Yahudiler… üzülmezler de” buyruğu nazil olunca, sanki üzerimden bir dağ kalkmış gibi oldu.

Ayetin Tefsiri-Açıklaması

Resulullah (s.a.)’ın Allah’tan getirdiklerini doğrulayanlar daha önce Yahudiliğe veya Hristiyanlığa girmiş veya dinlerini değiştirmiş ve bununla birlikte yalnızca Allah’a hiç bir kimseyi şirk koşmaksızın iman eden, öldükten sonra dirilişe, amellerinin hesabının görüleceğine inanıp salih ameller işleyenler için amellerinin sevabı Allah nezdindedir. Kıyametin dehşetli halleri dolayısıyla onlar için korku yoktur ve cennette ebedî nimetleri görecekleri vakit de, dünyayı ve dünyanın güzelliklerini geride bıraktıkları için üzülmezler.

Ayetten Çıkarılan Hüküm Ve Hikmetler

-Kurtuluşun ve umulanlara kavuşmanın esasını salih amel ile birlikte olan sahih iman teşkil eder.
-Bu ayet, nesh edilmiş değildir. Aksine peygamber (s.a.)’e imanı üzere sebat gösteren müminler hakkındadır.
-Yahudi ve Hristiyanlann Kitap Ehli oldukları hususunda görüş ayrılığı yoktur. Kitap Ehli olduklarından dolayı kadınları ile nikahlanmak ve yemeklerini yemek caizdir. Nitekim Maide suresi (5. ayet ile) onların cizye yükümlülüğüne tabi tutulmaları da bunu ifade etmektedir ki bunu da Tevbe suresi (29. ayet) açıklığa kavuşturmaktadır. Sabitler hakkında ise görüş ayrılığı vardır:
-Bir grup ilim adamı (es-Süddî, İshâk b. Raheveyh ve Ebu Hanife) bunların kestiklerini yemekte ve kadınları ile nikahlanmakta bir mahzur yoktur, demişlerdir.
-Başkaları ise (Mücâhid, Hasan-ı Basrî ve İbni Ebi Necîh) kestikleri yenmez, kadınları ile evlenilmez demişlerdir.
Sâbiiler yıldızların etkilerine ve faal olduklarına inanan ve bununla birlikte yaratıcının vahdaniyetine inanan topluluğun adıdır

BENZER KONULAR:

Dini Soru Cevap

Her soru cevap verilmeye değerdir, yeter ki aynı konu bize sorulmuş olmasın ve kurallara uygun sorulsun. Lütfen soru yollamadan önce aynı konu var mı diye \\\\"ARAMA\" yapınız. Konu altına yazılan sorulara öncelik tanıyoruz.. Bilginize

Takip Et

Answer ( 1 )

  1. Bakara Suresi, 62. ayeti şu şekildedir:

    “Gerçek şu ki, iman edenler, Yahudiler, Hristiyanlar ve Sabiîler; (Allah’a ve ahiret gününe) inananlar arasında hiçbir korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.”

    Bu ayet, İslam inancına göre, doğru inanca sahip olanların, yani Allah’a ve ahiret gününe inananların, korku ve üzüntüden uzak olacaklarını ifade etmektedir.

    Bu ayetin tefsiri, farklı İslam alimleri ve tefsir bilginleri tarafından çeşitli yorumlara tabi tutulmuştur. İşte bu ayetin bazı tefsir yorumlarından bazıları:

    İslam’a göre, bu ayet, inananların, başka bir inanç sistemine mensup olanlara karşı hoşgörülü olmaları gerektiğini vurgular. İslam, diğer semavi dinlere inananları, onlara saygı duyma ve barış içinde bir arada yaşama konusunda teşvik eder.

    Ayet, Müslümanlar arasında ayrım yapmaksızın, doğru inanca sahip olan herkesin Allah’ın rahmetinden ve cennetin nimetlerinden yararlanabileceğini ifade eder.

    Bu ayet, İslam’ın önceki semavi dinlerle bağlantılı olduğunu ve tüm bu dinlerin temelinde aynı ilahi mesajın olduğunu vurgular. İslam, Musa’nın getirdiği Tevrat, İsa’nın getirdiği İncil ve Muhammed’in getirdiği Kur’an’ın aynı ilahi gerçeği ifade ettiğini öğretir.

    Bu tefsir yorumları, ayetin genel anlamını ve mesajını yansıtan örneklerdir. Ancak, tefsir konusu geniş bir alandır ve farklı alimlerin ve tefsir bilginlerinin yorumları farklılık gösterebilir. Bu nedenle, ayetin tam anlamını daha fazla ayrıntıya girmeden önce ileri düzey bir tefsir kaynağına başvurmanız önerilir.

    En iyi cevap

Cevapla