Paylaş
Banka faizi helal mi
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
Banka faizi helal mi haram mı?
Bankaya para yatırıp kar zarar ortaklığı olmadan elde edilen gelire faiz denir. Bankaya yatırdığınız paradan dolayı kar ve zarar ortaklığı olmadığı için kazandığınız para faizdir helal değildir. Bu kazandığınız parayı kendiniz için harcayamazsınız bu parayı başkasına verip tövbe edip bir daha bu şekilde yapmamanız gerekir.
not eğer tam cevabınızı alamadıysanız soruyu detaylı yazıp gönderir misiniz.
CEVAP:
Genel olarak İslam dininde bankada paranın, kar-zarar ortaklığı olmadan saklanması ve karşılığında gelir elde edilmesi, faiz (riba) olarak kabul edilir ve haram olarak değerlendirilir. Bu nedenle, bir Müslüman olarak faiz kazancını kullanmak yerine, bu kazancı ihtiyaç sahiplerine vermek ve tekrar faizli işlemlerden uzak durmak tavsiye edilir. Bu tür işlemlerden elde edilen gelirin sizin için harcanması caiz değildir; ancak ihtiyaç sahibi insanlara, niyet etmeden, sadece kurtulma amacıyla verilmesi mümkündür.
Daha fazla bilgiye ihtiyaç duyarsanız ya da farklı bir durum hakkında sorularınız varsa, ayrıntılı açıklamanız durumunda yardımcı olabilirim.
Aşağıdaki faiz konusunu mutlaka okuyalım
İSLAMDA FÂİZ VE TEFECİLİK
İslam dini fıtrat dinidir. Bu sebeple, insanların yeteneklerine göre çalışıp-kazanmaları, gerekli iş birliğini ve iş bölümünü sağlamaları ve ihtiyaçları doğrultusunda harcama yapmaları tabii karşılanmıştır. Ancak İslam, kazanç yolları, mal-mülk edinme konusunda meşrûiyet prensibini esas almıştır. Hırsızlık, gasp, fuhuş, kumar, rüşvet ve fâiz gibi kazanç yollarını yasaklamıştır. Bu yollarla elde edilen kazanca ve mala da hiçbir değer atfetmemiştir. Nitekim Peygamberimiz(sav) kendisine en temiz kazancın ne olduğu sorulduğunda, “Kişinin kendi elinin emeği, bir de dürüst ticaretin kazancı”[1] cevabını vermiştir.
İslam herhangi bir zarar ve mağduriyete yol açmayan, düzgün bir çizgide seyreden hukuki ve ticari hayata kural olarak bir müdahale etmemiş; sadece yanlış ve haksız uygulamalar konusunda insanları uyarmış bu yönde bazı sınırlamalar getirmiştir. Fâizin yasaklanması da böyledir.
Fâiz; diğer adlarıyla ribâ ve tefecilik; sözlükte, “herhangi bir şeydeki artışı ve fazlalığı” ifade eder. Dinimize göre fâiz; “borç verilen bir parayı veya malı bir süre sonunda belirli bir fazlalıkla yahut borç ilişkisinden doğan ve süresinde ödenmeyen bir alacağı ek vade tanıyıp bu süreye karşılık onu fazlalıkla geri almanın veya bu şekilde alınan fazlalığın adıdır.”[2] Kısaca fâiz; borç veren kişinin alacağını tahsil ederken verdiğinden fazlasını almasıdır.
K.Kerîm’de fâiz-ribâ meselesi 4 yerde ele alınmış ve aşamalı olarak yasaklanmıştır. Bu konudaki âyetlerde Allah Teâlâ fâiz ve tefecilik yapanları şiddetle uyarmakta ve şöyle buyurmaktadır:“İnsanların mallarında artış olsun diye verdiğiniz herhangi bir faiz, Allah katında artmaz. Allah’ın rızasını isteyerek verdiğiniz zekâta gelince, işte zekât veren o kimseler, evet onlar (sevaplarını ve mallarını) kat kat arttıranlardır.”[3]Menedildikleri halde faizi almalarından ve haksız (yollar) ile insanların mallarını yemelerinden dolayı içlerinden inkâra sapanlara acı bir azap hazırladık.”[4] “Ey iman edenler! Kat kat arttırılmış olarak faiz yemeyin. Allah’tan sakının ki kurtuluşa eresiniz.”[5] “Faiz yiyenler (kabirlerinden), şeytan çarpmış kimselerin cinnet nöbetinden kalktığı gibi kalkarlar. Bu hal onların “Alım-satım tıpkı faiz gibidir” demeleri yüzündendir. Halbuki Allah, alım-satımı helâl, faizi haram kılmıştır… Allah faizi tüketir (Faiz karışan malın bereketini giderir), sadakaları ise bereketlendirir.”[6]
Konuyla ilgili olarak Allah Rasûlü (sav) de; “Yedi helak edici şeyden sakının. Bunlar nedir, ey Allah’ın Rasûlü? diye soranlara: Allah’a ortak koşmak, efsûn(büyü) yapmak, haksız yere öldürmek, yetim malı yemek, fâiz yemek, düşmana hücum anında savaştan kaçmak, iffetli kendi halinde mü’min kadınlara zina iftirası atmaktır”[7] buyurmuşlardır.
Faiz ve tefecilikte, faizle borç alan kişi çalışıp, çabalar, bazen kârını, bazen ana sermayesini de üstüne koyarak borcunu ödemeye çalışır. Bazen de ödeyemez hale düşer. Faiz belası yüzünden ticari hayatta anlaşmazlıklar ve kavgalar yaşanır.
Faize bulaşarak, tefecinin eline düşenler, sonuçta ya hapse girer veya malları ve serveti icra yolu ile ellerinden alınır, evini ve ocağını kaybederler. Bazen faizli borcunu ödemek için, başka başka faizlere bulaşarak çıkmaza sürüklenirler. Aile huzurunu, toplumdaki izzet ve itibarlarını kaybederler. Bazen de bunalıma girip ya kendi canına veya başkalarının canına kıyarlar.
Faizle borç verip tefecilik yapanlar ise; tembelliğe alışırlar. Helâlinden çalışarak, nafakasını temin etmek varken, şunun bunun parasına-malına göz dikerek asalak bir hayat yaşarlar. Bu tür insanlar haram kazançlarına kılıf bulmak için, ‘faiz de bir alışveriştir’ diyerek dini değerleri istismar ederler.
O halde mü’minler, fâiz gibi haramlardan ve harama götüren şüpheli davranışlardan son derece uzak durmalıdırlar.
Hz. Peygamber (s.a.s.)’in şu sözleriyle bitirmek istiyorum: “Ashabım! Fâizin her çeşidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Fakat aldığınız borcun aslını ödemek gerekir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. Allah’ın emriyle bundan böyle faizcilik yasaktır. Cahiliyetten kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır.”[8]
KAYNAKLAR:
[1] Müsned, IV, 141
[2] TDV.İslam Ansiklopedisi, “Fâiz” md.
[3] Rum 34/39
[4] Nisa 4/161
[5] A.İmran 3/130
[6] Bakara 2/275-276
[7] Buhâri, Tıp,; Müslim, İman 38
[8] Ebu Dâvud, Büyû 5 (3334)
Dini Sitelerimiz:
BENZER KONULAR:
Answer ( 2 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
İslam’da faiz ve tefecilik, dinin ekonomik adalet anlayışıyla çelişen uygulamalar olarak net bir şekilde yasaklanmıştır. Bu yasak, insanları haksız kazanç yollarından koruma amacını gütmektedir. Faiz, borç ilişkileri üzerinden elde edilen fazlalık olarak tanımlanır ve bu, bireylerin ekonomik hayatta karşılaştığı pek çok sorunun temel kaynağı olabilir.
Kur’an-ı Kerim’de faiz ile ilgili çeşitli ayetler bulunmaktadır ve bu ayetler, faizin getirdiği haksız kazançları şiddetle kınar. Özellikle, insanların mal ve mülk edinme yollarında adaletsizliğe neden olan faiz uygulamaları, toplumsal huzuru zedeleyebilir. Faiz nedeniyle borç alan kişiler, sık sık maddi zorluklarla karşılaşır; bu durum aile ilişkilerine, toplumsal duruma ve bireysel psikolojiye olumsuz etki yapar.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de bu konuda açık bir şekilde uyarılarda bulunmuş, faizin her türlüsünün yasaklandığını belirtmiştir. Müslümanların, haksız kazanç yollarından kaçınmaları ve helal kazanç elde etmeleri gerektiği vurgulanmaktadır.
Sonuç olarak, İslam’da faizin yasaklanması, toplumsal adaletin sağlanması, bireylerin haklarının korunması ve ekonomik istikrarın temin edilmesi adına önemli bir ilkedir. Müslümanların bu konudaki duyarlılıkları, hem bireysel hem de toplumsal sorumlulukları açısından büyük bir önem taşımaktadır.