Paylaş
Başkasının çocuklarıma ettiği beddua
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
Merhabalar.oncelikle boyle faydali bir platformda bize yardimci oldugunuz icin tesekkur ederim.soruma gelecek olursak gecen yil esim arabamizi bir arkadasina arkadasinin nakit parasi olmadigi icin senetlerle satti.Arkadasi 3 4 ay kullanip arabayi ciddi hasara sokup (hasar kefili tarafindan odendi)vazgectigini ve parayi odemeyecegini soyleyerek arabayi geri birakti.biz ordan gelecek paraya guvenip odemelerimiz icin senetler yapmistik cok zor durumda kalip milyarlarca zarar altina girdik.esim senetleri zarari karsilanmadigi takdirde vermeyecegini soyledi.arkadasi 2 kere dava acti bize ve 2 sinde de kaybetti ve adalet bizim hakli ve zararimiz karsilanmasi yonunde karar verdi.yetmedi simdi 3. defa dava acti.bu surecte biz kari koca gece gunduz demeden calisiyoruz 1 senedir zararlqrimizi odeyebilmek icin.karisi cocuklar icin surekli o para cocuklarinin hastane parasi olsun insallah cocuklari dan bulsun diyor surekli.cocuklarim 2 ve 4 yasinda,adalet de bizi hakli buldugu halde bedduasi tutar evlatlarima bisey olur diye cok korkuyorum.bu bedduanin hukmu nedir bir seyler yazardaniz cok sevinirim hocam.simdiden tesekkur ederim Allah’a emanet olun
Durumunuza üzüldük Allah yardımcınız olsun
Size tavsiyemiz sadece hakkınızı alın mahkeme hakkınızdan fazla size ödeme yaptırdığında kabul etmeyiniz yani ne mazlum olunuz ne zalim olunuz
İslam’da beddua konusu
Karşı tarafın size ettiği beddualar yerinde değilse tutmaz merak etmeyin
Çünkü beddua edildiğinde eğer karşı taraf bedduaya hak etmiyorsa beddua edene döner aşağıdaki hadis bunun en güzel örneğidir
“Kul, herhangi bir şeye beddua/lânet ettiğinde o beddua/lânet gökyüzüne çıkar. Semânın kapıları ona kapanır. Sonra yere iner, yeryüzünün kapıları da ona kapanır. Sonra sağa sola bakınır, girecek yer bulamaz da bedua/lânet edilen kişiye döner. Eğer gerçekten bedduaya/lânete lâyık ise onda kalır, değilse beddua/lânet edene döner.”
Hadisin Kaynağı: Ebû Dâvûd, Edeb 45; Tirmizî, Birr 48
Cevapla