Beddua ne zaman yerini bulur

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

Beddua hakkında soru

Beddua etmek

Abim bekar bizimle yaşıyor arabası var ben onun arabasını kaçırdım gittim kaza yaptım sonra da getirip kapıya bıraktım aileme de korkudan yalan söyledim dedim ki birisi çarpmış mahalleden geçerken onlarda insan bir numara felan bırakır sahibini arar Allah belalarını versin dediler ablam abim dedi . Sizce ben bu durumda ne yapmalıyım söylemeye korkuyorum söylemezsem bedduaları kabul olabilir mi?

CEVAP:

Öncelikle, yaptığın şeyin çok tehlikeli ve yanlış olduğunu anlaman önemli. Araba kullanmak ciddi bir sorumluluk gerektirir ve senin yaptığın hem kendin hem de başkaları için büyük bir risk oluşturmuş. Ailenin sana kızgın olması ve beddua etmeleri de bu yüzden.

Şimdi ne yapmalısın?

Dürüst ol: En doğrusu, ailene gidip gerçeği anlatman. Yalan söylemek durumu daha da kötüleştirir. Dürüstçe hatanı kabul et ve özür dile. Korktuğunu ve bu yüzden yalan söylediğini de açıklayabilirsin.
Sorumluluğu kabul et: Arabanın onarım masraflarını karşılamayı teklif et. Bu, ailenin sana olan güvenini yeniden kazanmana yardımcı olabilir. Eğer paran yoksa, onlarla konuşup bir ödeme planı yapabilirsin.
Araba kullanma konusunda eğitim al: Eğer araba kullanmak istiyorsan, öncelikle gerekli eğitimi almalısın. Ehliyet almak ve trafik kurallarını öğrenmek çok önemli.
Beddua konusunda:

Beddua etmek İslam’da hoş karşılanmaz, özellikle de haksız yere yapılıyorsa. Ancak, ailenin sana olan kızgınlığı ve endişesi nedeniyle söyledikleri sözler anlaşılabilir. Sen hatanı kabul edip özür dileyerek ve sorumluluğunu alarak durumu düzeltmeye çalışırsan, onların da kalpleri yumuşayacaktır.

Unutma: Dürüstlük her zaman en iyi yoldur. Ailenle açık iletişim kurarak bu sorunu çözebilir ve onların güvenini yeniden kazanabilirsin.

BENZER KONULAR:

Beddua Nedir? Kısaca

Answers ( 2 )

    1
    2021-02-27T10:03:19+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    BEDDUA NEDİR HANGİ DURUMLARDA TUTAR

    Beddua, Bir sebepten dolayı herhangi bir kimse hakkında kötümser istek ve temennide bulunmak, hayır duanın zıddıdır.

    Farsça fena, çirkin, kötü, yaramaz anlamına olan “bed” kelimesiyle, Arapça “duâ” kelimelerinden meydana gelmiş bir terkiptir. İnsanın, kendisi veya başkaları aleyhinde “Allah kahretsin, Allah belâsını versin” gibi ifadelerle yaptığı dualara denir.

    İslâm, müslümanların kendileri ve diğer müslümanlar aleyhinde beddua etmelerini yasaklamıştır. Peygamber Efendimiz (s.a.s.): “Kendi aleyhinize, evlâtlarınızın ve mallarınızın aleyhine sakın beddua etmeyiniz ki; duaların kabul olacağı bir saate rastlarsınız da bedduanız kabul olmuş olur.” (Riyazü’s-Sâlihin Tercümesi, III, 82) buyurmuştur. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) beddua etmekten kaçınırdı. Kendisinin lânet eden değil, aksine rahmet peygamberi olduğunu söylerdi. Mekke döneminde İslâmî tebliğ etmek üzere Tâif’e gittiğinde, orada kötü bir davranışla karşı karşıya kalmış; dönüşte taş yağmuruna tutulmuş, mübarek ayakları kanlar içerisinde kalmıştı. O sırada Allah tarafından kendisine “onlar aleyhinde yapacağı bedduanın kabul edileceği, dilerse onları helâk edeceği” bildirilmiş, fakat Peygamber Efendimiz “Hayır, belki bunların sulbünden sana ibadet edecek çocuklar doğar, yâ Rabb ” demişti. Uhud’da dişini kıran, yüzünü yaralayan düşmanları için: “Allah’ım! Kavmimi hidayete erdir, çünkü onlar yaptıklarını bilmiyorlar” (Tecrîd-i Sarih Tercümesi, IV, 314) diye dua etmiştir. Bütün çalışmalara rağmen İslâmiyeti kabul etmeyen Devs kabilesine beddua etmesi istenince: “Yâ Rabbi! Devs kabilesine hidayet eyle de onları bizim saflarımıza kat” diye dua etmişti. (Tecrîd-i Sarih Tercümesi, VIII, 344)

    Bununla beraber, Peygamber Efendimiz (s.a.s.)’in zaman zaman Allah düşmanlarına beddua ettiği de olmuştur. Bi’r-i Mâûne’*de yetmiş İslâm davetçisini şehît eden Kilab kabîlesine Resulullah (s.a.s.) bir ay süre ile beddua ve lânet etmişti. Kâbe’de namaz kılarken kendisiyle alay eden müşriklere de beddua etmiş, Bedir muharebesinde yere serildiklerini gözleriyle görmüştü. (Tecrîd-i Sarih Tercümesi, X; 43-45) Hendek muharebesinde Medine önlerinde toplanan düşmanın perişan olup dağılmaları için dua etmiş, bunun üzerine geceleyin ansızın doğudan kopan fırtına düşmanın altını üstüne çevirmişti. (Tecrîd-i Sarih Tercümesi, VIII, 342-343)

    Bütün bunlardan sonra diyebiliriz ki müslüman, günahkâr da olsalar, müslümanlara beddua etmekten sakınmalı, fakat gerektiğinde açıkça din düşmanlığı yapanlara beddua ve lânet etmeyi dini bir görev bilmelidir.

    İslam ansiklopedisi

    1
    2024-08-14T11:16:35+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Bu tür bir durumda, hem ahlaki hem de duygusal olarak en iyi yol dürüst olmaktır. Kardeşinize ve ailenize gerçeği söylemek, yaptığınız hatayı kabul etmek ve sorumluluğunuzu üstlenmek, beddua konusundaki endişelerinizi de hafifletebilir.

    Beddua genellikle, haksızlığa uğrayan bir kişinin, yapılan haksızlığın sonucunda öfkeyle söylediği bir söz olarak değerlendirilir. Ancak, İslam dininde beddua etmek teşvik edilmez ve genellikle affedici olmak, kötü sözlerden kaçınmak öğütlenir. Bedduaların kabul olup olmayacağı konusunda kesin bir şey söylemek mümkün olmasa da, yalan söylemek veya haksızlık yapmak gibi durumlar, kişinin vicdanında huzursuzluk yaratabilir.

    Eğer gerçeği söylemezseniz, bu yalanın üzerinizde uzun vadeli bir yük oluşturabileceğini unutmamak gerekir. Hem kendi vicdanınızı rahatlatmak hem de ailenizin güvenini kazanmak için dürüst olmak en sağlıklı yoldur. Ayrıca, bu durumdan bir ders çıkarıp gelecekte daha dikkatli olmanız, hem kendiniz hem de sevdikleriniz için en iyisi olacaktır.

    Eğer korkularınız varsa, durumu önce bir aile büyüğü veya güvendiğiniz bir yakınıyla paylaşabilir ve ondan destek alabilirsiniz. Ailenizin sizi anlaması ve affetmesi de olasıdır, çünkü insanlar hata yapabilir; önemli olan, hatalardan ders almak ve bunları telafi etmektir.

    En iyi cevap

Cevapla