Paylaş
Besmele nedir? Besmele ile ilgili hükümler
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
Besmele – Bismillah
Besmele hakkında geniş bilgi
“Besmele” arapçada birden fazla kelimenin birleştirilmesi ile oluşturulmuş bir isim veya mastardır. (Bu şekilde birleştirmeye “naht”, meydana getirilen kelimeye “menhût” adı verilir.) Besmele isim olarak kullanıldığında “Bismillâhirrahmânİrrahîm” cümlesinin kısa adı kasdedilmiş olur. Mastar olarak kullanıldığında ise “Bİsmillâhirrahmânirrahim demek” anlamına gelir, ki “tesmiye” ile eşanlamlıdır. Türkçede bu manayı ifade etmek için “besmele çekmek” deyimi kullanılır.
Bismillâhirrahmânİrrahîm, “Rahman ve Rahîm olan Allah’ın adıyla” demektir. İfadenin başlangıcında açıktan kullanılmayan (hazfedilmiş) bir fiil vardır ve besmele bu fiile göre manalandırılır: Rahman ve Rahîm olan Allah’ın adıyla başlarım, okurum, yerim, içerim… gibi.
Şeytanın şerrinden Allah’a sığınmayı İfade eden “istiâze” cümlesi de kısaca “eûzü” diye anıldığından, “eûzü-besmele” tabiri ile “Eûzübillâhimineşşeytânirracîrn” ve “Bismillâhirrahmânİrrahîm” cümleleri birlikte anlatılmış olur.
Besmelenin karşılığı sayılabilecek veya besmeleyi andıran kelime ve kısaltılmış ifadelere İslâmiyet’in dışındaki dinlerde de rastlanır. Meselâ, Yahûdilik’te besmele karşılığı “başem Yahve” (Yahve’nin adıyla) ifadesi, tanrı adı olan Yahve kelimesinin gelişigüzel ağıza alınması yasak olduğu için “başem” şeklinde kısaltılarak kullanılır. Hıristiyanlık’ta tüm dinî davranışların ana öğesi sayılan “baba, oğul ve kutsal ruh adıyla” ifadesinin besmeleye tekabül ettiği söylenebilir. Bununla birlikte, hıristiyanlar Hz. İsa’yı da tanrı saydıkları için sadece “Rab İsa’nın adıyla” İbaresini de kullanırlar.
İslâm öncesi Arap toplumunda da besmeleye tekabül eden ifadeler vardı. Araplar işlerine bazan “bismi’l-Lât ve’l-Uzza” diyerek putlarının adı ile bazan da “bismikellâhümme” diyerek başlarlardı. Kaynaklarda, Arapların “bismikellâhümme” ifadesini kullanma âdetini İslâmiyet’in ilk yıllarında sürdürmekte olduklarına dair bilgiler vardır. Meselâ, müşriklerin Hz. Peygamber ve müslümanlarla ilişkileri kesme (sosyal ve iktisadî boykot) kararını ilan İçin Kabe duvarına astıkları metinde bu ifade yer almaktadır (Muhammed Hamidullah, Hz. Peygamber ve Hulefâ-i Râşidîn dönemlerine ait siyasî belgeleri derleme amacıyla kaleme aldığı eserinde bu metni de tesbit etmiştir, bk. el-Vesâiku’s-siyâsiyye, s. 44).
Kur’ân-ı Kerîm’de çeşitli vesilelerle “Allah’ın adının anılması” ve “Allah’ın adının yüceltilmesi” emredilmiş (bk. M. Fuad Abdülbaki, el-Mu’cem,”s-m-v” (ism) mad.), Hz. Nuh’un Tufan başlarken gemiye binenlerden “Allah’ın adı ile binmeleri”ni istediği (Hûd 11/41) ve Hz. Süleyman’ın Sebe’ Melikesi’ne (kraliçeye) gönderdiği mektuba “Rahman ve Rahîm olan Allah’ın adıyla” başlanmış olduğu (en-Neml 27/30) bildirilerek, meşru ve önemli işlere besmele ile başlamanın tüm ilahî dinlerin ortak özelliklerinden olduğu ima edilmiştir.
“Bismillâhirrahmânirrahim” ifadesi Kur’ân-ı Kerîm’de, Hz. Süleyman’ın mektubundan söz eden Nemi sûresi 30. âyetinde geçtiği gibi, Tevbe sûresi dışında kalan 113 surenin başında da yer almıştır. Bunlardan Nemi sûresinin 30. âyetinde geçen besmelenin Kur’ân-ı Kerîm’den bir âyet olduğu hususunda İslâm bilginleri görüş birliği içindedir. Sure başlarında yer alan besmeleler konusunda ise, değişik görüşler vardır: İmâm Şafii’ye nisbet edilen bir görüşe göre, Fatiha sûresini diğerlerinden ayırt etmek gerekir; Fâtiha’nın başındaki besmele bu sureden bir âyet ise de, diğerleri bulundukları surelerden birer âyet olmayıp sûre başlangıcı olması ve her Önemli işe besmele ile başlamanın faziletinden ötürü yazılmıştır. Fatiha ile diğerleri arasında bu açıdan fark bulunmadığı kanaatinde olan bilginlerin çoğunluğuna göre bu besmelelerden hiçbiri âyet değildir. Hanefî ve Han-belî mezheplerinin ilk devir bilginleri ile İmâm Mâlik bu guruptadır. Ahmed b. Hanbel’den gelen meşhur rivayete ve Şafiî’den nakledilen diğer görüşe göre -ki Şafiî mezhebinde yaygın olan kanaat budur- bunlardan her biri bulunduğu sureden bir âyettir. Ebû Hanîfe’ye nisbet edilen bir görüşe ve Ahmed b. Hanbel’den gelen ikinci bir rivayete göre bu besmelelerin her biri başlı başına âyet olmakla birlikte surelerin arasını ayırmak için indirilmiştir, bulunduğu surenin bir parçası değildir.
Hadis-i şeriflerde müslümanlann her önemli ve meşru işe besmele ile başlamaları özendirilmiş ve Rasûl-i Ekrem’in de işlerinde besmele çekmeyi ihmal etmediğini gösteren rivayetler yer almıştır.
Yukarıda değinilen Hûd sûresinin 41. âyetinin inmesinden sonra Hz. Peygamberin emriyle “bismillah” şeklinde yazılıp söylenen besmele, Nemi sûresinin 30. âyetinin inmesi ile son şeklini almış ve Rasûlullah hayatının sonuna kadar hep “Bismillâhirrahmânirrahîrn” ibaresini kullanmıştır. Hz. Peygamber’in besmeleye önem veren tavrı dolayısıyla, İslâm’ın ilk yıllarrıdan itibaren emânnâme, antlaşma, [resmi olsun özel olsun) mektup, öşür ve rekât tarifesi gibi tüm belgelerin yazımına besmele ile başlanmıştır. Bununla birlikte, Rasûl-i Ekrem, içinde yaşadığı Arap toplu-nunda yaygın olan “bismikellâhümme” adesinin kullanımına karşı çıkmamış, ıatta müşriklerle yaptığı Hudeybiye Ant-işması’nın başına besmele olarak bu cüm-;nin konmasına muvafakat etmiştir.
Derin anlamların özlü bir ifadesi olan besmele hakkında özel eserler ve risaleler kaleme alınmış, gerek besmelenin genel kompozisyonu gerekse içerdiği Öğeler rafında geniş açıklama ve yorumlar yapmıştır. Bunlardan bazılarına -çok kısa arak- şöylece işaret edilebilir: Besmele-“i başındaki “ile” anlamına gelen “be” ‘rfi, Allah ile evren ve -özellikle evrenin ndi buyruğuna verildiği-insan arasındaki ;kinin sürekli canlı kalmasının önemini ve insanın Yüce Yaratıcısından yardım dileyerek O’na bağlılığını ifade etmiş olacağını belirtmektedir. “İsm” kelimesinin kullanılmasıyla (“billahi” değil “bismillâhi” şeklinde başlanarak), besmele yemin cümlesinden ayırt edilmiş olmaktadır. “Allah” lafzı, evrenin yaratıcısı ve yöneticisi olan Yüce Zat’ın adını O’na kul olma bilinci içinde anmaya imkân veren bir başlangıçtan sonra yer almış, bunu O’nun güzel isimlerinden “Rahman” ve “Rahîm” isimleri izlemiştir ki böylece O’nun rahmet ve bağışının tüm evreni kuşattığı vurgulanmıştır.
BENZER KONULAR:
Answers ( 2 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Besmele; yani Bismillahirrahmanirrahim sözünü Müslüman olarak bizler çok sık ağzımıza alırız. Şöyle ki yapmış olduğumuz her hayırlı işte besmeleyi söyleriz. Besmelenin manası ise; “kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım” demektir. Rasulullah (sav) besmeleye o kadar ehemmiyet vermiştir ki; her yapmış olduğu antlaşmada, sözleşmede yazılan metnin başına besmele ile başlamıştır.
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Besmele çekmek güzel bişey Bismillahirrahmanirrahim demek kötü şeyler den korunmak günah olmayana besmele çekmek
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Besmele Allah’ı anmak tır Bismillahirrahmanirrahim her süre başında ve dualarda kullanılan önemli bir şeydir bismillah çekerek başladığım bir iş Allah’ın izniyle güzel olacaktır bir iş veyada süre okumadan önce Bismillahirrahmanirrahim denmesi gerektir