Bidat ve hurafeler diyanet

Question

BİDAT VE HURAFELERE ÖRNEKLER

Bidat ve hurafeler diyanet

Dinimizin aslında bulunmayıp, birtakım yollarla dine sokulan, dindenmiş gibi gösterilen söz, fiil ve davranışların tümü bidat ve hurafe kapsamına girmektedir.

Dinler tarihi incelendiği zaman görülecektir ki hemen- hemen her devirde bidat, hurafe ve batıl inanışlar toplumların ortak problemleri olmuş, gündemdeki yerini ve önemini daima muhafaza etmiştir. Bu dün olduğu gibi bu gün de böyledir. İslam Dini ile bağdaşmayan, akla ve mantığa uymayan, farkına varmadan insanı yüce dinin özünden uzaklaştıran bidat ve hurafeleri, bazı farklılıklarla hemen her kesimde ve bölgede görmek mümkündür.

Dinimizin temel inanç, ibadet ve ahlak esaslarıyla bağdaştırılması asla mümkün olmayan, halkımızı yanlışlıklara sevk eden öyle hurafeler var ki bazıları bunu din adına samimi bir şekilde savunmakta ve hatta bu davranışı “Hakiki dindarlık” Bunlara karşı çıkamıyor ise “dinden uzaklaşma” itikatsızlık” ve “inançsızlık” olarak kabul etmektedir. Halbuki dinin kabul etmediği anlayış, inanç ve uygulamalarla dindarlık olamaz. Tam tersine hurafe ve batıl inanışlar, farkına varmadan kişileri, inandıkları, söyledikleri dinin gerçeklerinden ve özünden uzaklaştırır. Gerçek dindarlık, ancak dinimizin ana kaynaklarında bulunan itikat, ibadet ve ahlak esaslarını kabul etmek ve yaşantımızı bu prensipler çerçevesinde düzenlemekle mümkündür.

Toplumların ortak kültürel ve sosyal derdi olan bu tür inanışların ortaya çıkmasına kök salmasına zemin hazırlayan bir çok sebepler vardır. Cehalet, âdet, gelenek, görenek, çıkar hesapları, kişisel zaaflar insanların saf ve temiz inançlarını istismar gibi sebepler hurafe ve batıl anlayışların çıkmasına ve yayılmasına neden olan faktörlerden bazılarıdır.

İnsan fıtraten bir şeye inanmak zorundadır ve telkine müsait bir varlıktır. Bir bela, musibet, felaket hastalık ve sıkıntı anında sığınacak bir merci ve başvuracak bir çare arar. İnsanın yaratılışında bulunan bu acziyetini ve zaafını iyi değerlendiren bazı istismarcılar, kötü niyetli kişiler, insanlarımızın dini bilgisizliğinden istifade ederek onların saf duygu ve düşüncelerini istismar etmekte ve bu yollarla menfaat sağlamaktadır.

Dinimizi iyi öğrenelim ve iyi bilelim. Onu asıl kaynaklarından ve ehil kişilerden öğrenelim. İslam’ın ulviyeti ve kutsiyetini gölgeleyen dinle ilgisi olmayan batıl inanç ve davranışlardan uzak duralım.

İsra suresinin 36. ayetinin mealiyle bitiriyorum.

“ Hakkında bilgin bulunmayan şeyin ardına düşme çünkü kulak, göz, ve gönül bunlar hepsi ondan sorumludur”

KAYNAK

  • İsra Suresi Ayet 36

BENZER KONULAR:

Dini Soru Cevap

Her soru cevap verilmeye değerdir, yeter ki aynı konu bize sorulmuş olmasın ve kurallara uygun sorulsun. Lütfen soru yollamadan önce aynı konu var mı diye \\\\"ARAMA\" yapınız. Konu altına yazılan sorulara öncelik tanıyoruz.. Bilginize

Takip Et

Answers ( 1 )

    1
    2022-03-07T09:01:01+03:00

    Mum ve tütsü yakmak

    mum yakmak günah mıdır. Muma ve tütsüye inanamadan yakmak günah mıdır

      1
      2022-03-08T11:15:45+03:00

      Mum ve tütsü yakmadan maksat; mumun ışığından faydalanmak veya tütsünün verdiği güzel kokudan faydalanmak ise bunda dinen bir sakınca yoktur.

      Fakat türbe ve benzeri yerlere gidip mum ve tütsü yakmak dinen doğru değildir.

      En iyi cevap

Cevapla