Paylaş
Birlik ve Beraberlik nedir
Question
Birlik Ve Beraberliğin Önemi
Bir milletin varlığını koruyabilmesi, millet olarak ayakta kalabilmesi için birlik ve beraberliğe muhtaç olduğu bir gerçektir. Büyük bir köy haline gelen dünyamızda, değişmekte olan milletlerarası olayların dünya sulh ve sükûnunu hangi istikamete doğru sürükleyeceğinin kesin olarak bilinemediği bir ortamda dini ve milli bütünlüğe olan ihtiyacımız, başka zamanlarla mukayese edilemeyecek kadar artmış bulunmaktadır.
Dünyada barış ve sükûnetin korunmasında millet ve devlet olarak layık olduğumuz yeri alırken, dünyaya şan veren yüce milletin asil birer ferdi olarak, dinimizin birlik ve kardeşlik çağrısına uymamız, vahdet şuurunu duymamız lazımdır. Bu hususta Rambimiz bizleri şu ifadelerle uyarmaktadır. “Allah ve resulüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin; sonra korkuya kapılırsınız da kuvvetiniz gider . Bir de sabredin. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir” (1)
Bizler Yüce İslam’ın birer ferdi olarak birlik ruhunu rencide edici her türlü hareketten uzak durmalıyız. Fertleri arasında karşılıklı sevgi ve saygı duygusu, birlik şuuru olmayan bir millet kuvvetten düşer, düşmanlarına karşı dayanma gücü gösteremez. Peygamberimiz (sav) bir hadisi şeriflerinde: “Birbirinize hiddetlenmeyin, birbirinize haset etmeyin, kıskanmayın, birbirinize arka çevirmeyin; ey Allah’ın kulları, kardeş olun. Bir müslümana, üç günden fazla(din)kardeşi ile dargın durması helal olmaz” (2) buyurmuştur.
Asırlarca aynı coğrafyada birlikte bir arada yaşamış bir milletin fertleri olarak bizlerin birçok ortak değerleri mevcuttur. Rabbimiz bir,
kitabımız bir, peygamberimiz bir, kıblemiz birdir. Bir arada biz olmak için bu “birler” yeter ve artar. Bu birliğin bozulması, toplumumuzun zayıflamasına, güçsüzleşmesine sebep olur. Mehmet Akif’in ifadesiyle;
Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez
Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez
Hz. Peygamber (sav) İslam toplumunu bir bedene benzeterek “Onlardan bir uzuv rahatsız olursa, diğer uzuvlar uykusuzluk ve hararetle ona iştirak ederler” (3) buyurduğu üzere, cemiyetin fertleri birbiriyle düzenli ve ahenkli olurlarsa, o toplumda huzur ve barış teşekkül eder. “Biz” diyenler kendilerini diğerinin bir parçası sayanlardır. Bir elin nesi var iki elin sesi var atasözü, ben değil biz olduğumuzda neler yapabileceğimize işaret eder. Günde beş vakit kıldığımız namazın her rekâtında; “(Rabbimiz!) Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.” (4) hitabında “ederim- dilerim” yerine “ederiz-dileriz” denilmesinde tevhit ehlinin bütünlüğüne işaret vardır.
Yüce dinimiz İslam, mensuplarına karşılıklı sevgi ve saygı içinde olmayı, bölücü ve parçalayıcı olmaktan uzak bulunmalarını emreden yegâne dindir. Olgun ve gerçek bir mü’min yıkıcı ihtilaflara kapı açıp etrafına fitne saçmaz. Toplumun huzur ve ahengini bozmaz. Faydasız arzular peşinde koşup ilahi hududu çiğnemez.
1-Enfal 8/46
2-Müslim, Birr,9
3-Müslim, Birr,17
4-Fatiha 1/5
5-Ali İmran 3/103
BENZER KONULAR:
Answer ( 1 )
Birlik ve beraberlik, Müslümanlar arasında karşılıklı işbirliği, yardımlaşma ve uyumun önemini vurgulayan İslam’ın temel ilkeleridir. İşte her kavramın kısa bir açıklaması:
Kuran, Müslümanları birlik olmaya ve ayrılıklardan kaçınmaya teşvik etmekte, birlikten gelen güç ve nimetlere vurgu yapmaktadır. Birlik, sosyal uyumu sağlamanın, çatışmaları çözmenin ve inananlar arasında aidiyet ve dayanışma duygusunu geliştirmenin bir yolu olarak görülüyor.
Dayanışma, daha az şanslı olan veya zorluklarla karşılaşanlara yönelik hayırseverlik, şefkat ve destek eylemleriyle örneklenir. Müslümanları sosyal meseleleri ele almak, yoksulluğu azaltmak, adaleti desteklemek ve tüm bireylerin haklarını korumak için birlikte çalışmaya teşvik eder.
İslam’da birlik ve beraberlik iç içedir. Birlik, Müslüman toplum içinde aidiyet duygusunu ve ortak amacı güçlendirirken, dayanışma, bireyler ve topluluklar arasındaki şefkat, empati ve destek bağlarını güçlendirir. Müslümanlar, bu ilkeleri benimseyerek, işbirliği, uyum ve kolektif refah ile karakterize edilen bir toplum yaratmayı amaçlar.