Çocuk terbiyesi

YARININ BÜYÜKLERİ ÇOCUKLARIMIZ

 Gözlerimizin nuru, gönüllerimizin sevinci, evlerimizin neşesi,  dünya hayatımızın süsü ve yarınlarımızın güven, emniyet, ehemmiyet ve teminatı hiç şüphesiz çocuklarımızdır.  Bu gerçek Kur’an-ı Kerim’de şu ayet-i kerimelerle dile getirilmiştir.   Ve şöyle niyaz ederler: “Ey keremi bol Rabbimiz! Bize gözümüzün, gönlümüzün süruru olan tertemiz eşler ve nesiller ihsan eyle, bizi müttakilere önder eyle!”[1]                                 “Mal mülk, çoluk çocuk… Bütün bunlar dünya hayatının süsleridir. Ama baki kalacak yararlı işler ise Rabbinin katında, hem mükâfat yönünden, hem de ümit bağlamak bakımından daha hayırlıdır.”[2]

İçinde yaşadığımız 21. Yüzyıl her alanda bilginin hüküm sürdüğü bir yüzyıl olma özelliğine sahiptir.  Bizler de bu yüzyılın birer ferdi olarak bilginin hüküm süreceği bu asra çocuklarımızı hazırlarken onların bilgili, kültürlü, anlayışlı ve her alanda donanımlı olmaları için ebeveynler olarak üzerimize düşenleri ihmal etmeden görevlerimizi layıkıyla yerine getirmeliyiz. Çünkü bu alanda oluşabilecek herhangi bir ihmal, yarınlarımızın teminatı olan evlatlarımızın çağdan kopuk, çağdaşlarından habersiz,  bilgi, kültür ve medeniyetten uzak bir hayat yaşamalarına sebep olacaktır. Bu fertlerin oluşturacağı böyle bir toplumda da kavgalar, düşmanlıklar, cinayetler, önü alınamaz kan davaları ve töre cinayetleri vb. kısaca geri kalmışlığın bütün bu emareleri hiç eksik olmayacaktır. Oysa  ilk emri  “oku!..”  olan bir dinin mensupları olarak eğitim-öğretime, bilgiye, sanata kısaca bize, toplumumuza ve insanlığa yarar getirecek her türlü bilgiye kapılarımızı ardına kadar açmalı ve bütün bunları bir adım daha ileri taşıyarak çocuklarımıza sağlam bilgi ve kültürle donatılmış,  emniyet ve selamete ermiş bir toplum bırakmalıyız. Zira Peygamber Efendimiz (s.a.v.), hadis-i şeriflerinde çocuklarımızın bizim üzerimizdeki haklarını şöyle sıralamaktadır: “Çocuğun anne ve babasının üzerindeki hakkı; kendisine okuyup yazmayı, yüzmeyi, atıcılığı öğretmesi ve helal kazançla beslemesidir. Çocuklarınıza yedi yaşına geldiklerinde, namazı ve diğer dini bilgilerle ibadetleri öğretiniz”[3] buyurmuşlardır.

Toplumların ve milletlerin;  geleceğe umutla bakabilmeleri ve yarınlara emin adımlarla yürüyebilmeleri için,  onların yarının büyükleri olan bugünün çocuklarını ve gençlerini iyi bir şekilde eğitip; yarınlara en güzel bir biçimde hazırlamalarına bağlıdır. Yarının emniyet ve ehemmiyeti olan çocukları teorik ve pratik hayatlarında kullanabilecekleri bilgiyle donanımlı bir hale getirilen nesiller yetiştiren toplumlar,  yarınlarına güvenle bakabileceklerdir. Aksi bir durumda ise, yani çocuklarını ve gençlerini ihmal eden bir toplumun yarınlarından ümitvar olması beklenmeyecektir.

Yarınlarımızın büyükleri olan çocuklarımıza, mensubu olmakla büyük bir izzet duyup, şeref bulduğumuz İslam dininin hakikatlerini, bid’at ve hurafelerden uzak, ama sevdirerek öğretmeliyiz. İslam dininin emir ve tavsiye ettiği ahlâkî faziletlerle onları süsleyelim. Aynı şekilde dinimizin haram kılıp, kerih gördüğü, ahlaki zaafiyetlerden de uzak bir hayat yaşamalarına ön ayak olalım. Bütün bunların, hem dinimizin bize yüklediği ilahi bir görev olduğunu, hem de ebeveyn olarak, yeryüzündeki en önemli vazifemizin olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız.

Bir hadisi şerifle sonlandıralım: “Bir baba evladına iyi bir terbiyeden daha güzel bir miras  bırakamaz”[4]                                                                    

—–

[1] Furkan, 74.

[2] Kehf, 46.

[3] Tâc, 7/5–8.

[4] Tirmizi, Birr, l953.

BENZER KONULAR:

• Çocuk terbiyesi konusunda Peygamberimizin tavsiyesi
• islam’da boşandıktan sonra İddet, nafaka ve çocuk bakımı
• İslamda çocuk eğitimi
• Çocuklara geçici dövme yapmak günah mı
• Çocuk dövmek günah mı
• Tümünü görüntüle.