Paylaş
Çalışmanın Önemi Ve Tevekkül
Question
Çalışmanın Önemi Ve Tevekkül
Fert ve toplum hayatının huzurlu ve düzenli bir şekilde devam edebilmesi için zorunlu olan ilkelerden birisi de “çalışmadır”. Tevekkül ise, yapacağımız herhangi bir iş için bütün gücümüzle çalışıp elimizden geleni yaptıktan sonra, sonucu Allah’tan beklemek ve ona bırakmaktır. Allah, en güzel biçimde yaratıp, varlıkların en şereflisi kıldığı insana, sayısız nimetler bahşetmiş, ancak bu nimetleri elde ederek onlardan faydalanabilmeyi insanın çalışıp kazanmasına bağlamıştır. Namaz kılmak, oruç tutmak nasıl dinî bir görev ise, geçimini sağlamak için çalışıp kazanmak da ibadet değeri taşıyan bir görevdir. Nitekim Allah Teala: “Namaz kılınınca yeryüzüne dağılın ve Allah’ın fazlından nasibinizi arayın.” (1) buyurmuştur.
Başka bir ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz: “Hakikaten insan için çalıştığından başkası yoktur” “İnsan ancak çabasının/çalışmasının sonucunu elde eder. Ve çabasının karşılığı ileride mutlaka görülecektir”(2) buyurarak çalışmanın önemini bildirmiştir. Hz. Ömer de “Hiç biriniz rızkını aramaktan vazgeçip Allah’ım bana rızk ver demesin, bilirsiniz ki, gökten ne altın yağar ne de gümüş.” sözleriyle rızık ve tevekkül konusunda ki evrensel konuya dikkat çekmiştir.
Peygamberimiz : “Kişinin yediği en hayırlı yemek, elinin emeği ile kazandığı yemektir. Allah’ın Peygamberi Davut (a.s.)’da elinin emeği ile geçinirdi.” buyurmuştur. (3) Dinimiz, helâl kazanç sağlamak için çalışmayı ibadet olarak değerlendirmiştir. Çalışan insan hayırlı insandır. Peygamber Efendimiz: “İnsanların hayırlısı, insanlara faydalı olandır.” (4) buyurmaktadır. Unutmayalım ki; çalışmak ve insanlık için faydalı şeyler üretmek ve onlara faydalı olmak ilahi bir lütuf, insani bir övünçtür. Çalışmak, insan için hayatta olmanın ve hayatta kalmanın en bariz işaretidir.
Ayrıca dünyada onurlu ve vakarlı bir yaşam için düzenli ve dürüst çalışmaktan başka çare yoktur. Her bireyin kendi işini en iyi şekilde yapması, mesleğinde, branşında güvenilen, itimat edilen kişi olması halinde başarı da mukadder olacaktır. Çalışmak aynı zamanda fiili bir duadır.
Her birimizin değişik kabiliyet ve iş alanları vardır. Birbirimizin emeğine ve ürettiklerine muhtacız. Yaratıcımız hayatımızın düzenini böyle kurmuştur. Helal kazandıktan sonra kötü iş, değersiz meslek yoktur. Ayıp ve değersiz olan, insanların sırtından geçinmek ve haksız kazanca tevessül etmektir. Bu sebeple; insanın çalışma ruhunu ve azmini yok ederek onu sefalet ve rezalete sürükleyen tembellik, toplumun geri kalmasına ve kişinin saygınlığını yitirmesine yol açar. Meşru yollardan çalışıp kazanan fert ve toplumlar huzur, sükûn ve refah içerisinde yaşamanın mutluluğuna ererler. Aksi bir durumu Şair şu şekilde ifade eder:
“Kim ki kazanmazsa bu dünya da ekmek parası,
Dostunun yüzkarası düşmanın maskarası”
Kur’an ayetleri ile kainat ayetlerini birlikte okuyup üzerinde kafa yoranlar, hem yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalışmanın, hem de hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için çalışmanın gereğini anlayabilirler. Gayret bizden, başarı ise Allah’tandır. Kazancın helal olması ve kul hakkına girmemek için her Müslüman işini en iyi şekilde ve dürüstçe yapmalıdır. Şu hiçbir zaman unutulmamalıdır ki İnsan Allah (c.c.)’ı ve kendi vicdanını asla kandıramaz.
BENZER KONULAR:
Answer ( 1 )
İslam’da çalışma ve güven büyük önem taşır ve bir Müslüman’ın hayatının ayrılmaz bir parçası olarak kabul edilir. İşte İslam’da çalışmanın ve tevekkülün önemine dair bazı önemli noktalar:
Genel olarak İslam, çalışmayı Allah’a ibadet etmenin, topluma katkıda bulunmanın ve kendi kendine yeterlilik kazanmanın bir yolu olarak görür. Güvenilirlik ve güvenilirlik, güçlü ilişkiler kurdukları ve adil ve müreffeh bir toplumu teşvik ettikleri için vurgulanır. Müslümanlar, iş sorumluluklarını samimiyet ve doğrulukla yerine getirerek, Allah’ın rızasını kazanmaya ve meslek hayatlarında İslam’ın ilkelerini korumaya çalışırlar.