Can Ve Malın Korunması

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

Dinimiz’de Can Ve Malın Korunması

Can Ve Malin Korunmasi

İnsan; yaratıklar içerisinde en değerli, en üstün ve en mükemmel olan varlıktır. Akıl, vicdan, duygu, düşünce, sevme, acıma ve üretme gibi yeteneklerle donatılmıştır. İnsan, Allah’ın yeryüzündeki halifesidir. İlahi emanetleri yüklenmiş ve ibadetle sorumlu kılınmıştır. Bu değeri ve görevi nedeniyle yeryüzünde, göklerde ve ikisi arasında bulunan her şey, insan için vâr edilmiş, canlı ve cansız bütün varlıklar insanın hizmetine sunulmuştur. Allah tarafından bize bahşedilen hayat, can, sağlık, eş, evlat, makam-mevki, mal, mülk gibi nimetler, hep emanet olarak verilmiştir. Onun için biz bu nimetleri kullanma tarzımızdan, israf edip etmediğimizden ve bunları nerelerde harcadığımızdan ahirette sorguya çekileceğiz. Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Sonra o gün, nimetlerden hesaba çekileceksiniz.” [1]

İslam dininin korumayı amaçladığı değerlerin başında can gelir. Bir insanın, başta canı olmak üzere malı, ırzı ve diğer hakları başkalarına haram, yani saygı değer ve dokunulmazdır. İnsan hayatı ilahi bir emanet olduğundan, bu mukaddes emaneti ancak veren alır. Kişinin ne kendisi ne de başkası bu emanete dokunamaz. Bu sebepledir ki, insanın kendi canına kıyması da, İslam Dini’nde en büyük suçlardan sayılmıştır.

İslam insanın bütün haklarını korumuştur. İslamiyet, insanın hukukunu korumak hususunda, onun yüksek değerine ve fıtratına en uygun, en adil hükümler getirmiştir. İslam, ana rahmindeki cenini öldürmeyi men etmiştir. Hem öyle ki ana rahmindeki cenini yok etmeyi en büyük cinayetlerden saymıştır. Cenab-ı Hak Kur’an’da, “Açlık korkusu ile çocuklarınızı öldürmeyin. Biz onları da, sizi de rızıklandırırız. Şüphesiz onların katledilmesi, pek büyük bir günahtır.” [2] Diğer bir ayet-i kerimede: “Her kim bir mü’mini kasden öldürürse onun cezası, içinde ebedi kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, lanetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.[3]

Resul-i Ekrem (s.a.v.) efendimiz: “Her kim intihar ederse, kıyamet gününde cehennem ateşinde sürekli (devamlı) olarak aynı şekilde azap görür.”   [4]  buyurmuştur.

Yüce dinimiz İslam’ın, huzurlu bir hayat için benimsediği prensiplerden birisi de, iktisat ve itidaldir. İktisat ve itidal, yeme – içme, harcama, konuşma ve benzeri bütün işlerde ölçülü olmaktır. Bunun zıddı ise israftır. İsraf ihtiyaç sınırını aşmak, aşırı harcamalarda ve ölçüsüz davranışlarda bulunmak demektir. Nitekim Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de, olgun müminlerin sıfatlarını sayarken onların daima ölçülü olduklarını vurgulamakta ve şöyle buyurmaktadır: “Onlar, harcadıklarında ne israf ne de cimrilik edenlerdir. Onların harcamaları, bu ikisi arası dengeli bir harcamadır.” [5]

[1] – Tekasur, 8.

[2] – El- İsra, 31.

[3] – En-Nisa, 93

[4] –  Buhari, c. 7, s. 32.

[5] – Furkan, 67

Benzer Konular:

Answer ( 1 )

  1. Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    İslam, can ve malın korunmasına büyük önem verir. İnsan hayatının kutsallığı ve mülkiyetin korunması İslami öğretilerde temel ilkeler olarak kabul edilir. İslam’da can ve mal korumanın önemine ilişkin bazı önemli noktalar şunlardır:

    İnsan Hayatının Kutsallığı: İslam, insan hayatını kutsal saymış ve haksız yere bir insanın canına kıymayı yasaklamıştır. Kur’an-ı Kerim’de “Kim bir canı karşılıksız veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaksızın öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibidir. Kim birini kurtarırsa, sanki bütün insanları kurtarmış gibidir” (Kuran-ı Kerim) 5:32). Bu ayet, her insan hayatının değerini vurgular ve haksız yere öldürme yasağını vurgular.

    Hırsızlığın Yasaklanması: İslam, hırsızlığı katı bir şekilde yasaklamış, bunu fert ve toplum haklarına tecavüz olarak kabul etmiştir. Kur’an, “Rüştüne erinceye kadar, yetimin malına en güzel yoldan yaklaşmayın” (Kur’an 6:152) buyurarak hırsızlığı açıkça kınamaktadır. Müslümanlar, başkalarının haklarına saygı duymaya ve onların mallarını hukuka aykırı olarak almaktan kaçınmaya teşvik edilir.

    Can ve Mal Koruma Görevi: Müslümanlar başkalarının can ve mallarını korumakla yükümlüdürler. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Allah’a ve ahiret gününe inanan komşusuna eziyet etmesin, Allah’a ve ahiret gününe inanan misafirine ikramda bulunsun, Allah’a ve ahiret gününe inanan komşusuna ikramda bulunsun.” Ya hayır söyle ya da sus” (Buhari). Bu hadis, Müslümanların başkalarının refahına ve haklarına dikkat etme görevini vurgulamaktadır.

    Adaletsizliğin Sorumluluğu: İslam, hesap verebilirlik kavramını vurgular ve başkalarına zarar verme veya adaletsizliğe neden olma konusunda uyarır. Müslümanlara, başkalarına veya onların mallarına verilen zararlar da dahil olmak üzere yaptıklarından sorumlu tutulacakları hatırlatılır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Müslüman, dilinden ve elinden diğer Müslümanların emin olduğu kimsedir” (Müslim) buyurmuştur. Bu, Müslümanların başkalarının güvenliğini ve korunmasını sağlama sorumluluğunu vurgular.

    Adaletin Tesisi: İslam, bireylerin haklarını ve can ve mallarını korumayı içeren toplumda adaletin tesisini teşvik eder. Kur’an-ı Kerim, Müslümanlara “kendinizin, ana babanızın, akrabalarınızın aleyhine de olsa, zengin veya fakir (karşı) olsa bile, Allah’ın şahitleri olarak adaleti ayakta tutmalarını” emreder (Kuran 4:135). Müslümanlar hayatın her alanında adalet ve adalet için çaba göstermeye teşvik edilir.

    Karşılıklı Sorumluluk: İslam toplum içinde karşılıklı sorumluluk ve işbirliği kavramını vurgular. Müslümanlar, can ve mallarını korumak, ihtiyacı olanlara yardım etmek ve toplumda bir güvenlik ve esenlik duygusu oluşturmak için birlikte çalışmaya teşvik edilir.

    Özetle, can ve malın korunması İslam’da temel bir ilkedir. İslam, insan hayatının kutsallığına değer verir, haksız yere öldürmeyi yasaklar ve başkalarının haklarına saygı duymanın önemini vurgular. Müslümanlar, başkalarının canını ve malını korumak, adaleti sağlamak ve hemcinslerine karşı sorumluluklarını yerine getirmekle yükümlüdürler. Müslümanlar, bu ilkeleri benimseyerek, karşılıklı saygı ve korumaya dayalı, adil ve güvenli bir toplumun kurulmasına katkıda bulunurlar.

    En iyi cevap

Cevapla