Casiye suresi hakkında bilgi

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

Kuranı kerimin 45. suresi olan Casiye suresi ile ilgili kısaca bilgiler

Casiye suresi peygamber efendimize Mekke döneminde indirilmiştir. Toplamda 37 ayetten meydana gelen bir suredir. Casiye suresi, 28. Ayette geçen ve diz üstüne çöken anlamına gelen casiye kelimesinden ismini almıştır. Casiye suresi, kuran-i kerimin indirilmesi, evrende Allah’ın varlığını ve birliğini gösteren deliller, Allah’ın insanlara bahşettiği nimetler, İsmailoğlularının kendilerine verilen nimetlere inkar ve İsmailoğlularının isyanla karşılık vermeleri, Allah’a iman etmeyenlerin cezalandırılmasının yine Allah tarafından yapılacağı gibi konuları mevcuttur.


Casiye Süresi

Casiye suresi

Casiye suresi konusu ve casiye suresiyle ilgili geniş bilgiler

Kur’ân-ı Kerîm’in 45. sûresi

Sûre, 28. âyetinde geçen “câsiye” keli­mesi ile anılır; bu kelime “(kıyamette) diz çökmüş, toplanmış cemaat” anlamına gelmektedir. Buna 18. âyetinde geçen kelimeyle “Şeriat sûresi” de denir. Mekke devrinde indirilmiştir. 37 âyettir. Âyet son­larına ahenk veren fasılaları mim ve nun harfleridir.

Bu sûrede, Yüce Allah’ın varlığını ve birli­ğini gösteren deliller anlatılır, Kur’ân’a İnanmayanların cezalandırılacakları bildiri­lir, yahûdilerin çelişkilerine dikkat çekile­rek, müslümanlara uyanda bulunulur. Ayrtca inkarcıların durumuna değinilip, kıya­mette iyi kötü herkesin yaptığının karşılığı­nı göreceği açıklanır.

Sûrede bahsedilen konular ve bazı so­nuçlar özetle şunlardır:

* Kur’ân, Allah kelâmıdır, gerçekleri gös­teren hidâyet ve rahmettir. Allah’a ve O’nun âyetlerine inanmak gerekir (âyet: 1-2, 6,20).

* Göklerde ve yerde, insanların ve diğer canlıların yaratılışında, gece ile gündüzde, Allah’ın ölü toprağı yağmurla yeşertmesin­de, esen rüzgârlarda, Cenab-ı Hakk’ın var­lığını ve gücünü gösteren ibret verici delil­ler vardır. Yüce Allah, bütün yaratıklarını, insanın hizmetine vermiştir. Bütün bunları idrak edip, O’na şükretmek gerekir (3-5,11-

13)

* Kur’ân’ı İşittiği halde, kibir ve inatla in­kârda direnenlere, onu alaya alanlara, acı ve alçaltıcı bir azap, ahirette de cehennem vardır. Onlara, sahip oldukları hiçbir şey ve güvendikleri dostları fayda sağlamayacak­tır. Müminler sabırlı olmalıdır. Herkes iyi veya kötü bütün yaptıklarının karşılığını görecektir (7-10,14-15).

* Yüce Allah’ın ihsan ettiği maddî ve manevî nimetlerin değeri bilinmeli; dinden ayrılıp sapılmamalı, hak yoldan ayrılmama­lı; geçmiş toplumların başına gelenlerden ibret almalıdır. Müttakîlerin (takva sahibi müminlerin) dostu Yüce Allah’tır. Kötülük yapanlarla iyi işler yapan, Allah katında eşit değildir; herkes yaptığının karşılığını bula­cak, kimseye haksızlık edilmeyecektir (16-19,21-22).

* Nefsî arzularını tanrı edinip, benliğinin esiri olan, birtakım düzmece inançlar uydu­ran, kalbi ve kulakları mühürlü, gözleri

perdeli kişileri kimse yola getiremez. On­lar, “Ne varsa şu dünya hayatında var, ötesi yok” deyip âhireti de inkâr eden câhillerdir. Oysa, onları yaratıp yaşatan Allah, ölümle­rinden sonra tekrar diriltecek ve kıyamet günü bir araya getirecektir (23-26).

* Kıyamet günü herkes. Yüce Allah’ın huzurunda diz çökecek, yaptıklarının hesa­bını verecektir. İnanıp iyi işler yapanlar başarıya, inkarcılar ise hüsrana uğrayacak­lar, cehenneme atılıp orada unutulacaklar­dır (27-35)-

* Her türlü hamd ve övgü, âlemlerin Rabbi Allah’adır ve en yüce olan da sadece O’dur (36-37)

BENZER KONULAR:

Cevapla