Paylaş
Cehennem Bekçisi Melekler
Question
Cehennemden sorumlu melek ve yardımcıları
Cennet kapılarında mü’minleri karşılayan meleklere karşılık, cehennem kapılarında da kâfirleri karşılayıp horlayan melekler bulunmaktadır. Bu durum Kur’ân’da şu ifadelerle anlatılır:
“Kâfirler ayrı ayrı gruplar halinde cehenneme sürülüp götürülürler. Oraya geldikleri zaman kapıları açılır ve cehennemin bekçileri onlara,
“Size, sizden olan ve Rabbinizin âyetlerini okuyup, böyle bir güne kavuşacağınızı hatırlatan peygamberler gelmedi mi?” derler”. [1][473] Cehennemin bekçisi olan meleklerin de bir başkanları bulunmaktadır ve adı Mâlik’dir. Mâlik ve yardımcısı melekler, o kâfirleri ayıplayarak, döverek ve iğneleyici soruları ile manen azap ederek[2][474] derler ki:
“Sizi bu azabla korkutan bir peygamber gelmedi mi?” [3][475] Kur’an’da, mü’minler ibret alsınlar diye cehennemden ve bekçisi olan meleklerden de bahsedilir. Mesela buyurulur ki:
“Ey iman edenler, yakıtı insanlar ve taşlar olan bir ateşten kendinizi ve ailenizi koruyun! O ateş üzerinde görevli, iri gövdeli ve sert tabiatlı melekler var ve onlar, Allah’ın kendilerine emrettiği şeye asla isyan etmezler, emrolundukları şeyi de mutlaka yaparlar”. [4][476] Onların sözleri ağır, fiilleri şiddetli ve serttir. Cüsseleri de çok büyüktür.[5][477] Kalblerinde, Allah’ı inkâr edenlere karşı en ufak bir acıma hissi yoktur. Sert ve kuvvetlidirler. Görünüşleri de korku vericidir. İbn Ebû Hâtim’in İkrime’den rivayetine göre, “Kâfirlerin ilk kafilesi cehenneme ulaştığı zaman, onları kapıda siyah yüzlü, dişleri keskin dörtyüzbin melek karşılar. Allah Teâlâ bunların kalblerinden rahmeti almıştır, dolayısıyla hiçbirinin kalbinde zerre miktarı acıma hissi yoktur. Bir kuş uçarak, birinin iki omuzu arasını ancak iki ayda aşabilir. Bu dörtyüzbin bekçi melekten başka, cehennemin ağzında ondokuz melek daha görülür. Herbirinin göğsü yetmiş yıllıkyoldur”.[6][478]
Bir âyette cehennemin bekçilerinin sayısı ondokuz olarak açıklanır. Yahudilerin, Rasûlullah (a.s)’a cehennem bekçileri ile ilgili sorularına cevap olarak indiği nakledilen[7][479] bu âyette Allah Teâlâ şöyle buyurur:
“O (cehennem)’in üzerinde ondokuz melek vardır. Biz cehennemin bekçilerini hep meleklerden yaptık. Onların sayısını da, ehl-i kitap iyice inansın ve inananların imanı artsın diye, inkâr edenler için bir imtihan (vesilesi) kıldık ki ehl-i kitap ve mü’minler şüpheye düşmesinler; kalblerinde hastalık bulunan (münafıklar) ve kâfirler de, “Allah bu (sayı) ile ne demek istedi?” desinler.. Böylece Allah dilediğini şaşırtır, dilediğini doğru yola iletir. Rabbinin ordularını ancak kendi bilir”. [8][480] İbn Abbas (r.a)’ın haberine göre İncil ve Tevrat’ta da cehennem meleklerinin sayısı ondokuz olarak bildirilmiştir. Yine ondan rivayet edildiğine göre, “Ebû Cehil bu âyeti işittiği zaman Kureyşlilere, “Analarınız sizi yitirsin; duydunuz mu, cehennemin bekçileri ondokuz tane imiş. Siz onlardan daha kuvvetlisiniz. Sizden on kişi cehennem bekçilerinden birini tutamaz mı?” demişti. Allah Teâlâ onu Bedir’de rezil ve perişan etti”.[9][481]
Müfessirlerin çoğu, âyetteki ondokuzdan kastın, cehennem meleklerinin, yani zebanilerin başkanları olduğu görüşündedirler. Çünkü bir hadiste,
“O (kıyamet) gününde, cehennem, herbir ipi yetmişbin melek çektiği halde, yetmişbin iple çekilerek getirilir.” diye geçmiştir. Bu, cehennemle vazifeli çok melek bulunduğunu gösterir. Dolayısıyla âyetteki ondokuzdan murad, bunların başkanları olan ve hadisin ifadesi ile “Gözleri şimşek, ağızları dokumacı tarağı gibi olup, suçluları saçlarından tutup sürükleyen, herbirinin, bütün insan ve cinlerin toplamı kadar kuvveti bulunan, bir tanesi, bir ümmeti toptan cehenneme atacak kadar güçlü olan meleklerdir”.[10][482]
“…O zaman o (Ebû Cehiller) gitsin, meclisini çağırsın. Biz de zebanileri çağırırız.” [11][483] âyetinde bahsedilenler işte bu ondokuz başkanın askeri olan cehennem bekçisi meleklerdir. Bunlar, hakedenleri cehenneme attıkları için bu ismi almışlardır. Çünkü bir izaha göre “zebanı” kelimesi, ”defetmek, atmak” manasındaki “zebn” kökünden türemiştir.[12][484] Katâde’ye göre bu kelime, polis manasındadır.[13][485] Yaptıkları işe bu mana da uygun düşmektedir. Bir rivayette, zebanilerin büyüklüklerini anlatmak için, “Ayakları yerde, başları göktedir.” denilmiştir.[14][486] Bunlar alabildiğine büyük, haşin ve sert meleklerdir. Şöyle de denilebilir: “Onlar, Allah’ın düşmanlarına karşı alabildiğine şiddetli, Allah dostlarına karşı da alabildiğine merhametli oldukları için, yaratılışlarında değil de, işlerinde böyle serttirler. Nitekim Hak Teâlâ mü’minleri de vasfederken,
“Onlar, kâfirlere karşı alabildiğine sert; birbirlerine karşı ise son derece merhametlidirler.” [15][487] buyurmuştur.[16][488]
İbn Abbas (r.a)’dan rivayet edildi ki: “Ebû Cehil, “Eğer Muhammedi, Kabe yanında namaz kılarken görürsem, boynuna çökeceğim.” demişti. Rasûlullah (a.s) da,
“Eğer öyle birşey yapmaya kalkarsa, melekler onu göz göre göre parçalarlar.” buyurdu Bir başka rivayette de, Ebû Cehil, Kabe yanında namaz kılmakta olan Hz. Peygamber’e saldırmak istedi ise de gözüne azap melekleri, yani zebaniler göründü ve geri çekilmek zorunda kaldı. Rasûlullah (a.s),
“Eğer yaklaşmaya kalksaydı, melekler onu parça parça edeceklerdi.” buyurdu.[17][489] Bu rivayetler, geçen âyetteki zebanilerle alâkalıdır.
Cehennemde görevli melekler, kâfirlere ve günahkârlara karşı, cehenneme atarken acımasız oldukları gibi, onlar cehennemde yanarken de acımasızdırlar. Bundan dolayı cehennemlikler, üzerlerindeki o korkunç azabın biraz hafifletilmesi için, bu meleklerden,
“Rabbinize dua edin de, bizden azabı bir gün olsun hafifletsin.” ricasında bulunurlar. O bekçiler,
“Size peygamberleriniz açık açık deliller getirmediler mi?” diye sorarlar.
“Evet.” cevabını alınca, “Öyleyse kendiniz yalvarın!” derler”. [18][490] Cehennemdekiler bekçilerin en büyük başkanı olan Mâlik’e[19][491], Allah Teâlâ’nın kendilerini öldürmesi için dua etmesini isteyerek,
“Ey Mâlik! Habbin bizim işimizi bitirsin!” derler. O da, “Siz kesinlikle (azapta) kalacaksınız.” der”. [20][492] Mâlik’in onlara, sertliğinin bir işareti olarak, bu ricalarından seneler sonra böyle cevap vereceği rivayet edilir.[21][493]
Bütün bunlar cehennem bekçilerinin başkomutanı Mâlik’in, diğer ondokuz başkanın ve bütün cehennem bekçisi meleklerin, ne kadar acımasız yaratıldıklarına, bir diğer açıdan kâfirlerin suçunun ne kadar büyük olduğuna işarettir.
[1][473] Zümer: 39/71.
[2][474] Âlûsî, 29/11.
[3][475] Mülk: 67/8.
[4][476] Tahrîm: 66/6.
[5][477] Âlûsî, 28/157.
[6][478] İbn Kesîr, 7/59-60.
[7][479] Alusî, 29/127.
[8][480] Müddessir: /30,31.
[9][481] Taberî, 29/100-101.
[10][482] Âlûsî, 29/126-127.
[11][483] Alak: 96/17,18.
[12][484] Âlûsî, 30/188.
[13][485] Râzî, 23/274.
[14][486] Taberî, 30/165.
[15][487] Fetih: 48/29.
[16][488] Râzî, 21/560.
[17][489] Taberî, 30/165; İbn Kesîr, 7/327.
[18][490] Mü’min: 40/49,50.
[19][491] Taberî, 25/59; İbn Kesir, 6/240.
[20][492] Zuhruf: 43/77.
[21][493] A.g.e., a.y.
Cevapla