Cenazenin peşinden 7, 40 ve 52. günleri için mevlüt var mı?

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

Perşembe Ve Kırkıncı Gün Bid’atleri

Persembe Ve Kirkinci Gun Bidatleri

Ölen Kişinin 52.Gecesi Ne Olur? Ölünün kırkında ne yapılır
Ölünün 7 Sinde ne Yapılmalı

SORU: İnsanların alışkanlık haline getirdiği vefattan sonra uzun süre matem tutma hakkında dinin hükmü nedir? Cenaze için yapılan perşembe ve kırkıncı gün törenleri hakkında ne dersiniz?

CEVAP: Bir insanın kendisi için çok değerli olan aziz bir varlığı veya bir yakınını kaybetmesinin acı verici bir olay olduğu şüphe götürmez bir gerçektir. Böyle bir durumda insan acısını hafifletecek ve paylaşacak birini arar. İhtimal dindeki taziyenin (başsağlığı dilemenin) meşru olması buna ciayanıyor. Şu kadar ki taziyenin süresi sınırlıdır. Taziye hakkında bir hadiste şöyle buyurulmuştur:

Din kardeşine taziyede bulunan mü’mine, Allah Teâlâ kıyamet günü keramet giysileri giydirir.

Ölümle birlikte veya ölüm öncesi aşamalarda mü’minin görevi Allah’tan gelen musibet imtihanına sabredip rıza göstererek şikayetçi olmamaktır. Zira Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor:

Andolsun ki sizi biraz korku ve açlık; mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz azaltma (fakirlik) ile deneriz. (Ey Peygamber!) Sabredenleri müjdele! O sabredenler, kendilerine bir bela geldiği zaman: ‘Biz Allah’a aitizve biz O’na döneceğiz’ derler. İşte rable-rinden bağışlamalar ve rahmet hep onlaradır. Ve doğru yolu bulanlar da onlardır. (Bakara/155-157)

Baş sağlığı dilemek vefattan sonra üç gün ile sınırlıdır. Üç gün sonra taziyenin süresi biter. Ancak vefat sırasında bulunmayan biri bu süreden sonra vefattan haberdar olursa gene baş sağlığı dileyebilir.

Baş sağlığı dilerken derdi hafifletecek ve Allah’ı hatırlat sözler söylenmelidir. “Veren de Allah, alan da Allah’tır.” “Her Allah katında bir süresi vardır. Sabret ve sevabını Allah’tan “Allah mükâfatını artırsın. Sana sabır, sana ve bize şükür et sip etsin” gibi. Taziyede bu tür sözler söylenmesi hadislere edilmiştir.

İslâm’ın öğretileri cenaze çıkan ev halkına taziye bulunulması gerektiğini gösteriyor. Fakat cenaze evinde matem ortamında uzun süre -bir gün veya daha fazla- kalınmaz. Taziye ziyaretini yapan işine döner. Eski dönemde (İslâm’ın ilk çağlarında) müslümanlar böyle idiler. Nitekim İmam Şafii: “Matem tutmayı mekruh görüyorum” demiştir. Bunun içindir ki fıkıh bilginleri taziye ziyaretinde -uzun süreli- oturmanın mekruh olduğunu söylemişlerdir.

Taziye ziyaretinde oturulduğunda işin içine ağlama, bağırıp çağırma, dövünme ve benzeri yasakları işlemek karışırsa haram işlenmiş olur. Taziye ziyaretinde oturmayı mubah görenler, taziyede yukarda ifade edilen çirkinliklerin olmamasını ve taziyenin vefattan sonra üç gün içinde olmasını şart koşmuşlardır.

Kadının aşın derecede üzülmesi ve yas tutması helâl değildir. Çünkü Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:

Allah’a ve ahiret gününe inanan bir kadının ölen kimse için üç günden fazla yas tutması helâl değildir. Ancak ölen kocası ise dört ay on gün yas tutar.

Koca için tutulacak yastan maksat kadının süslenmeyi, sürme kullanmayı ve çeşit çeşit giysiler giymeyi bırakmasıdır. Kadın eşinin vefatından sonra, dört ay on gün geçince süslenebilir.

Matem tutma olayındaki çirkin bid’atlerden biri de üzüntüyü, yası gün be gün, haftalar ve aylar geçtikçe yenileme olayıdır.

Nitekim vefattan sonra birinci perşembe, ikinci perşembe, üçüncü perşembe,”kırkı, (elli ikisi), sene-i devriyesi (yıl dönümü) gibi yollarla vefat eden kişinin arkasından üzüntülerin devamlılığı sağlanmaktadır. Bunlardan hiç^ birisi İslâm dininde yoktur. Bu yapılanların ne akıl yönünden, ne de dini kaynaklar yönünden dayanağı yoktur.

Ne yazık ki halk arasında bunların ölen kimseye faydası olduğu inancı vardır. Bununla beraber hadiste şöyle buyurulmuştur:

İnsan oğlu Öldüğü zaman yaptığı iş(lerden dolayı sevap alması) kesilir. Ancak üç (tip) kişinin ölmesine rağmen sevabı kesilmez: a) Sadaka-i câriye (yani sürekli, devamlı hizmet eden vakıf, cami, okul, yol ve benzeri işler) yapanların, b) Faydalanılan (kitap ve benzeri) ilim eseri ortaya koyanların, c) Kendisine hayır dua edecek (veya edilmesini sağlayacak) evlat yetiştirenlerin.

Bir diğer hadis de şöyledir:

Vefatından sonra müslümana hayatta iken yaptıklarından ulaşacak olanlar şunlardır: Öğrendiği ve yaydığı ilim, arkada bıraktığı iyi evlat, miras bıraktığı mushaf, yaptırdığı cami, yoldan geçenlerin barınması için yapılmış konaklama yeri, insanların yararlanması için nehir veya çeşme gibi su hizmeti getirilmesi veya yaşarken malından verdiği sadaka.

Bunun yanında sağ olanların ölen kimse için dua etmesi ve bağışlanma istemesi, onun adına sadaka, oruç, hac, namaz gibi ibadetler yapması ve Kur’an okuması da Ölen kimseye fayda verir.

Kısacası günümüzde yapılan taziyeye gelenlere yemek yedirmek, matem gecelerinde savurgan bir şekilde harcamalar yapmak, peşpeşe cuma geceleri, kırkıncı gecede yapılanlar Hz. Peygamber’in ve .ondan sonra gelenlerin tatbikatlanna aylandır.

BENZER KONULAR:

Cenaze ve kabir adabı

Cenaze defnedildikten sonra cenaze namazı kılınır mı?

Answer ( 1 )

  1. komutan
    0
    2023-07-06T22:49:48+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    İslam’da cenaze sonrası 7, 40 ve 52. günler için spesifik bir mevlüt veya ibadet uygulaması bulunmamaktadır. Bunlar, geleneksel olarak bazı kültürlerde yer alan uygulamalardır ve İslam’ın öğretileriyle doğrudan ilişkili değildir.

    İslam’da cenaze sonrası, ölen kişiye dua etmek, Kur’an okumak, onun için hayır işleri yapmak ve onun hatırasını yaşatmak yaygın olarak önerilen davranışlardır. Bu, ölünün ruhu için hayır dualarının yapılması ve Kur’an’ın okunması şeklinde gerçekleştirilebilir.

    Cenazenin ardından, ölen kişi için dua etmek ve onun hatırasını yaşatmak, sevap kazandırıcı davranışlardır. Ancak, bu tür ibadetlerin spesifik olarak 7, 40 ve 52. günlerle sınırlı olduğuna dair bir öğreti veya sünnet yoktur.

    İslam’da, hayır duaları, sadaka verme, hayır işleri yapma gibi ibadetlerin sürekli olarak gerçekleştirilmesi ve ölen kişinin ruhu için sevap kazandırıcı davranışların sürdürülmesi önemlidir. Bunun için belli bir zaman sınırlaması olmaksızın herhangi bir dönemde bu ibadetler yapılabilir.

    Özet olarak, İslam’da cenaze sonrası 7, 40 ve 52. günler için spesifik bir mevlüt veya ibadet uygulaması bulunmamaktadır. Bunlar geleneksel uygulamalar olup, İslam’ın öğretileriyle doğrudan ilişkili değildir. Bunun yerine, ölen kişi için dua etmek, Kur’an okumak, hayır işleri yapmak ve onun hatırasını yaşatmak İslam’ın önerdiği davranışlardır.

    En iyi cevap

Cevapla