Paylaş
Cenazeye katılmak dini bir görevdir
Question
Cenaze namazına katılmak ve cenaze sahiplerine taziyede bulunmak neden dini bir görevdir?
MÜSLÜMANIN CENAZESİNE KATILMAK
(Müslümanın Müslüman kardeşini hastalandığında ziyaret etmesi müstehaptır.)
(Arapça metinde geçen) iyede ile burada kast edilen, hastalığın durumlarını araştırmak ve hastalığa dair soru sormaktır. İşte bu îyede olarak isimlendirildi. Çünkü insanlar hastayı ziyaret ederler ve onun yanına giderler.
Bu işin hükmüne gelince; âlimlerin icması ile bu iş talep edilen bir iştir. Fakat bu taleb edilenin ziyadesi hakkında ihtilaf vardır.
Cumhur hastayı ziyaret etmenin müstehap olduğunu söylemiştir. Kitabımızın müellifi İbn Akil’de (Rahmetullahi Aleyhi) bu görüşü seçmiştir. Zahiri vucubiyeti gerektiren deliller ile delil getirdiler. Ebu Musa el-Eşari’nin (RadıyallahuAnh) hadisi gibi. Ebu Musa şöyle dedi: Allah’ın elçisi Hz. Muhammed (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) şöyle dedi: “Aç olanı doyurun, hastayı ziyaret edin ve esiri kurtarın.” Sufyan şöyle dedi: “(Hadisin Arapça metninde geçen) ani; esir manasına gelmektedir. “
Ebu Hureyre’den (RadıyallahuAnh) aktarıldığına göre Allah’ın elçisi Hz. Muhammed (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) şöyle dedi: “Müslümanın kardeşi üzerine gereken hakkı beştir: (O beş şeyden ikisi) selamına karşılık vermesi ve hastalandığında ziyaret etmesidir.”
Dediler ki: Hadiste geçen emir hasta ziyaretine teşvikin üzerine bir ziyadeye yorumlanır.
İkinci görüş (Hastayı ziyaret etmenin hükmü hususunda): hastayı ziyaret etmek vaciptir. Zahirilerde bu görüşü söylemişlerdir. Nitekim İbn Dakik el-lyd’de böyle aktarmıştır. İmam Buhari’de (Rahmetullahi Aleyhi) bu görüştedir. Sahihinde Imam Buhari şöyle bir başlık açmıştır: “Hastayı ziyaret etmenin vacip oluşu babı.”
Bu görüşte olanlar şeriatta buna dair emirlerin geldiğini ve emrinde vucubiyeti gerektirmesiyle delil getirdiler. Üçüncü görüş ise: Hastayı ziyaret etmek kifâ-i vaciptir. Bazı Hanbeliler bu görüşü söylemişlerdir. ŞeyhulIslam İbnTeymiyye’de (Rahmetullahi Aleyhi) bu görüşü seçmiştir. Bu görüş güçlü bir görüştür. Bu görüş bu konudaki emri gerektiren naslarla birlikte gitmektedir.
Bil ki! Hastayı ziyaret etmenin sünnet olduğunu söyleyenler şöyle de diler: Hasta ziyareti, akraba olanlar hususunda vucubiyet sınırına ulaşmış tir. Babayı hastalandığında ziyaret etmek vaciptir. Çünkü şeran babaya iyilik etmek emredilmiştir.
Kardeşi de hastalandığında ziyaret etmek vaciptir. Bu da akraba ziyaretinden dolayıdır. Ayağa kalkmayan hastayı da ziyaret etmek vaciptir. Çünkü o açlıktan ve susuzluktan dolayı ölebilir. Bu da farz-ı kifâyedir.
Bu husustaki kaide; senin üzerinde akrabalıktan, dostluktan veya komşuluktan dolayı hak bulunan her hastayı ziyaret etmen diğer ziyaret sebeplerinden daha güçlüsü, en güçlüsüdür.
(Öldüğü zaman cenazesine gitmesi de müstehaptır.)
Yani; Müslümanın Müslüman kimsenin cenazesine katılması ve onun tabutuyla ilerlemesi müstehaptır. İcma ile bu sünnet olan bir iştir.
İlim ehlinden bazıları bu konuda emir olduğundan dolayı bu işin vacip olduğunu söylemişlerdir. Nitekim Ebu Hureyre (RadiyallahuAnh) Peygamberimiz Hz. Muhammed’den (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) şunu aktarmıştır: “Müslümanın Müslüman üzerindeki hakkı altıdır. (O haklardan biride) öldüğünde cenazesine gitmesidir.”
İbnHazm, AbdulhakEşbili de bu görüştedir. Sanâni de bunu kesin olarak belirtmiştir.
(Cenazeye katılma konusundaki) ikinci görüş ise; farzı kifâyedir. Bazıları bu işi yerine getirdiğinde diğerlerinden bu sorumluluk düşer. IbnBattal, İbn Dakik el-lyd, Hafız İbn Hacer gibi ilim ehlinden bazıları bu görüşü zikretmişlerdir. Hanbelilerden ve başkalarından bazı fakihlerde bu görüştedir. Onlar bu konuda gelen emirleri farzı kifayeye yorumladılar.” Üçüncü görüş ise; cenazeye katılmak sünnettir. Bu cumhurun mezhebidir. Onlar emir kalıbını delil gösterdiler. O emir kalıbı vucubiyetten, mendupluğa dönüştürülmüştür. Bazı âlimlerin naklettiği icma delilleri ile.
Bu görüş, bu mesele hakkındaki en açık olan görüştür. Ancak şayet seninle ölen kişi arasında bir akrabalık veya komşuluk veyahut bunlara benzer sebepler var ise o zaman emir vucubiyete döner. Çünkü akrabalık ve komşuluk hakkı, bunların genel Müslümanlardan daha öncelikli olduğunu işaret etmektedir.
Bütün cenazelerin uğurlanmasının vacip olma görüşünde ise meşakkat vardır. Şeriat böyle bir şeyle gelmez.
Cenazeye gitmek ve onu defnedileceği yere kadar götürmekte büyük bir fazilet ve sayısız maslahatlar vardır. Bu maslahatlardan bazıları şunlardır:
1- Cenazeye giden için ecir, ölen kimse içinse dua.
2- Ölen kimsenin hakkını yerine getirmek..
3- Ölen kimsenin ailesinin hakkını eda etmek ve onlara ölüm gibi musibetler esnasında yanlarında olduğunu hatırlatmak. Bu görülen bir tesirdir.
4- Ölen kimsenin ailesine, meyyiti taşımada, mezarı kazmada ve onu mezara defnetmekte yardım etmek.
5- Ölüyü ve kabri gözlemleyerek ibret ve öğüt almanın gerçekleşmesi vardır.
Cenazeye katılmak, meyyitin ailesi ile ta ki meyyiti defnedinceye kadar gitmeyi içermektedir. Bu en faziletlisidir. Aynı şekilde mescitten başlayıp ta ki cenazeyi defnetme işlemi bitinceye kadar orada kalmasıdır. O gün insanların genelinin yaptığı da budur.
(Meyyitin ailesini kişi teselli eder.)
Yani; Müslümanın Müslüman kardeşi vefat ettiğinde ailesini teselli etmesi müstehaptır. Taziye; azze, yuazzi’ninmastanıdır. İbn Faris şöyle demiştir: “Ayın, ze ve illet harfi (ye harfi) sahih olan asıldır. Intisap ve bağlılığa işaret eder… Senin şu sözün; onu teselli ettim. Yani ona şöyle dedim; senin dışındakilere, onlara da sana isabet eden bela gibi belanın isabet ettiğine bir bak, demendir.”
Onu teselli ettim, yani; ona sabrı tavsiye ettim, teselli ettim, ona nasihat ettim ve ona dua ettim manalarına gelmektedir.
(Arapça metinde geçen) azeu; sabır manasına gelmektedir. O mastarın yerine geçmiş isimdir. O isimde taziyedir.
Taziyenin, Allah’ın elçisi Hz. Muhammed’in (Sallallahu Aleyhi ve sellem) bir fiili olduğu sabit olmuştur. Usame b. Zeyd dedi ki: Nebi’nin kızı, Nebi’ye (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) oğlunun ölmek üzere olduğunu ve Nebi’nin yanlarına gelmesini istediği haberini gönderdi. Nebi’de kızına selam ileterek şöyle dedi: “Alan da Allah’tır verende Allah. O’nun katında her şeyin belli bir vakti vardır. Sabret ve ecrini Allah’tan bekle…”
Enes’in (RadıyallahuAnh) aktardığına göre Nebi (Sallallahu Aleyhi ve sellem) şöyle dedi: “Kim Mümin bir kardeşini musibet esnasında teselli eder ise Allah’u Teala kıyamet günü o kişiyi kendisiyle sevindirecek yeşil bir elbise giydirir.”
Denildi ki: Ey Allah’ın elçisi, kendisiyle sevindireceği şeyde nedir? Dedi ki: “Kendisiyle herkesi özendirecek. ”
Taziye için belli bir lafız yoktur. Bilakis bu konudaki emir geniştir. Lafız adamın konuşma gücüne ve o ortamda söylenecek olan sözlere bağlıdır.
İmam Ahmed b. Hanbel (Rahmetullahi Aleyhi) Ebu Talib’i şöyle diyerek teselli etmiştir: “Allah sizin ecrinizi büyütsün. Size güzel huzur versin.
İmam Nevevi’nin (RahmetullahiAleyhijzikrettiğine göre en güzel teselli sözleri daha önceden geçtiği üzere Nebi’nin (Sallallahu Aleyhi ve sellem) söz leridir: “Alan da Allah’tır, veren de Allah’tır…” Teselli edilen teselli edene kendisine kolay gelen bir şekilde karşılık verir. Misal şöyle der: Allah senin duana icabet etsin. Bize ve sana rahmet etsin. Nitekim Imam Ahmet’ten aktarıldığı üzere bu böyledir.
(Zimmî bir hastayı ziyaret etmekte bir sakınca yoktur. Nebi (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) Yahudi birini hastayken ziyaret etti. Ve ona şöyle dedi: “Ey Yahudi. Kendini nasıl hissediyorsun?”)
Zimmet; ahit, eman ve garanti manasına gelmektedir. Zimmet ehli; İslam Devletinde kalması için kendisine ahit verilen kimsedir. O kişi cizyesini öder. İslam’ın hükümlerine uyar.
Ibn Akil’in zikrettiği bir lafızda hadis bulamadım. İbn Kayyım (Rahmetullahi Aleyhi) Esrem yoluyla senedi Hz. Enes’ten (RadıyallahuAnh) olan bir hadis aktardı. Enes şöyle dedi: Allah’ın elçisi Hz. Muhammed (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) İslam dininden olmayan bir adamı hastalandığında ziyaret ederdi. Onun yanında oturmaz ona şöyle derdi: “Ey Yahudi, Ey Hristiyan, kendini nasıl hissediyorsun?”
Sahihi Buhari’de Hz. Enes’in (RadıyallahuAnh) şöyle bir hadisi geçti: Yahudi bir çocuk Nebi’ye (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) hizmet ediyordu. Çocuk bir gün hastalandı, Nebi’de onu ziyarete gitti. Nebi dedi ki: “Müslüman ol.” Çocukta Müslüman oldu. Imam Buhari kitabında; “Müşriki hastalandığında ziyaret etmek” diye bir başlık açtı.
Müellifimizin kelamından anlaşıldığına göre; zimmî İslam hakkında konuşsun veya konuşmasın bir fark yoktur. İbn Battal zimmînin İslam hakkında konuşmamasıyla kayıt koştu. Şayet zimmî İslam hakkında konuşuyor ise ziyaret edilmez.
İbn Hacer’de İbn Battal’ı bu hususta takip etti. Maksatların değişmesiyle bu işin değişeceğini söyledi. O kişiyi ziyaret etmesiyle başka bir maslahat gerçekleşebilir.
İbn Kayyım, İmam Ahmed b. Hanbel’den zimmîyi ziyaret etmek hususunda üç görüş rivayet etti: Zimmi ziyaret edilmez, zimmi ziyaret edilir ve bu konuda tafsilata gidildi. Bu en yakın olan manadır. Kişi zimmîyi ziyaret ettiğinde aynı Nebi’nin (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) yaptığı gibi ona İslam’ı sunması gerekir. Allah’u Teâlâ en iyisini bilendir.
BENZER KONULAR:
- cenazeye karşı dini sorumluluklarımız
- cenazeye cünüp katılmak
- Kadınların cenaze namazı ve cenazeye katılması kılması caiz mi
- cenazeye Karşı Görevlerimiz Ayet ve Hadislerle
- Cenaze namazı kılmanın fazileti
- Tümünü görüntüle.
- islamda intihar edenin cenaze namazı kılınır mı?
- cenaze namazı camide kılınır mı?
- cenaze namazı kılmanın fazileti
- Camide cenaze namazı kılmanın hükmü nedir?
- cenaze namazı Kılınışı kısaca
- Tümünü görüntüle.
Answer ( 1 )
Dinimiz İslam’da cenazeye katılmak, ölen kişinin toprağa verilmesi öncesinde yapılan bir ibadettir ve Müslümanlar için önemlidir. Cenaze namazı, cenaze namazı kılınan yerde ölen kişinin ruhu için dua etmek ve onu Allah’ın rahmetine teslim etmek amacıyla yapılır.
Cenazeye katılmak, İslam dininde hem bir ibadet hem de bir görevdir. Bu görev, yakın bir akraba veya arkadaşın ölümü durumunda daha da önemlidir. Cenaze namazına katılmak, ölen kişinin ruhu için dua etmek, onun ahiretteki durumunu hafifletmek ve aynı zamanda ölen kişinin yakınlarına destek vermek için yapılır.
Cenaze namazı kılınan yerde bulunmak ve cenazeye katılmak, İslam dininde önemli bir davranıştır ve mümkün olduğunca yapılması tavsiye edilir. Ancak, sağlık nedenleri veya zorunlu haller gibi durumlarda, kişilerin cenazeye katılamaması mümkün olabilir.