Paylaş
Cennet isimleri ve anlamları
Question
Kaynaklarıyla Cennet isimleri
Cennet isimlerinin delilleri
İslâm literatüründe cenneti ifade etmek üzere kullanılan isimleri şu şekilde sıralamak mümkündür:
1. Cennet. Ebedî saadet yurdunu ifade etmek üzere Kur’ân-ı Kerîm’de, muhtelif hadislerde ve diğer İslâmî eserlerde yer alan isimler içinde en çok kullanılan, içindeki bütün mekân ve imkânları kapsayacak şekilde muhtevası geniş olan bir terimdir. İslâm literatüründe ebedi saadetle ilgili vaatler, özendirici anlatım ve tasvirler genellikle cennet ismi etrafında yoğunlaşmış, dil ve edebiyat alanında da daha çok bu kelimeye yer verilmiştir. Diğer isimler tekil olarak kullanıldığı halde cennetin çok sayıdaki âyette çoğul şekliyle de (cennât) yer alması, saadet yurdunun belli bir bölgesinin değil tamamının adı olduğunu gösterir. “Bol su kaynaklarına sahip bulunan yeşil bahçe” anlamındaki ravza cennât kelimesine muzaf olduğu gibi (eş-Şûrâ 42/22) bir ayette cennet kelimesi yerine tek başına da kullanılmıştır (er-Rûm 30/15).
2. Cennetü’n-naîm. Bu terkip on âyetin üçünde tekil, diğerlerinde çoğul şekliyle (cennâtü’n-naîm) geçmektedir. Arapça’da “refah, huzur, mutlu hayat” anlamına gelen ni‘met kelimesinden daha kapsamlı bir muhtevaya sahip olan naîm, insana mutluluk veren maddî ve mânevî bütün güzellikleri ifade etmektedir. Buna göre cennâtü’n-naîm “mutluluklarla dolu cennetler” mânasına gelir. Naîm kelimesinin bir âyette cehennemin isimlerinden olan cahîmin mukabilinde kullanılması (el-İnfitâr 82/13), diğer bir âyette de cennetle ilgili tasvirin baş tarafında tek başına yer alması (el-Mutaffifîn 83/22), onun cennet isimlerinden biri gibi kabul edilebileceğini göstermektedir.
3. Adn. En belirgin anlamı ile “ikamet etme” veya “ikamet edilen yer” demek olan adn, on bir âyette cennât kelimesiyle birlikte tekrarlanarak (cennâtü adn) “ikamet edilecek cennetler” mânasında kullanılmıştır. Adnin cennetin belli bir bölümünün adı olduğunu veya çoğul şeklinde kullanılışına bakarak onun tamamını ifade eden bir isim durumunda bulunduğunu söylemek mümkündür (bk. ADN).
4. Firdevs. Arapça’ya Farsça’dan girmiş olması muhtemel olan firdevs kelimesi, özellikle “içinde üzüm bulunan bağ bahçe” anlamına gelir. Bir âyette cennât kelimesiyle (el-Kehf 18/107), bir âyette de “âhiret cenneti” mânasına tek başına (el-Mü’minûn 23/11) kullanılmıştır. Firdevs cennetin tamamını ifade eden bir isim olabileceği gibi onun ortası, en yüksek ve en değerli bölgesinin özel adı da olabilir (bk. FİRDEVS).
5. Hüsnâ. İyilik yapanlara Allah tarafından daha büyük bir iyilikle karşılık verileceğini, ayrıca buna bir de ilâve (ziyade) yapılacağını ifade eden âyetteki (Yûnus 10/26) hüsnâ (daha güzel, daha iyi, en güzel, en iyi) kelimesinin cennet anlamına geldiği müfessirlerin büyük çoğunluğu tarafından kabul edilmiştir.
6. Dârüsselâm. “Maddî ve mânevî âfetlerden, hoşa gitmeyen şeylerden korunmuş olma” mânasındaki selâm ile “ev, yurt” anlamındaki dâr kelimesinden oluşan bu terkip iki âyette cennetin adı olarak zikredilmiştir (el-En‘âm 6/127; Yûnus 10/25).
7. Dârülmukāme. “Asıl durulacak yer, ebedî ikamet edilecek yurt” mânasındaki bu terkip de cennete girenlerin Allah’a hamd ve şükür sırasında bulundukları mekân için kullanacakları bir tabir olmalıdır (bk. Taberî, XXII, 92).
Answers ( 1 )
Cennet isimleri
Ayet ve hadislerle İsimleri
Gerek Kur’an’da gerekse hadis rivayetlerinde ebedî saadet yurdunu anlatmak üzere en fazla “cennet” kelimesi yer alır. Ancak dini literatürde onu ifade etmek üzere bazıları tek başına, bazıları da terkip halinde olmak sure- tiyle başka isimler de kullanılmıştır.
1. Firdevs. Sözlükte “içinde üzüm bulunan bağ, bahçe” anlamındaki firdevs Kur’an’da hem cennet kelimesiyle birlikte “cennâtü’l-firdevs” şeklinde hem de tek başına kullanılmıştır.
2. Adn. Kur’an’da “ikamet edilecek cennetler” anlamında “cennâtü adn“ şeklinde geçmektedir.
3. Naîm. Kur’an’da cennet kelimesinin hem tekil hem de çoğul şekliyle izâfet terkibi halinde –”cennetü’n-naîm”96, “cennâtü’n-naîm”– kullanılan naîm insana huzur ve mutluluk veren bütün güzellikleri ifade eder. Naîm,
Kur’an’da cehennemin isimlerinden olan “cahîm”in zıddı konumunda cennet yerine de kullanılmıştır.
4. Me’vâ. “Varılacak yer” anlamında Kur’an’da hem cennet hem de cehennem için kullanılmıştır.
5) Ravza. Sözlükte “bol su kaynaklarına sahip yeşil bah- çe” anlamındaki ravza, Kur’an’da hem cennet kelimesina muzaf olarak “ravzâtü’l-cennât” şeklinde hem de cen- net yerine tek başına kullanılmıştır.
6. Dârü’s-selâm. “Selâmet ülkesi, esenlik yurdu” mânasın- da cennetin ismi olarak zikredilmiştir.
7. Dârü’l-mukâme. “Asıl durulacak yer, ebedî kalınacak yurt” anlamındaki bu terkip de cennete girenlerin ifa- desiyle onun adı olarak Kur’an’da şöyle geçer: “Derler ki: ‘Bizden üzüntüyü gideren Allah’a hamdolsun. Doğrusu rabbimiz çok bağışlayan, şükrün karşılığını bolca verendir. Bizi lutfuyla, temelli kalınacak yurda yerleştirdi. Orada bize ne bir yorgunluk ne de usanç gelecektir.’”
Kur’an’da bunlardan başka “ebedî cennet” anlamında cennetü’l-huld, “güvenli yer” anlamında “makâm-ı emîn” ve iyilik yapanalara Allah tarafından verilecek daha güzel karşılık anlamındaki “hüsnâ” gibi cennet isimleri de yer almaktadır.
Bütün bu isimler cennetin isimleri veya sıfatları olabileceği gibi, onun farklı yönlerine işaret etmek için kullanılmış da olabilir.
——————–
90 Buhârî, “Salât”, 79; “Enbiyâ”, 85; Müslim, “Îmân”, 103; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, V, 144.
91 Mâlik b. Enes, Muvatta’, “Cenâiz”, 109; Ahmed b. Hanbel, el- Müsned, I, 107.
92 Geniş bilgi için bk. Topaloğlu, “Cennet”, DİA, VII, 376-377; Galip Türcan, Kur’an’da Âhiret İnancı, s. 317-321.
93 el-Kehf 18/107.
94 el-Mü’minûn 23/11.
95 et-Tevbe 9/72; el-Kehf 18/31.
96 eş-Şuarâ 26/85.
97 el-Mâide 5/65.
98 el-İnfitâr 82/13.
99 en-Nâziât 79/37-41.
100 eş-Şûrâ 42/22.
101 er-Rûm 30/15.
102 el-En’âm 6/127; Yûnus 10/25.
103 Fâtır 35/34-35.
104 el-Furkân 25/15.
105 ed-Duhân 44/51.
106 Yûnus 10/26.
DİYANET
Arapça cennet isimleri
CENNET İSMİ
الجنة؛ وهو الاسم العام للنعيم، حيث تعرّف الجنة في اللغة بالستر، ومن ذلك:
الجنّ؛ لاستتارهم عن أعين البشر.
Darusselam
دار السلام؛ فالسلام من أسماء الله تعالى، وبها يُسلم عباده المؤمنين من كلّ مكروهٍ، أو همٍ، أو حزنٍ، وتحية أهل الجنة السلام.
Darul-Huld
دار الخُلد؛ فنعيم أهل الجنة دائمٌ بلا انقطاعٍ، ولا انتهاءٍ.
Cennetul Me’va
جنة المأوى؛ في الجنة يستقرّ المؤمنين، وتسكن أرواحهم تحقيقا لوعد الله -عزّ وجلّ- لهم.
Cennatu Adn (Adn cenneti)
جنات عدنٍ؛ والمقصود بعدن الإقامة، والجنة هي دار المُستقرّ.
el-Firdevs – Firdevs cenneti
الفردوس؛ ومعنى الفردوس البستان، وهو اسمٌ يُطلق على أعلى الجنة.
Naim Cenneti (Cennatu Neim)
جنات النعيم؛ لما فيها من ألوان النعيم الظاهر والباطن، الذي يُبهج الأنفس.
Mek’adu Sıdk – Doğruluk makamı
مقعد صدق؛ فهي دار الحقّ التي تخلو من اللغو، ومن قول الباطل والمنكر.
el-Makamul Emin – Emin yer
المقام الأمين؛ فهو المكان الآمن من كلّ سوءٍ ومكروهٍ.