Paylaş
Cennet Nedir? Kısaca
Question
Cennet Ne Demektir?
Cennet Hakkında Kısa bilgi
Sözlükte “bitki ve ağaçlarla örtülü yer ve bahçe” anlamına gelen cennet, din literatüründe, îmân edip sâlih amel işleyenlere, ahirette vaad edilen nimet ve mükafât yurdu demektir. Kur’ân-ı Kerim’de cennet için çeşitli isimler kullanılmıştır: adn cenneti, firdevs cenneti, naim cenneti, dâru’l-huld (ebedilik yurdu), dâru’s-selâm (esenlik yurdu), dâru’l-mukame (ebedî durulacak yer) ve makâm-ı emîn (güvenilir makam).
Cennette; bakanlara hoş görünen, içenlere zevk veren nehirler ve sular, süzme baldan ırmaklar (Muhammed, 47/15), tatlı su pınarları (insan, 76/18), sarhoş etmeyen, içenlere zevk veren ve bembeyaz bir kaynaktan çıkan içkiler (sâffât, 37/45-47), çeşitli meyveler, hurmalar, nar ağaçları (Rahmân, 55/60), bağlar (Nebe, 78/32), sedir ağaçları ve salkımlı muz ağaçları (Vâkı’a, 56/28-29), ince ve kalın ipek elbiseler (Kehf, 18/31; İnsan, 76/21), altın süsler (Kehf, 18/21, Hac, 22/23; Fâtır, 35/33), güzel meskenler, hiçbir yorgunluk ve zahmet vermeyen (Hicr, 15/47-48), boş ve yalan söz işitilmeyen sonsuz nimet ve güzellikler (Nebe, 78/35) bulunduğu Kur’ân’da bildirilmektedir.
Diyanet dini kavramlar sözlüğü
Cennetin özellikleri
Rabbine itaatsizlikten sakınanlara vaad edilen cennetin temsili şudur: İçinde doğal nitelikleri bozulmamış su ırmakları, tadı bozulmamış süt ırmakları, içenlere lezzet veren şarap ırmakları, süzülmüş bal ırmakları bulunan bir bahçedir. Onlar için ayrıca orada her meyveden mevcuttur, üstelik rablerinden bir de bağışlama lutfu. Şimdi bunlar, ateşte devamlı kalan, bağırsaklarını parçalayan kaynar su içirilen kimseler gibi olur mu hiç? muhammed suresi 15
BENZER KONULAR:
Answers ( 4 )
Cennet kelimesinin lügattaki manasına bakacak olursak; bitki ve ağaçlarla örtülü yer ve bahçe manalarına gelmektedir. Cennet kelimesinin dini literatürdeki terim anlamı ise; îmân edip sâlih amel işleyenlere, ahirette vaad edilen nimet ve mükafât yurdu demektir. Kur’an’ı Kerim’de cennetten çok sık bahsedilmektedir. Kur’an’ı Kerim cennetten bahsederken aynı zamanda cennetin birçok isminden de bahsetmektedir. Örneğin; adn cenneti, firdevs cenneti, naim cenneti, dâru’l-huld, dâru’s-selâm, dâru’l-mukame ve makâm-ı emîndir.
CENNETİN SÖZLÜK MANASI
İslamiyet inancında ölüm bir son değil yeni bir hayatın başlangıcı sayılmıştır. Bu sebeple hakiki mü’min ölümden korkmaz ve ölümü Rabbine kavuşmak için bir sebep olarak görür. Ölüm Müslüman için zahmetli dünya hayatının bitişi ve dünyadaki sabır ve ibadetlerinin karşılığını göreceği sonsuz bir ahiret hayatının başlangıcıdır. Bu mükâfatların görüleceği yer ise “Cennet’tir. Cennet Kur’an-ı Kerim’de yapısı ve sakinlerinin yaşayışı açısından cehenneme göre daha fazla tasvir edilmiştir. “Cennet” kavramını ve mahiyetini daha iyi anlamak için ilk olarak kelimenin sözlük; daha sonra da ıstılahî anlamı üzerinde durmak kavramı daha anlaşılır hale getirecektir.
Cennet “örtmek, gizlemek” anlamındaki “C-N-N” kökünden isim olup “bitki ve ağaçları ile toprağı örten bahçe” manasına gelir.8 Cennet, üzüm ve hurma olan bahçedir. Eğer hurma ve üzüm yoksa Araplar sözlerinde cenneti kullanmazlar. Bunlar yok başka ağaçlar varsa o cennet değil bahçedir. Başka bir görüşe göre ağaçların toprağı örttüğü bahçelere cennet denir. Bazılarına göre ise cennet, Allah’ın “Yaptıklarına karşılık olarak, onlar için nice sevindirici ve göz kamaştırıcı nimetlerin saklı olduğunu hiç kimse bilmez” (Secde 17) ayetinde işaret ettiği nimetleri gizlediği için yeryüzündeki ağaçların gizlediği bahçelere benzetilerek cennet olarak isimlendirilmiştir.
Bu tariflerden anlaşılacağı üzere Araplar içinde hurma ve üzüm bulunan ya da ağaçlarının sıklığı sebebiyle toprağı örten gizleyen bahçelere “cennet” diyorlardı. “Cennet” kelimesi Kur’an’da bu sözlük anlamıyla da kullanılmıştır: “ Ant olsun ki oturdukları yerlerde Sebe kavmine ait büyük bir işaret vardı. Biri sağda diğeri solda iki bahçe…” 34.Sebe, 15-16; 18.Kehf, 39
CENNETİN DİNİ/ ISTILAHİ MANASI
“Cennet” kelimesinin ıstılahî manasına baktığımızda da sözlük anlamından gelen gizlilik manasını görürüz. Zira ıstılahî manada cennet, Yüce Yaratıcının Mü’minlere vadettiği dünya gözüyle görünmeyen, gayb âleminde gizli mükâfat yurdudur.
Cennet, iman edip sâlih amel işleyenlere, ahirette vaat edilen nimet ve mükâfat yurdudur. Bu tanımda inançla birlikte dinin emirlerine uymak da zikredilmiştir. Bu bütün inanç sistemlerinde böyledir. Dinler ve inanç sistemleri sadece inanmaya davet etmekle kalmaz, inananlara bazı sorumluluklar yükler ve bunun karşılığında cenneti vaat eder.
Mü’minlerden bahseden “… Orada ebedi kalıcıdırlar.” anlamındaki ayetlerden cennet hayatının mü’minler için sonsuz olduğunu anlıyoruz. Ehl-i Sünnet’e göre cennet ve cehennem şu anda var ve yaratılmıştır.
Ahiret hayatında müminlerin ebedî saadet yurdu olan yerin bu şekilde adlandırılmasının sebebi ya -aralarındaki büyük farka rağmen- yeryüzündeki bahçeye benzetilmesi, ya da Secde Suresinde geçen “Yaptıklarına karşılık olarak, onlar için nice sevindirici ve göz kamaştırıcı nimetlerin saklı olduğunu hiç kimse bilmez” (Secde 17.) ayetinde işaret edildiği şekilde nimetlerinin bizden gizlenmesidir.
Kur’an-ı Kerim’de cennet nimetlerinin müminlere dünya nimetlerini hatırlattığı belirtilmiştir. Ancak bundan cennet nimetlerinin dünyadakilerle aynı olduğu sonucuna varılmamalıdır. Zira bizlere cennette mümin kullar için hayal dahi edilemeyecek güzellikte nimetler saklandığını Peygamberimiz (sav) bildirmiştir.
Gerek cennet gerekse içinde bulunan şeyler öz ve yapı itibariyle dünyada bilinen nesnelerden farklıdır. Ancak insanların görmediği, bilmediği, tatmadığı, hayal bile edemediği şeyleri onlara anlatmanın tek yolu, bildikleri nesnelerin isimlerini kullanmaktır. Allah Teâlâ da cenneti ve nimetlerini bildiğimiz isim ve kelimelerle, kavram ve tasavvurlarla ifade etmiştir. Arada bir benzerlik vardır, ancak asla biri diğerinin aynı ve misli değildir. Kur’an’da cenneti tasvir eden oradaki nimetleri detaylı bir şekilde anlatan pek çok ayet vardır. Ancak oradaki en büyük nimet olarak müminlerin kazanacağı İlahî hoşnutluk zikredilmiştir.
İslam’da cennet, müminlerin yani Allah’a iman eden ve onun emirlerini yerine getiren kimselerin ölümden sonra ödüllendirileceği, sonsuz huzur ve nimetlerle dolu olan yerdir. Cennet, Kur’an’da ve hadislerde çeşitli tasvirlerle anlatılmakta ve inananlara müjdelenmektedir.
Cennet, İslam’a göre, Allah’ın rızasını kazananların ve dünyada iyilik yapanların ebedi yaşam sürecekleri yerdir. Cennet tasvirleri genellikle güzel bahçeler, içinden ırmaklar akan yerler, meyvelerle dolu ağaçlar, güzel köşkler, huzur, mutluluk ve türlü nimetlerle dolu bir yaşamla ifade edilir. Cennette her türlü maddi ve manevi nimet vardır ve dünya hayatının sıkıntılarından arınmış bir yaşam sunulur.
Kur’an’da cennet çeşitli isimlerle anılır: Adn cennetleri, Firdevs cenneti, Naim cenneti gibi. Ayrıca cennetin katmanları olduğu ve insanların bu katmanlarda amellerine ve Allah’a olan yakınlıklarına göre konumlandırılacağı belirtilir.
Cennet, Allah’ın rahmetiyle girilen bir yerdir ve oraya girebilmek için dünya hayatında doğru bir yaşam sürmek, iman etmek, salih ameller işlemek ve insanlara iyilik yapmak önemlidir. Aynı zamanda, cennet tasvirleri, insanları iyi ve doğru davranışlara teşvik etmek amacıyla yapılmaktadır.
Cennetle ilgili bazı ayetlerde ve hadislerde, oradaki nimetlerin, güzelliklerin ve huzurun insanın dünyada bildiği hiçbir şeye benzemeyeceği, hatta tahayyül bile edilemeyeceği ifade edilir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “Cennette hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir insanın kalbine gelmeyen nimetler vardır.” (Buhari ve Müslim) buyurarak cennetin büyüklüğünü ve güzelliğini vurgulamıştır.
İslam’da cennete gitmek, dünya hayatında Allah’ın emir ve yasaklarına uygun yaşamak, ibadetleri yerine getirmek, insanlara adaletli ve merhametli davranmak gibi davranışlarla mümkün olur.