Çeşitli Tanrı Düşünceleri ve Dinler

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

Tanrı İnancı ve Dinler

Cesitli Tanri Dusunceleri ve Dinler 1

Bütün dinsel inançların temelini oluşturan ve genellikle aşkın bir varlığa ya da varlıklara inanma şeklinde tezahür eden üstün güç ya da güçlere yönelik inanışlar dinlerin en temel özelliklerindendir. İnsanın aşkın bir varlığa/varlıklara inancının temelleri çeşitli açılardan açıkla­nabilir. Örneğin insanın, yaşadığı çevrede birilerine sığınma, yardım dileme ya da yakarma duyguları taşıyan bir varlık olması da doğaüstü aşkın bir varlığa inanıp bağlanma duygusuyla yakından ilişkilidir. Her ne kadar akıl ve yetenekleriyle yaşadığı çevrede otoriter bir yapı kurmuş olsa da insan, sıklıkla karşılaştığı sorunlarla acziyet içerisine düşer; güçlü bir elin içinde bulunduğu çaresizlik ortamından kendisini çekip çıkarmasını, himaye etmesini ister. Yaptığı yanlışlıklar nedeniyle içine düştüğü vicdan azabını hafifletecek, pişmanlığını duyarak kendisini af­fedecek bir gücü arzular. İnsanın bütün bu duygularını yalnızca içinde bulunduğu maddi alem çerçevesinde kalarak tatmin etmesi mümkün değildir. Zira her insan, yaşamında maddi hiçbir güç ve kuvvetin güç yetiremeyeceği, yardımcı olamayacağı olaylarla ya da duygu yükleriyle yüz yüze gelebilir. Bütün bu durumlar, içinde yaşadığı maddi alem gibi sınırlı olmayan bir üstün güce; madde alemine, duygu ve düşüncelere; her şeye egemen olan bir aşkın varlığa insanın inanıp yönelmesini zo­runlu kılmaktadır. Nitekim Kur’an, tevhide inanmayan insanlardan bahsederken zaman zaman onların çaresiz kaldıklarında Allah’a yöne­lip ondan yardım dilediklerine ancak feraha çıktıklarında yeniden in­ kar ve şirk ortamına döndüklerine dikkat çeker. Böylelikle Kur’an, ina­ nan ya da inanmayan bütün insanların, gücünde sınır olmayan yüce bir varlığın himayesine sığınma ve onun yardımını dileme duygularını taşı­ dığını vurgulamaktadır.

Üstün güç/güçler metafizik bağlamdaki ilah! bir varlık ya da varlıklar olabileceği gibi, yaşanılan evrene ait herhangi bir obje, nesne, şa­ hıs ya da evrensel düzlemde etkili olduğuna inanılan bir ilke de olabilir. Dinlerin inanç ve ibadet sistemlerinde yer verilen üstün güç ya da güç­ ler genellikle tanrı veya tanrılar şeklinde karşımıza çıkar. Bununla birlik­ te yarı tanrısal ve ruhsal varlıklar, ata ruhları ve benzeri doğaüstü unsur­ lar da üstün varlıklar olarak tazim görebilir. Ayrıca Çin dinsel gelenekle­ rinde yer verilen Yin-Yang prensibi ve Hint dinlerinde önemli bir yer tu­ tan Karma (Dharma) doktrini gibi tanrısal güce sahip bir evrensel sistem de her şeyi kuşatan üstün bir güç olarak karşımıza çıkabilir.

Teizm tanrı ya da tanrıların doğaüstü üstün güçler olarak algılan­dığı geleneklerdir. Bunlardan monoteist ya da tektanrıcı dinler insanla­ rın yaşamlarında yer verdikleri ya da verebilecekleri diğer üstün güçleri reddederek bir tek üstün gücün, yani bir tanrının varlığının kabul edil­ mesini ön plana çıkarmıştır. Örneğin İslam’da dinin temel öğretisi “Al­ lah’ın tek ilah olarak kabul edilmesi” mesajı ile ifade edilmektedir. Bu mesaj, Allah’ın tek ilah olarak kabul edilmesi ve bu konuda ona hiçbir şeyin denk tutulmamasıdır. İslam, insanlarca Allah’ın dışında ya da Al­ lah’la birlikte başka unsurların da üstün güç edinilmesini uygun görmemekte ve insanın yaşamında yalnızca Allah’ı ilah olarak kabul etmesini şart koşmaktadır. Benzer şekilde Yahudilikte de Tanrı’dan (Yahve’den) başka tanrılar edinmemek ve puta tapmamak Musa’ya verilen on temel emirden birisi (ve en önemlisi) olarak görülür.

Dinlerde üstün güç olarak inanılan tanrısal varlık bazı dinlerde ise düalist ya da politeist bir bağlamda düşünülür. Düalist ya da iki tanrıcı dinler genellikle iyi ve kötü düalitesi çerçevesinde bir iyilik bir de kötü­ lük tanrısının varlığını kabullenir; ancak kötülükten sakınmak amacıyla iyilik tanrısına tapınmayı esas alırlar. Çoktanrıcı geleneklerde ise insan yaşamından iyi ve kötü nitelikleri temsil eden bazen sayısız oranda tan­ rısal varlığın mevcudiyetine inanılır; hatta böylesi inanç sistemlerinde bunların yanında çeşitli doğal varlıklar, gök cisimleri, hatta krallar ve yöneticiler gibi insanlar da üstün varlıklar kategorisindeki yerlerini alır­ lar. Nitekim Eski Mısır, Roma, Babil ve Eski İran geleneklerinde kraliyet hanedanlarının -çoğunlukla yaşamları esnasında- bir şekilde tanrısal­lıkla ilişkilendirilmiş oldukları bilinmektedir.
Çeşitli dinler tanrı evren ilişkisi ya da tanrı insan ilişkisi açısından birbirinden farklılıklar gösterir. Örneğin başta İslam ve Yahudilik olmak üzere birçok dinde tanrı yaratıcı bir güç olmanın yanında evreni ve insa­nı yöneten ve yönlendiren bir üstün varlık olarak da düşünülür. Bu bağ­ lamda vahiy ve peygamberlik inançlarına yer verilir. Ancak bazı inanç sistemlerinde tanrı, yalnızca yaratan, var eden bir güç ya da bir ilk ne­den/müsebbib olarak görülür. Bu bağlamda tanrı var etme sonrası, aş­ kınlığından dolayı evrenden ve insandan bir bakıma elini çekmiş bir de­ us otiesus’tur. Evren ve insanla ilgili olarak ise bu inanç sistemlerinde, ya insanın akıl yoluyla hakikati kavraması düşünülmüş ya da bazı yarı tanrısal veya ikinci dereceden tanrısal varlıklar aracılığıyla yüce tanrı ile irtibat kurulması hedeflenmiştir. Cahiliye dönemi Arap dini olarak da adlandırılan İslam öncesi geleneksel Arap inancı ile çeşitli deist gele­nekleri bunlara örnek olarak verebiliriz.

Benzer şekilde inanılan tanrının sıfatları konusunda da dinler ara­ sında çeşitli farklılıklardan söz edilebilir. Genellikle çoktanrıcı dinlerde tanrılar, insanın tecrübe dünyasından hareketle insan biçimli ve insan nitelikli varlıklar şeklinde tanımlanır. Tektanrıcı inanç sistemlerinde ise tanrı her ne kadar mutlak anlamda aşkın bir varlık olarak düşünülse de yine de bu dinlerin kutsal metinleri tanrı ile ilgili mecazi tanımlamalara yer verir. Yahudi kutsal metni Tanah’taki antropomorfık tanımlamalarla Kur’an’daki kimi müteşabih ifadeleri bu bağlamda değerlendirmek ge­ rekir. Diğer taraftan bazı inanç sistemleri ise tanrının hiçbir şekilde olumlu nitelemelerle tanımlanamayacağı hususu üzerinde dururlar ve dolayısıyla ancak olumsuz niteliklerden sakındırmak suretiyle tanrı hakkında konuşulabileceğini belirtir.
Diyanet

Benzer Konular:

Answers ( 2 )

    1
    2021-01-09T14:08:09+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    İnsanlık tarihi boyunca insanlar da tanrı düşüncesi hep olagelmiştir. Müslümanlar olarak bizim sığınacak bir Rabbe imanımız tamdır. Ama Müslüman olmayan gayri müslimler için Rab kavramı olmadığı için kendilerini görüp gözeten, ihtiyaçlarını ve dualarını edecek bir tanrı olması gerekmektedir. Bu yüzdendir ki onların tanrı kavramları buradan çıkmaktadır.

    En iyi cevap
  1. Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    İslam’da, Tanrı’nın birliğine (Allah) bir inanç ve farklı dinlerin farklı Tanrı fikirlerine ve kavramlarına sahip olabileceği kabulü vardır. İslam, tek bir gerçek Tanrı’nın varlığını onaylarken, farklı dini geleneklerin farklı ilahi anlayışlara sahip olabileceğini kabul eder.

    İslam, diğer dinlerdeki Tanrı kavramının tektanrıcılıktan (tek Tanrı’ya inanç) çoktanrılığa (birden çok tanrıya inanç) ve hatta ateizme (Tanrı’nın varlığının reddi) kadar değişebileceğini öğretir. İslam’ın merkezi dini metni olan Kuran, Müslümanları diğer inançlara sahip insanlarla saygılı bir diyalog kurmaya ve onları İslam’da öğretildiği gibi Allah’ın birliğini düşünmeye davet etmeye teşvik eder.

    Bununla birlikte İslam, Allah’ın en doğru ve eksiksiz anlayışının, Kuran’da ve Hz. Muhammed(S.a.v) aracılığıyla bildirildiği gibi İslam öğretilerinde bulunduğu inancını da vurgular. Müslümanlar, Kuran’ın Tanrı’nın doğrudan sözlerini içerdiğine ve insanlık için en net rehberliği sağladığına inanırlar.

    İslam, çeşitli dini inançların varlığını kabul etmekle birlikte, gerçek Tanrı anlayışının İslam aracılığıyla ortaya çıktığını savunur. Müslümanlar, çeşitli dini topluluklar arasında anlayışı geliştirmeyi ve farklılıklar arasında köprü kurmayı amaçlayan tartışmalara katılmaya ve inançlarını saygı ve nezaketle paylaşmaya teşvik edilir.

Cevapla