Paylaş
Cinler İnsanlardan Ders Alırlar Mı?
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
Cinler, insanlardan nasıl ders alırlar işte örnekleri
Peygamber efendimizin (sav) cinlere Kur’an okuduğunu daha önce söylemiştik. Sahih bir rivayete göre cinlerden biri Aişe annemizi (ra) izlemeye başlamıştı. O da emir vererek bu cini öldürtmüştü. O cin, rüyasında Aişe annemize (ra) gösterilerek kendisine şöyle denildi: Allah’ın Müslüman bir kulunu öldürttün?! Aişe annemiz şöyle dedi: Eğer Müslüman olsaydı Allah Resulü’nün (sav) hanımlarını gizlice gözlemezdi. Bunun üzerine şöyle denildi: Sen giysilerini giyinceye kadar sana bakmazdı. Sadece okuduğun Kur’an-ı Kerim’i dinlemek için gelirdi. O gecenin sabahında Aişe (ra) işlediği suçun fidyesi olarak 12000 dirhemin yoksullara dağıtılmasını emretti.
Vehb b. Münebbih’ten rivayet edilmiştir: O ve Hasan el-Basrî (ra) her yıl hac mevsiminde Hayf Mescidinde el etek çekilip insanlar uyuduktan sonra buluşur, gecenin ilerleyen saatlerinde kurulan meclislerinde meraklı insanlara ilim öğretirlerdi. Yine bir gece konuşurlarken bir kuş gelip Vehb’in yanına indi. Ona selam verdi. Vehb de kuşun selamını aldı. Onun cin taifesinden olduğunu anlamıştı. Sonra konuşmaya başladılar.
Vehb sordu: Kimlerdensiniz? Kuş suretindeki cin cevap verdi: Müslüman cinlerdenim. ‘Bizden ne istersin?’ ‘Meclisinize oturup ilminizden istifade etmemizden rahat sız mı oldunuz? Dinleyip ilim öğrendiğimiz bir çok insan vardır. Namaz, cihat, hasta ziyareti, cenaze, hac ve umre gibi bir çok vesilede size iştirak ederiz. Sizden ilim öğrenir, Kur’an dinleriz.”
Vehb merakla sordu: Cinler arasında en çok kabul gören rivayetçiler kimlerdir? Cin, Hasan el-Basri’yi (ra) göstererek ‘Şu şeyhten rivayet edenler’ dedi. Hasan el Basri (ra) Vehb’in kendisini dinlemediğini görünce şöyle dedi: Ey Ebu Abdullah, kiminle konuşuyorsun? Vehb şöyle cevap verdi: Halkamıza katılanlardan biriyle.
Dersten sonra ikisi de kalktıklarında Vehb b. Mü nebbih Hasan el-Basrî’ye cinnînin durumunu, Hasan el Basri’den rivayette bulunanların nasıl kabul gördüğünü anlattı. Bunun üzerine Hasan el-Basrî (ra) Vehb’e şöyle dedi: Bunu kimseye söylemeyeceğine dair bana yemin ver. İnsanların bunu, olduğundan farklı değerlendirmelerinden korkuyorum.
Vehb şöyle der: Aynı cini ondan sonraki her hac mevsiminde gördüm. Bana sorular sorar, ben de kendisi ne cevap verirdim. Bir keresinde tavaf sırasında karşılaş tik. Tavaf bitince Beytullah’ın bir kenarına çekildik ve ona ‘Bana elini uzat’ dedim. Elini uzattığında kedi patisi gibi olduğunu gördüm. Tüyle kaplıydı. Sonra elimi omzuna doğru uzatınca omzundaki kanat yerini fark ettim. Bir süre konuştuktan sonra bana şöyle dedi: Ey Ebu Abdullah, sen de bana elini uzat. Allah’a yemin ederim ki elimi öyle bir sıktı ki neredeyse bağıracaktım. Bunun üzerine güldü.
Vehb şöyle demiştir: O cini her hac mevsiminde görmeye başladım. Sonra bir yıl görmedim. Öldüğünü ya da öldürüldüğünü düşündüm. Ravi der ki: Vehb cine şunu sormuştu: Size göre cihadın en üstünü hangisidir? Cin şöyle cevap verdi: Birbirimizle ettiğimiz cihat.
Ezher üniversitesinin tanınmış tefsir hocalarından merhum Prof. Dr. Mustafa el-Hadîdî şöyle demişti: Şeyh Abdülvehhab Şa’rânî’nin (Ö. H. 973) bir kitabi vardır. H. 955 yılında telif ettiği bu kitabın adı Keşfu’l-hicab
BENZER KONULAR:
Cevapla